1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. EROĞLU: “ELİMİZİ AYAĞIMIZI BAĞLAMAYA ÇALIŞIYORLAR”
EROĞLU: “ELİMİZİ AYAĞIMIZI BAĞLAMAYA ÇALIŞIYORLAR”

EROĞLU: “ELİMİZİ AYAĞIMIZI BAĞLAMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum tarafının ortak metinle, kendi istediği çerçeveyi dayatma amacında olduğunu belirtti. Eroğlu, “Görüşme sürecinde masaya gelecek konularla ilgili olası taleplerimiz için elimizi ayağımızı bağlamaya çalışıyorlar. Kendiler is

A+A-

EROĞLU: “ELİMİZİ AYAĞIMIZI BAĞLAMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum tarafının ortak metinle, kendi istediği çerçeveyi dayatma amacında olduğunu belirtti. Eroğlu, “Görüşme sürecinde masaya gelecek konularla ilgili olası taleplerimiz için elimizi ayağımızı bağlamaya çalışıyorlar. Kendiler istediklerini peşinen alacaklar sonra biz peşlerinde koşacağız” dedi.

Eroğlu, Rum lider Nikos Anastasiadis’in Annan Planı’nda yer alan ifadeleri bile kabul etmediğini, tek egemenlik, tek uluslararası kimlik, tek vatandaşlık ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devam etmesini talep ettiğini söyledi. Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının istediğinin ise Kurucu Devletlerin egemenliğinin olduğu, iç vatandaşlık verebileceği yeni bir Devlet kurulması, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi ile iki kesimliliğin devam edeceği bir antlaşma olduğunu kaydetti.

Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu ile “Kıbrıs Futbol Federasyonu” (KOP) arasında imzalanan anlaşma konusuna da değinen Eroğlu, Cumhurbaşkanı olarak Kıbrıs Türk sporcusunun, futbolcusunun dış temas yapmasını çok istediğini, haksızlığın sona ermesi gerektiğini ama Rum tarafının samimi olmadığını söyledi.

Rumların tek amaçlarının Kıbrıslı Türkleri kendi tahakkümleri altına almak, bunu siyasette de kullanmak olduğunu belirten Eroğlu, hükümetin konunun üzerinde hassasiyetle durmasını istedi.

Hükümet ortaklarının kendi aralarında konuyu tartışarak tek bir noktada buluşması gerektiğini ifade eden Eroğlu, “Evet federasyonlar özerktir ama tüm halkı ilgilendiren, Devleti ilgilendiren konularda devreye girmek de hükümetin, Devletin görevidir. Herkes bir birini anlamalı, konuyu konuşarak, birbirimizi dinleyerek, halkımızın çıkarlarını gözeterek bir noktaya getirmeliyiz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Hürriyet gazetesinin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Eroğlu’na yöneltilen sorular ve Eroğlu’nun yanıtları şöyle:

“RUMLARIN ÇÖZÜM NİYETİ YOK”

“Soru: Sayın Cumhurbaşkanım, yeni Rum lider Anastasiadis yılbaşında iktidara geldiğinden bu yana müzakerelere başlama çağrısı yapıyorsunuz. Son gelinen aşamada ise ortak metin krizi çıktı. Rumlar bu metinde ne istiyor ve siz neyi kabul etmiyorsunuz.

Cumhurbaşkanı Eroğlu: Rum tarafı bu metinle bize kendi istedikleri çerçeveyi dayatmak amacındadır diye düşünüyoruz. Görüşme sürecinde masaya gelecek konularla ilgili olası taleplerimiz için elimizi ayağımızı bağlamaya çalışıyorlar. Kendiler istediklerini peşinen alacaklar sonra biz peşlerinde koşacağız. Anastastasiadis Annan Planı’nı kabul ettiği noktadan çok uzaktadır. Annan Planı’nda yer alan ifadeleri bile kabul etmiyor. Tek egemenlik, tek uluslararası kimlik, tek vatandaşlık ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devam etmesini talep ediyor. Bizim görüşlerimiz ise Kurucu Devletlerin egemenliğinin olduğu, iç vatandaşlık verebileceğimiz, yeni bir Devlet kurulması, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi ile iki kesimliliğin devam edeceği bir antlaşmadır. Tabii ki bu antlaşmanın Avrupa Birliği’nin birincil hukuku haline gelmesi de bizim için vazgeçilemez bir meseledir.

