1. HABERLER

  2. TEKNOLOJİ-BİLİM

  3. Güneş uyanmaya başladı! Peki dünyayı şimdi ne bekliyor?
Güneş uyanmaya başladı! Peki dünyayı şimdi ne bekliyor?

Güneş uyanmaya başladı! Peki dünyayı şimdi ne bekliyor?

"Şimdiye kadar şanslıydık. Gördüğümüz en kötü güneş fırtınası 1859'da oldu"

A+A-

Bilim insanları, görece sakin 10 yıllık bir dönemin ardından artık Güneş’in uyanmaya başladığını ve bunun Dünya'da sorunlara yol açabileceğini söylüyor.

Aktif olduğu dönemlerde yıldızımızda meydana gelen güneş fırtınaları, elektrik şebekesinden GPS sinyallerine kadar her şeyi etkileyen elektromanyetik enerji patlamaları yaratıyor. Güneş maksimumları olarak adlandırılan bu dönemler kabaca her 11 yılda bir gerçekleşiyor.

Güneş maksimumları geçmişte pek sorun yaratmamış olsa da bilim insanları, elektriğe ve internet erişimine olan bağımlılığımızın bizi bu etkilere karşı daha hassas hâle getirebileceği konusunda uyarıyor.

Güneş’in kutupları yer değiştiriyor

Güneş, merkezinden ısıtılan büyük bir plazma topu. Yüklü parçacıklardan oluşan plazma yüzeye doğru kaynıyor, soğuyor ve sonra çekirdeğe doğru tekrar batıyor.

Konveksiyon adı verilen bu hareket, kutuplarda güçlü manyetik alanlar yaratırken güneşin yüzeyinde daha küçük, yerel manyetik alanlar oluşturuyor.

Reading Üniversitesi'nde uzay fiziği profesörü olan Mathew Owens, Güneş'in her 11 yılda bir "konvektif olarak kararsız" hale geldiğini söylüyor. Yani yıldızın manyetik alanları o kadar değişken hale geliyor ki dengesi altüst oluyor, bunun sonucunda da Güneş'in kuzey ve güney kutupları aniden yer değiştiriyor.

Bu dengesizlik, Güneş'in yüzeyindeki manyetik alanlarda tahribata neden oluyor ve bu alanlar çok daha aktif hale geliyor. İşte o zaman güneş maksimuma ulaşıyor.

Güneş fırtınaları uçuşları durdurabilir

Maksimum dönemlerinde Güneş'in Dünya’ya enerji gönderme olasılığı çok daha yüksek.

Güneş'in yerel manyetik alanları daha da karışıp birbirine çarptıkça patlamalar meydana gelebiliyor. Bu patlamalar sırasında açığa çıkan enerji ve yüklü parçacıklar daha sonra uzaya savruluyor.

Güneş’ten gelen bu enerji, üst atmosferimizdeki yüklü parçacıklardan oluşan bir katman olan iyonosferi bozarak iletişimi etkileyebiliyor. Bu da hava yolculuğunda ciddi sorunlara neden olabiliyor.

"Uzay iklimi uçuşları durdurabilir" diyen Owens, Amerikan Federal Havacılık İdaresi'nin "hem radyo hem de uydu iletişimi olmayan uçuşlara izin vermeyeceğini" de sözlerine ekliyor.

2023 yılında yapılan ve 22 yıllık uçuş kayıtlarını inceleyen bir araştırma, Güneş'in çok aktif olduğu zamanlarda uçakların en az 30 dakika rötar yapma olasılığının yüzde 21 daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Işınlar iyonosferdeki manyetik alanları değiştirebiliyor, ki bu da Dünya'ya ulaşmak için bu katmanı delmek zorunda olan GPS sinyallerini olumsuz etkiliyor. Dünya'dan gönderilen radyo sinyallerinin de bir noktadan diğerine ulaşmak için iyonosferden sekmesi gerekiyor. Ancak bu, sert uzay ikliminde daha az verimli oluyor.

Kabul etmek gerekir ki, radyo sinyalleri günümüzde temel iletişim için artık pek de önemli değil. Yine de birçok endüstri, herhangi bir arıza durumunda diğer iletişim sistemlerini yedeklemek için radyo sinyallerini kullanıyor.

Elektrik kesintileri yaşanabilir

Jeomanyetik fırtına iyonosferin manyetik yükünü bozdukça iyonosfer katmanında akımlar yaratıyor. Üst atmosferimizdeki bu akımlar yerdeki parçacıklarla etkileşime giriyor. Bu etkileşim ise Dünya'daki altyapıyı zorlayan güçlü elektrik akımları yaratıyor.

Elektrik akımları bazı tuhaf olayları tetikleyebiliyor. Bir örnekte, 1972 yılında Kuzey Vietnam'daki Haiphong limanının güneyinde uçan ABD askeri pilotları, iki düzine deniz mayınının hiçbir sebep yokken suda patladığını gördü. O dönemdeki uzay iklimini inceleyen 2018 tarihli bir çalışma, bunun nedeninin büyük bir güneş fırtınası olduğu sonucuna vardı.

Dahası, akımlar elektrik şebekesini zorlarsa trafolar patlayabilir. Hasarlı bir trafo çok büyük bir soruna yol açmaz. Ancak Owens, "muhtemelen ekvatora kadar kutup ışıkları oluşturacak" büyük bir jeomanyetik fırtınanın aynı anda birçok trafonun patlamasına ya da tüm şebekenin devre dışı kalmasına neden olabileceğini söylüyor.

