1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. HUKUKSUZLUĞUN DANİSKASI!
HUKUKSUZLUĞUN DANİSKASI!

HUKUKSUZLUĞUN DANİSKASI!

Kahrından ölen var

A+A-

Eşdeğer hak sahipliği ve bu tanıma giren yerlerin kim veya kimlere siyaset eliyle “peşkeş” çekildiği, aradan geçen 44 yıla karşın toplum vicdanında hala kanayan bir yara olarak durmakta.

Ufuk ÇAĞA

KKTC’de terkedilmiş taşınmaz mallarla ilgili birçok hukuki düzenleme bulunmasına rağmen, bu gibi yerlerin dağıtılması noktasında yıllardan beri anayasal suç işleniyor. 74 yılından günümüze, aradan yaklaşık 44 yıl geçmesine rağmen, hala eşdeğer hakkı bulunan birçok vatandaşa eşdeğerine karşılık taşınmaz mal verilemezken, Rumlardan kalan birçok taşınmaz ise, yandaşlara adeta peşkeş çekildi. Yıllardan beri işlenen bu anayasal suç, hükümetler tarafından özellikle kira mukavelesi ve şehir planlama sorunu olarak lanse edilerek ört bas edilmeye çalışılıyor.

 

Öncelik “eşdeğercilerde”

KKTC Anayasası ile İskan, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası, terkedilmiş taşınmaz malların tahsisinde, Güney Kıbrıs’ta taşınmaz mal bırakmak zorunda kalmış “Eşdeğercilere” öncelik verilmesi ve yapılmış usulsüzlüklerin ve hatalı uygulamaların iptal edilmek suretiyle düzeltilmesini emrederken, gelir kaybı için ise tazminat öngörülmekte.

 

Anayasal düzenleme

Anayasanın 159. Maddesi ile diğer ilgili maddeleri, terkedilmiş taşınmaz malların, sadece Anayasada belirtilen amaçlar olan orman, yeşil saha, anıt ve park yerleri, sular, yeraltı suları, doğal kaynaklar ve savunma alanları, kamu yönetimi ve askeri amaçlar için gerekli bina, tesis ve arsalar ile şehir ve kırsal planlama ve toprak koruma amaçları için, İTEM yasası kapsamı dışında bırakılabileceğini öngörüyor. Bunların dışında kalan taşınmaz malların ise, öncelikle Güney Kıbrıs’ta taşınmaz mal bırakmış vatandaşlara eşdeğerde verilmesi öngörülmekte. Bunun yanında, gelir kaybından kaynaklanan zararın da tazmin edilmesi öngörülmekte.

 

Bakanlar kurulu kararları Anayasaya aykırı

Bu arada, ülkede yıllardan beri Bakanlar Kurulu kararlarıyla, kira yolu ile dağıtılan birçok taşınmaz konusunda Başsavcılık görüşü de bulunmakta. KKTC Meclis Başkanlığı’na 13 Haziran 2017 tarihli Başsavcılık tarafından yazılan yazıda, terkedilmiş taşınmaz malların, Bakanlar Kurulu kararı ile İTEM Yasası kapsamından çıkarılarak yatırım amacı ile veya kamu yararı gerekçesi ile gerçek ve/veya tüzel kişilere kiralanmasının veya tahsis edilmesinin Anayasaya ve yürürlükteki mevzuata aykırı olduğu ifade edildi.

 

Devlet eliyle Anayasal suç işleniyor   

Hem Anayasal düzenleme hem de Başsavcılık görüşü olmasına rağmen, yıllardan beri Bakanlar Kurulu kararlarıyla özellikle yandaşlara kiralanan veya tahsis edilen taşınmazlarla ilgili, Devlet Anayasal suç işlemekte ve bu konuda herhangi bir soruşturma ise açılmamış. Bu yağmalamaya hükümetlerin uydurduğu kılıf ise, “Kira mukavelesi ve şehir planlama sorunu.” 

 

Binlerce dönüm dağıtıldı

1974 yılından günümüze  44 yıl geçmesine rağmen, Güney’den göç eden ve hala Güney’deki mallarına karşılık eşdeğer alamayan birçok vatandaş bulunmasına karşın, Bakanlar Kurulu kararlarıyla binlerce dönümlük taşınmaz, yandaşlara ya kiralanmış ya da eşdeğer şeklinde dağıtılmıştır. Aradan geçen bunca zamana karşılık, hala eşdeğer mağduru olan vatandaşların müracaatlarına devlet tarafından verilen yanıt ise, “Dağıtılacak mal kalmadı” şeklinde oluyor.