Biz son buluşmamızda kendisine ortak bildiri olmadan görüşmelere devam etmeyi ve ileri sürdüğü konuları Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığı altında ele almayı önerdik ama kabul etmedi. “Madem bunu kabul etmiyorsunuz geliniz basit, sade, tartışma konularını dışarıda bırakan bir ortak bildiri hazırlayalım” dedik yine kabul etmediler. Niyet yok. Niyet bizim egemenlikten yoksun olarak Kıbrıs Cumhuriyeti altına girmemiz ve egemenliklerini Kıbrıs’ın her tarafına uzatmalarıdır. Beklentileri , hayal ettikleri, bizim içerinde bölünmemiz, egemenlikten, iki kesimlilikten, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçer noktaya gelmemizdir.Dünyada egemenlik paylaşımı üzerine kurulmayan bir federasyon yoktur. Bazı söylenenler ve yapılanlardan ümide kapılıyorlar ama benim herhangi bir endişem yok. Kıbrıs Türk Halkı sıkıntılar var diye Devleti’nden egemenliğinden, güvenliğinden vazgeçmeyecektir. 2002’de kapıların açılmasından sonra görülenler, yaşananlar Halkımızı bambaşka bir noktaya getirmiştir.

Soru: Neden Rum tarafının tek egemenlik, tek uluslararası temsiliyet, tek vatandaşlık, Kurucu Devlet değil federal birim kavramlarındaki  ısrarına karşısınız? Bu vatandaş için Devlet için ne sakınca doğurur?

Cumhurbaşkanı Eroğlu: Rum tarafının ısrar ettiği gibi Kıbrıs Cumhuriyeti bir federasyona dönüşerek devam eder ve egemenlik sadece ona ait olursa 1963’te başımıza gelenler yine gelebilir. Hiç kimse olmasını dilemez ama gün gele Rumlarla aramızda bir sorun doğarsa Rum tarafı yine tüm Kıbrıs’ın hakimiymiş gibi davranabilecek. Bütün limanların, toprakların, Devlet’e ait arazilerin, yani egemen bir Devlet’in sahip olduğu yetkilerin tümü onlarınmış gibi bir durum ortaya çıkacak. Unutulmasın ki Rumlar 1963’te Türk olan Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkan Muavini’nin Türkleri ilgilendiren konulardaki vetosunu, ayrı belediyeler kurulmasını Anayasa’dan çıkaramayınca Kıbrıs Türkü’nü imha planını hazırladı ve silah zoru ile bizi Devlet’ten atarak her şeye sahip çıktı. Dünyanın hiç bir federasyonunun kurulmasında federal devletin  tek egemenliği olacağı belirtilmiş değildir.  Kıbrıs’ta yaşadıklarımız ortada duruyor. Gerçekler de nettir. Biz bir Devlet kurduk, kendi idaremiz var. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federasyona dönüşmesine ve birim olarak ona entegre olmaya, yani Papadopulos’un bugün Anasasiadis’in özel temsilcisi Mavroyannis tarafından sürdürülen ozmosis politikasına evet dersek azınlık durumuna düşer Rum tahakkümünü kabul etmiş oluruz. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi kuruluşlarda tabii ki tek temsiliyet olacak ama biz 1960’tan da geri giderek kültürel, sportif, ekonomik alanlarda tek temsiliyete izin veremeyiz. Eğer biz iç vatandaşlık veremezsek gün gele nüfus dengesi aleyhimize bozulabilecektir.

Soru: Görüşmenin hemen ardından ABD büyükelçisi ile de görüştünüz. Kıbrıs’la ilgili uluslararası aktörlerin tutumu nedir. Türkiye ile müzakerelerin seyri konusunda nasıl bir iletişim yaşanıyor. Yani Ankara'nın iki aydır süren ön metin krizindeki tutumu nedir? ABD'nin ilgisi arttı mı? Ne diyorlar?

Cumhurbaşkanı Eroğlu:  Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi’ne görüşlerimizi anlattım, dinlediler, Özel Temsilcim Sayın Osman Ertuğ’u diğer bazı ülkelerin diplomatları ile temaslar yaparak durumu ve görüşlerimizi iletti. Biz, görüşmelere hazır olduğumuzu, ön şart ileri sürmeden masaya oturmak istediğimizi, Rum tarafının ön şart ileri sürmesi karşısında Halkımızın haklarını korumakta kararlı olduğumuzu söylüyoruz. Türkiye ile sürekli istişare içerisindeyiz ve bizimle aynı görüşler paylaşılıyor. Ortak bildiri konusunda öneri ortaya koyarken hükümetin iki kanadı ve ana muhalefet partisinin görüşleriyle onaylarını da almış durumdayım.

“ANASTASİADİS, ÇÖZÜME UZAK”

Soru: Hem Türkiye hem KKTC kısa sürede çözüm ne kadar gerçekçi. Anastasiadis ile daha müzakerelere başlamadınız. Bu şartlar altında Mart'a kadar çözüm mümkün mü?

