1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. İMZALAMAYAN BAŞININ ÇARESİNE BAKSIN...
İMZALAMAYAN BAŞININ ÇARESİNE BAKSIN...

İMZALAMAYAN BAŞININ ÇARESİNE BAKSIN...

‘Ya imzalayın ya da kovulursunuz’

A+A-

 

CAS’ta, iş güvencesi verecek bir sözleşme imzalanması talebinde bulunan personele dayatma sözleşme…

 

Detay'ın haberine göre, Kıbrıs Havaalanı Hizmetleri (CAS) Şirketi çalışanları, devlet güvencesi ve barem skalası talebiyle hükümet nezdinde görüşmelerini sürdürürken, Perşembe günü dayatma bir sözleşme ile karşı karşıya kaldıklarını, kendilerine “Çarşamba’ya kadar imzalamayan başının çaresine baksın’ denildiğini belirterek, bunun üzerine 13 Şubat Cuma günü eski Kıbrıs Türk Hava Yolları (KTHY) binası önünde çadır eylemi başlattıklarını belirttiler.

Cuma günü itibariyle KTHY önündeki çadır eylemlerini sürdüren eski KTHY çalışanı olan 76 kişilik tüm CAS personeli, dün ani bir kararla Başbakan Yardımcılığı Ekonomi Turizm Kültür ve Spor Bakanlığı’na giderek, Serdar Denktaş ile görüşmek istediler.

Seçim yasakları dolayısıyla bugün gerçekleşmesi beklenen Bakanlar Kurulu’nun son toplantısı olacağını, dolayısıyla Bakanlar Kurulu’nda onaylanmasını talep ettikleri devlet güvencesi içeren sözleşme konusunda, Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’tan bir yanıt talep ettiklerini belirttiler.

Serdar Denktaş’ın makamda olmaması nedeniyle, CAS personeli olan eylemcileri, Başbakan Yardımcılığı Özel Kalem Müdürü Çelebi Ilık karşıladı. CAS personeli, bugünkü Bakanlar Kurulu’nun önünde tüm personelin bekleyeceğini ve çıkan sonuca göre de hareket planlarını belirleyeceklerini belirterek oradan ayrıldılar.

“YAZILI GÜVENCE VERİLMEDİ”

Bilindiği gibi, KTHY kuruluşu Ercan’daki son kale olan CAS ŞTİ’nin çalışanlarına 23 Temmuz 2014 tarihinde Başbakanlık önünde Başbakan ve Başbakan yardımcısı tarafından sözlü olarak güvence verilmiş olmasına rağmen 6 ayı aşmış süre içerisinde çalışanlara yazılı güvence verilmediğinden dolayı, çalışanlar 13 Şubat tarihinde, KTHY Merkez binasına Çadır Kurma kararı aldı.

CAS Şti.’nin çalışanlarına 23 Temmuz 2014 tarihinde Başbakanlık önünde Başbakan ve Başbakan Yardımcısı tarafından sözlü olarak güvence verilmesine rağmen, bugüne kadar herhangi bir yazılı güvence verilmediği belirtildi.

Başbakan Özkan Yorgancıoğlu da, CAS’a Kıbrıs Türk Hava Yolları’ndan (KTHY) aktarılmayan, sonradan giren çalışanların, iş akitlerine; şirketin batması halinde devlette istihdamlarına olanak sağlayacak bir madde konulmasını talep etmelerini doğru bulmadığını belirtti.

cas1.jpg

“BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI’NA GİTTİLER”

13 Şubat tarihinden beridir KTHY binası önünde çadır eylemlerini gerçekleştiren 76 CAS çalışanı,  dün ani bir kararla Başbakan Yardımcılığı Ekonomi Turizm Kültür ve Spor Bakanlığı’na giderek, Serdar Denktaş ile görüşmek istediler.

Serdar Denktaş’ın makamda olmaması nedeniyle heyeti Başbakan Yardımcılığı Özel Kalem Müdürü Çelebi Ilık karşıladı.

Bugün son Bakanlar Kurulu toplantısının gerçekleşeceğini ve ardından seçim yasaklarına girileceğine dikkati çeken CAS çalışanları, sıkıntılarının giderilmesi açısından bugünün kendileri için son fırsat olduğunu, dolayısıyla Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ile görüşerek kendilerine bir yanıt vermesini istediklerini dile getirdiler.

