1. HABERLER

  2. EKONOMİ

  3. “EKONOMIK BÜYÜMEYI HIZLANDIRACAKSINIZ”
“EKONOMIK BÜYÜMEYI HIZLANDIRACAKSINIZ”

“EKONOMIK BÜYÜMEYI HIZLANDIRACAKSINIZ”

Derviş Kemal Deniz, KKTC hükümetinin döviz karşısında sürekli değer kaybeden Türk Lirasının kontrolünü elinde tutamaması nedeniyle, bu duruma mudahale edemediğini belirterek, buna karşın, sıkıntının altından kalkmanın birtakım yollarım olduğunu belirtti.

A+A-

 

Deniz: Türkiye’nin ekonomik durum, çevredeki politik olaylar ve uluslararası konjektör dövizin yükselişini etkilemektedir. Bu noktada önemli olan ve halkı en çok ilgilendiren dövizin yükselişinin bizleri nasıl etkilediğidir. Son zamanlarda dövizin sanki durdurulamazmış gibi yükselmesi bir panik havası yaratmaktadır

“Türk Lirasının dövizin yükselişi ile değer kaybını önlemek için yapabileceğimiz fazla bir şey yok. TL’ye müdahale edemeyiz. Başka bir para birimi yaklaşımı bana göre çözüm değildir. Biz bugün Euro veya Sterlin kullanımına bile geçsek, o para birimlerini de kontrol edemeyiz.  Bu nedenle çıkacak herhangi bir sorunda yine biz etkileneceğiz”

“Dövizin kuru artığında, Türk Lirası değer kaybettiğinde veya enflasyon çıktığında, İş adamı, sabit gelirli ve özel sektörde çalışan kişiler para kaybeder. Örneğin İş adamı ithal ettiği malı ülkedeki talep düşerse sıkıntı yaşar ve karlılığı düşer. Bu nedenle hükümetin ülkenin ekonomik büyüme hızını enflasyonun üzerine çıkarması şarttır”

“Bizim büyüme hızını ve insanların kişi başına düşen gelirinin artırılması, yani gelirin daha adil bir şekilde dağıtılması gibi ciddi sorunlarımız var. Bununla birlikte bir de döviz sorunumuzun olması, olayın sadece bir bölümüdür. Kısacası toplum olarak bizim döviz dışında da ciddi ekonomik büyüme yaratmamız gerekiyor” şeklinde konuştu

Eniz ORAKCIOĞLU

Ekonomist Derviş Kemal Deniz, KKTC hükümetinin döviz karşısında sürekli değer kaybeden Türk Lirasını kontrolünün elinde olmaması nedeniyle, bu duruma mudahale edemediğini belirterek,  “Geriye bir tek enstrüman kalır o da ekonomik büyümenin hızlandırılmasıdır” dedi.

 “Panik havası yaratılmaktadır”

Ekonomist Derviş Kemal Deniz, KKTC’de resmi para birimi olarak  Türk Lirasının kullanılması nedeniyle, kur oynamalarından etkilenildiğini belirterek, “Türkiye’nin ekonomik durum, çevredeki politik olaylar ve uluslararası konjektör dövizin yükselişini etkilemektedir. Bu noktada önemli olan ve halkı en çok ilgilendiren dövizin yükselişinin bizleri nasıl etkilediğidir. Son zamanlarda dövizin sanki durdurulamazmış gibi yükselmesi bir panik havası yaratmaktadır” şeklinde konuştu.

“Dövizin yükselmesi enflasyona katkı yapıyor”

Dövizin yükselmesinin genel anlamda akla döviz bazında borçlanmayı ve döviz bazında kira ödemeyi getirdiğini anlatan Deniz, “Ama bir diğer etki ise, girdilerin birçoğunun döviz olması nedeniyle otomatik olarak enflasyona katkı yapmasıdır. KKTC gibi birçok ürününü yurtdışından ve döviz üzerinden ithal eden bir ülke, dövizin yükselmesinden büyük ölçüde etkilenir. Ve bu ithal maddelerinin başında da petrol, yani akaryakıt gelmektedir. Dolayısıyla maliyetler artar ve bu da vatandaşa zam olarak yansır. Bütün bunlara bakıldığında, direk dövizle ilgili fiyatlananlar hayatımızı etkilemektedir, diğer taraftan ise, dövizden dolayı fiyatlananlar enflasyona neden olmaktadır” dedi.

 “Halk kıskaç içinde kalıyor”

Derviş Kemal Deniz, sözlerine şu şekilde devam etti; “Ülkemizde son zamanlarda döviz artışı nedeni ile ne yapabileceğimiz konuşuluyor ama enflasyonun yükselmesi ile ilgili neler yapılabileceği konuşulmuyor. Öte yandan sadece döviz değil, Türk Lirası bazında harcadıklarımızın da büyük oranda arttığı ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle sadece döviz üzerine endekslenmek doğru değildir, bunun yanında enflasyonla da mücadele edebilmek lazımdır. Son zamanlarda oluşan manzaraya bakıldığında

bir tarafta dövizin yükselişi, diğer tarafta enflasyondaki artış, halkın kıskaç içinde kalmasına sebep oluyor.”

