Güney Kıbrıs’ın, AB Daimi Temsilciler Komitesi’nin (Coreper) 17 Aralık tarihinde Türkiye için yayınlayacağı sonuç bildirgesinde, sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” egemenlik haklarına saygı göstermesi gerektiğine dair net ifade yer alması için çaba sarf ettiği bildirildi.

Fileleftheros gazetesi “Egemenlik Konusunda AB’de De Uzlaşmazlık” başlığı altında verdiği haberinde, Türkiye’nin “Barbaros Hayrettin Paşa” gemisiyle araştırmalar yaparak Güney Kıbrıs’ın “karasularına ilişkin egemenlik haklarını ihlal etmesine cevap niteliği taşıması amacıyla” Coreper toplantısı sonuç bildirgesinde, Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın egemenlik haklarına saygılı olması konusunda net ifade elde etmeye çalıştığını yazdı.

Gazete, Güney Kıbrıs’ın bu talebine, “ortak açıklama için Kıbrıs’ta sarf edilen çabalarda ciddi sorunlara yol açabileceği ve bu konunun müzakerelerdeki en büyük sorunu teşkil ettiği” gerekçesiyle İngiltere’nin ise karşı çıktığını iddia etti.

Gazete ayrıca, Coreper’de mücadelenin sürdüğü diğer bir unsurun Türkiye’nin bazı AB müzakere başlıklarının açılmasının rapora eklenmesi konusu olduğunu, İngiltere’nin güdümünde hareket eden İsveç’in, 20’den fazla ülkenin de desteğini alarak, “Adalet, Özgürlük, Güvenlik” ve “Adalet Dağılımı ve Temel Haklar” başlıklarının açılması unsurunun rapora eklenmesi için çaba sarf ettiğini de öne sürdü.

Haberde ayrıca, rapor taslağında Türkiye’nin tüm AB üyesi devletlerle mültecilerin geri kabulü anlaşmasını imzalaması gerektiği ifadesini de yer aldığı vurgulandı.

KIBRIS SORUNU AKPM’DE DE GÜNDEMDE

Öte yandan gazete bir diğer haberinde, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) raportörü Joachim Hoerster’in Kıbrıs sorununa ilişkin bir bilgilendirme raporunu AKPM’ye sunduğunu yazdı.

Habere göre Hoerster raporunda “son raporunun AKPM tarafından kabul edildiği 2008 yılından buyana meydana gelen gelişmelere kısaca değinerek” eski Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas ile 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat arasında gerçekleştirilen müzakerelerde “önemli ilerleme sağlanacağı umutlarına karşın nihayetinde sonuca ulaşılamadığını” iddia ediyor.

Raporunda, “müzakere sürecinin, Kıbrıs Türk toplumu lideri Sayın Eroğlu’nun, AB Konseyi Başkanlığının 2012 yılının ikinci yarısında Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından devralınmış olmasına tepki göstererek müzakere masasından çekilmesiyle son bulduğunu” iddia eden Hoerster, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in “müzakerelerin başlaması sürecinin iki tarafın doğru hazırlanmasına ve müzakerelerin BM Güvenlik Konseyi kararları temelinde olacağı taahhütlerine dayanması gerektiğini söylediğini” de aktardı.

Tak