İşte Erdoğan'ın sözlerinden satır başları;

Ben bu olayla ilgili olarak aşırı uç organizasyonların yaptıkları eyleme katılmak durumunda olanlar var.

Olay Gezi Parkı olayı değil. Dün Gezi Parkı'yla ilgili olarak dün ifade ettim, burada İBB bir yaya kaldırımı genişletme çalışmalarında, 10 tane ağacı kesmiyor, söküyor ve Çağlayan'a yerleştiriliyor. 2 ağaç da o esnada hırpalanıyor.

Biz 2010'da orada ne yapacağımızı açıkladık. O günden bu yana bir ses var mı, yok.

Orada bugün bu olaylar dışarıdan ve içeriden atılan adımların sonucudur. Aklı selim vatandaşlarımın bu oyuna gelmemesi lazım.

Orada ağaçların kesilmesi söz konusu değil. Burada yapılacak olan topçı kışlasının yapılmasıdır.

Bu yöneticilerin bir milletin tarihine sahip çıkmasıdır.

CHP zihniyeti tarafından, Lütfü Kırdar'ın yıktığı kışladır bu.

Şu andaki adıyla Ceylan Otel, orası da ağaçlıktı. Ağaçlar söküldü ve otel yapıldı. Gezi Parkı'ndaki ağaç meselesi bu olayın fitilini ateşlemektir.

Vebali olanlar bunun hesabını vercektir. Orası ayrı mesele.

CHP bu işin içinde yer alarak, saf ve masum vatandaşlarımızı bu olaya çekmiştir. Kadıköy'de miting yapacağını açıklayıp, o grubu Taksim'e çekiyor.

Bu olayların içinde aktif rol oynayanlardan biri de CHP'dir. Aşırı uçlardaki gruplarla her zaman yakınlık kurmuştur.

CHP miting mi yapacak? Yapma hakkı var. Bizim İstanbul'da miting yapılacak yerlerimiz belli. Gider orada yapar, onları korumak da bizim görevimizdir.

Ama bunları yaparken kendileri için temel hak ve hürriyet olduğunu iddia edenler, benim hak ve hürriyetlerime saldırıyorsu bu ne olacak?

Bu kadar araçlar yakıldı. Allah'tan ölen olmadı. Bu araçların sahipleri sivil vatandaşlar, kamu araçları sivil vatandaşlara hizmet veriyor.

Ankara, İzmir, değişik illerde yapılan eylemlerin İstanbul'a ne alakası var?

Sandıkta AK Parti'yi mağlup edemeyenler, bu yollarla bırakma gayretinde.

Süreç yakın. 10 ay sonra sandık geliyor. Bu sandıkta gereken cevabı milletim verecek. Biz eğer antidemokratik uygulama yapıyorsak, milletim bizi alaşağı eder.

Ama milletim onlara da gerekli cevabı en güzel şekilde verir.

Sakin olun, rahat olun. Bütün bunların hepsi aşılır, geçilir. Bunlar yeni değil. Geçmişte bunları deneyenler oldu, onlar da netice alamadı.

Cumhuriyet mitinglerinde de çağrılar yapıldı. Bir netice alamadılar.

Aylarca önceden planlanmış ziyaret ve seyahatler yapıyoruz. Bunlar aciz çıkıp diyorlar ki "Ne zaman böyle olaylar olsa Başbakan yurt dışına gidiyor."

Bize itidal tavsiye edenler, önce kendileri itidal çizgisine gelsinler. Biz Türkiye olarak gayet mutedil davranıyoruz. Bugün benim 160'a yakın polisim yaralanmıştır. Saldırganlar ve sivil vatandaşlar içinde de 60'a yakın yaralı var. Polisin içinde bu kadar yaralı olmasının nedeni polisin mutedil davranmasıır.

Kimileri diyor ki "Polis çekilsin" Polis Başbakanlık Ofisi'ni korumayacak mı? Ondan sonra bu saldırganlar Başbakanlık Ofisi'ni mi işgal etsin? Kusura bakmasınlar, biz dik dururuz ama dikleşmeyiz.

Bu ülkede bir çok şey oldu. Astılar, zehirlediler, ama bu ülkede biz bu ülkenin imkanlarını sahipleneceğiz ve geleceğe yürüyeceğiz.

Tencere, tava hep aynı hava.

Arap Baharı'nın olduğu ülkelerde çok partili sistem, her isteyenin parti kurduğu bir ortam var mıydı? Bunlar bu ülkeleri bile doğru dürüst tanımıyorlar. Mısır'da yıllar yılı insanlar güdümlü olarak sandığa gönderilmiştir. Bir seçimin aylarca sürdüğünü düşünebiliyor musunuz? Bu nedir Türkiye'de parlamenter demokrasi oturmuştur.

Burada AK Parti gibi milletin rotasını çizdiği bir siyasi parti kurulduktan 16 ay sonra iktidara gelmiştir. Sonra da 5 tane yerel ve genel seçimden başarılı çıkmıştır.

Türkiye'de Türk baharından bahsedenler, doğru biz şu anda bahar mevsimini yaşıyoruz. Ama bunu kışa döndürmek isteyenler de başarıya ulaşamayacaklar.

Kaynak: DHA