Cumhurbaşkanı Eroğlu: Bizim hedefimiz Mart ayına kadar soruna çözüm bulmaktı ama bu hedefin Rum liderinin tutumu dolayısı ile tutmayacağı ortaya çıktı. Ama yine de Rum tarafı çözüm iradesi ile hemen masaya gelirse mümkündür. Neden? Çünkü, Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla yıllardan beridir görüşülüyor ve sorunun bilinmeyen, irdelenmeyen, tarafların görüş ortaya koymadığı hiç bir tarafı kalmamıştır. 9 aydır Sayın Anastasiades’in masaya gelmesini bekliyoruz. Ekim başında kaldığımız yerden görüşmelere devam etmeyi kabul etseydi bu hedefe ulaşabilirdik ama belli ki Sayın Anastasiadis Kıbrıs Türk Halkı’nın kabul edebileceği bir çözümden çok uzaktadır. Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek’in Çarşamba günü dediği gibi ,‘ zorla evlilik olmuyor”. Kıbrıs’ta ya siyasi eşitliğe dayalı, iki kesimli, Kurucu Devletlerin bir araya geleceği yeni bir federal Devlet kurulacak ya yeni değerlendirmeler ve yeni çözüm formülleri ortaya çıkacak.

Soru: Talat - Hristofyas döneminde bu konu çözüldü denilmişti. Tek egemenliği kabul etmek KKTC için ödün mü? Artık yetkiler denilen kurucu devletlerin egemenliği denilince ne kast ediliyor. Rumların metni kabul edilirse ve bu çerçevede ilerlenirse bir anlaşma durumunda pratikte ne değişir? Somut örnekler verebilir miyiz?

Cumhurbaşkanı Eroğlu: Tek egemenliği olan merkezi Devlet, Federal Devlet bu egemenliği kimden dolayı elde edecektir? Kıbrıs’ta iki Halk vardır. Biz Rum Halkı’nın egemenliğine karşı değiliz. Onlar neden bizim egemenliğimize karşıdır? Herkes bu soruyu sormalı.  Anayasa tarafından tanımlanıp Federal Devlet’e verilmeyen tüm egemenlik hakları Kurucu Devletler tarafından kullanılacaktır. Bunun kime ne zararı var? Eğer Rumlar iyi niyetli ise, bizi 1974 öncesine götürme peşinde değillerse bunların kendilerine ne zararı var? Kurucu Devletler’in egemenliğinden geri adım atmak bizim 60 yıla yakındır devam eden özgürlük ve varoluş mücadelemizi sıfırla çarpar

Soru: Futbol alanında Türk federasyonun Rum federasyona üyeliği müzakere masasında sizin elinizi neden zayıflatacak?

Cumhurbaşkanı Eroğlu: Ben sporun içinden gelen birisiyim. 1960 öncesinde ve sonrasında futbol oynadım. Yıllarca Mağusa Türk Gücü Kulübü’nün başkanlığını yaptım, sporcularımız, kentimizle birlikte efsanevi şampiyonluklar yaşadık. Bir futbolsever, bir Cumhurbaşkanı olarak Kıbrıs Türk sporcusunun, futbolcusunun dış temas yapmasını emin olun ben de çok istiyorum. Bu haksızlık sona ermeli. Ama görüyorum, izliyorum, biliyorum ki Rum samimi değildir. Bizim arkadaşlarımız iyi niyetle davranıyor ama karşılarında tek amaçları bizi kendi tahakkümleri altına almak, bunu siyasette de kullanmak isteyen bir Rum tarafı var.Rum Yönetimi işin içindedir. Rum Futbol Federasyonu Başkanı’nın açıklamalarına dikkat edilmelidir. Spor siyasetle içi içedir. Eğer değilse neden Futbol federasyonlarını, tanınan ve tanınmayan devletlerin federasyonları olarak ayırıyorlar?  Ben Sayın Futbol Federasyonu Başkanı ile konuştum. Kendisinin bana söyledikleri var. Bunları yapacağına güveniyorum. Hükümetin konunun üzerinde hassasiyetle durmasından yanayım. Hükümet ortakları kendi aralarında konuyu tartışarak tek bir noktada buluşmalı diye düşünüyorum.  Evet federasyonlar özerktir ama tüm Halkı ilgilendiren, Devleti ilgilendiren konularda devreye girmek de hükümetin, Devletin görevidir. Herkes bir birini anlamalı, konuyu konuşarak, birbirimizi dinleyerek, Halkımızın çıkarlarını gözeterek bir noktaya getirmeliyiz.”

TAK

Etiketler : , ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.