Sivil toplum örgüt temsilcilerinden Feral Uyumsal, Seval Oyaltan ve Hatice Özler Şahin, son genel seçimlerde halkın umduğunu bulamadığına dikkat çektiler

Cuma akşamları yayınlanan “SÖZ SİZDE” programında bu hafta, ülke gündeminde yer alan konular tartışıldı. Programda bu hafta sivil toplum örgüt temsilcileri, Feral Uyumsal, Seval Oyaltan ve Hatice Özler Şahin katıldı.

HATİCE ÖZLER ŞAHİN “BEKLENTİLER KARŞILANMADI”
“28 Temmuz seçimlerinden sonra, Meclisimize yeni yüzler girdi. Ama görüyoruz ki pek fazla bir şey değişmemiş. Görünüş değişmiş olabilir. Fakat daha önceki yıllara göre performans olarak istenilen düzeye gelindi mi, açıkçası bu beni düşündürüyor. Ülke için çok fazla yeniliğin olduğunu düşünmüyorum. Beklentiler karşılanmadı. Geçiş dönemi hükümetinin yarattığı olumlu havanın arkası getirilemedi.

O hükümet, yani Sibel Siber hükümeti aslında bir “Güzin abla” modeli hükümetti. İnsanlara bir umut pompalandı o dönem. Ümitlendik kötü bir dönemin arkasından. Maalesef UBP kendi içinde çok kötü bir süreç yaşadı.”

“BİZİM KORKULARIMIZ VAR”
“Bizim toplum olarak korkularımız var. Ve bu korkuların olması da normaldir. Osmanlı döneminden bu yana, İngiliz dönemi, daha sonra yaşananlar düşünüldüğünde rahat olduğumuz hiçbir dönem olmadı. Adanın stratejik önemi hep başımızı ağrıttı. Üst olarak kullanıldı bu ada. Konum itibarı ile olduğumuz nokta bu yaşananların sebebidir. Ve korkuları olan sadece biz değiliz. Güneydeki Rum halkı da yaşıyor benzer korkuları. Bizler kendimize güvendiğimiz için buralardayız. Bu ülkenin aydın kadınları olarak ülkemizi tartışıyoruz. Bu da kendimize güvendiğimizi gösteriyor.”

“DEĞİŞİM DURAĞAN DEĞİLDİR”
“ABD kendi çıkarları için bu bölgeye yatırım yapıyor. Savaşacak askeri kalmadı. Türk askeri kullanılıyor birçok yerde. Yine öyle olacak. Zavallı insanlar savaştırılır emperyalist ülkeler tarafından. Bu ülkede her şey, ideolojiler bir birine karıştı. Değişim durağan değildir. Her zaman için olumluda değildir. Ahbap ilişkilerimiz çok bizim. Siyasetçiler örnek olmalı. Kadın siyasetçiler de birer örnektir. Ve pek çok kadınımız başarılı kadınları gördükçe örnek alıyor. Bu örnekleri çoğaltmak gerek.”

SEVAL OYALTAN “DEĞİŞİM ZİHİNSEL OLMALI”
“Mecliste kişiler, yüzler değişmiş olabilir. Ama toplumun yaşam kalitesinin değişmesi için çaba gösterilmiyorsa bu değişim sağlanmış sayılmaz. Milletvekilliği bu değişimlerin yapılması için araçtır. Ülkeye zihinsel anlamda bir değişim gerek. Halk hala bekliyor. Yapılması gereken reformlar var. Anayasa mesela, bu değişim toplumda ciddi şekilde hissedilecek. Ciddi çalışmalar yapıldı, ortaya emek kondu. Ama son dakika ortaya çıkan sorunlar oldu. Halk nefesini tutmuş bekliyor.”

