Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler Milletvekili Doğuş Derya, sadece cinsel suçlarla ilgilenmediklerini belirten toplumun sorunlarını yansıtan birçok yasa tasarısıyla ilgili istişarelerde olduklarını kaydetti. Sorunlar arasında hiyerarşi kurmanın pek doğru olmadığının altını çizen Derya, “Biz uzun bir süre insan hak ve özgürlüklerini konuşmayı ertelemiş bir toplumda yaşıyoruz. Hak ve özgürlük politikalarını layıkıyla konuşamadık.

Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bu politikalar konusunda ivme yaratmaya çalışırken öteki taraftan da insanların gündelik hayatlarını kolaylaştırıcı bazı önlemler almaya çalışıyoruz. Bunların hepsi bir bütün” dedi. ADA TV’de yayımlanan Gündemde Bugün Programı’nın konuğu olan milletvekili, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Yasa Tasarısı ve ülkenin en büyük yaralarından biri olan “kadına yönelik şiddetle” ilgili meclise sundukları Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Yasa Tasarısı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Birçok kadının fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını aktaran Derya, toplumsal cinsiyet eşitliğinin, insan hak ve özgürlükleri temelinde her bireyin hakkı olduğunu ve ülkedeki “homofobi” sorunun aşılması gerektiğini belirtti. Deryaprogramda şu ifadelere yer verdi:

‘İNSAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ TEMELİNDE YAŞAMAK GEREKİYOR’

“Biz sadece cinsel suçlarla ilgilenmiyoruz başka işlerle de ilgileniyoruz. Sorunlar arasında hiyerarşi kurmak doğru değildir. Bir kişinin hürriyeti ve eşit şartlarda yaşaması, o kişinin kazandığı ücret kadar ödediği elektrik faturası kadar önemlidir.

İnsan hak ve özgürlükleri temelinde yaşamak gerekiyor. Biz uzun bir süre insan hak ve özgürlüklerini konuşmayı ertelemiş bir toplumda yaşıyoruz. Hak ve özgürlük politikalarını layıkıyla konuşamadık. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bu politikalar konusunda ivme yaratmaya çalışırken öteki taraftan da insanların gündelik hayatlarını kolaylaştırıcı bazı önlemler almaya çalışıyoruz. Bunların hepsi bir bütün. Bir demokrasi hadisesidir. Düzgün bir demokrasi düzgün bir ekonomi ile el ele gidecek vaziyette olmalıdır. AB’nin standartlarında bir hayat için üzerimize düşen yasal girişimlerde bulunmak gerekiyor.

‘TAKIM ÇALIŞMALARI YAPIYORUZ’

Meclis çalışmaları oldukça yoğun. Komitelere gelen yasa tasarılarını halk ilgili web sitesinden takip edebilir. Hangi milletvekili hangi yasa tasarısını sundu hepsi açıklamalarıyla incelenebilir. Vatandaşın, ilgilendikleri konularla ilgili görüş ve öneri bildirebilecekleri bir opsiyon da var bu web sitesinde. Onun dışında ayrıca elimizden geldiğince sivil toplum örgütleriyle de istişare içerisinde bir takım çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Onlarla bir mutabakat sağlayarak yasa ve önerileri getirmeye çalışıyoruz. Bir milletvekilinin her konuda her şeyi uzman gibi bilmesi mümkün olmayabilir. Ama daha önce hiç ilgilenmediğimiz, vekil olmak vesilesiyle önümüze gelen konular var, bilgi ekseninde bir takım çalışmalar yapılarak istişareler daim kılınıyor.

