TÜRKİYE’NİN İKİ MÜZAKERE BAŞLIĞININ AÇILMASI İÇİN

GERİ KABUL ANLAŞMASI’NA DÂHİL EDİLMEYECEK OLMASI GÜNEY KIBRIS’IN BAŞINI AĞRITIYOR

İngiltere’nin, Güney Kıbrıs tarafından 2009’da dondurulan Türkiye’nin  “Adalet Dağıtımı Sistemi ve Temel Haklar” ile “Adalet, Özgürlük, Güvenlik” isimli başlıklarının müzakereye açılmasını şarta bağlayan Avrupa Konseyi kararlarında ‘okunabilir ifade’ elde etmek maksadıyla benzeri görülmemiş bir baskı ortamı yarattığı haber verildi.

Fileleftheros “Başlıkların Açılması İçin COREPER’de Lefkoşa’ya Benzeri Görülmemiş Baskılar... Dışişleri Bakanlığı Geri Adım Atmıyor” başlığıyla yansıttığı Brüksel çıkışlı haberinde, edindiği bilgilere dayanarak 20’den fazla üye ülkenin dönem başkanı Litvanya’dan, Konsey kararları metninin, Türkiye’nin ihtilaf konusu iki başlığının ileri götürülmesi konusunda ‘28’ için bağlayıcı olacak özel bir ifade eklenerek güçlendirilmesini talep ettiğini yazdı.

Daimi Temsilciler Komitesi COREPER’da iki başlığın ileri götürülmesini yüksek perdeden ısrarla isteyenlerin başını İsveç’in çektiğini ve neredeyse diğer bütün üye ülkelerin onu takip ettiğini kaydeden gazete, iki başlığın ileri götürülmesi gereğiyle ilgili ana argüman olarak, son zamanlarda İngiltere’nin ve Stefan Füle’nin koro halinde dile getirdiği,  Türkiye’nin demokratikleşmesi gereğinin gösterildiğini belirtti.

Gazeteye göre COREPER’de ortaya konulan görüşleri Daimi Temsilcisi Korniliu Korniliu aracılığıyla cevaplayan Rum tarafı, ihtilaf konusu iki başlığın 2009’da siyasi sebeplerle dondurulduğunu, bu sebeplerin ortadan kalkmadığını savundu.

Korniliu diğer üye ülkeler, Karar metnine iki başlığın açılmasına ilişkin ifade eklenmesinde ısrar etmesi halinde Güney Kıbrıs’ın Maraş’ın Rumlara verilmesi önerisinin de dikkate alınması gerektiğini öne sürdü.

Rum tarafının ortaya koyduğu görüşe çok az ülkeden destek geldiğini, Yunan Daimi Temsilci Thaodoros Sotiropulos’un diğerlerinden daha olumlu bir açıklama yaptığını yazan gazete özetle şöyle devam etti:

“COREPER toplantısında Londra’nın taşeronluğuyla organize edilen ortam, Dışişleri Bakanları Konseyi’nde önümüzdeki on gün içerisinde diplomatik düzeyde çok çetin savaş verileceğini gösteriyor. Oy birliğiyle bir karara varılması mümkün olmazsa Kararlar, Dışişleri Bakanları Konseyi’nin önüne ‘açık’ gidecek.

Litvanya dönem başkanlığı tarafından masaya konulan ilk Karar taslağı iki Türk başlığının açılmasıyla ilgili herhangi bir ifade içermiyor, genel ifadeler yer alıyor.”

GERİ KABUL ANLAŞMASI’NA DÂHİL EDİLMEYECEK OLMASI GÜNEY KIBRIS’IN BAŞINI AĞRITIYOR

Gazete haberinin “Geri Kabul Anlaşması’yla İlgili Yeni Baş Ağrısı” başlığıyla ayırdığı bölümünde, Türkiye’nin, Ek Protokol’de olduğu gibi,  “Mültecileri Geri Kabul Anlaşması”nı da Güney Kıbrıs haricinde diğer bütün üye ülkelerle uygulama kararı aldığı yolundaki bilgilerin Rum tarafının başını ağrıttığını yazdı.

Gazete adı geçen anlaşmanın 16 Aralık’ta imzalanacağını, Rum tarafının da açıklanacak Kararlarda bazı emniyet supapları elde etmek istediğini yazdı, şunları ekledi:

“Halen Dışişleri Bakanlığı Geri Kabul Anlaşması’nın ‘bütün üye ülkelere’ uygulanacağı ifadesini elde etti, ancak Türkiye’nin izlemesi istenilen yol haritasında da benzer bir ifade elde etmeye çalışıyor. 

Dolayısıyla görüşülmekte olan Karar taslağında Türkiye’nin bütün Kıbrıs menşeli yükümlülükleri yer alıyor. Ankara Kıbrıs sorununa ‘etkin katkı koymaya’ ve ‘üye ülkeler aleyhine olabilecek her türlü tehdit veya faaliyetten kaçınmaya’ çağrılıyor. Bütün ülkelerin doğal kaynaklarını araştırma ve bunlardan istifade etmedeki egemenlik hakları tanınıyor, 21 Eylül 2005 tarihli beyan hatırlatılıyor, Ek Protokol’ün uygulanmamasından hayal kırıklığı belirtiliyor ve ilerleme kaydedilmemesi halinde 2006’da Türkiye’ye uygulanan yaptırımların devam edeceğine işaret ediliyor.”

Tak