Owens, bu durumda şebekenin yeniden çalıştırılmasının "haftalar hatta aylar sürebileceğini" belirtiyor ve ekliyor: "Böyle bir durumda yalnızca iletişimimiz kesilmez, soğutma gider, hastanelere elektrik verilemez; işler son derece hızlı bir şekilde ciddileşir."

Şimdiye kadar şanslıydık. Gördüğümüz en kötü güneş fırtınası 1859'da oldu. O zamanlar elektriğe şimdiki kadar bağımlı değildik; o fırtınada sadece telgraf hatları devre dışı kalmıştı.

Yine de 1989'daki bir uzay iklimi olayı aslında artık ne kadar savunmasız hale geldiğimizi gösteriyor: Büyük bir jeomanyetik fırtına 13 Mart tarihinde Quebec'te 6 milyon insanı 9 saat boyunca elektriksiz bıraktı.

Kutup ışıkları daha büyük ve daha parlak hale gelebilir

Bu jeomanyetik fırtınalar iyonosfere çarptığında, kutup ışıklarının çok daha büyük ve parlak görünmesine neden olabilir.

Owens, "Kuzey ve güney kutupları üzerinde yer alan kutup ışıkları, Dünya atmosferinde meydana gelen akımların doğal bir sonucu" diye açıklıyor. "Ancak jeomanyetik bir fırtına yaşandığında çok daha güçlü hale geliyorlar."

Bu güneş patlamalarının bazı etkilerini görmeye başlıyoruz bile. BBC, Pazar gecesi İngiltere'nin güneyinde kutup ışıklarının görüldüğünü ve önümüzdeki günlerde daha fazlasının beklendiğini bildirdi.

Bu süreçte Güneş'in kendisi de daha etkileyici şekiller alıyor olabilir. NASA bu ay Güneş’te nadir görülen bir kutup girdabı tespit etti.

Astronotlar ölümcül uzay radyasyonuna karşı daha savunmasız hale gelecek

Maximum döneminde Güneş, astronotlar için son derece tehlikeli olabilecek güneş enerji parçacıkları adı verilen radyoaktif maddeler yayıyor.

Uzaydan gelen radyasyonun çoğu iyonosferden sekiyor ve geri kalanı da atmosfer tarafından emiliyor. Bu nedenle Dünya'daki insanlar bu radyasyondan korunuyor. Hatta Uluslararası Uzay İstasyonu bile iyonosferin koruması altında kalıyor.

Ancak Owens, uzaydaki bir astronotun radyasyona maruz kalmasının çok tehlikeli olabileceği konusunda uyarıyor.

Owens, "Ay'a ya da Mars'a bir mürettebat göndermeye çalışıyorsanız bu konu hakkında gerçekten dikkatli olmalısınız çünkü bu, potansiyel olarak ölümcül, çok ciddi bir radyasyon dozu" diye belirtiyor.

Şimdiye kadar astronotlar şanslıydı. Apollo mürettebatlı iki görev Ağustos 1972'de büyük bir güneş fırtınasından kıl payı kurtuldu: Apollo 16 Nisan ayında Dünya'ya geri inmiş, Apollo 17 ise Aralık ayında fırlatılmıştı.

Owens, "Bunu tamamen şans eseri atlattılar. O fırtına astronotlar için ölümcül olabilirdi" diyor ve ekliyor:

''SpaceX ve NASA önümüzdeki yıllarda görevleri artırmayı hedefledikçe, güneş fırtınalarına karşı hazırlanmaları gerekecek. Ancak sorun şu ki, uzaydaki astronotları radyasyondan korumanın tamamen güvenilir bir yolu yok.''

Çetin uzay iklimine hazırlıklı değiliz

Owens, 1859'daki güneş fırtınasının bugün gerçekleşmesi halinde "çok daha savunmasız" olacağımızın altını çiziyor.

Her on yılda bir, elektrik altyapısına daha bağımlı hale geliyoruz. Dahası, 2010 civarında zirveye ulaşan son güneş döngüsünün bilhassa sakin geçmesiyle yanlış bir güvenlik duygusuna kapıldık.

2010 döngüsü hakkında Owens, "Yaklaşık yüz yıldır yaşadığımız en sönük döngüydü" diyor ve ekliyor: "Küçük bir döngüden daha büyük bir döngüye geçmek oldukça tehlikeli, çünkü o zaman tüm güvenlik açıklarının nerede olduğunu acı bir deneyimle öğreniyoruz."

Yine de hayati bir tehlike altında değiliz. Fizikçiler bu döngünün şimdiye kadar gördüğümüz en büyük döngü olmayacağını tahmin ediyor ve uzay fırtınalarına hazırlıklı olabilmek adına fırtına tespitinde daha iyi hale geliyoruz.

Bilim insanları da Güneş hakkında giderek daha fazla şey öğreniyor. Hatta NASA'nın şu anda Güneş’e doğru ilerlemekte olan Parker Güneş Sondası’nın aralık ayı civarında eşi benzeri görülmemiş görüntüler ve heyecan verici yeni veriler sağlaması bekleniyor.

Kaynak: Insider, Ceyda Yetim yerelleştirdi.

Marshable.com

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.