Yıllardır eğitimin devlet politikası haline getirilmemesi nedeniyle iktidara gelen partilerin aldığı kararlar ve ortaya koyduğu projeler, bir sonraki iktidar döneminde ya değiştirildi ya da kolayca bozuldu.

Deniz ABİDİN

Yıllardır ülkede eğitim alanında bir partinin iktidara gelerek uygulamaya koymaya çalıştığı projeler bir sonraki iktidar döneminde bozuldu. Yıllardır CTP döneminde alınan kararlar UBP döneminde, UBP döneminde alınan kararlar ise CTP döneminde değiştirilerek neredeyse eğitim yap-boz tahtasına döndü.

Özellikle CTP’nin 2003-2008 yılları arasında iktidarda olduğu dönemde eğitim alanında birçok proje için adım atılırken, sürekliliğinin olmamasından dolayı hiçbiri kalıcı olamadı ve icraatların birçoğu sonrasında gelen UBP hükümeti tarafından kolayca bozuldu.

CTP döneminde eğitim alanında sürekliliği olmayan ve iktidara gelen UBP tarafından bozulan icraatlardan bazı başlıklar: 

Tarih kitapları değiştirildi, ancak yeterli yasal düzenleme yapılmadığı için gelen Eroğlu hükümeti eski sisteme kolayca döndü.

Öğretmen Sınav Tüzüğü adı altında hazırlanan tüzüğe Öğretmen Akademisi de dahil edildi.

Öğretmenlerin müdür muavini ve denetmen olmalarıyla ilgili kriterler istismara açık oldu. 

Kolej sınavları kaldırılırken alternatif uygulama şansı yaratılamadı, sistem işlemedi. 

OGEM Projesi adı altında tam gün uygulama sadece turizm okullarında uygulandı, geneli için adım atılamadı. 

Kalyoncu Hükümeti Döneminde Türkiye ile imzalanan protokoller çerçevesinde tasarruf adı altında öğretmen alımı yapılmadı, kadrolarda sıkıntı yaşandı. 

Çalışma izinlerinin düzenlenememesinden dolayı eğitimde planlama yapılamadı, okullarda yığılmalar oldu, sınıflar kalabalıklaştı. 

KTOEÖS Başkanı Eylem: 

“Eğitim hükümet politikası değil, devlet politikası olmalı”

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, eğitimin devlet politikası haline gelmesi gerektiğinin altını çizerek, yap-boz tahtasına dönüşmesini engellemenin tek yolunun bu olduğunu söyledi. 

Eylem, her gelen hükümetin kendi kararları doğrultusunda kısa vadeli bir takım değişiklikler yapmak yerine en az beş yıllık bir planlama yapılması gerektiğini belirtti. 

Eylem, eğitimin hükümet politikası değil, devlet politikası haline gelmesi gerek-

tiğine vurgu yaparak, devlet politikası olmadığı için 

eğitim alanında alınan 

kararların etkili olamadığını söyledi. 

“Eğitimde nüfus politikası belirlenmeli”

Eylem, “Biri kolej sınavını kaldırdı. Başka bir hükümet başa gelir gelmez kolej sınavlarını geri getirdi. Ülkede sık sık bakan değişiyor, hükümet değişiyor. Bunlar düşünüldüğünde eğitim politikasının devlet politikası olması şarttır” diye konuştu. 

Eylem, eğitimde ilk önce nüfus politikasının belirlenmesinin önemli olduğuna dikkat çekerek, eğitimde bir planlama yapabilmek için ülkedeki nüfusun belirlenmesi gerektiğini söyledi. 

Eylem, “Hazirandaki öğrenci sayısı ile Eylüldeki öğrenci sayısı arasında fark vardır” diyerek, bugün okul ve öğretmen ihtiyacının doğmasının temel nedeninin bu olduğunu kaydetti. 

