1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. “HEDEF KISA SÜREDE ÇÖZMEKTİR”
“HEDEF KISA SÜREDE ÇÖZMEKTİR”

“HEDEF KISA SÜREDE ÇÖZMEKTİR”

Ben samimi olarak Kıbrıs’ta bir anlaşma olabileceğine inanıyorum. Ama ;

A+A-

“BEN SAMİMİ OLARAK KIBRIS’TA BİR ANLAŞMA OLABİLECEĞİNE İNANIYORUM. AMA BU SADECE BENİM DÜŞÜNCEMLE ORTAYA ÇIKABİLECEK BİR SONUÇ DEĞİL”

EROĞLU, RUM TARAFININ GÖRÜŞME MASASINDA ZAMANA OYNAMA GİBİ BİR TAVIR TAKINMASI HALİNDE, DAVUTOĞLU’NUN GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE ORTAYA KOYDUĞU DÜŞÜNCELERİN DEĞERLENDİRİLECEĞİNİ BELİRTTİ

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, dün ara bölgede gerçekleşen görüşmenin olumlu geçtiğini belirterek “olumlu başladık inşallah olumlu bitiririz” dedi.

Eroğlu, “Ben samimi olarak Kıbrıs’ta bir anlaşma olabileceğine inanıyorum. Ama bu sadece benim düşüncemle ortaya çıkabilecek bir sonuç değildir. Onun için karşı tarafın tavrı, müzakerelerin sonucunun müspet ya da menfi olması yönünde etkili olacaktır” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre, Eroğlu, görüşme sonrasında NTV’ye yaptığı açıklamada, görüşmenin samimi bir havada geçtiğini belirterek, “Beklediğimizden de samimi bir hava vardı” dedi.

Özellikle Rum lider NikosAnastasiadis’in kendisine davranışının; buna karşılık da kendisinin Anastasiadis’e olan davranışının samimi görüntüler ortaya çıkardığını söyleyen Eroğlu, “İnşallah müzakereler devam ettiği sürece bu karşılıklı anlayış havası devam eder” dedi.

“BİRBİRİMİZE YABANCI DEĞİLİZ”

Kıbrıs sorununun çözümünü gerektiren en önemli faktörlerin sorulması üzerine Derviş Eroğlu şu şekilde konuştu:

“Anavatanımız Türkiye başından beridir müzakerelerin başlaması yönünde samimi düşüncelerini bir çok kez ortaya koymuştur. Doğu Akdeniz sadece bizim ve Türkiye’nin değil başkalarının da ilgisini çekmektedir. ABD’de de yıllardan beridir Doğu Akdeniz’deki olaylarla pek yakından ilgileniyor. Ortadoğu’da sorunların bu denli büyüdüğü bir zamanda, gelişmelerin hep sıkıntılı sonuçlar doğurduğu bir ortamda Kıbrıs sorununun çözümü hepimizin samimi düşüncesi olmuştur. 2004’te ortaya çıkan Annan Planı’na da Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye ‘evet’ demişti. Perez De Cuellar belgesine de benim başbakanlık dönemimde onay vermiştik. Ama Rum tarafı bugüne kadar uzlaşmadan uzak duran bir pozisyon içerisinde olmuştur. Bugün  karşılıklı yapmış olduğumuz konuşmalarda Sayın Anastasiadis’in de her iki halkı memnun edecek bir anlaşma beklentisi içerisinde olduğunu ifade etmesi; böyle bir düşünce içerisinde müzakerelere başlayacak olunması bizi memnun etmiştir. Biliyorsunuz, Sayın Anastasiadis ile daha önce de temaslarımız olmuştu. Parti başkanı olduğum zaman da DİSİ’yi ziyaret etmiştik. Karşılıklı ev ziyaretlerimiz de olmuştu. Birbirimizin yabancı değiliz. Ama pozisyonlarımız gereği kendi halklarımızın çıkarlarını düşünerek bir anlaşma arayışı içinde olacağız.”

“HEDEF KISA SÜREDE ÇÖZMEKTİR”

Eroğlu, “Kendi içinde hızlı ve değişik dinamikler barındıracak bir süreç gibi görünüyor. Sizce nasıl bir süreç olacak” sorusuna, “Kendi düşüncemize göre karşı taraf hareket ederse kısa zamanda belli bir zaman limiti içerisinde bir anlaşmaya varmak mümkündür” yanıtını verdi.

Görüşme sonrası basına yaptığı açıklamada, zaman limitinden bahsettiğine dikkat çeken Eroğlu, “Rumlar ne derece kabul eder bilemem ama büyük bir ihtimal Cuma günü her iki müzakereci bir araya gelerek müzakerelerin devamıyla ilgili programı yapacaklar” dedi.

Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının müzakerelerin kısa sürede tamamlanarak, iki tarafta da eş zamanlı referanduma sunulması görüşünü bir kez daha yinelediğini belirterek “İnşallah bu öneriler sözde kalmaz ve sonucunu da birlikte görürüz” dedi.

“MASADAKİ ÖNERİLERİMİZİ YOK SAYAMAYIZ”

Müzakere masasında 6 başlık olduğunu anımsatan Eroğlu şöyle konuştu:

“Ben Cumhurbaşkanlığına devam ediyorum. Dolayısıyla Sayın Hristofyas ile müzakere masasında olduğumuz zaman ortaya koyduğumuz hazır önerilerimiz vardır. Bizim önerilerimiz masadadır. Sayın Anastasiadis yeni cumhurbaşkanıdır ve müzakerelere yeni başlıyor. Elbette onun da önerileri olacaktır ama bizim de müzakere masasında koyduğumuz önerileri yok saymayacağız. Ama inanıyorum ki, Rum tarafı eğer samimi olarak bir ortak noktada buluşalım ve anlaşmayı bir referandumda tescil edelim gibi bir düşünce içerisinde girerlerse bu işi kısa zamanda bitirebiliriz.”

