“BEN DE HATA YAPMIŞ OLABİLİRİM AMA KONU DEVLETTİR”

“KATILIM ORANININ DÜŞÜK OLMASINDA SİYASİLERE TEPKİNİN PAYI VAR”

“BU SEÇİM DE DAHİL ÇOK VEFASIZLIK GÖRDÜM…”

Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu, Kıbrıs müzakerelerinin yarım kaldığını, bu sorunu bir-iki yıl içerisinde çözebileceğini kaydetti.

Eroğlu, kendisinin bulacağı bir anlaşmayı KKTC halkının nerdeyse tamamının kabul edeceğini belirterek, “En başta aday olmamın nedeni de budur” ifadesini kullandı.

Seçime katılım oranının düşük olmasında siyasilere tepkinin büyük payı olduğunu da söyleyen Eroğlu, son seçim dahil çok vefasızlık gördüğünü vurguladı.

Seçim Ofisi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre Eroğlu, bir televizyon programına katılarak soruları yanıtladı, seçim sonuçlarını değerlendirdi.

Diğer adayların kendisinden çok önce seçim kampanyasına başladığını ifade eden Derviş Eroğlu, seçime katılım oranının düşük olmasını, “siyasilere karşı bir tepki” olarak nitelendirdi.

“Bu işin şakası kalmadı” ifadesine yer veren Eroğlu, ülkenin ve halkın geleceğinin Pazar günü yapılacak seçimle son derece ilgili olduğunu belirtti.

Seçime katılım oranının az olmasını “üzücü” olarak değerlendiren Eroğlu, “Bazı kişilere ve partilere ders verme düşüncesinde olan insanları gördüm. Bu birinci tura katılımın az olmasının nedenlerinden biridir” dedi.

“BEN DE HATA YAPMIŞ OLABİLİRİM AMA KONU DEVLETTİR”

Eroğlu, şöyle devam etti:

“Bazı kişisel kırgınlıklar sandığa yansımış olabilir. Mühim olan bunu telafi etmektir. Hatalar olabilir. Ama konu devletse bir dakika derim. Kıbrıs Türk halkının geleceğidir. Hatalar bugün için bir tarafa bırakılır. Ben de geçmişte hatalar yapmış olabilirim tabii ki. Hatasız kul olmaz. Ama şu an konu devlettir”

“ELİNDEN TUTTUĞUM BAZI KİŞİLER BAŞKA ADAYI DESTEKLEDİ”

“Bir şekilde birine küsen sizi sorumlu tuttu. Sandığa da bu yansıdı. Onlara ne mesajınız var” şeklindeki soruya ise Eroğlu şu yanıtı verdi:

“Bazı şeyler vatandaşlara yanlış ağızlardan, yanlış şekilde aktarıldı. Kurultay yanlış aktarıldı. Genel seçimler yanlış aktarıldı. Hangi partinin milletvekili olacağı yanlış aktarıldı. Belediye başkanları seçimleri oldu. Bazı arkadaşlar, 20 yıl başkanlık yapmış bir kişi şu veya bu şekilde seçim kaybetmiştir. Ne dendi? ‘Eroğlu kaybetti’ dendi. Kazandığında da, kaybettiğinde de Eroğlu..! Bazı suçlamaları yaparken, yanlış ağızlardan yanlış sözler çıkıyor. Benim kırıldığım insanlar yok mu? Elinden tutup bakan, müsteşar yaptığım, milletvekili yaptığım kişiler bu seçimde başka adayı destekledi. Çok vefasızlık gördüm ama yapmadım. Bu seçimde de vefasızlık gördüm…”

“YARIM KALAN İŞİ TAMAMLAMAK İÇNİ ADAY OLDUM”

Aday olma nedeninin, kendisini iki partinin desteklemesi değil, yarım kalan Kıbrıs sorununu tamamlamak olduğuna vurgu yapan Eroğlu, muhataplarını da bu noktaya getirdiğine dikkat çeki.

Eide’nin yaptığı açıklamaların da bu çerçevede olduğunu anlatan Eroğlu, Kıbrıs sorununu bir uzlaşıyla çözebileceğine olan inancını ifade etti.

“TÜRKİYE’NİN BANA GÜVENİ TAM”

Eroğlu, “Aktörler, garantörler ne isterse seçilen liderler onu uygular diye bir genel kanı var. Buna katılıyor musunuz?” yönündeki soruya verdiği yanıtta, bu söylemlere katılmadığını ifade etti.

“Türkiye’nin bana olan güveninden dolayı, masada ne yapıyorum diye bana hiç sorulmadı” ifadesini kullanan Eroğlu, sadece bir öneri konusunda Türkiye Dışişleri Bakanlığı ile karşılıklı görüş alış verişinde bulunduklarını ve Kıbrıs Türk tarafının masada hazırladığı bütün öneri kağıtlarının Türkiye tarafından kabul gördüğünü kaydetti.

