1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. EROĞLU: “BİZ DE KIBRIS’IN SAHİBİYİZ”
EROĞLU: “BİZ DE KIBRIS’IN SAHİBİYİZ”

EROĞLU: “BİZ DE KIBRIS’IN SAHİBİYİZ”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün bir çözüm sonrasında da devam edeceğini vurguladı.

A+A-

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün bir çözüm sonrasında da devam edeceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Yunanistan’da yayımlanan yüksek tirajlı ve siyasi içerikli “Crash” isimli derginin Kıbrıs sorununa ilişkin sorularını yanıtladı.

“Türk ordusu Kıbrıs’ta kalacak” başlığıyla haberi veren dergi, Eroğlu’nun, “Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü bizim için müzakere edilemez” şeklindeki sözlerinin de altını çizdi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, derginin, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na yönelttiği sorular ve Cumhurbaşkanı’nın verdiği cevaplar şöyle:

“ADINDAN ÇOK İÇERİĞİ ÖNEMLİ”

Soru: “Sayın Eroğlu, Kıbrıs’ta müzakerelerin başlaması sizin için ne anlama geliyor? Kıbrıs Türklerinin esas hedefi nedir? Yeni bir Anan planı mı? O plan Rumlar tarafından reddedilmişti şimdi kabul etme ihtimalleri var mı? Neden olabilir?

Cumhurbaşkanı Eroğlu:

“Müzakerelerin başlaması bir antlaşma için yola çıkmaktır. Bizim hedefimiz Kıbrıs’ta var olan gerçekler temelinde kalıcı, adil, yaşayabilir bir uzlaşmadır. Sayın Anastasiades’le benimsediğimizi açıkladığımı ortak açıklamaya göre üzerinde uzlaştığımız bir plan referanduma götürülecek.

Planın adından çok içeriği önemlidir. 2004 yılından bu yana 10 yıl geçmiştir. Yaşanan tecrübeleri bir yana itemeyiz. Kıbrıs Türk halkı Annan Planı’na evet demişti ama neticede söz verilenlerin hiç bir olmadı. Rum tarafı o plana hayır dedi ama ödüllendirildi. Rum tarafı Annan Planı’na hayır dedi diye bu kez ortaya çıkacak Plan’ın Türk tarafından ek bazı tavizler içermesi gerektiğini savunmak sağlıklı bir düşünce değildir.

Unutulmasın ki ben de Annan Planı’na Kıbrıs Türk Halkı’na yarardan çok zarar vereceği, bir antlaşma ortamı değil çatışma ortamı yaratacağı, taraflardan biri hayır derse Kıbrıs Türk Halkı’nın geleceğinin ne olacağını belirsiz bıraktığı için hayır dedim ve Kıbrıs Türk Halkı önce benim başında olduğum partiyi 2009 yılında tek başına iktidara getirdi ardından da 2010 yılında Cumhurbaşkanı seçti.

Dolayısı ile konulara tek taraflı değil farklı bakış açıları ve kendinizi karşı tarafın  da yerine koyarak bakmakta fayda var. Maalesef Rum komşularımız 1960’taki ortaklık devletini kurduğumuzdan  bu yana konuları hep kendi çıkarları ve bakış açıları ile değerlendiriyor, bir türlü bizim de Kıbrıs’ın sahibi olduğumuzu kabul etmek istemiyor.”

Soru: “Sayın Eroğlu, müzakerelere başlıyor olmanızın sebebi nedir? Yıllardır uluslararası toplum tarafından tanınmayan bir devlet statüsünün tanınması mı? AB’ye üyelik mi?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu:

“Aslında Müzakereler başlamıyor. Müzakerelere devam ediliyor. Biz 2010 yılından 2012 yılının ortasına kadar Sayın Hristofyas’la görüştük. Bir çok konuyu ele aldık ama sonra Sayın Hristofyas kendisinin aday olmayacağını ileri sürerek görüşmelere ara verilmesini istedi. Sayın Anastasiades’in 2013 yılı Şubat ayında Rum Yönetimi Başkanlığı’na seçilmesinden sonar kaldığımız yerden devam etmemiz gerekiyordu ama olmadı. Zaman kaybettik. Geriye dönmek istemiyorum ama yazık oldu.”

