1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. “Hükümet krizi yönetemiyor!”
“Hükümet krizi yönetemiyor!”

“Hükümet krizi yönetemiyor!”

Bazı siyasi parti temsilcileri, hükümetin koronavirüs salgını ile ilgili daha ilk günden alması gereken tedbirleri daha yeni almaya başladığına dikkat çekerek, acemice davranıldığını, bir planlamaya ihtiyaç olduğunu belirtti

A+A-

BKP Genel Başkanı İzcan: İlk günden sokağa çıkma yasağının uygulanması gerekirdi. Hükümet kısmi tedbirlerle hareket etmeye çalıştı, bu da doğal olarak hastalığın artarak yayılmasına yardımcı oldu

TKP-Yeni Güçler Genel Başkanı Çakıcı: Karantina merkezlerinin donanımı, test sayısı artırılmalı, özel hastanelerle sağlık bakanlığının koordine içinde olması gerekiyor

Sol Hareket Üyesi Korkmazhan: Ne yazık ki hükümet kendisine yapılan en baştaki çağrıları dikkate almadı, bunu inada bindirdi, en başta alınması gereken tedbirleri daha bugün aldı. Daha da almadıkları var. Dolayısıyla en başından beri tamamen acemice bir kriz yönetimi ile karşı karşıyayız

Şükrü IRKIM

Yeni Bakış’a konuşan bazı siyasi parti temsilcileri, hükümetin kısmi olarak sokağa çıkma yasağı kararı almasında geç bile kaldığını belirterek, testlerin ve denetimlerin daha da artırılması gerektiğine vurgu yaptı.

BKP Genel Başkanı İzcan: İlk günden sokağa çıkma yasağı ilan edilmeliydi

BKP Genel Başkanı İzzet İzcan, tüm dünya ülkelerinin küresel bir salgınla karşı karşıya olduğunu belirterek, birtakım tedbirlerin hızlı bir şekilde alınması gerektiğini söyledi. İzcan, “Bu tedbirlerin erken alınması olumsuz gelişmeleri ve virüsün yayılmasını engeller” diyerek, hükümetin aldığı tedbirleri yeterli bulmadığını kaydetti. İzcan, ilk günden sokağa çıkma yasağının uygulanması gerektiğini ifade ederek, hükümetin kısmi tedbirlerle hareket etmeye çalıştığını, bunun da doğal olarak hastalığın artarak yayılmasına yardımcı olduğunu kaydetti. İzcan, hükümetin daha kararlı ve cesur adımlar atması gerektiğini belirterek, “sokağa çıkma yasasının olması şarttır ve buna vatandaşın da uyması gerekir” dedi. İzcan, alınan tedbirlere ve kurallara uymayan kişilerin ciddi cezalar alması gerektiğini belirtti. İzcan, bu süreçte ekonominin ciddi bir darboğaza gireceğinin kesin olduğunu belirterek, ekonomik sıkıntıların iş çevresini, emekçileri, dar gelirlileri, özel sektör çalışanlarını ve daha bir çok üreticiyi olumsuz etkileyeceğini belirtti.

“Hükümetin kararlı davranması gerekiyor”

İzcan, hükümetin ortaya ciddi bir ekonomik program koyması gerektiğini belirterek, kaynak yaratması  ve bu duran sektörlerin hastalığın hemen ardından sağlıklı bir şekilde yürümesi için kararlı davranması gerektiğini söyledi. İzcan, hükümetin bir planlamaya ihtiyacı olduğunu söyleyerek, aylarca kapalı kalacak işyerlerinin taksitlerini ödeyemeyecek olan kişilerin, çalışan sektörleri destekleyip, çalışmayanları sübvanse edecek bir ekonomik programın hazırlanması gerektiğini kaydetti. İzcan,”Bu salgın görülüyor ki uzun süreye yayılarak devam edecek. Başta turizm sektörü, eğitim sektörü, tarım sektörü, sanayi sektörü olmak üzere ve esnaf sektörü olmak üzere herkesi bu durum ciddi bir darboğaza itecektir” dedi. İzcan, hükümetin önceliğinin çalışanların haklarını korumak olduğunu belirterek, “güvencesiz çalışan, esnek çalışan, özel sektör çalışanları ve serbest çalışanların işsiz kalma olanakları oldukça yüksektir” diye konuştu.

