Devlet Laboratuarı, genetiği ile oynanmış pirinci ülkemizde analiz etme şansları olmadığını söyledi.

"Mevcut altyapı imkanları ile GDO analizi yapılmasının mümkün olmadığını” öğrenildi.

Tarım Bakanlığı yetkilileri ise denetimlerin son derece sıkı bir şekilde sürdüğünü söyledi.

Ülkede GDO’lu pirinç olma riskinin sıfır olduğunu iddia eden Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Emirali Deveci, çıkarılan genelge ile bu konuda kesin bir tavır içerisinde olduklarının altını çizdi.

“GDO Analizi yapamıyoruz”

K.T Devlet Laboratuarı Yetkilisi Mehmet Tatar, mevcut şartlar ile GDO analizi yapılmasının mümkün olmadığını ifade etti. Konu ile ilgili bir ön hazırlık içerisinde olduklarını belirten Tatar, henüz konunun fikir aşamasında olduğunu ve ne zaman hayata geçirileceği ile ilgili net bir bilgi veremeyeceğini belirtti.

Tatar, henüz laboratuarda Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ile ilgili analiz yapılamasını sağlayacak alt yapının bulunmadığını açıkladı. GDO analizleri için ayrı bir yerin ve ciddi donanımların olması gerektiğini dile getiren Tatar, konu ile ilgili bir ön hazırlık içerisinde olduklarını vurguladı. GDO analizlerinin ne zaman yapılmaya başlanacağı sorusuna ise Tatar, net bir tarih vermemekle birlikte, “En kısa sürede başlayacağız” yanıtı verdi.

Emirali Deveci: “Ülke’de GDO’lu ürün yoktur”

Ülkede GDO’lu pirinç olma riskinin sıfır olduğunu iddia eden Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Emirali Deveci, çıkarılan genelge ile bu konuda kesin bir tavır içerisinde olduklarının altını çizdi. Dünyanın hiçbir yerinde GDO’lu pirinç üretiminin bulunmadığını kaydeden Deveci, yalnızca bulaşma durumunun bulunduğunu ancak; Kuzey Kıbrıs’ta herhangi bir risk faktörü olmadığını dile getirdi. GDO’nun dünyada henüz zararı kanıtlanmamış bir yöntem olduğuna değinen Deveci, yine de bakanlık olarak bu konuda gerekli önlemlerin alındığını ve ülkeye gelen ürünlerin ciddi sertifika ve belge taramasından geçirildiğini vurguladı.

GDO nedir?
Kendi türünden ya da kendi türü dışındaki bir canlıdan gen aktarılarak bazı özellikleri değiştirilen bitki, hayvan ya da mikroorganizmalara "Genetiği değiştirilmiş organizma" (GDO) deniyor. Ticari kaygılar yüzünden tarım ürünlerinde ilk olarak domates genleriyle oynandı. Bioteknoloji şirketleri tarım ilacı azalacak, üretim maliyeti düşecek yüksek verim küçük çiftçiyi zengin edecek söylemleriyle, genleriyle oynadıkları tohumları 1990'lı yılların ortasında ülkelere soktular. 1996'da 6 ülkede 1,7 milyon hektarlık bir alanda başlayan GDO'lu ekim, günümüzde 25 ülkede 125 milyon hektarlık alanda yapılıyor. En son Mısır bu ülkelere katılırken, Tazmanya GDO'lu üretim projesini erteledi, Yunanistan ise GDO'lu mısır ithalatı yasağını 2 yıl uzattı.

GDO’nun ileri sürülen zararları
Dünya genelinde zararlı olduğu kesin olarak kanıtlanmamış GDO’nun, insan sağlığı ve eko siteme zararlı olduğu savunuluyor. İnsan sağlığında alerjik reaksiyon, antibiyotik direncin zayıflaması ve toksik etki yaratmak gibi zararların olduğu öne sürülüyor. Eko sitemde ise organik tarımı etkileyen GDO,  rüzgâr ve arılar yoluyla organik ürünlere de bulaşıyor. GDO'lu tarım yapılan alanlardaki haşereleri yiyen kuşların türünün tükenmesine de neden olan GDO, Bio çeşitliliği yok ederken; tozlaşma yoluyla aynı türden akrabalarının da genlerini değiştirebiliyor.

Kaynak: Yenidüzen