1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. EROĞLU: “1 AĞUSTOS TARİHİNİN AYRI BİR SİMGESEL YERİ VE ÖNEMİ VAR”
EROĞLU: “1 AĞUSTOS TARİHİNİN AYRI BİR SİMGESEL YERİ VE ÖNEMİ VAR”

EROĞLU: “1 AĞUSTOS TARİHİNİN AYRI BİR SİMGESEL YERİ VE ÖNEMİ VAR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının adadaki varoluş ve özgürlük mücadelesi açısından 1 Ağustos tarihinin ayrı bir simgesel yeri ve önemi olduğunu söyledi.

A+A-

CUMHURBAŞKANI EROĞLU: “1 AĞUSTOS TARİHİNİN AYRI BİR SİMGESEL YERİ VE ÖNEMİ VAR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının adadaki varoluş ve özgürlük mücadelesi açısından 1 Ağustos tarihinin ayrı bir simgesel yeri ve önemi olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs’ın Türkler tarafından fethinin 442’nci, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kuruluşunun 55’nci ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın kuruluşunun 37’nci yıldönümü nedeniyle mesaj yayınladı.

Kıbrıs’ın fethinin 1 Ağustos 1571 tarihinde tamamlandığını kaydeden Eroğlu, Rum-Yunan ikilisinin adayı Yunan yapma kararlılığı karşısına cesurca çıkan Türk Mukavemet Teşkilatı’nın 1 Ağustos 1958’de kurulduğunu dile getirdi. Eroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte adadaki özgür ve egemen yaşantının güvencesi olan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın 1 Ağustos 1976’da oluşturulduğunu belirtti.

Eroğlu, “Kıbrıs’ta, kendi devlet çatısı altında yaşamak, özgürlük ve egemenliğini korumak isteyen her Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı ile Kıbrıs Milli Davası’nın savunulmasının taşıdığı önemin bilincinde olan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bu üç yıldönümünün tarihsel değerini iyi kavraması gerekir” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun mesajı şu şekilde devam etti:

“Türk Mukavemet Teşkilatı, Anavatan Türkiye’nin bilgisi ve ilgisi dahilinde kurulmasaydı, Rum-Yunan ikilisi Enosis emellerine ulaşırdı.

Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığımızın kurulması ise 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın en güzel sonuçlarından biridir. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı olmasaydı şu anda Güney Kıbrıs’ı kontrolü altında tutan Helen Cumhuriyeti adanın tümüne hakim olurdu.

Daima vurguladığım üzere üniversitelerimiz, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığımız, medyamız, özellikle de devlet televizyonumuz bu gerçeklerin ortaya konulması için çabalarını artırmalıdır. Gelecek için gençlerimizi bilinçlendirmeliyiz.

Bizim hiç bir halkın toprağında, egemenliğinde devletinde gözümüz yoktur. Birine karşı düşmanlık beslemiyoruz ama karşımızdakilerin aynı tutum içinde olduğunu söylemek çok da mümkün değildir. Dolayısı ile yarınlarımız için dünü iyi bilmek zorundayız.

Kıbrıs konusu artık bir sonuca bağlanmalıdır. Bu Ada hem Kıbrıs Türk Halkı hem de Kıbrıs Rum Halkı için çatışma değil, ortak siyasi, ekonomik ve sosyal çıkarlar için işbirliği alanı olmalıdır.

Biz bu bilinç ve kararlılıkla Ekim ayında devam edecek müzakereler için hazırız. Ama artık oyalama taktikleri ile karşılaşmak istemiyoruz. Sonuç alıcı, zaman sınırlamalı görüşmelerle en kısa zamanda neticeye varmalıyız. Halkımızın genelinin arzusu budur. Sabrımız taşmıştır. Kimsenin bizleri daha fazla ambargo ve izolasyon altında tutma hakkı yoktur. Kimseden hakkımız olmayan bir şeyi istemiyoruz.

Umarız, Rum komşularımız bizim, 1571’den bu yana adada misafir olarak bulunan bir insan topluluğu olmadığımızı, en az kendileri kadar bu adada hakkımız olduğunu kavrarlar ve süratle bir sonuca ulaşırız.

Yanlış hesap mutlaka şaşar. Kimse bizi 1974 öncesine döndürebileceği hayaline kapılmasın. Ecdadımızın bize sağladığı tarihsel miras olan devletimizden, egemenliğimizden, özgürlüğümüzden, güvenliğimizden vazgeçmeyiz.

Bu duygu ve düşüncelerle, Kıbrıs’ın fethi ile özgürlük mücadelemizde şehit düşen tüm mukavemetçi, Mücahit ve Mehmetçiklere, milli davaya katkı koyup şimdi aramızda olmayan herkese Allah’tan rahmet diler, halkımızın, 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramını candan kutlarım.”

TAK

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.