“Olağanüstü hal ilan edilmesi gerekiyor”

İzcan, hükümetin özellikle de işten çıkarmalara karşı ciddi tedbriler alması gerektiğini belirterek, bir ekonomik kaynakla ekonomiyi sübvanse etmesinin şart olduğuna vurgu yaptı. İzcan, hükümetin yapması gerekenleri bir an önce yapması gerektiğini belirterek, “bunlar olmazsa ülke ciddi anlamda bir darboğaza girecek” dedi. İzcan, hükümetin bu olanların önünü alabilmesi için olağanüstü hal ilan etmesi gerektiğini söyleyerek, dünya sağlık örgütü (DSÖ)’nün yaptığı açıklamaya uyularak herkese test yapılması gerektiğinin altını çizdi. İzcan, hükümetin sağlık bakanlığının ve sağlık servisinin testlerle hastaları tespit etmesi gerektiğini belirterek, “sağlık denetimlerinin, testlerinin olması, vatandaşın da bu tedbirlere riayet etmesi ve devletin ise uymayanlara karşı en şiddetli cezaları alması gerekir” dedi. İzcan, devlet bütçesinin dikkatli bir şekilde kullanılması gerektiğini, uluslararası kurumlardan yardım talep edilmesi  ve kendi kaynaklarını da etkili kullanarak herkesin imkanları dahilinde fedakarlık yapacağı bir politika izlemesinin önemli olduğunu belirtti.

“Herkes fedakarlık yapmalı”

İzcan, ülkeye fedakarlığın zenginlerden başlaması gerektiğini vatandaşın birlik olması durumunda bu zor günlerin atlatılabileceğine inandığını kaydetti. İzcan, “Hükümetin yapması gereken en önemli şey şu anda özel sağlık kurumlarına el koymaktır. Gerekirse onları karantina hastanesine çevirerek bu olağanüstü koşullarda halka hizmete sunarak bunu sağlamaktır” dedi. 

Sol Hareket Üyesi Korkmazhan: Sistemsel bir kriz söz konusu

Sol Hareket Üyesi Abdullah Korkmazhan, dünya ve insanlığın büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu söyleyerek, bu her ne kadar da virüsten kaynaklı bir kriz gözükse de çok daha derinsel ve sistemsel bir kriz olduğunu kaydetti. Korkmazhan, uzun yıllardır sağlık hizmetinin özelleştirmelerle piyasanın insafına devredildiğini belirterek, hastaneler ve sağlık sisteminin hepsinin özelleştirildiğini söyledi.

Korkmazhan, dünyada ilaç teknolojisini elinde tutan ve ilaçları üreten büyük ilaç firmaları olduğunu, bu ilaç firmalarının gerekli gördüğü ilaçları insanların sağlığı için değil de hangisi daha çok para kazandırır mantığıyla ürettiği için bugün dünya ve insanlığın virüs karşısında korunmasız olduğunu belirtti.

“Acemice bir kriz yönetimi var”

Korkmazhan, bugün en gelişmiş devletlerin bile sağlık hizmetlerinin çöktüğünün görüldüğünü, bunun nedeninin ise sağlığı özele ve piyasaya devretmek olduğunu belirterek, kamusal sağlığın teknolojiye oranla kullanılmadığını kaydetti. Korkmazhan, “Ne yazık hükümet kendisine yapılan en baştaki çağrıları almadı, bunu inada bindirdi, en başta alınması gereken tedbirleri daha bugün aldı. Daha da almadıkları var. Dolayısıyla en başından beri tamamen acemice bir kriz yönetimi ile karşı karşıyayız. Her şey için çok geç kaldılar. Bu virüsün yayılması için gereken her şeyi yaptılar ve yayılması için her türlü koşulu sağladılar” diye konuştu.

Korkmazhan, gerekli karantina önlemlerinin, izolasyon önlemlerinin, gerekli kamusal sağlık altyapısının  güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, “bundan dolayı bizim esas krimiz bugünlerde başlıyor” dedi.

“Testlerin artması gerekiyor”

Korkmazhan, en başından beri yapılması gereken tek şeyin sokağa çıkma yasasını ilan olduğunu belirterek, dSÖ’nün şu an önerdiği ‘olabildiğince test yapın’ uyarısına uyulması gerektiğini kaydetti.

Korkmazhan, hükümetin ayrı bir karantina hastanesi yapmak yerine, “ülke sağlık sisteminin kalbi olan Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu devlet hastanesini karantina hastanesine çevirdik ve başka hastalığı olup gelen insanları çaresiz durumda bıraktık” dediğini, takip sisteminin yetersiz olduğunu, yani hastalığın teşhis edildiği kişinin temas ettiği kişilerin hızlı bir şekilde tespit edilerek karantina altına alınması, test edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. İzole edilme sürecinin yetersiz işlemekte olduğunu belirterek, dolaysıyla acemice bir yönetim anlayışıyla gerçekten toplumun sağlığı ve geleceğinin ne yazık ki belirsiz olduğunu söyledi.