 

Şirketler farklı isimler aynı

2010 yılından beri Bakanlar Kurulu kararlarıyla dağıtılan taşınmazların listelerine ulaşan Yeni Bakış, söz konusu listelerde birçok tanıdık firma ismine rastladı. Dağıtılan taşınmazların diğer bir özelliği ise, çok büyük  kısmının maddi değerlerinin oldukça yüksek yerler olması ve bu yerlerin özellikle yandaşlara peşkeş çekilmiş olması. Bu arada, listelerdeki bir diğer dikkat çekici kısım ise, dağıtılan yerlerin farklı şirket adı altında aynı kişilere verilmiş olması.

 

Yatırım yok uzatma var

Bu arada, yatırım yapılması amacıyla Bakanlar Kurulu kararıyla, özel şahıs veya firmaya kiralanan birçok yerin, aradan geçen uzun yıllara karşın üzerine herhangi bir yatırım yapılmaması dikkat çekiyor. Bu gerçekler ortada dururken ise söz konusu yerlerin yine aynı kişi veya firmayla olan sözleşmelerinin uzatılması olayın bir başka boyutu.

 

Devredenler var

Yine bu taşınmazları yatırım amacı ile kiralayan bazı firmaların, bu taşınmazları üzerine küçük bir yatırım yaptıktan sonra çok büyük paralara başka kişi veya firmalara devrettikleri de raporlara yansıyan bilgiler arasında. Bu devirlerin ise, devlet ortoritesi tarafından bilinmesine karşın, bunun engellenmemesi ise yanıtlanması gereken ciddi bir soru. 

 

Hak sahiplerine yok deniyor 

Bakanlar Kurulu kararlarıyla maddi değeri oldukça yüksek yerler belli kişilere dağıtılırken, bu yerlerin eşdeğer hak sahiplerine niye verilmediği ise bir diğer soru. Bu tarz değerli yerlerin eşdeğercilere değil de belirli kişilere kiralanması, yapılan bu işlemlerin peşkeş olduğunu da açıkça ortaya koyuyor. Hiçbir yönetimin dur diyemediği bu peşkeşin ne zaman biteceği ise ayrı bir merak konusu.

 

Sorunlar hep sümen altı

Öte yandan, konuyla ilgili Yeni Bakış’a bilgi veren bazı eşdeğer mağduru Güney göçmeni vatandaşlar, tüm uğraşlarına rağmen yıllardan beri eşdeğerlerine karşılık mal alamadıklarını vurguladılar. Mağdur vatandaşlar, eşdeğerle ilgili zaman zaman paketler açıldığını, ancak pakete konan yerlerin ya dere yatağı ya da üzerinde ot bile bitmeyen yerler olduğunu belirttiler. Vatandaşlar, gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin eşdeğercilerle ilgili sorunları görmezden geldiğini ve sorunlarının hep sümen altı edildiğini de vurguladılar.

 

Rant sağlıyorlar

Gazetemize konuşan mağdur vatandaşlar, devleti yönetenlerin rant elde etme peşinde olduklarını iddia ederek, “Bakanlar Kurulu kararlarıyla bu değerli yerler birilerine verilebiliyorsa, hak sahiplerine de verilebilir. Ancak bu yapılmıyor ve hak sahiplerine dere yamaçları reva görülüyorsa, burada bir art niyet vardır ve bizce birileri buralardan rant elde ediyordur” şeklinde görüş belirttiler.

 

Kahrından ölen var

 Eşdeğer mağdurları, aradan geçen 44 yıllık sürede Güney’deki malına karşılık eşdeğer alamayan bazı vatandaşların kahırlarından öldüklerini söylediler. Yıllarca devlet dairelerine gidip gelmekten usandıklarını belirten mağdurlar, “Zaten Güney’den Kuzey’e göç eden ve malı olan insanların çoğu vafat etti, çocukları veya torunları da bu işlerle pek uğraşmıyor. Devletimiz herhalde bizlerin de ölmesini bekler ki bizim hakkımızı da birilerine peşkeş çeksin” şeklinde konuştu.

Alanın elinde kaldı

Eşdeğer mağdurları, yaşanan bu sorunun aslında 1974 yılından hemen sonra başladığını belirterek, yapılan eşdeğer mal dağıtımlarında da birçok yanlışın yapıldığını iddia etti. Mağdurlar, 1974 sonrasında yönetimde olanlar ve yakınlarına eşdeğer sahibi olup olmadıklarına bakılmaksızın haksızca mal dağıtıldığını iddia ederek, “Eğer arkan yoksa bu devlette senin zırnık kadar hakkın yoktur, aslında yaşaman bile hiç kimsenin umurunda değil. Bu 40 yıl önce de aynıydı şimdi de aynı” dedi.

1-20180405094150.jpg

1-20180405094150.jpg

3-479.jpg

4-243.jpg5-141.jpg

6-100.jpg

7-048.jpg

8-037.jpg

9-023.jpg

Yenidüzen

 

Etiketler : ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.