Rum liderin masadan kaçtıktan sonra kendisinin suçlandığını belirten Eroğlu, “İçimizde kendisine sol diyen bazı partiler beni suçladı. Önemli olan birbirimizi suçlamak değildir” dedi.

“BENİM BULACAĞIM ANLAŞMAYI KKTC HALKI KABUL EDER”

Eroğlu, şunları belirtti:

“Eroğlu savaştan yana değil; barıştan, anlaşmadan yanadır. Yalnız, anlaşmanın şekli önemlidir. Yapacağınız anlaşma bir anda KKTC halkını perişan edebilir. Ben hepsinden daha barışçıyım. 23 Nisan 2003’te kapıları açtık ve gördük. İnsanların gidiş gelişle barış kapısının açıldığını gördük. Şimdi eksik olan anlaşmadır. Anlaşma da sadece Rum’un istediği şekilde olmaz. Rum’un istediği anlaşmaya imza atarsınız, sonra da memleketi terk edersiniz. Çünkü bu şekilde yapacağınız anlaşma, Kıbrıs Türkünün sonu olur. Ben yaşayabileceğine inandığım bir anlaşma arayışı içindeyim. Bugünleri bize aratmasın ve yarınları bugünlerden daha güzel yapsın. Ben böyle bir anlaşma arıyorum. Benim bulacağım bir anlaşmayı KKTC halkının kabul edebileceğine inanıyorum.”

“RUM’UN HAYIR’INI KULLANAMADIK”

“Annan Planı gibi bir referandum olursa, sağ veya sol liderin olması fark eder mi?” yönündeki soruya da Eroğlu, “Bir fark vardır tabii” dedi.

Annan Planı döneminde insanların hayalleriyle oynandığını, AB hayaliyle insanların kandırıldığını söyleyen Eroğlu, gelinen aşamada birçok AB ülkesinde sorunlar olduğunu, dünyalı olmak için de masada olan gerçekler ışığında hareket edilmesi gerektiğini belirtti.

Kıbrıs Türk halkı ile Rumların talepleri arasında büyük farklar olduğunun altını çizen Eroğlu, “Sadece Rumların taleplerini karşılayacak bir anlaşma halkımıza büyük sıkıntılar yaşatır” diye konuştu.

Eroğlu şöyle devam etti:

“Anlaşma istemeyen, zamana oynayan Rum tarafı var. Barışı savaşanlar yapar. Bütün dünyada bunun örnekleri vardır. Bu olayların içinde yaşayan bir kişiyim. Rum tarafının istediği şekilde anlaşmayı kabul edersek, bu Kıbrıs Türkü’nün sonu olur. Bugünleri aratmayacak bir anlaşma istiyorum. Halkıma kabul ettirebileceğim bir anlaşmayı imzalarım. Annan Planı’nda insanların hayalleri ile oynandı. AB vaatleri verildi. Ama o günkü AB, bugünkü değil. Dünyalı olmak için önce masada gerçekler ışığında bir anlaşma olur. Ama Rum’un istediği ile bizim aramızda farklar var. Annan Planı geldiğinde ‘evet’ dedik. Rum tarafı kabul eder gibi göründü ancak Annan Planı’nı reddetti. Rum tarafı cezalandırıldı mı? Rum tarafının hayır deyişinden biz faydalanabildik mi? ‘Eroğlu çözüm istemez’ sözlerini dünyada kimse söylemiyor. Cumhurbaşkanı adayı olduğum zaman Eroğlu çözüm istemez diye açıklamalar yapılıyor.”

“BENİM İÇİN OLMAZSA OLMAZLAR BELLİDİR”

“Akıncı seçilirse çözüm yönünde umutlar daha mı artacak? Çünkü bu yönde bir beklenti var” yönündeki bir soruya da Eroğlu, hayallerin olduğu gibi gerçeklerin de bulunduğunu söyledi.

Akıncı’nın çözüm kelimesinin altını doldurmadığını belirten Eroğlu, çözümün nasıl olacağının söylenmemesi halinde çözümün bulunamayacağını ifade etti.

Eroğlu, olmazsa olmazlarını birçok kez anlattığını söyleyerek, kendisi dışındaki tüm adayların çözüm kelimesinin arkasına saklandığını belirtti.

Eroğlu, “Heves başkadır, müzakere masasında oturunca geçekleri görmek başkadır. Dışarıdan hayal kurmak başkadır. Sadece çözüm kelimesi çözüm değil. Çözümün nasıl olacağını söylemeniz lazım. Ben müzakere masasına nasıl çözüm olacağını koydum. Siz herhangi bir adaydan çözüm kelimesinin altını doldurduğunu duydunuz mu? Çözüm kelimesini arkasına saklanıyorlar” ifadesini kullandı.