CAS ÇALIŞANLARI: “BAŞBAKAN İLE BAŞBAKAN YARDIMCISI TOPU BİRBİRİNE ATIYOR”

CAS çalışanları; “Topu birbirine atmak doğru değil, sorumlu iktidarın hangi ortağı ise bilelim, belirsizlik ortadan kalksın. Serdar Denktaş’tan bir basın açıklaması talep ediyoruz. Yarın (bugün) son Bakanlar Kurulu toplantısı, ardından seçim yasakları giriyor. Dolayısıyla yarın (bugün) bizim son şansımız. Olmazsa iki ay daha çadırda kalacağız. Bu işi neticelendirmeden, biz bu çadırı kaldırmayacağız” dediler.

ILIK: “SERDAR DENKTAŞ BAKANLIK’TA DEĞİL”

CAS çalışanlarını karşılayarak sıkıntı ve taleplerini dinleyen Başbakan Yardımcılığı Özel Kalem Müdürü Çelebi Ilık ise, Bakan Denktaş’ın programından ötürü bakanlıkta bulunmadığını, ancak tüm taleplerin Bakan Denktaş’a iletileceğinden şüphe duymamalarını söyledi.

cas2.jpg

KIRMIZI: “BİZ HAKKIMIZI ARARKEN TEHDİT EDİLDİK”

Eski KTHY mağduru olan CAS çalışanlarının Sözcüsü Osman Kırmızı, “Talep ettiğimiz sözleşmenin Bakanlar Kurulu’ndan geçeceği sözüyle 5 Bakanlar Kurulu toplantısı bekledik. Perşembe günü ise, bize dayatma olarak, barem skalası ve devlet güvencesi maddelerinin çıkarıldığı sözleşmenin, içerisinde grev yasağı bırakılmış hali önümüze sunuldu. Bu sözleşme, CAS şirketinin yüzde 50 hisselerinin vekaleten devredildiği Güvenç Cantaş tarafından önümüze getirdi. Cantaş, iş yerinde tüm çalışanları topladı ve bu sözleşmeyi imzalamamızı istedi. ‘Çarşamba’ya kadar imzalayın, imzalamayan başının çaresine baksın’ dedi. Biz hakkımızı ararken tehdit edildik. Tüm çalışanlar olarak, bu sözleşmeyi imzalamayacağımızı belirttik ve Cuma günü çadır kurduk” dedi. CAS çalışanlarının Sözcüsü Osman Kırmızı, gazetemize şunları anlattı:

 “DEVLET GÜVENCESİ SÖZÜ VERİLDİ”
“Biz CAS çalışanları olarak şirketimizin kapanması korkusuyla ve aynı sıkıntılarla yaşıyoruz. Sonunda da 29 Haziran seçiminin bir gün sonrası bize işten durdurma kâğıtlarımız verilmiştir. 6 yıl boyunca korktuğumuz başımıza geldi ve şirketimiz kapandı. 23 Temmuz 2014’te ise, devletimizin büyükleri Başbakan ve Başbakan Yardımcısı, Başbakanlık önünde yaptığımız eylemde, kapıya çıkıp bize; ‘CAS şirketinin tüm hisselerini aldıklarını, Türkiyeli ortağın aradan çıkarıldığını, şirketin yüzde yüzde devlet güvencesinde’ olduğu beyanını verdiler. ‘Gidin işinize sahip çıkın, bundan sonra sizin sahibiniz devlettir. Siz devlet çalışanısınız. Devlet güvencesi altındasınız, işinize başlayın’ dediler. Biz de bunun üzerine işimize başladık. Biz işimize başladığımızda dediler ki, ‘asgari ücrete başlayacaksınız fakat bir iki ay içerisinde biz devlet olarak uçak şirketlerini getirtip, sizin maaşlarınızı eskiye getireceğiz’ dendi. Memurların maaşı, 2350, işçilerin maaşı 1950 idi. O dönemde asgari ücret ise, 1515 civarındaydı. Yani memurların 850, işçilerin 450 TL gibi bir kaybı var. Biz de devlet güvencesinde olduğumuz için, eğitimliyiz ve tecrübeliyiz, bu işi çeviririz düşüncesiyle işimize başladık. Şirket de geldikçe maaşlarımız düzelir diye inandık.”

