1. HABERLER

  2. EKONOMİ

  3. GÜVEN BUNALIMI
GÜVEN BUNALIMI

GÜVEN BUNALIMI

GÜVEN BUNALIMI

A+A-

KKTC’de mevduatların yüzde 14 oranında artarak, 12 milyar 258 milyona ulaşması, önünü göremeyen ve sistemden rahatsız olan vatandaşların yatırımdan kaçmasına bağlanıyor.

Çiğdem AYDIN
 
Kuzey Kıbrıs’taki bankalarda mevduatların son bir yıl içinde yüzde 14,47 oranında artış göstererek 12 milyar 258 milyon TL’ye ulaşması büyük ölçüde ekonomik krize bağlanıyor. Diyalog’a konuşan CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk “ekonomik krizler mevduatların artmasına neden olabiliyor.Önünü göremeyen vatandaşlar harcamalarını sınırlayıp, kötü günler için tasarruf yapabiliyor”dedi.
 
   UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Dr. Faiz Sucuoğlu “İçinde bulunduğumuz bu dönemde en büyük   problem devlete olan güvensizlik ve gelecek kaygısıdır” derken, TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, birikimlerin yatırıma yönelmediğini söyledi.
 
Kutlay ERK (CTP-BG Genel Sekreteri) 
 
   CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk, Diyalog’un sorularını şöyle yanıtladı:
   Soru: KKTC'de mevduatlar son bir yıl içerisinde yüzde 14.47 artışla 12 milyar 258 milyon TL'ye ulaştı.Ama öte yandan ülkede ekonomik kriz var deniyor? Bunu nasıl yorumlarsınız?
   “Kıbrıslı Türklerin bankalardaki mevduatlarının toplamında artış olmasının çeşitli nedenleri olabilir. Ekonomik krizler aslında mevduat artışlarına neden olabilir çünkü ekonomik iklimin iyi olmaması nedeniyle önünü göremeyen yurttaş harcamalarını sınırlamaya ve 'gelecek kötü günler' için tasarruf yapmaya başlar. İç piyasadaki genel durgunluk, para devir hızındaki azalma, özel şirketlerde yaygın olan küçülme, enflasyonun artış eğilimi, genel ekonomik depresyon algısı ekonomiyi ve pazar faaliyetlerini geriletir. Yatırımcı yatırımlarını askıya alır.Yurttaş zorunlu harcamaları, yatırımcı da zorunlu yatırımlarını yapar.  Dolayısıyla elde olan mali kaynak 'ihtiyaten' bankalarda mevduat hesabına yatar ve mevduatlarda artış olur.Ayrıca, banka hesaplarında gerçek kişilerin mevduatları devlet tarafından garanti edildiği, tüzel kişilerin ise garanti edilmediği nedeniyle de, tüzel kişiler, yani özel sektör şirketleri de kendi mali kaynaklarını şirket adına değil de hissedarların adına mevduatta tutuyor. Hükümetin kurumlaşma, ve ekonomiyi kayıt altına alma çabaları ile bu durum çelişmekte ve hatta tersi etki yapmaktadır.Ayrıca, Türkiye menşeli şube bankaları da yerel bankalarla haksız rekabet yaparak daha cazip koşullarda mevduat toplamaktadır. Daha öneleri Kıbrıslı Türklerin doğrudan Türkiye bankalarında olan mevduatları da şube bankalarına aktarılmış olabilir, bu da toplam mevduatlarda bir artışa neden olabilir.Mevduat artışına asıl neden olması greken yurttaşın satın alma gücündeki artıştır; bu yıl bankalardaki mevduat artışında böyle bir neden pek de geçerli görünmüyor çünkü döviz kurlarındaki artış, yurttşın satın alma gücünü geriletmiştir.”
 
   Soru:Rumların batmış haliyle bankalardaki mevduat toplamı 46.5 milyar Euro, bizde ise 4.2 milyar. bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz ?
 
   Yanıt: Kıbrıslı Rumların bankalardaki mevduatlarının Kıbrıslı Türklerden daha fazla olması da doğaldır. Önce nüfusları daha fazla... Ekonomileri kısa süre önce bunalıma girdi; daha önceleri çok iyi çalışan bir ekonomi nedeniyle birikimleri Kıbrıslı Türklerden daha fazla idi.Ayrıca, yabancı para girdisi fazla, özellikle Rus parası için Kıbrıs Rum bankacılık sistemi bir fırsat.Ekonominin şu anda bunalımda olması nedeniyle de, Kıbrıslı Türkler gibi, Kıbrıslı Rumlar da zorunlu harcamalara ve zorunlu yatırımlara kaynak ayırmamakta ve mevduatlarda 'ihtiyat' olarak birikim yapmaktadır.Yerel mevduatların yerel bankalarda birikmesi, ekonomide sürdürülebilir büyüme için koşuldur. Hem Kuzey'in hem de Güney'in şu andaki banka mevduatları, hükümetlerin yatırım iklimi yaratması ile, pazar faaliyetlerini tetikleyecek ve hızlandıracak kaynaktır, yeter ki hükümetler yurttaşa ve yatırımcıya güven duyacakları bir ekonomik ortam yaratsınlar.”
 