“SAĞDUYUSUNA GÜVENMEK İSTİYORUM”

Soru: “Νikos Anastasiadis ile diyaloğunuz nasıl? Ümitli misiniz? Anan planına hayır diyen Τasos Papadopulos ile Anastasiadis’in farkı nedir?”
Cumhurbaşkanı Eroğlu:

“Sayın Anastasiades’le kişisel diyalog sorunumuz yok. İyi konuştuğumuzu söyleyebilirim. Ancak unutmayınız ki o Rum Yönetimi Başkanı, bense KKTC Cumhurbaşkanıyım ve ikimizin de ayrı ayrı sorumlulukları var. O kendi halkının ben de kendi halkımın çıkarlarını ve haklarını savunmak durumundayız. Önemli olan liderlik gösterip ortak faydalardan, çıkarlardan yola çıkmak suretiyle bir antlaşma yapabilmek.

Bunun olup olamayacağını, Sayın Anastasiades’le bunu başarıp başaramayacağımızı söylemek için daha erkendir. Ben Sayın Anastasiades’in sağduyusuna güvenmek istiyorum”.

“ORTAK AÇIKLAMA BİR ENSTRÜMANDIR İNANCINDAYIM”

Soru: “Müzakerelere otururken aklınızda bulunan Kıbrıs sorununun ideal çözümü nedir?  Gerçekçi çözüm size göre nedir?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu:

“Bizim için ideal çözüm başka, her halde Rum komşularımız başkadır. Burada önemli olan idealden çok kalıcı, yaşayabilir, yeni sorunlar yaratmayacak, Kıbrıs’taki iki halkı yeni bir çatışma ortamına sürüklemeyecek bir uzlaşıdır. Biz buna gerçekçi çözüm diyoruz. Gerçekçi çözüm, Kıbrıs’ta iki halk olduğunu, kabullenmek, bunların siyasi eşitliğine dayalı, iki kesimli, yeni bir ortaklık Devleti’nin kurulması gerektiği, garantilerin devam edeceğinin idraki içinde olmaktır. Ortak açıklama bu yönde bizler için iyi bir enstrümandır inancındayım”.

Soru: “Yunanistan’da ve tabii Kıbrıs’ta merak edilen en önemli konulardan biri de Türkiye’nin adadaki askeri varlığı. Bildiğiniz gibi “işgal güçleri” olarak değerlendirilmekteler. Kıbrıslı Rumlarla uzlaşma sağlanırsa,  Türk askerinin adadaki varlığının tamamen yok olması ihtimali sizce var mı?”
Cumhurbaşkanı Eroğlu:

“Kıbrıs’taki Türk askeri işgalci değildir. Türk askeri, 1974 15 Temmuz’unda gerçekleştirilen Enosis amaçlı Yunan darbesi sonrasında Kıbrıs Türk Halkı’nın talebi üzerine, Kıbrıs Türkü’nü öldürülmekten kurtarmak, Kıbrıs’ın Yunan egemenliğine girmesini engellemek için Garanti Antlaşması uyarınca Kıbrıs’tadır. KKTC Meclisi’nin tüm partilerin katılımı ile 2010 yılında aldığı son kararda da belirtildiği üzere Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamı bizler içim olmazsa olmazdır.”

“HİDROKARBON YATAKLARI İLE İLGİLİ TUTUMUMUZ NETTİR”

Soru: “Bazı siyasi analizlere göre adada iki tarafın da müzakere masasına oturmasının esas sebeplerinden biri de Akdeniz’deki doğal kaynaklar. Bu görüşe katılır mısınız? Çözüme ulaşılırsa bu doğal kaynaklar nasıl paylaşılabilir?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu:

“Görüşmelerin devamı için Rumlar açısından çeşitli etkenler var olabilir, ancak bizim için böyle bir durum söz konusu değil, çünkü biz zaten masadaydık ve masadayız.

Bizim Kıbrıs adasının hidrokarbon yatakları ile ilgili tutumumuz nettir. Anavatan Türkiye ile imzaladığımız antlaşmalar ve Rum tarafına yaptığımız öneri var.

Rum komşularımız eğer gaz bizim tarafımızdadır, o taraf sizin, bu taraf bizim diyorsa Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu’nun da dediği gibi o zaman bir ortaklık devletini değil başka şeyleri konuşmamız gerekebilir”.

Soru: “Çözüm süreci müzakerelerinin başlanacağı ortak açıklamada  “Birleşik Kıbrıs vatandaşlarının aynı zamanda Kıbrıslı Rum Kurucu Devlet ya da Kıbrıslı Türk Kurucu Devleti'nin vatandaşları olacağı  belirtiliyor» Bunun anlamı nedir?  Türkiye’de bu cümlenin Kıbrıslı Türklerin devlet statüsünün gelecekte tanınması olabileceği de belirtildi?Sizce bu büyük bir gelişme mi?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu:

“Ortak açıklamada yazılanları görüşme masasında değerlendirmemiz ve olumlu yönde kullanmamız lazım, Dolayısı ile ben, herhangi bir yorum yapmak, bu aşamada ilerisi için varsayımlarda bulunmak istemiyorum. Şimdi yapmamız gereken çözüme odaklanmaktır”.