“LİDERLERİN ONAYLAYACAĞI METİN REFERANDUMA SUNULACAK”

“Müzakerecilerin rolü ne olacak? Görevleri nerede başlayıp nerede bitecek ve liderler ne yapacak?” şeklinde gelen bir soruya ise Eroğlu, ortak açıklama metninde de ifade edildiği üzere, liderlerin onaylamadığı bir metnin referanduma sunulamayacağını söyledi.

Müzakerecilerin müzakereleri devam ettireceğini ve belli bir noktaya geldiklerinde liderlerin de katılacağı bir toplantıda kendilerine onaylatmaya çalışacağını ifade eden Derviş Eroğlu, “Onayladığımız taktirde de referanduma sunulacak bir metin olarak kayda geçirilecektir” dedi.

Eroğlu, ‘her konuda anlaşılmadan hiçbir konu üzerinde anlaşılmamış sayılacak’ prensibiyle müzakerelerin sürdürüleceğine dikkat çekerek şunları söyledi:

“En son bütün bu 6 başlık görüşülmüştür, konuşulmuştur ve anlaşılmıştır noktasına geldiğiniz taktirde olay bitecek ve referanduma eş zamanlı sunulacaktır. Müzakerecilerin görevi bir araya gelip program yapmak; o program çerçevesinde müzakerelere başlamak ve belli zamanlarda iki liderin toplantıya katılarak mutabakata varılan noktaları onaylamaktır”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, çözüm iradesi olmaması halinde Kıbrıs sorununun 3-5 ayda değil 3-5 yılda bile çözülemeyeceğini belirtti.

Toprak konusunun bütün konular ele alındıktan sonra ele alınacağını ifade eden Eroğlu “Bu, BM Genel Sekreteri’ne de kabul ettirdiğimiz bir konudur” dedi.

“Garantörlük ise diğer başlıklarda mutabakata varıldığı durumda garantörlerin de katılacağı bir toplantıda karar verelim dedik” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Eroğlu, garantörlerin katılacağı toplantından da önce toprak konusunun görüşüleceğini söyledi.

“TEK TARAFLI KONUŞMAMAK LAZIM”

Eroğlu, “KKTC’de ekonomik sıkıntı, Rum tarafında ise ciddi ekonomik kriz var. Sorunun KKTC’ye yansımalarının altında ambargolar ve sıkıntılar var. Sorunun çözümü taraflara ne getirir. Müreffeh bir Birleşik Kıbrıs Federasyonu mu ortaya çıkar?” şeklindeki soruya ise şu şekilde yanıt verdi:

“Bunu yüzde yüz emin olarak konuşmak mümkün değil. Neticede yönetimlerin becerisi, ekonomik sorunların çözülmesinde büyük rol oynayacaktır. Kıbrıs’ta çözüm arayışlarını bizim ve Türkiye’nin dışındaki ülkeler de takip etmektedirler. Dolayısıyla o günün koşullarında bir anlaşmaya varabilirsek, herkes sadece doğalgazdan bahsediyor ama bizim ekonomimizin daha iyi bir noktaya gelmesi için üzerimizdeki ambargoların kalkacağı varsayımı vardır. Hatta biliyorsunuz,  güven artırıcı önlemlerden sık sık söz ediliyor. Güven artırıcı önlemlerden bir tanesi de üzerimizdeki ambargoların kaldırılması şeklinde ancak olabilir. Tek taraflı konuşmamak lazım. Ekonomimizin önündeki en büyük engel de bu ambargoların kaldırılmasıdır.”

“KIBRIS SORUNU TÜRKİYE’NİN AB SÜRECİNE ENGEL DEĞİLDİR”

Var olacak bir çözümün, Türkiye’nin AB perspektifine nasıl yansıyacağı sorusuna ise Eroğlu, “Bugüne kadar çeşitli AB ülkeleri, Kıbrıs sorunu çözülmezse Türkiye’nin birliğe giremeyeceğini söyledi. Ben, bu söyleme her zaman karşı çıktım” dedi.

Kıbrıs sorununu Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye’nin başlatmadığına vurgu yapan Derviş Eroğlu, Rum tarafının Kıbrıs sorununun 1974’te başladığı yönünde propaganda yapmaya devam ettiğini belirtti.

Sorunun 1963’te Kıbrıs Türk halkının ortak devletten dışlanmasıyla başladığını söyleyen Eroğlu, “O dönem sorunu yaratanlar Rumlar ve Yunanistan’dı. Ama her ikisi de AB içerisinde. Demek ki Kıbrıs sorunu Türkiye’nin AB’ye girişine engel değildir” dedi.

DAVUTOĞLU’NUN SÖYLEDİKLERİ

“Bu sefer çözüme ulaşılabileceğini düşünüyor musunuz ve artık Kıbrıs’taki iki halk buna hazır mı?” şeklindeki soruya Eroğlu, “Bugünkü görüşmede karşılıklı samimi hava müzakereler devam ederken de sürerse, bir yere varmak mümkündür” dedi.

Eroğlu konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi;

“Zamana oynama gibi bir düşünce ortaya çıkması halinde Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu’nun geçtiğimiz gün katıldığı televizyon programında söylediği sözler vardır. Onları değerlendirmek gündeme gelebilir. Ben samimi olarak Kıbrıs’ta bir anlaşma olabileceğine inanıyorum. Ama bu sadece benim düşüncemle ortaya çıkabilecek bir sonuç değildir. Onun için karşı tarafın tavrı, müzakerelerin sonucunun müspet ya da menfi olması yönünde etkili olacaktır.”

Tak

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.