Gazimağusa Limanı’nda yıllardır devam eden dökme yük sorunu dün yine kendini gösterdi. Serbest Liman’a demirleyen bir gemiden indirilen tonlarca arpadan yayılan toz, limanda çalışanların sağlıklarını olumsuz etkiledi.

Geçici hükümet, yaklaşık 1 ay önce, limanda yük boşaltımı sırasında etrafa yayılan toz bulutunun engellenmesine yönelik Bakanlar Kurulu kararı üretmiş ve ilgililerin tedbir almasına yönelik 60 günlük süre tanımıştı.

Konu ile ilgili olarak konuşan Gümrük Çalışanları Sendikası (GÜÇ-SEN) Başkanı Erol Emin, 2006 yılından bu yana feryat ettikleri olayı, bugün (dün) yine yaşadıklarını söyledi.

Bu işin ivedi bir şekilde ele alınması gerektiğine dikkat çeken Erol Emin, limanda görevli işçilerin, gümrük memurlarının, polisin ve hatta limanda bulunan yabancı bir yatta kalanların da yaşam haklarına tecavüz edildiğinden şikâyet etti.

Erol Emin uygulamaya tahammülleri kalmadığının altını çizerken bugün yaşanann durumu bir kez daha kanıtladığını kaydetti.

Erol Emin geçici hükümetin Bakanlar Kurulu’nun üretmiş olduğu dökme yüklerle ilgili 24 Temmuz 2013 tarihli önergede taraflara 60 takvim günü süre verildiğini söyledi.

Geçici hükümetin Bakanlar Kurulu’na ve özellikle Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Mehmet Harmancı’ya sendika olarak teşekkür ettiklerini ifade eden Erol Emin, daha önce geçen 30 Mayıs 2012 tarihli Bakanlar Kurulu kararının maalesef uygulamadığından, ilgili bakanın bu kararı taraflara uygulamalarını teklif dahi etmediğinden yakındı.

Erol Emin, 30 Mayıs 2012 tarihli Bakanlar Kurulu kararını Turizm Çevre ve Kültür eski Bakanı Ünal Üstel, Ekonomi ve Enerji eski Bakanı Sunat Atun ve Bayındırlık ve Ulaştırma eski Bakanı Ersan Saner’in limandan sorumlu bakanlar olmalarına rağmen bu kararı ilgili müdürlüklere dahi tebliğ etmediklerini, bunun da yıllardır süren sorunun kaynağı olduğunu kaydetti.

Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Harmancı’nın durumu yerinde gelip incelediğini, daha sonra da telefonla sürekli bilgi aldığını belirten Saner, Güç-Sen olarak yeni hükümet kurulurken Çevre Platformu ve diğer sendika ve sivil toplum örgütleriyle birlikte Mağusa Limanı’nda bir basın açıklaması yapacaklarını bildirdi.

Erol Emin yeni hükümetin kurulması ile de temasa geçip sorunun bir an önce çözümünü talep edeceklerini açıkladı.

“Her gün bir Kalecik felaketi yaşanıyor”
Ülkenin en önemli turizm, kültür ve stratejik kenti olan Mağusa için ve KKTC için çok önemli limanının sürdürülebilir bir durumu olması gerektiğine dikkat çeken Emin, Mağusa Limanı’nda her gün bir “Kalecik felaketi” yaşandığını dile getirdi.

Erol Emin; “CTP- BG Genel Sekreteri Asım Akansoy’un röportajını okudum. Akansoy’un tespitleri ümit verici oldu. Maalesef özellikle bugüne kadar Mağusalı politikacılar ve hükümetler limana gerekli ilgiyi göstermediler. Limanı kurtarmadan Mağusa Suriçi’ni, Mağusa’yı kurtarmak mümkün değildir” dedi.

Mağusa Limanı’nın endüstri limanından, turizm ve ticaret limanına dönüştürülebileceğini belirten Emin, limanın bu şekilde verimli hale getirilmesi ile KKTC ekonomisine büyük fayda sağlayacağını söyledi.

Eski hükümetin limandaki sendikalar ve sivil toplum örgütlerini kaale almayarak adeta bir düşman gibi gördüğünden yakınan Erol Emin, yeni hükümetin liman ve Mağusa’daki sendikalar ve sivil toplum örgütleri ile temasa geçip ortak fikirler üretmesini talep ettiklerini kaydetti.

Erol Emin netice olarak daha güzel, insan sağlığına ve çalışanların sağlığına uygun aynı zamanda ekonomiye katkı sağlayan bir liman istediklerini bildirdi.

Son zamanlarda aldığı duyumlara göre bu yılın kurak geçmesi nedeniyle ülkeye yaklaşık 80 bin ton arpa geleceğini bunun da limanın tamamen toprak altında kalmasını neden olacağını ifade eden Emin, Güç-Sen olarak meşru yaşam haklarını göz önünde bulundurarak grev dahil her türlü yasal eylemi yapacaklarının altını çizdi.

Kıbrıs