Sucuoğlu: Devlete güvensizlik var
 
   UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Faiz Sucuoğlu, devlete güvensizlik olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: 
    “İçinde bulunduğumuz bu dönemde en büyük   problem devlete olan güvensizlik ve gelecek kaygısıdır.İnsanlar gelirinin bir kısmını tasarruf edip  bankalara  yatırıyor ve harcamalarını azaltıyor bu kısır döngü piyasayı daraltıyor, ekonomiyi daha da  küçültüyor.İlginç olan insanlarımızın gelirleri azalmasına rağmen banka mevduatlarının artması. Büyük mevduat sahipleri az sayıdaki varlık sahibi insanlarımızdır. Küçük yatırımcı sayısı çok fakat toplam mevduat ‘taki oranı oldukça düşük. 12 milyar 258 milyon TL lik mevduat bizleri yanıltmamalı. Burada önemli  olan küçük yatırımcı sayısının artması ve paylaşımın   daha geniş  kitlelere ulaşmasıdır. Yoksa az sayıdaki varlıklı insanımıza ait olan bu miktarın ekonominin iyi gittiğinin bir göstergesi olamaz.
 
    Rumların bankalardaki mevduat toplamı 46,5 milyar avro, kuzeyde ise 4,2 milyar avro olması, Kuzey Kıbrıs ile Güney Kıbrıs ekonomisi arasındaki uçurumun ne kadar derin olduğunun bir göstergesidir. 1974 sonrası yaşadığımız ambargolar, ekonomik plan ve programlardaki öngörüsüzlüğümüz, son dönemlere kadar Kuzey Kıbrısa da büyük yatırımların olmaması, bizlerin tecrübesizliği, bu uçurumun daha da derinleşmesine neden olmuştur. İşte bizleri bir çözümde bekleyen tehlikelerden bir tanesi de bu ekonomik uçurumdur maalesef üzücü olan ise büyük ekonomi küçük yutma tehlikesidir. Mevduatta bizden 11 kat daha büyük olan Güney komşumuzla kuracağımız bir ortaklıkta ne kadar dikkatli olmamız gerektiğinin göstergelerinden birisi de budur.
 
Özyiğit:Paralar yatırıma gitmiyor
 
   TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, siyasetteki istikrarsızlık ve çözümsüzlük nedeniyle hiç kimsenin yatırım yapmak istemediğini söyledi. Özyiğit şöyle dedi: 
    “Hiç kimse parasını yatırıma yöneltmiyor. Çünkü ülkedeki hem çözümsüzlük hem de siyasetteki istikrarsızlık ve denetimsizlik nedeniyle hiç bir kuruma güvenilmiyor. Bu nedenle herkes parasını bankalarda mevduat olarak tutmaya devam ediyor. Tabii bu mevduatların ne kadarının döviz, ne kadarının T.L. cinsinden olduğu da önemli. Çünkü dövizdeki artış, T.L. mevduat sahiplerini endişelendiriyor. Bir de gerçekten kim bu mevduat sahipleri, bunların arasında zarar gösterip de devlete vergi vermeyen iş insanları da var mı? Bunların sorgulanması gerekiyor. İşin bir başka boyutu da bankalar bu kadar büyük mevduatı nasıl değerlendirip kar elde ediyorlar? Niye yatırıma yöneltmek için düşük faizli krediye dönüştürmüyorlar? Çünkü ülkemizde güvenli bir ortam yok. Oysa bu paralar yatırıma dönüşse, hem ekonomik kalkınma olur, hem de işsizlik ortadan kalkar.
 
   Rum tarafında batan bankalar değil. Tıpkı bizdeki gibi hortumlanan ve ödeme güçlüğüne düşen devlet yani kamu sektörü. Yoksa bankalar başta olmak üzere, belirli mutlu bir azınlık var. Onlar sıkıntıları hatta felaketleri bile paraya çevirip kar elde etmeyi beceriyorlar.  Kaldı ki Güney Kıbrıs'ta da istikrarsızlık ve güven ortamı olmaması nedeniyle herkes parasını bankada tutmayı ve yatırıma yönlendirmemeye özen gösteriyor. İşte Kıbrıs Sorunu'na bulunacak bir çözüm, her iki tarafta bulunan bu mevduatları aktif hale getirecek ve yatırıma yönelmenin yolunu açacaktır.
Diyalog
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.