“Para birimini değiştirmek çare değildir”

Başbakanın dövizin yükselişi ile ilgili söylemlerini doğru saptamalar olarak değerlendiren Deniz, “Türk Lirasının dövizin yükselişi ile değer kaybını önlemek için yapabileceğimiz fazla bir şey yok. TL’ye müdahale edemeyiz. Öte yandan bazı kesimler tarafından sürekli dile getirilen başka bir para birimi yaklaşımı bana göre çözüm değildir. Biz bugün Euro veya Sterlin kullanımına bile geçsek, o para birimlerini de kontrol edemeyiz.  Bu nedenle çıkacak herhangi bir sorunda yine biz etkileneceğiz” diye konuştu.

“Karar vatandaşındır”

KKTC olarak, Liberal Ekonomik bir yapıya sahip olunduğunu hatırlatan Deniz, “İnsanlar bu nedenle para ile ilgili istedikleri kararı verebilmektedir. Eğer bugün Türk Lirasını daha güvenli buluyorsanız borçlanmanızı, kiranızı anlaşır Türk Lirası üzerinden ödersiniz ve mümkün olduğu kadar dövizden kaçarsınız. Bunun için bütün imkânlar da mevcuttur. Öte yandan, karşınızdaki muhatap ille ki döviz isterse de borcu almama veya o evi kiralamam hakkına sahipsiniz. Eğer vatandaş borcunu ve kirasını döviz ödüyorsa o tamamen kendi tercihleriidir” dedi.

“Zarar edebilirsiniz”

Deniz, sözlerine şu şekilde devam etti; “İnsanların dövizle ilgili mücadelelerinin liberal ekonomik yapıda kendi kararları ile birlikte zarar veya kar etmesi olağandır. Nasıl ki bir arazi satın alınır veya herhangi bir iş kurar ve risk alır ve zarar edersiniz, dövizle borçlanmak veya kira ödemek de sizin tercihinizdir ve bu doğrultuda zarar edebilirsiniz.”

“Ekonomik büyüme hızlandırılmalı”

Hükümet politikalarında ise dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta olduğunu vurgulayan Deniz, “Dövizin kuru artığında, Türk Lirası değer kaybettiğinde veya enflasyon çıktığında, İş adamı, sabit gelirli ve özel sektörde çalışan kişiler para kaybeder. Örneğin İş adamı ithal ettiği malı ülkedeki talep düşerse sıkıntı yaşar ve karlılığı düşer. Bu nedenle hükümet ülkenin ekonomik büyüme hızını enflasyonun üzerine çıkarması şarttır. Biz enflasyonu çeşitli sebeplerden dolayı düşüremiyoruz, dövizi ve Türk lirasını kontrol edemediğimizden dolayı düşüremiyorsak, geriye bir tek enstrüman kalır o da ekonomik büyümenin hızlandırılmasıdır. Bu da öyle bir şekilde yapılmalıdır ki alttan yukarıya doğru insanların kişi başına düşen gelir düzeyleri de artırılmalıdır.  Gelir düzeyi öyle bir artırılmalıdır ki, vatandaşlar enflasyonla, döviz artışıyla mücadele edebilsin, karını yapsın ve ileriye gidebilsin ” dedi.

“Maaş artışları enflasyonun altında kalmaktadır”

Deniz, sözlerine şu şekilde devam etti; “Geçmişte enflasyonun yüzde 10 olduğu dönemde ekonomik büyüme yüzde 12 olmuş, yine enflasyonun yüzde 5 olduğu dönemde, büyüme yüzde 10 olarak gerçekleşmiştir. Bunların örnekleri geçmiş yıllarda vardır. Ama enflasyonun yüzde 12 olduğu bu dönemde, ekonomik büyüme yüzde 5 derseniz, bu ülkede ciddi sorunlar var demektir. Son 4-5 yıldır ülkemizdeki, enflasyon oranları ile büyüme hızları tam ters oranda gitmektedir. Enflasyon yüzde 10’larda, büyüme ise yüzde 5’lerde gitmektedir. Diğer taraftan insanların maaş artışları enflasyonun altında kalmakta ve harcama güçleri zayıflamaktadır. Harcama gücü de azaldığından dolayı, bu sefer de özel sektör sıkıntı çekmektedir. Bütün bu sıkıntılara birde döviz yükselişi eklenince insanlar iyice paniğe kapılmaktadır. O bakımdan büyüme hızından bahsediyorum, bu da, ekonomide doğru yerlere yatırımların yapılması, istihdamların sağlanması, dışa açılmanın hızlanması ve dıştan sermaye gelmesi ile mümkün olabilir.”

 “Günü birlik çözümler yetmez”

Ülkede dövizle ilgili bir mücadele başlatılacaksa, bunun günü birlik olmaması gerektiğine dikkat çeken Deniz, “Bugün bizlerin büyüme hızını ve insanların kişi başına düşen gelirinin artırılması, yani gelirin daha adil bir şekilde dağıtılması gibi ciddi sorunlarımız vardır. Bununla birlikte birde döviz sorunumuzun olması, olayın sadece bir bölümüdür. Kısacası toplum olarak bizim döviz dışında da ciddi ekonomik büyüme yaratmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Yeni Bakış

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.