‘AYKIRI SUÇLAR BÖLÜMÜ İHTİYAÇLARI KARŞILAMIYOR’

Bizim ceza yasamız 1920’lerden kalma bir ceza yasası. İçinde çok fazla tadilat yapılması gereken bir nokta vardı. Ahlaka Aykırı Suçlar bölümü bugünkü ihtiyaçları karşılamaktan çok uzaktı. Modern hukuk devletlerinin kullandığı uyguladığı metotlardan uzaktı. Bunların tadil edilmesi ile ilgili talep vardı. Medya eşcinselliği suçlayan maddelere odaklandı ancak, sadece eşcinselliği suçlayan maddeler değil. Bu konuda AB Mahkemesi’nde bir dava sürüyor. KKTC tanınmış olmadığı için Türkiye’nin alt yönetimi olarak muamele görüyoruz ve bu davadan dolayı Türkiye ceza yiyecekti. Daha geçmiş dönemlerde kaldırılmış olması lazımdı. İnsan hak ve özgürlükleri bakımından dışlayıcı ve aykırı bir vaziyetteydi maddeler. Biz elimizden geldiğince taciz, tecavüz, çocuk istismarının engellenmesi, zihinsel engelli bireylerin istismarının önlenmesi gibi maddelere de dokunduk. Onları kaldırdık. Fuhuşla ilgili caydırıcı maddeler getirmeye çalıştık. Bugünkü çağdaş hukuk devleti normlarına uygun bir yasa tasarısı getirmeye çalıştık. Özellikle medyanın sadece eşcinsellikle ilgili olan maddeye takılmış olması, homofobik yorumlar yapılmasından kaynaklandı. İlerici fikirler önce bir reaksiyonla karşılaşır daha sonra da neyin ne olduğu süreç içerisinde anlaşılır.

‘SADECE CİNSEL SUÇLARLA İLGİLENMİYORUZ’

Biz sadece cinsel suçlarla ilgilenmiyoruz başka işlerle de ilgileniyoruz. Sorunlar arasında hiyerarşi kurmak doğru değildir. Bir kişinin hürriyeti ve eşit şartlarda yaşaması, o kişinin kazandığı ücret kadar ödediği elektrik faturası kadar önemlidir. İnsan hak ve özgürlükleri temelinde yaşamak gerekiyor. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bu politikalar konusunda ivme yaratmaya çalışırken öteki taraftan da insanların gündelik hayatlarını kolaylaştırıcı bazı önlemler almaya çalışıyoruz. Bir demokrasi hadisesidir. Düzgün bir demokrasi düzgün bir ekonomi ile el ele gidecek vaziyette olmalıdır.

‘KADINA YÖNELİK ŞİDDET GÖRÜNÜR OLDU’

Son zamanlarda kadına şiddete karşı duyarlılık gösteren ve ses çıkaran sivil toplum örgütlerinin çabasından dolayı hem de artık devletin bunu yakinen görmesinden dolayı kadına şiddet daha görünür oldu. Hayatında en azından bir kere fiziksel şiddete maruz olan kadınların yüzde 75’e çıktığını göstermiştir istatistikler. Evlilik içi tecavüzler de dahil hayatında en az bir kere cinsel tacize maruz kalanların oranı yüzde 30’a yakın. Psikolojik şiddet yüzde 90’larda. Yakın zamana kadar sosyal riskleri önleme vakfının sığınma evi vardı, biz de Feminist Atölye olarak destek vermiştik. Dayak yerken bayıldıktan sonra bile yüzü darmadağın olmuş kadınlar geldi çocuklarıyla. Şiddetin her türlüsünü yaşayan kadınlarla sürekli görüşüyorum. Bu vekillik vazifesinden dolayı paratoner durumundayım da.

“SEKS KÖLELİĞİYLE İLGİLİ BİLGİ VERİYORUZ”

Seks köleliği ile ilgili de sürekli İçişleri Bakanlığı’na bilgi veriyoruz. Bu sorunları ortadan kaldıracak sistemsel çözümler üretmemiz gerekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddeti önleme yasa tasarısı hazırladık. Bunlar geçtikten sonra en azından yasal bir kurumsal zemin söz konusu olacak.

Star Kıbrıs