Eylem, genel anlamda eğitimdeki olumsuzlukların şurada da belirlendiğini belirterek, şurada ortaya konan eksikliklerin hayata geçirilmesi durumunda iyi bir eğitim sisteminin yaratılacağını vurguladı.

KTÖS Genel Sekreteri Elcil:

“CTP döneminde öğretmen alımları kısıtlandı”

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil ise, CTP’nin iktidarda olduğu dönemlerde eğitim alanında yanlıştır denilecek icraatın olmadığını, ancak eksik ve tamamlanmamış icraatın olduğunu söyledi. Elcil, öğretmen sınav tüzüğünün hazırlandığına dikkat çekerek, olumlu bir gelişme olmakla birlikte Öğretmen Akademisine de bu sorumluluğun getirilmesinin doğru olmadığını kaydetti. Elcil, Kolej Giriş Sınavlarının CTP döneminde kaldırıldığını, ancak yerine alternatif başka bir uygulamanın gelmediğini belirtti. Elcil, CTP döneminde yapılan icraatların doğru olduğunu, ancak sürdürülebilir olamadığından dolayı gelen hükümet tarafından kolayca bozulduğunu ifade etti. Elcil, son CTP’nin iktidarda olduğu Kalyoncu Hükümeti döneminde, öğretmen alımlarının kısıldığına vurgu yaparak, bunun tasarruf adı altında ve Türkiye ile imzalanan protokoller çerçevesinde yapıldığını söyledi. 

“Sınıflar kalabalıklaştı, okullarda yığılma oldu”

CTP döneminde de şimdi olduğu gibi gelen nüfusla ilgili tedbir alınmadığını belirten Elcil, “Çoluk çocuğunu alan çalışma izniyle ülkeye geliyor. Bu konularda düzenleme yapılmadığından eğitimde ciddi anlamda düzenleme yapamadık. Bu sorunun üzerine gidilmelidir. Adaya çalışma izniyle gelenlerin ailesini getirmesi durumunda işverenine vergi konulması gerekmektedir. Bu yapılmadığından eğitim de etkilenmekte, sınıflar kalabalıklaşmakta, okullarda yığılma söz konusu oldu. Böylece gelen ihtiyaç karşılanamadı” diye konuştu. 

Eğitim Uzmanı Sarpten:“UBP alınan kararların hepsini değiştirdi”

Eğitim Uzmanı Salih Sarpten de, 2003-2008 yılları arasında CTP iktidarda olduğu dönemde, Kıbrıs Türk eğitim sisteminde 83 adet ders kitabı yazıldığını, tarih kitaplarındaki şoven ve militarist unsurların temizlendiğini söyledi. Yine aynı dönemde 1960 yılından beri olmayan Milli Eğitim Denetleme Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu Yasasının oluşturulmasıyla 60  denetmen münhali ilanı çıkıldığı ifade edildi. 

Sarpten, CTP döneminde olumlu adımlar atılmakla birlikte, daha sonra iktidara gelen UBP’nin alınan bu kararları değiştirdiğini söyledi. 

“UBP kararlarını hep siyasi kaygılarla aldı”

Sarpten, bunun eğitime bakış açısıyla ilgili olduğunu belirterek, şöyle devam etti, “Milli Eğitim Bakanlığının başındaki Milli kelimesinin aslında eğitim bakanlığının ulusal değerlere ya da milliyetçi değerlere bağlı bir bakanlık olmasını değil, toplumun tüm kesimini yansıtmasını ve politikaların bu anlamda hayata geçirilmesi için konulmuş bir kavramdır. O nedenle UBP-DP hükümeti döneminde bu kavram unutuldu. Eğitim ilkeleri yerine tamamen siyasi kaygılarla alınmış bir karardır. Bu uygulamaları ters düz edecek yeni kararlara imza atıldı” Sarpten, UBP-DP hükümet döneminin temelinde vizyonsuzluk, programsızlık olduğunu ifade etti. 

Yeni Bakış