Yerel seçim ve anayasa referandumunun üzerinden bir hafta geçmesine rağmen tartışmalar bitmedi. ADA TV de Cuma geceleri yayınlanan “SÖZ SİZDE” programında, seçim sonuçları, seçim sonrası yaşananlar ve anayasa referandumu tartışıldı. Erçin Şahmaran’ın hazırladığı programa bu hafta eski Tarım Bakanı Sami Dayıoğlu, Hukukçu Yalçın Cemal, Hukukçu Orhan Arsal ve Akademisyen Ediz Tuncel katıldı.

Hukukçu Yalçın Cemal, son seçimde halkın tokat attığını kaydederek,“Bu defaya daha sert olacak. Eğer ki mesaj alınmadıysa” dedi. Halkın artık alternatif aradığını vurgulayan Cemal, bunun bulunamaması halinde halkınkendi alternatifini yaratacağını ifade etti.

Geçiş hükümetinin Tarım Bakanı Sami Dayıoğlu da, halkta değişim başladığını, artık bir iktidara tepki olsun diye, bir diğer partiyi tepkiyle iktidar yapmak yerine, alternatif yaratmaya yöneldiğini kaydetti. Halkın bu düşüncesini destekleyen Dayıoğlu, “Olması gereken budur. Bir sonraki genel seçimde, eski yeni demeden, çalışmayan, üretmeyen milletvekillerini de evine göndermelidir” dedi.
Akademisyen Ediz Tuncel ise sonucu daha sert kelimelerle değerlendirerek şunları söyledi: “Yerel seçim ve anayasa değişikliğinde halk bir ders vermiştir. Ben maskara değilim demiştir. Siyasi partilerimiz birer çete, birer tarikattır. Halk usandı, kırk yıldır aynı yalanları duymaktan. Erken seçimdeki mesaj iyi okunmadı ki bugünkü sonuç çıktı.”

Hukukçu Orhan Arsal da hukukun siyasete alet edildiğini savundu. “Halka inilecek, sivil toplum örgütlerine danışılacak. Eski hukukçulara gidilecek. Biz çağırdık siz gelmediniz denemez. Ayağa gidilir” diyen Arsal,kasıtlı yanlış yapılmadığını, Anayasa değişikliğinin, iki hukukçunun omuzlarına yüklendiğini söyledi.

HUKUKÇU YALÇIN CEMAL: “İDEOLOJİLER İKTİDAR OLMALI”
“Siyasi partiler seçim sonuçlarını iyi analiz etmeli. İdeolojilerini sorgulamalılar. Partilerin anayasaları, yani parti tüzükleri var. Tüzükteki ideolojiler genel olarak, ekonomik, din ve ırk esasına dayanır. Her siyasi partinin tüzüğünde şartları, ilkeleri yazmaktadır. İki kutba ayrılır siyasi parti ideolojileri, sağ ve sol. Mücadele verirler. Ve bu mücadeleyi verirken de ideolojilerini iktidara taşımak için verirler. Ama bizim siyasi partilerimize baktığımızda, ideolojiler sadece tüzüklerde yazılı kalmış. Siyasi partilerde yazılı olmasına rağmen bu işi yürütemiyor. Üyeler yazılıyor partilere. Üye olanın, o ideolojiye bağlı olmayı benimsemesi gerek. Var mı bizde böyle bir durum? Yok. Siyasi partiler okul gibi olmalı. Ders vermeli, eğitmeli.

“SİYASİLER, PARTİ VE PARTİ İDEOLOJİSİNE DEĞİL, KENDİNE HİZMET EDİYOR”
Siyasiler kendilerine çeki düzen vermeli. Artık son noktaya geldik. Artık kavga ideoloji kavgasıdır. Dünyanın hiçbir yerinde bir siyasi parti gazeteye ilan vererek aday aramaz. Bizde böyle, peki nerde ideoloji ve inanç. Birçok milletvekili temsil ettiği siyasi partinin ideolojisini bile bilmiyor. İdeolojisi olan bir iktidar ekonomisini, hukukunu, dış politikasını, iç planlamasını ideolojilerine göre yapar. Bunları yapmazsanız, ideolojiye hizmet verecek insanları partiye kazandırmazsanız. Sonuç bugün kuzey Kıbrıs’ta olduğu gibi olur. Siyasiler parti ve parti ideolojisine değil, kendine hizmet eder.

“HALK KENDİ ALTERNATİFİNİ YARATIYOR”
Bir siyasi parti, tabanına, örgütüne dayanmalı. Örgütü olan partiler de, olmayan partiler de artık tabana dayanmıyor. Artık her dönemin adamları var. Fakat artık halk gelinen noktayı görüyor ve güvenmiyor. Son seçimde halk bir tokat attı. Bu defaya daha sert olacak. Eğer ki mesaj alınmadıysa. Sonuçta halk artık alternatif arıyor. Bulamazsa halk kendi alternatifini yaratacaktır. Bugün için TDP’nin alternatif olabilmesi Mehmet Harmancı ile LTB’nin izleyeceği yola bağlıdır.” 

