1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. GEÇ AÇIKLANAN PRİMLERİN REKABET GÜCÜNÜ AZALTTI
GEÇ AÇIKLANAN PRİMLERİN REKABET GÜCÜNÜ AZALTTI

GEÇ AÇIKLANAN PRİMLERİN REKABET GÜCÜNÜ AZALTTI

Hükümet “ürünün dalda kalmaması korkusu” ile yanlış icraatlar içinde

A+A-

“HÜKÜMET ÜRÜNÜN DALDA KALMAMASI KORKUSU İLE YANLIŞ İCRAATLAR İÇİNDE”

“UZUN VADEDE ÜRETİM YOK OLACAK”

Narenciye İhracatçı Birlikleri, hükümet ile narenciye teşvik primleri konusunda görüş birliğine varılamaması ve Eylül-Ekim ayında açıklanması gereken teşvik primlerinin geç açıklanması nedeniyle ihracatçıların rekabet gücünün azaldığını savundu.

“Maalesef devletin elinde hükümetlerin siyasi manevralar yapabilecekleri Cypfruvex gibi bir kurumun olması da, ihracatta ekonomik akıl doğrultusunda oluşturulacak politikaları tam tersi yönde etkilemektedir. Ülkemizde kurultay ve seçim dönemleri maalesef bitmemektedir. Hal böyle olunca doğru hesaplamalar yerine kurultay ve seçim dönemlerine uygun hesaplamalar ortaya çıkmaktadır” denilen açıklamada, birliklerin her yılın başlangıcında narenciye teşvik primlerinin tespiti için ilgili bakanlıklara ve Narenciye Koordinasyon Kurulu’na detaylı çalışma raporları sunduğu kaydedildi.

“HÜKÜMET ÜRÜNÜN DALDA KALMAMASI KORKUSU İLE YANLIŞ İCRAATLAR İÇİNDE”

Narenciye İhracatçı Birlikleri yaptığı yazılı açıklamada, Hükümetin “ürünün dalda kalmaması korkusu” ile yanlış icraatlar içinde olduğu savundu ve şöyle devam etti:

“Ülkemizde üretilen narenciyenin ihracatında üreticinin yeterli fiyatı alması önemlidir. Ancak bu ülkede sadece üretici yaşamamaktadır. Bu ürünün paketlendiği fabrikalara yapılan yatırımlar, yıllardır bu tesislerde çalışan bin 500 civarında paketleme çalışanı, 100- 150 arası kamyoncu ve bu işlemlerden yararlanan bölge halkı vardır. Hepsinin bir bütünlük içerinde düşünülmesi hükümetin tüm vatandaşlarına karşı görevidir.”

Narenciyenin üç şekilde ihraç edildiği; bu yöntemlerden birinin, narenciyenin dalından kesilerek kasalarda veya dökme olarak tırlarla Türkiye Cumhuriyeti’ne işlenmek üzere gönderilmesi olduğu anlatılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“Bu ihracatta üretici dışında başka hiçbir kesim, katma değer yaratılmadığı için fayda sağlamamaktadır. Devlet de ekonomik olarak katma değer yaratılmadığı için büyük kayba uğratılmaktadır. Bölge halkı işsiz kalmakta, tüm aracı kesimler gerçekleşen ürünün taşınmasına seyirci kalmakta ve bölgenin daha da fakirleşmesi sağlanmaktadır. Oy hesabı yapılarak değil, ekonomik akıl doğrultusunda hesaplamalar yapılmalıdır.”

İkinci ihracat şeklinin Türkiye’ye paketleme yapılarak gerçekleştirilen ihracat olduğu belirtilen açıklama şöyle devam etti:

“Özellikle yeni tür ürünümüz olan mandora, ülkemiz tesislerinin çalışması ve çalışma periyodunun daha da genişlemesi adına önemli bir üründür. Bu ürünün yüzde 80 ihracat pazarı Rusya ve Ukrayna’dır. Ancak teşvik primi hükümet tarafından öyle bir hesaplanmıştır ki; ihracatçının ürünü Türkiye’ye götürüp oradaki tesislerde paketlemesi, ülkemiz tesislerinde çalışmasından daha avantajlı konuma getirilmektedir. Böylece ürünün katma değer yaratılmadan başka bir ülkede çalışılması olanağı yaratılmaktadır”

Üçüncü ihracat türünün, ülkedeki tesislerde paketlenen ürünün 3’üncü ülkelere ihracatı olduğu anlatılan açıklamada, hükümetin paketleme tesislerinin avantajını başka ülkeye taşıdığı ifade edildi.

Açıklamada konuyla ilgili şu ifadelere yer verildi:

“Böyle bir olanak sağlanan alıcı da ülkemiz yerine, kendi ülkesinde ürünümüzü çalışmayı yeğlemektedir. Çünkü mukayeseli avantajı hükümetimiz kendilerine sağlamaktadır. Bu ayrıcalık için malı başka ülkeye götürmesi için alıcıya bütçeden para veren hükümet, kendi ülke insanının işsiz kalmasına göz yummaktadır.”

“UZUN VADEDE ÜRETİM YOK OLACAK”

Teşvik primi konusunun Ocak ayında 4 kez Bakanlar Kurulu gündemine taşındığını ancak önergelerin hep bir sonraki toplantıya ertelendiği ifade edilen açıklama şöyle devam etti:

“Sürekli değişikliklerle ülke paketleme tesislerinin nasıl devre dışı bırakılacağı, malın en kısa sürede bahçeden direkt Türkiye’ye gönderileceği ve Cypfruvex’in nasıl avantajlı konuma getirileceği hesaplamaları yapılmıştır.

En sonunda da 29 Ocak toplantısında muratlarına ermişlerdir. Paketleme tesisleri yaptıkları ince hesaplar sonucu kapanma noktasındadır. Hiçbir ihracatçı kendilerine KKTC Tarım Bütçesinden sunulan teşvik primi ile “malı al götür, TC’nde istediğin gibi çalış” teklifini geri çevirmemektedir. Sonuçta daha fazla avantaj yakalayacaklardır. Güzelyurt Bölge halkının, çalışanların, paketleme evlerinin, buradaki yatırımın hükümetin hiç de umurunda olmadığı açık seçik ortaya çıkmıştır. Ancak bu politikalar kısa vadeli geçicidir. Uzun vadede üretim bu politikalar sayesinde yok olacaktır.”

Açıklamanın sonunda narenciye sektörünün de, hayvancılık sektörü gibi, Bakanlar Kurulu’nun alacağı kararlara ihtiyaç duyduğu belirtilen açıklamada, her alanda adalet ve eşitlik uygulamanın hükümetin görevi olduğu ifade edildi.

Tak

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.