1. HABERLER

  2. SAĞLIK

  3. "ENSESİ KALIN" KİŞİLER UYKU APNESİNDE DAHA RİSKLİ
"ENSESİ KALIN" KİŞİLER UYKU APNESİNDE DAHA RİSKLİ

"ENSESİ KALIN" KİŞİLER UYKU APNESİNDE DAHA RİSKLİ

"Ensesi kalın" kişiler uyku apnesinde daha riskli

A+A-

Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs  Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Çiftçi, uyku apnesi olan  hastaların çoğunun obez olduğuna dikkati çekerek, "Ensesi kalın olarak tabir  edebileceğimiz bu kişilerde hastalığın görülme riski daha fazladır." dedi. 
 
Çiftçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uykunun, insanın zihinsel ve  bedensel sağlığını yenileyebilmesi için gerekli aktif bir dönem olduğunu, uyku  apnesi sendromunun da horlama, uykuda tekrarlayan nefes durmaları ve buna bağlı  olarak gelişen oksijen düşüklüğü ve gündüz uyku haliyle karakterize sık görülen  bir hastalık olarak ortaya çıktığını söyledi.
 
Bilinen 85 uyku hastalığından birinin uyku apnesi olduğunu ve her 100  kişiden 4'ünde bu hastalığın bulunduğunun tahmin edildiğini anlatan Çiftçi,  "Horlama, uyku apnesi olan hastaları doktora getiren en önemli şikayettir.  Eşlerin nefes tıkanıklığını izlemeleri, sabah yorgun uyanma ve gündüz aşırı uyku  ihtiyacı, hastalarımızda sık rastlanan yakınmalardır. Uyku esnasında boyunda ve  ensede terleme pek çok hastada rastlanan şikayetlerdendir. Hastaya, uyku apnesi  tanısı, uyku testi yapılarak konur. Uyku testi bir gece boyunca hastanın uyku  esnasında izlenmesi ve verilerin kaydedilmesi esasına dayanır." diye konuştu.
 
"Uyku apnesi olan hastaların çoğu obez"
 
Kilo aldıkça, hastalığın gelişme ve şiddetinin ağırlaşması riskinin de  arttığını vurgulayan Çiftçi, şöyle devam etti:
 
"Solunum yolu etrafında depolanan yağ dokuları, solunum borusunun  şeklini değiştirerek daha kolay tıkanır hale getiriyor. Bu doğrultuda uyku apnesi  olan hastaların çoğunun obez olduğunu söylemek mümkündür. Çene yapısı geride,  kısa boyunlu, erkeklerde 43, kadınlarda 38 santimden daha fazla olan geniş boyun  ve üst solunum yollarında darlık bulunan kişilerde kiloların artması uykuda nefes  durmalarının ortaya çıkışını kolaylaşmaktadır. 'Ensesi kalın' olarak tabir  edebileceğimiz bu kişilerde hastalığın görülme riski daha fazladır. Uyku-apne  sendromu ortaya çıkışından sonra uykuda ortaya çıkan metabolik değişiklikler  hastaların hızla kilo almasına, kiloların artışı ise uyku-apne sendromunun  ağırlaşmasına yol açar ve bu bir süre sonra şişmanlık-uyku apne arasında kısır  döngüyü ortaya çıkarır. Bu kısır döngüden kurtulmak da hastanın günlük yaşamında  uygulayacağı tedbirlerle mümkündür."
 
Çiftçi, fazla kilolar, sigara ve alkol kullanımı, birtakım  sakinleştirici ilaçlar, yatma ve kalkma saatlerindeki belirgin farklılıklar,  kafein içeren içeceklerin uyku apnesine yol açabileceğine işaret etti.
 
Bunların dışında hastalığın hafiflemesi veya başlamaması adına uyku  hijyeninin önemine dikkati çeken Çiftçi, "Bunun için karanlık, sıcak veya soğuk  olmayan, dışarıdan ses veya ışık almayan bir yatak odası tercih edilmeli.  Uyumadan hemen önce çok ağır fiziksel ya da fikri aktiviteler yapmak da uyku  yapısını bozan şeylerdir." diye konuştu.
 
Hastalarda görülen gündüz uyku ihtiyacı hissiyle unutkanlık ve  konsantrasyon bozukluğunun günlük yaşam kalitesine olumsuz etki yaptığına değinen  Çiftçi, "Bu olumsuz etki hastaların araç sürücülük performansına da  yansımaktadır. Dolayısıyla trafikteki dikkatleri tehlikeli boyutta olabilen, uyku  apnesi hastaları, hasta olmayanlara göre yaklaşık 7 kat daha fazla trafik kazası  yapmaktadırlar." dedi.
 
Çiftçi, uyku apnesinin kişinin sosyal yaşamını da olumsuz etkilediğini  dile getirdi.
 
Hastalığın tedavisi

Hastalığın tedavisinde solunumu düzenleyen cihazların ve cerrahi  yöntemlerin kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Çiftçi, şunları kaydetti:

 
   "En önemli tedavi yöntemi PAP cihazı tedavisidir. Buruna takılan bir  maske aracılığıyla üst solunum yoluna hava üfleyen bir makineyle uygulanan  tedavidir. Hastaların tedaviyi kabul etmesinde başlangıçta bir zorluk yaşansa da  hastaların çoğu cihazı kullandıkça severler. Cerrahi uygulamalar ve diş  hekimlerinin hazırladığı ağız içi aparatlar da bazı hastaların tedavisi amacıyla  uygulanmaktadır."

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.