“Bu yükün sorumluluğunu halka itiyorlar”

Korkmazhan, “Hükümetin az bir bütçesi olmasının sorumluluğunu, yükünü sadece emekçilere ve çalışanlara verecekse bu yükü kimse kaldıramaz” dedi. Hükümetin milyonlarca vergi borcunu sildikleri, teşvik verdikleri iş çevreleri ve çok ciddi bir kaçak ekonomi olduğunu ve bunların üzerine çok süratle gidilmesi gerektiğini kaydetti.

Korkmazhan, şöyle devam etti, “Zenginler vardır bu ülkede, bu ülkenin kaynaklarını sömürerek çok büyük servetlere sahip olanlar vardır, bunlara şu an bir servet vergisi getirilmelidir.

Yalnızca hayvancıya, çiftçiye, emekçiye ve sıradan halka bu yükü yüklerseniz bunun altından kimse kalkamaz. Bunca zamana kadar sağlık sistemine yeterince yatırım yapılmadı, kamusal sağlık sistemini çökerttiler, bütün sağlığı özel hastanelere devrettiler ve şu an bunun bedelini halka ödetiyorlar.

Bu krizin faturasını krize sebep olanlar ve kriz karşısında mücadele edemememizi sağlayanların ödemesi gerekiyor. İşten durdurmalar yasaklanmalıdır bir an önce ve ücretsiz izne gönderme uygulaması da yasaklanmalıdır. Kriz zamanında herkes elini taşın altına koymalıdır, bunun için ülke olarak herkesin fedakarlık yapması lazımdır ve bir an önce en doğru kararların alınması gerekir.”

TKP-Yeni Güçler Genel Başkanı Çakıcı: Tedbirlere geç bile kalındı

TKP Yeni Güçler Genel Başkanı Mehmet Çakıcı,koronavirüsünün erken geçecek bir salgına benzemediğini belirterek,  daha kararlı ve doğru tedbirlerin alınması gerektiğini,  vatandaşın da mümkün olduğunca evden çıkmaması gerektiğini kaydetti. Çakıcı, “Hijyenik olarak kendimizi korumamız lazım çünkü bu durumun bilincine varamayan, önemini anlamayan ve küçümseyen bazı bireylerin olduğunu ve güvenlik tedbirleri dışında davranıldığı görülüyor. Hükümetin sokağa çıkma yasağını yanlış bulmuyorum dolayısıyla bunun için geç bile kalınmıştır” dedi. Çakıcı, tedbirlerin ekonomik anlamda tam olarak yeterli olmadığını belirterek, “şu an insanların maaşları ne olacak ve özel sektörün maaşları ne olacak bunları maalesef bilmiyoruz. Birlik ve dayanışmayı önemsememiz gerekiyor” diye konuştu.

“Altyapımız yeterli değil”

Çakıcı, siyasiler ve halk arasında fırsatçılığa dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, “ilaçların fiyatları arttı” dedi. Çakıcı, altyapının yeterli olmadığını, solunum cihazlarına ihtiyaç olduğunu ve sağlık merkezlerinin daha etkili kullanılmasına ihtiyaç olduğunu kaydetti. Çakıcı, bazı tedbirlerin alındığını ama bunun yanında da çok yanlışlar olduğunu söyledi.

Çakıcı, karantina merkezlerinin donanımı, test sayısı artırılmalı, özel hastanelerle sağlık bakanlığının koordine içinde olması gerektiğine dikkat çekerek, “Özel hastanelerde güçlü bir sağlık ekibi vardır bunlarla da istişare içinde olunması gerekir” dedi.

“Koronavirüsü en zor zamanımızda vurdu”

Çakıcı, şöyle devam etti, “Kaynak yaratmamız gerekiyor, bazı fonlardan geçici olarak yararlanmak gerekiyor ve Türkiye ile dayanışma içinde olunması gerekiyor. Salgının önüne geçebilmek için bu sokağa çıkma yasasını da en iyi şekilde yerine getirmemiz gerekiyor.

Hastanenin yandığı dönemde, ekonomik krizlerin olduğu dönemde ve ekonomik olarak ana tedbirlerin gerektiği şekilde yapılmadığı ve alınmadığı dönemde bu durum bizi yakalamıştır.

Umut ediyorum ki hep beraber sağlıkçılar ve diğer görevde olanlar hep birlikte bu zorlu süreci atlatırız ve her şey daha iyi olur.”

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.