AKADEMİSYEN EDİZ TUNCEL: “HALK DERS VERDİ”
“UBP kurultay dönemi hala akıllarda. Arkasından erken seçim süreci yaşandı. Ve bu kurultayın bedeli acı şekilde ödendi. Bir geçici hükümet dönemi yaşadık. Arkasına bugünkü hükümet. Ve tam bir hayal kırıklığı yaşanıyor. Geçici hükümet dönemindeki heyecan, ilgi ve sorunlara yaklaşımı bu hükümette hala daha göremedik. Kendi içlerinde yaşanan sorunlar ülkeyi esir aldı. Yerel seçim ve anayasa değişikliğinde halk bir ders vermiştir. Ben maskara değilim demiştir. Siyasi partilerimiz birer çete, birer tarikattır. Halk usandı, kırk yıldır aynı yalanları duymaktan. Erken seçimdeki mesaj iyi okunmadı ki bugünkü sonuç çıktı.”

“CTP REZİL OLDU”
“İdeoloji yoktur. Var olan ganimet üzerinden rant dağıtmaktır. Yani sistemdir. Bu sistemi sağcısı da, solcusu da kullandı. Artık sadece vaat verebilirler. Dağıtacak bir şey kalmadı. Seçim hezimetle sonuçlandı. Bunları araştıracaklarına hemen akaryakıta zam yaptılar. Seçim maliyetini yine halka çıkardılar. Ona buna geçtikleri kıyakları yapmasalar, bu zamlara ve halkın cebine el atmaya gerek kalmazdı. Bu gidişat batışa doğrudur. Sıfır çekti siyasiler. CTP resmen rezil oldu. Yüzüne gözüne bulaştırdı. Bağımsız adayların kazanması tesadüf değildir. Bu açık bir göstergedir. Halk siyasi partilere güvenmiyor. Ortada vizyon yok. Bu tepki ve bağımsızların kazanması, bundan sonra artarak devam edecektir. Ortada bir değişim vardır ve bu devam edecek. Siyaset hezimete uğramıştır. Ve bunu tersine çevirme şansları da yoktur.” 

HUKUKÇU ORHAN ARSAL: “DEĞİŞİMDEN MUTLUYUM”
“İdeolojiler daha çok ekonomiye bağlıdır. Bizim güçlü bir ekonomimiz olmamasından dolayı ideolojide yoktur. Yerel seçimlerde önemli değişiklikler olmuştur. Ve bu değişimden mutlu oldum. Anayasaya halk hayır dedi. Çünkü haberi yoktu. Anayasa basit ve anlaşılır olmalı. Anayasa halk ile devlet arasında yapılan bir sözleşmedir. Önce halka danışılır, neler istiyorsunuz, canınızı yakan nedir? İhtiyaç analizi yapılır. Yıllar sürer bu çalışmalar. Bunlar dünyanın önemli ve gelişmiş ülkelerinde böyle yapılır.

“HUKUK SİYASETE ALET EDİLDİ”
Yasa uygulayıcılarla, hukukçular beraber çalışır, değişimler böyle yapılır. Bizde yapılmak istenen değişiklikler ise birkaç ayda hazırlandı. Beni çarpan bir detay daha, anayasa komitemizdeki üyelerin sadece ikisinin hukukçu olması oldu. Halka inilecek, sivil toplum örgütlerine danışılacak. Eski hukukçulara gidilecek. Biz çağırdık siz gelmediniz denemez. Ayağa gidilir. Ben bilinerek yanlış yapıldığına inanmıyorum. Aceleye gelinmiş, iki hukukçunun omuzlarına yüklenmiş bir yük oldu anayasa değişiklikleri. Bizde hukuk siyasete alet edilmiştir. Üzücü olan budur.” 

ESKİ TARIM BAKANI SAMİ DAYIOĞLU: “DEĞİŞİKLİK FIRSATI KAÇTI”
“İsviçre de sekiz yıl sürdü anayasa hazırlanması ama onların maddi kaynağı ile bizim bütçemiz imkânlarımız buna müsait değil. Ben “evet” dedim anayasa değişikliğine. Bununda arkasındayım. Detaylara girmiyorum. Ben değişikliğe bir adım olsun diye ‘evet’ dedim. Ben mecliste ‘evet’ dışarıda ‘hayır’ diyenler gibi dönek olmadım. Değişim şarttır ve bu iş hem para hem de zaman ister. Bu değişiklik fırsatı kaçtı.

“GENEL SEÇİMİN RÖVANŞI YAŞANDI”
Partilerle ilgili bir genelleme yapılması bana göre yanlış olur. Mesela TDP, partilileri her yıl eğitime tabi tutuyor. Partilerde her zaman boş kalan yerler var. Bunların doldurulması için çeşitli yöntemler kullanılıyor. Esas sıkıntı siyasi partilerin muhalefet veya iktidar fark etmeden, gölge kabinesinin olmamasıdır. Yerel seçimlerde yaşananlar, genel seçimlerin rövanşı olmuştur. Halk en iyi seçenekleri seçti. Örneğin; Lefkoşa da Mehmet Harmancı halka göre en iyi adaydı ve seçildi. Başarılı da olacaktır. Kırsal belediyelerle, büyük şehir belediyeleri açısından, CTP ve UBP yer değiştirdi.

“HALK DEĞİŞİYOR”
Halkta değişim başladı. Artık bir iktidara tepki olsun diye, bir diğer partiyi tepkiyle iktidar yapmaktan, alternatif yaratmaya yönelmiştir. Olması gereken de budur. Aynı düşünceyi ülke çapında düşünmeli ve hayata geçirmeli. Bir sonraki genel seçimde eski yeni demeden, çalışmayan, üretmeyen milletvekillerini de evine göndermelidir. Hiç şans vermediği partileri de artık önyargısız denemeli ve görmelidir.”

Star Kıbrıs