1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. “HASTA BENİ DÖVER”
“HASTA BENİ DÖVER”

“HASTA BENİ DÖVER”

'Sana reçete yazsın 100 TL ver de gel dersem, o hasta beni döver'

A+A-

Ülkede 1 Nisan’dan itibaren reçetesiz antibiyotik alımını yasaklayan karara eczacılar temkinli yaklaştı. Eczacılara göre, sağlık alanındaki eksiklikler nedeniyle bu uygulama sorunlara neden olacak.

Eczacılar Birliği Başkanı Zakire Kaleli Gülaç: “Hasta gelir, ‘veterinerim önerdi, köpeğimin gözüne teramisin süreceğim der, veremezsiniz. Ben hastaya ‘git bir özel hekime sana reçete yazsın 100 TL ver de gel’ dersem, o hasta beni döver”

Fehime ALASYA

Ülkede 1 Nisan’dan itibaren reçetesiz antibiyotik alımını yasaklayan karara eczacılar temkinli yaklaştı. Eczacılar, sağlık alanındaki eksiklikler nedeniyle bu uygulamanın sorunlara neden olacağını vurguladı.

Bakanlar Kurulu tarafından alınan ve Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan kararı değerlendiren KKTC Eczacılar Birliği Başkanı Zakire Kaleli Gülaç, antibiyotiğin reçeteli satılabilmesinin çok faydalı bir uygulama olduğunu ve hayata geçmesi, sürdürülebilir olması için ellerinden gelen desteği vereceklerini kaydetti.

Gülaç, “Ancak Kıbrıs’ın bu şartlarında, sağlıkta yığınla sorun varken, halk acil servislerde bile yeteri kadar hizmet alamazken bu uygulamayı hemen yapamayız. Tüm bunları düşünerek, ülke şartlarını göz önünde bulundurarak da bazı şeyleri yapmalıyız. Avrupa’da bu böyledir ama biz Avrupa düzeyine gelebilecek alt yapıya sahip değiliz.” dedi.

Türkiye’de sekiz ay önce yürürlüğe giren bu uygulamada eczacılar ile vatandaşın karşı karşıya kaldığını gözlemlediklerini dile getiren Zakire Kaleli Gülaç, halkın yeterli bilince ulaşmadan, halk için yeterli alt yapı hazırlanmadan bu uygulamanın kaosa neden olacağının altını çizdi.

Gülaç şöyle dedi:

“HALK BİLGİLENDİRİLMELİ”

 “Biz kademeli bir geçiş istedik ama maalesef böyle oldu ve üç ay sonrası için bu kararın yürürlüğe girmesini talep ettik. Türkiye’de bu uygulama sekiz ay önce başladı, oradan gözlemediğimiz, vatandaş ile eczacının karşı karşıya kaldığıdır. Tehditler, tacizler, ısrarcı hastalar v.b. gibi etkenler darp olayına kadar gidiyor. Bizim istediğimiz, bakanlığın halkı bu süre zarfında bilinçlendirmesi. Görsel, yazılı her türlü basın aracılığıyla önceden reçetesiz antibiyotik kullanılmayacağının duyurulmasıdır. Bu kamu spotları ile bilgilendirmeler ile tüm vatandaşlara ulaşması gerekiyor ki halk bunun bilincinde olmalı. Eczacı zaten antibiyotik talebi ile gelen hastaya yönlendirmesini yapıp doktoru ile görüşmesi gerektiğini söylüyor. Eczacı kendi bilgisi dışında, hastaya zarar verebilecek hiçbir antibiyotik kullanımını hastaya önermez zaten. Bu uygulanacak yasa ile size gelen her hastadan reçete istemek durumundasınız ve olmadığı zaman da doktora yönlendireceksiniz. En basit antibiyotikten en büyüğüne kadar. Örnek verecek olursak, en basit antibiyotiklerden biri olan Teramisin göz kremi, hastaya bunu dahi reçetesiz veremeyeceksiniz. Ben hastayı bu kremi ücretsiz, reçete ile temin edebilmesi için nereye göndereceğim? Yani bu konuşulan değişikliklerin yapılmadan önce alt yapısı da hazır olmalı. Ben bu gibi değişikliklerin yapılmadan, bu yasanın uygulanabilir ve çalışır olacağına inanmıyorum, mümkün değil. Alt yapı üç ayda hazır olacak ihtimaline pek emin bakmıyorum.”

“HASTA BENİ DÖVER”

Zakire Kaleli Gülaç, bu uygulamanın Avrupa standartlarında bir uygulama olduğunu, hayata geçmesini istediklerini fakat KKTC alt yapısının Avrupa standartlarında olmadığını kaydetti. Gülaç, bakış açılarının halkın göstereceği tepkiden yana olduğunun da altını çizdi.

