1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. İŞ VAR DİYE GİTTİ BİR DAHA GERİ GELMEDİ!
İŞ VAR DİYE GİTTİ BİR DAHA GERİ GELMEDİ!

İŞ VAR DİYE GİTTİ BİR DAHA GERİ GELMEDİ!

“İş var” dedi, gitti gelmedi!

A+A-

Geçitkale'de elektrik direğine çarpan TIR kapısı ile araç arasına sıkışarak can veren Arif Ummak’ın annesi mahkemede tanık olarak dinlendi, söyledikleri yürekleri dağladı.

Sedef BOŞNAK

Geçitkale’de elektrik direğine çarpan TIR kapısı ile araç arasına sıkışarak can veren Arif Ummak ile ilgili, Gazimağusa Kaza Mahkemesi’nde Kıdemli Yargıç Ayşen Toroslu’nun huzurunda görüşülen, adli ölüm tahkikatının sonuna geliniyor.

Savcı Yardımcısı Serhan Bundak, müteveffayı ve müteveffanın ailesini temsilen Avukat Öncel Polili’nin hazır bulunduğu dünkü duruşmada, Serhan Bundak, mahkemeye 11 tanık dinletti.

Duruşmada sırasıyla, Otopsi Uzmanı İdris Deniz, İbrahim Çelebiaziz, Ayşe Çelebiaziz, Naciye Çelebiaziz, Hüseyin Kavaklıdere, Fezile Arnavut, Dinçer İzcan, Emine Yıldız Ummak, Hüseyin Ummak, Müfettiş Hüseyin Kuşaf ve Ece Vudalı yeminli şahadet verdi.

Müteveffa Arif Ummak'ın acılı annesi Emine Ummak'ın mahkemede söyledikleri yürekleri dağladı.

Yaşadıklarını mahkemeye anlatan Emine Ummak, "Oğlum, sabah işe gitti. Öğlen geldi, yemek yedi. Acele iş var dedi, gitti gelmedi" dedi ve gözyaşlarına boğuldu.

Emine Ummak, oğlunun evde sık sık Naciye Çelebiaziz ile ilgili şikayette bulunduğunu ve yakındığını belirterek, “Alet, edevatı karıştırır. Bir şey olacak” diye söylemlerde bulunduğunu aktardı.

Ummak, şöyle devam etti:

"Lapta'dan telefon geldi. Arif kaza yaptı dediler. Fezile ile oğlumun işyerine gittik. Orada oğlumun arkadaşını gördüm, 'Arif'e ne oldu' dedim. İki eliyle yüzünü kapattı. Kötü bir şey olduğunu anladım. Ayşe hanımlar, beni işyerine aldılar. Dışarı çıkmama izin vermediler. Kargaşa vardı, Naciye'nin 'ben yapmadım' diye bağırmaları vardı. Zaten sonrasını hatırlamam."

Şahadetini bitiren Emine Ummak, yakınlarının yardımıyla tanık kürsüsünden çıkabildi.

"Oğlum böyle hata yapmaz!"

Emekli polis ve kamyon şoförü olan baba Arif Ummak ise, olay gününü, olay yerinde olanların yaşadığı şoktan hatırlamadığını ifade ederek, kazanın belirtildiği gibi olmadığını iddia etti.

Olayın oluş şeklini kendisine anlattıkları ilk andan itibaren, "Olmaz böyle şey. Kamyon burada deneyelim" dediğini ancak, kimsenin tahkikatın yanlış yürütüldüğü ile ilgili şikayetlerini dikkate almadığını anlattı.

Kendisinin, olaydaki TIR'ın ikizini bularak, bahse konu TIR üzerinde 4 kez deneme yaptığını ve buna karşın TIR'ı yerinden kıpırdatamadığını iddia etti.

Ayrıca, evinde her gün kamyon, TIR ve buna benzer iş araçları olmasına karşın, oğlunun, kesinlikle bu araçları kullanmadığı anlatarak, “Oğlum, TIR kullanmazdı. Forklift üzerinde palet çatakları havada bırakmaz. Böyle hata yapmaz" diyerek, şu şekilde konuştu:

"TIR'da müdahalesini gerektirecek bir durum vardı. Oğlum, bu nedenle forklifti o şekilde bıraktı. Başka açıklaması olamaz. Polisler gerekli tahkikatı yapmadı. TIR ile direk arasındaki açıyı hesaplamadılar. Dedikleri gibi oğlum kıstırılsaydı, kıstırıldığı bölge şoför mahalline denk gelecek ve vücudunda, sağ memeden sol omuza doğru ezilme izi olmazdı. Kısaca, 30 santimde sıkışmasına imkan yok.

Poliste, olay günü çekilen fotoğrafları bilgisayardan gördüm. Aracın bıraktığı patinaj izini gördüm. İz ilk 80 santim dendi daha sonra 50'ye düşürüldü. Bence TIR en az 120 santim yürüdü. Patinaj izi de dengesizce verilen gaz sonucu oluştu. Bunu da aşağıdaki bir şahıs yapamaz. Üstelik el freni çekikken."

Hüseyin Ummak, oğlunun başkasının tedbirsizliği neticesinde öldüğünü ima ederek, Naciye Çelebiaziz'in olay günü "ben bir şey yapmadım" diye feryatlarının da adı edilenin de araçta olduğunu gösterdiğini söyledi.

"Naciye dükkandaydı" dediler

Öte yandan Naciye Çelebiaziz, verdiği ifadede, olay sırasında dükkandaki odasında olduğunu ve faturaları incelediğini anlattı.

Tanığın annesi olan Ayşe Çelebiaziz, babası İbrahim Çelebiaziz ve dükkanda müşteri olarak bulunan Hüseyin Kavaklıdere de, bu beyanı doğruladı.

Tanık Dinçer İzcan ise, olay öncesi Arif Ummak'ı görüp selamlaştığını belirterek, yanında ve olay çevresinde kimseyi görmediğini söyledi.

Müfettiş Hüseyin Kuşaf ise, 27 yıllık polis olduğunu belirterek, yaptığı tahkikatta, başka bir şahsın konu aracı hareket ettirdiği yönünde herhangi bir tespitte bulunmadığını ifade etti.

Otopsi Uzmanı İdris Deniz de, Arif Ummak'ın, göğüs ve karın bölgesindeki sıkışmaya bağlı olarak öldüğünü kaydedip, ceset üzerindeki dış bulgularında, sağ memeden sol omuza doğru morarma izi olduğunu anımsattı.

“Anlatılanlar senaryo!”

Arif Ummak’ın belirtildiği gibi ölmediğini iddia eden aile ve sevenleri, dün yine duruşma öncesi mahkeme binası önünde toplanarak, üzerinde fotoğraf ve “Eli kontak anahtarındaydı, yok yok değildi”, “’Ben yapmadım’ diyordun, neyi yapmadın?”, “Polis görevini yap zanlıları tutukla” yazılı pankart açarak kısa bir açıklama yaptı.

Aile adına açıklama yapan Ummak ailesinin yakını olan Hüseyin Hallaçoğlu, haklarını sonuna kadar savunacaklarını, gerekirse AHİM'e kadar gideceklerini belirterek, “Anlatılanlar senaryodur" dedi.

Olayın kaza değil cinayet olduğunu ileri süren Hallaçoğlu, devlet memurlarının kasıtlı olarak yalan söylediğini iddia etti.

Dava, kaldığı yerden dinlenmek üzere, 24 Nisan 2017 tarihinde saat 13.30'a ertelendi.

Ayrıca, son tanık olan Nevzat Efendi'ye de celp çıkmasına emir verildi.

Kıbrıs

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.