1. HABERLER

  2. SAĞLIK

  3. Hiç hamile kalmamış kadınlar risk altında!
Hiç hamile kalmamış kadınlar risk altında!

Hiç hamile kalmamış kadınlar risk altında!

Bu belirtilere dikkat!

A+A-

ÇİKOLATA KİSTİ NEDEN OLUR? ÇİKOLATA KİSTİ HAMİLE KALMAYA ENGEL Mİ?

Ülkemizde her 10 kadından 1’inde rastlanan çikolata kisti (endometriozis), çoğunlukla 18 ila 45 yaş arasındaki hiç hamile kalmamış kadınları tehdit ediyor. Peki, çikolata kistinin belirtileri neler? Çikolata kisti hamile kalmaya engel mi? Konuyla ilgili en çok merak edilen soruları uzmanlardan öğrendik. Çikolata kisti;ağrılı ve yoğun adetler, cinsel ilişkide ağrı gibi sorunlar oluşturarak hayat kalitesini oldukça düşürebiliyor. Bununla beraber kısırlığa neden olabiliyor. Öyle ki yapılan araştırmalar çikolata kisti hastalarının yüzde 30-50’sinin hamile kalmakta güçlük çektiklerini ortaya koyuyor. Ancak hastalığa tanı konması 6-10 yılı bulabiliyor. Tanıdaki bu gecikmenin nedeni ise bazı hastalarda hiçbir belirti vermezken, bazılarında da karın ve kasık ağrısı, bağırsak problemleri gibi başka hastalıklarla ortak belirtilerinin olması. Ayrıca genç kızlarda ağrılı adetin olağan görülmesi de tanıyı geciktiren bir başka önemli nedeni oluşturuyor. Peki, ama hangi belirtiler çikolata kisti hastalığı habercisi olabiliyor? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ercan Baştu, “Bazı faktörler çikolata kisti hastalığına yakalanma riskini artırıyor” diyor ve bunları şöyle sıralıyor:

• Doğum yapmamış olmak,

• Adet görmeye erken yaşta başlamak,

• Menopoza geç yaşta girmek,

• Vücutta daha yüksek östrojen oranına sahip olmak veya vücudun hayat boyu üretilen östrojene daha çok maruz kalması,

• Düşük vücut kütle indeksi,

• Alkol tüketimi,

• Çikolata kisti hastalığına sahip olan bir veya daha fazla akrabaya sahip olmak (anne, hala/teyze veya kız kardeş)

• Adet kanının vücuttan normal atılım yolunu engelleyen herhangi bir durum.

cikolata-kisti2.jpg

ÇİKOLATA KİSTİ BELİRTİLERİ NELER?

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Cem İyibozkurt, çikolata kistinin belirtilerine dair şu bilgileri verdi: “Çeşitli durumlarda hastada herhangi bir ağrı ya da farklı bir sorun söz konusu olmazken, bazı hastalar belirtileri oldukça şiddetli yaşayabilir. Şiddetli adet sancıları, çikolata kistinin en yaygın belirtisidir. Çikolata kistine ait sancılar, ağrı kesiciler ile dindirilemez. Adet dönemlerinde yaşanan bu sancılar; kusma, ishal ya da mide bulantısına yol açabilir. Çikolata kisti problemine sahip olan hastaların ortalama olarak %20’sinde adet dönemleri dışında da kronik ağrı meydana gelmektedir. Ancak pelvik ağrılar, her çikolata kisti olan kadında görülmez.”

ÇİKOLATA KİSTİ HAMİLE KALMAYA ENGEL Mİ?

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ercan Baştu, aşılama ve tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme tedavilerinin hamile kalınmasında yardımcı olabildiğini, hatta bazı durumlarda konservatif ameliyattan daha çok tercih edildiğini belirtiyor. Öyle ki çikolata kisti tedavi edilmediğinde doğurganlık oranı yüzde 2 ila 3 gibi oldukça düşük bir oranda seyrederken, aşılama ve yumurtlama uyarılması tedavileri birlikte uygulandığında bu şans yaklaşık yüzde 15’e yükseliyor. Tüp bebek tedavisinde ise şans daha da artıyor ve yaşa bağlı olarak değişmekle birlikte, hamile kalma oranı yüzde 50-60’lara ulaşabiliyor. Çikolata kisti olan kadınlarda infertilite sorununu tedavi etmek için birkaç yönteme başvurulduğunu belirten Doç. Dr. Ercan Baştu sözlerine şöyle devam ediyor:  “Çikolata kisti ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan ameliyat, ilaçlar, aşılama ve tüp bebek tedavisi yöntemlerinin hangisine başvurulacağı; hastanın yaşı, diğer doğurganlık faktörleri ve çikolata kistinin derecesi gibi bireysel faktörlere bağlı olarak değişiyor” diyor.
ÇİKOLATA KİSTİ TEDAVİSİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Endometriozisin kesin tanısının laparoskopi ile gözle görülerek yapıldığını ifade eden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı-Perinatolog Prof. Dr. Sevtap Hamdemir Kılıç, çikolata kistinin tedavisine yönelik olarak şu bilgiyi paylaştı: “Tedavisinde ana kılavuzumuz bebek isteğidir. Eğer bebek isteğimiz yoksa doğum kontrol hapları veya progesteronlar ile hastalık baskılanabilir. Ancak bebek isteği mevcut ise bu durumda tüplerin açık olup olmadığı önce açıklık kazanmalıdır. Ardından eğer kitle çapı 4 cm ve üzerinde ise laporoskopı ile temizlenmesi önerilmektedir. Ancak bu noktadaki en önemli sorunda hastanın yumurta rezervinin yeterli olup olmadığının açıklık kazanmasıdır. Eğer yeterli yumurta varsa cerrahi yapılmalıdır. Yumurta sayısı yeterli değilse cerrahi yumurtaları daha da azaltacağı için önerilmez. Cerrahi sonrasındaki ilk aylar gebelik şansı hastalığın evresi gerilediği için çok artar. Bu nedenle bebek tedavisi cerrahiyi takiben hemen başlatılmalıdır.”

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.