“UÇAK ŞİRKETLERİ GELMEDİ, MAAŞLARIMIZ AYNI, İŞ GÜVENCESİ DE SÖZDE KALDI”
“Ama 6’ncı ay geçti, hiçbir şey düzelmedi. Uçak şirketleri gelmedi, maaşlarımız yerinde sayıyor, iş güvencesi sadece sözde kaldı. Biz bu saatten sonra aynı şeyleri yaşamamak adına, bize verilen devlet güvencesini şirketle aramızdaki sözleşmeye ekledik. Ek olarak da ‘Göç Yasası’ olarak bahsedilen barem skalasını ekledik. Fakat Nisan ayından itibaren bize bu maaşlar yani ‘Göç Yasası’nın barem skalasındaki maaşları ödemelerini istedik. Ki Nisan’a kadar uçak şirketi getirtebilsinler ve bize ceplerinden fazla para ödemesinler diye… Ek olarak da, yanlış bir anlaşılma olmasın diye devlet güvencesi alıp CAS’ı kapattıracak, devlete kapağı atacaklar düşüncesi oluşmasın diye sözleşmemize ‘Çalışan ekip grev yapamaz, grev yaparsa iş akti feshedilir, işi son bulur’ diye bir madde daha eklettik. Yani en büyük Anayasal hakkımız olan grev hakkımızı kendi kendimizin elinden aldık. Yani bu CAS’ı kapattırmayacağımızın güvencesini verdik. ‘CAS’ı batırmayın, bizi de devlete almayın’ diyoruz.”

“DENKTAŞ HER ZAMAN İMZALAMAYA HAZIR OLDUĞUNU SÖYLEDİ”
“Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, ‘ben her zaman kendi adıma imzalamaya hazırım” beyannamesini vermiştir. Fakat son Çarşamba günkü Bakanlar Kurulu’nda CTP’nin onaylamadığını söyledi. Biz CTP’den Kutlay Erk’le görüştüğümüzde, ‘hayır bu sözleşme bizim elimize gelmedi, gelse bizde sıkıntı yok, Özkan Bey imzalar’ diye bir beyannamede bulunmuştur. Biz de bunun üzerine buraya geldik. Serdar Bey’den bir basın açıklaması isteyeceğiz.

“BİZ EKMEK NÖBETİNDEYİZ”
“Yarınki (bugünkü) Bakanlar Kurulu’na bu sözleşmeyi sunacağını çıkıp söylesin. Bakanlar Kurulu’nun önünde tüm arkadaşlar olarak bekleyeceğiz, çıkan sonuca göre de yapacağımız harekete karar vereceğiz. Bize çıkıp, ‘Özkan Bey, Serdar Bey ya da Zeren Mungan Bey yapmıyor’ diye çıkıp açıklasınlar. Biz çok bir şey istemiyoruz. Birbirlerine topu atıyorlar. Biz de pinpon topu olduk ondan oraya sekiyoruz. Bize istediğimizi versinler, bu karda kışta çadırda kalmak kimse istemez. Biz ekmek nöbetindeyiz, ekmeğimizi alıncaya kadar da çadırda kalmaya devam edeceğiz. Nöbet sistemi kurduk, geceleri sürekli 5 arkadaşımız çadırda kalıyor. Gündüz gelebilen herkes geliyor. Bu arada da işimizi aksatmıyoruz. Uçaklarımız kalkıyor, uçaklara hizmet vermeye devam ediyoruz yani iş aksatma gibi bir durumumuz yok. İş dönüyor, iyi niyet gösteriyoruz, onlardan da aynı iyi niyeti bekliyoruz.”

“ŞİRKETTEN SÖZLEŞME DAYATMASI”
“Talep ettiğimiz sözleşmenin Bakanlar Kurulu’ndan geçeceği sözüyle 5 Bakanlar Kurulu toplantısı bekledik. Perşembe günü ise, bize dayatma olarak, sözleşmede istediğimiz iki madde çıkarılmış ve içinde grev yasağı olan madde bırakılmış olarak önümüze sunuldu. Barem skalası ve devlet güvencesi maddelerinin çıkarıldığı sözleşmenin grev yasağı bırakılmış hali önümüze geldi. Bu sözleşmeyi önümüze vekaleten hisselerin devredildiği Güvenç Cantaş önümüze getirdi. Bilindiği gibi şirketin hisselerinin yüzde 50’si devletin yüzde 50’si de emaneten Güvenç Cantaş Bey’dedir.  Cantaş, iş yerinde tüm çalışanları topladı ve bu sözleşmeyi imzalamamızı istedi. ‘Çarşamba’ya kadar imzalayın imzalamayan başının çaresine baksın’ dedi. Biz hakkımızı ararken tehdit edildik. Tüm çalışanlar da bu sözleşmeyi imzalamayacağımızı belirttik ve Cuma günü çadır kurduk.”

Etiketler : , , ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.