“VATANDAŞLARIMIZA KİMSENİN SÖZ SÖYLEME HAKKI YOKTUR”

Soru: “1974 sonrası Türkiye’den adaya gelmiş ve yerleşmiş olanlar için sizin öneriniz nedir?“

Cumhurbaşkanı Eroğlu:

“KKTC vatandaşları için kimsenin bir söz söyleme hakkı yoktur. Antlaşma olana kadar vatandaşımız olanların hakları geçerli olacak ve onlar o antlaşmanın bir parçası haline gelecek. Nasıl ki biz Güney Kıbrıs’ın vatandaşları, Avustralya’nın vatandaşları için birşey söylemiyorsak bizim vatandaşlarımız hakkında da kimsenin bir söz söylememesi lazım.”

“Müzakerelerde sonuç alınamazsa ya da referandumda iki taraftan biri ya da iki taraf da reddederlerse bu sizce son fırsat mı? Sonra ne olabilir? Kıbrıs Türkleri hangi yolda ilerlerler?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu:

“Uluslararası alanda son diye bir şey yoktur ancak biz artık Kıbrıs Türk Halkı’nın mağduriyetine bir son verilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Rum Yönetimi eski Dışişleri Bakanlarından Nikos Rolandis 1948’den 2004 yılına kadar 15 anlaşma fırsatı çıktığını ve bunların nerdeyse tümünün Rumlar tarafından reddedildiğini yazdı. Haksız da değil. Ama ne oldu? Dünyadan dışlanan yine bizim tüccarımız, sanayicimiz, turizmcimiz, sporcumuz. Bu adaletsizlik, haksızlık değil de nedir?”

Soru: “Çapraz görüşmelerden ümitli misiniz? Çünkü Kıbrıs Türk tarafının müzakerecisinin Atina’ya gidiyor olması Atina’da bazı kesimler tarafından şüphe ile değerlendirilmekte.”

Cumhurbaşkanı Eroğlu:

“Ümitliyim, Bir ilk gerçekleşiyor. Benim müzakerecim, yani KKTC Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi Atina’da temaslar yapacak ve ilk kez bir Yunanistan yetkisine doğrudan düşüncelerimizi aktarma, onunla muhatap olma fırsatını bulacağız. Bu olumludur ve inşallah devamı gelir.
Niyet iyi ise sonuç da iyi olur”.

“MARAŞ BÜTÜNLÜKLÜ ÇÖZÜMÜN PARÇASIDIR”

Soru: “Maraş’ın statüsü ile ilgili bir gelişme, kısa zamanda olabilir mi? Kıbrıslı Rumların bir beklentisi bu konuda bölgenin yeniden yerleşime açılıp mal varlıklarının eski sahiplerine verilmesi yönünde. Bu Güven Arttırıcı önlemde adım atılabilir mi?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu:

“Biz ortak açıklamada yazılanlara bağlıyız. Bize göre Maraş bütünlüklü çözümün bir parçasıdır, toprak konusuna girer. Rum komşularımız farklı düşünüyorsa önerilerini masaya koyarlar, değerlendiririz”.

Soru: “Karşınızda Girneli, Maraşlı bir Kıbrıslı Rum ve Baflı bir Kıbrıslı Türk olsa. Onlara yeniden ortak bir devlet içerisinde yaşamaları için nasıl ikna edersiniz. Bu durum bir kez denendi ve çeşitli sebeplerden dolayı da sonucu başarısız oldu. Şimdi neden başarılı olabilir? Onlara ne demek istersiniz?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu:

“Yaşananlardan ders çıkarılır, iki taraf bir birinin hakkına hukukuna saygılı davranabilecek olgunluğa gelirse bir sorun çıkmayacağı inancındayım. Herkese telkinim, Kıbrıs’ta iki halk, iki idare, iki kesim olduğu gerçeğini içine sindirmesi ve bu gerçeklerden hareket edilerek bir uzlaşamaya varılırsa bunun Kıbrıs’taki iki halka, Anavatanlara ve bölgeye yarar sağlayacağına güvenmeleridir. İnşallah gelişmeler herkesin yararına olur”.

TAK

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.