“HAKKIMIZI ARAMALIYIZ”
“Çözümü her zaman düşünmeli ve zorlamalıyız. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yaşananlar çok da umutlandıran olaylar değildi. Ama bu fırsatı kaçırmamalı ve güven artırıcı adımları atmalıyız. Rum halkı Türklerle yaşamaya hazır değil. Söylediğim gibi AP seçiminde bunu gördük. Ama biz vazgeçmemeliyiz. Mücadele etmeliyiz. Toplumsal çıkarlarımız için gerekirse uluslar arası arenalarda hakkımızı aramalıyız.”

“KOZ OLARAK KULLANILIYORUZ”
“Yeni bir birlik kuruluyor. Rusya da bu birliğin başını çekiyor. AB’ye karşı bir birlik olacak bu. Ciddi bir adım atıldı ve ABD bundan rahatsız oldu. Kıbrıs’a olan ilgisi de bundandır bence. Buraya konuşlanmak istiyor. Bizi Rusya’ya karşı bir koz olarak kullanmak istiyor. Kendimiz için bir şeyler yapmanın zamanıdır artık. Bir yerlerden başlamak gerek.”

FERAL UYUMSAL “HÜKÜMETLE HALK ARASINDA KOPUKLUK VAR”
“Toplum sessiz değil. Belli başlı sivil toplum örgütlerinden tepki koyanlar oldu. Ve bunların arkası gelecek. Hükümetle halk arasında kopukluk var. Verilen sözler yeni şeyler olmamasına rağmen yapılmıyor. Artık şikâyet edilmekten vazgeçilmesi gerek. Anayasa değişikliğinin bu noktaya getirilmesini eleştirecek kelime dahi bulamıyorum. Şimdiki hükümetin bir şansızlığı var. O da geçici hükümetin başarısı ve yakaladığı olumlu imaj. Çok kötü bir yönetimin arkasından, çalışmaya gayret eden, uğraşan bir hükümetti geçici hükümet dönemi. Ve bu enerjinin arkasından yapılan seçimlerde, yeni hükümetten beklentiler de yükseldi doğal olarak. 28 Temmuz seçimleri bu ülke için bir milat oldu. Ama bugün için baktığımızda beklentilerin karşılanmadığı ortada.”
“HERKES İŞİNE BAKSIN”
“Toplumun ihtiyaçları ile ilgilenilmiyor. Bir sıkıntı, bir kopukluk var. İlk başta, bizler başka ihtiyaçlar içinde iken, hatırlayınız ilk toplantıda, Başbakan ve Başbakan Yardımcısının bir koltuk krizi oldu. Herkes işine bakmalı.

Bu detaylara çok da önem verilmemeli. Anayasa değişikliği toplumun elindedir. Komisyonlarda bu değişikliklere oy verilip de daha sonra zaman gerekli demek bir çelişkidir. Ve yapılan işin aslında iyi yapılmadığını, ciddiye alınmadığını gösterir. Toplum da artık her şeyi ayağına beklemekten vazgeçmeli.”

“TOPLUM OLARAK BÖLÜNDÜK”
“Toplum olarak sınıflara bölündük. Bu bölünmeye yıllarca çanak tutuldu. Bir birine düşman kesimler yaratıldı.

Siyasi görüşlerden, çalışma alanlarına kadar. Ama aslında bir pazıl vardır ortada ve herkes, her şey bu pazılın bir paçasıdır. Ne kamuyu, ne özel sektörü birbirinden ayıramayız. Açık ve net bir şekilde konuşulmalı. Küçük olsun benim olsun düşüncesiyle bencilleştik. Bir birimize ihtiyacımız var. İnsanlar kolay yoldan işini halletmeye alıştı, alıştırıldı. Normal yolları kullanmıyoruz. Bu yüzden politize oldu. AB’yi konuşuyoruz. AB de hiçbir kurumun, şirketin bir kalemde, keyfi olarak vergisini silemezsiniz. Daha birçok örnek verilebilir. Bu alışkanlıklardan kurtulmadıkça iletiye doğru adım atamayız. Hiçbir şey gökten zembille inmez. En yukardan, en aşağıya kadar hazır değiliz. Açıkçası işimiz çok zor.”

Star Kıbrıs