“Hasta gelir, veterinerim önerdi, köpeğimin gözüne teramisin süreceğim der, veremezsiniz, en ufak bir pumak ilacı dahi veremeyiz. Hasta bu bilince erene kadar bir süreci vardır. Ben hastaya git bir özel hekime sana reçete yazsın 100 TL ver de gel dersem, o hasta beni döver. Halk sağlığını düşünüyoruz evet ama halkı da sağlığına kavuşturacaksam onu ücretsiz, ulaşımı kolay, eziyetsiz yapabilmeliyim. Sağlık Bakanlığı ile fikir alışverişinde bulunacağız. Her zaman halkın sağlığını korumakla mükellefiz, aksi olamaz ama bu şeklide tümüyle, bir anda halkın önüne getirmek kaosa neden olacak, çok sıkıntı yaratacak. Özellikle nöbetlerde eczacının da güvenliği olmayacak. Sağlık ocaklarına da iş düşecek ama bu hekimler nerede, nasıl, hangi saatlerde yapıyorlar. Topyekün bu uygulamayı yapma şansımız var tabi, yapmayı da arzu ediyoruz ama Kıbrıs’ın bu şartlarında, sağlık bu halde iken, halk acil servislerde bile yeteri kadar hizmet alamazken bu uygulamayı hemen yapamayız gibi geliyor. Tüm bunları düşünerek, ülke şartlarını göz önünde bulundurarak da bazı şeyleri yapmalıyız. Avrupa’da bu böyledir ama biz Avrupa düzeyine gelebilecek alt yapıya sahip değiliz. Bizim bakışımız halkın göstereceği tepkiden yanadır. Satıştan veya kazançtan yana kaygımız yoktur, kaygımız yaşanacak olan kaostandır.”

“TÜM KORKU VE ENDİŞELERİMİZİ BAKANLIĞA İLETECEĞİZ”

Gülaç, uygulamada sakıncalı gördükleri noktaları bakanlık ile görüşeceklerini belirtti ve şöyle dedi:

“Belki bir pilot uygulama ile hayata geçirebiliriz, birinci, ikinci, üçüncü kuşak olarak adlandırdığımız antibiyotiklerin reçetelendirilmesini sağlayabiliriz, uygulama üzerinde bazı çalışmalar yapabiliriz. Belki böyle bir girişle başlarız diye öneri sunmuştuk ama olmadı. Öyle veya böyle uygulanmaya kondu, destek veriyoruz fakat üç aylık geçiş sürecinde altyapımız bu uygulamayı kaldırmaya yeterli hale gelir mi bilemiyorum. Tüm korku ve endişelerimizi bakanlığa ileteceğiz. Antibiyotik kullanımına karşı olan en başta biz eczacılarız, hastaları direk doktora yönlendiriyor, başına daha fazla iş açmamasını dile getiriyoruz ama çoğu zaman yetersiz kalıyoruz. Bazen telefonda bile bize hastasına antibiyotik vermemizi izah eden doktorlar var, hasta doktordan telefonda bilgi alıp antibiyotik talep ediyor. Tüm bunların önüne geçilmeli”

“REÇETESİZ ANTİBİYOTİK KULLANIMI DİŞ ALANINDA ÇOK FAZLA”

Reçetesiz antibiyotik kullanımının özellikle diş alanında çok fazla olduğunu dile getiren Zakire Kaleli Gülaç, reçetesiz tüketimin  yüzde 30’ları geçmediğini dile getirdi ve yüzde 70’lerde reçeteli antibiyotik kullanımı olduğunu kaydetti. Bu konuda gerçek istatistikler olmadığını da sözlerine ekleyen Gülaç, bu uygulamanın ülke ekonomisine hiçbir etkisi olmayacağını kaydetti.

Gülaç, “Hasta dövüşse de, sövse de, bir günde değil, iki günde alacak olsa da yine de alacak. Bu sistem uygulamaya girecek ve yavaş yavaş hayata geçecek.” dedi.

“BU ZİNCİRİ KURMADAN BU UYGULAMA NE KADAR OTURUR BİLEMİYORUM”

Bilinçsiz antibiyotik kullanımının kişinin direncini etkileyeceğini dile getiren Gülaç, antibiyotik kullanımında laboratuarların da devreye gireceğini ve yapılan tahliller ile daha yerinde ve bilinçli antibiyotik kullanımı olacağının altını çizdi. Gülaç son olarak sözlerine şunları ekledi:

“Sadece eczacıların değil, hekimlerin de daha duyarlı olması lazım. Doktor gözü ile baktığında hangi mikrobu hangi antibiyotik çözer bilemez. Bu iş sadece eczacılarda bitmiyor, doktorların da daha hassasiyet göstermesi lazım. Alt yapıyı hazırlayıp, sağlık merkezlerini işler duruma getirip, eksiklikleri giderip bu uygulamayı hayata geçirmeliyiz, hepimizin yararı için. Laboratuarlar dört dörtlük olmalı, hasta laboratuara ulaşabilmeli, hasta doktora ücretsiz ulaşabilecek, antibiyogramını, kültürünü yaptıracak, ona göre çıkan sonuçla reçetesini alıp eczaneye gelecek. Bu zinciri kurmadan bu uygulama ne kadar oturur bilemiyorum. Biz elimizden gelen desteği vereceğiz, bu karşı çıktığımız anlamında değil ama halkla yaşanacak olan sorun, en son nokta eczanede olduğu için sorunlar top noktaya çıkacak.”

Halkın Sesi

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.