“GÜNEY KIBRIS GAZZE VE SURİYE’DEN KAÇACAKLARA KURTULUŞ KÖPRÜSÜ OLMAYA HAZIRLANIYOR”

GÜNEY’DEKİ İSRAİL BÜYÜKELÇİLİĞİ VE YAHUDİLERE AİT DİĞER BİNALARIN GÜVENLİĞİ İÇİN DEVRİYELER, HAVA VE DENİZ LİMANLARINDAKİ GÜVENİK ÖNLEMLERİ ARTIRILDI

İsrail’in enerji rezervlerini ve Orta Doğu’da cereyan eden gelişmeleri dikkate alarak düzenlediği yeni savunma doktrininde Güney Kıbrıs ile Yunanistan’ın, İsrail’in ittifak kurması gereken ülkeler arasında kaydedildiği, Türkiye’nin ise İsrail için sorun kaynaklarından biri olarak gösterildiği bildirildi.

Fileleftheros “Kıbrıs Stratejik Müttefik... İsrail İlişkilerini Geliştirmesi Gereken Ülkeler Arasında Görüyor... Yeni İsrail Savunma Doktrini’nde Neler Kaydediliyor” başlıklı haberinde Yahudi devletinin ilk savunma doktrinini düzenlediği 60 yıl öncesine göre olguların son yıllarda çok değiştiği belirtilerek yenisinin şart görüldüğü belirtilen yeni savunma doktrininin içeriğini özetle şöyle aktardı:

“Yeni savunma doktrini ile ilgili analizde, bölgesel karışıklıklar, Türkiye ile ilişkilerdeki kriz, Arap Baharı’nın ardından gelişen olayların tehdit ve meydan okumalar yaratması İsrail’i Orta Doğu’da, Balkanlar’da ve Doğu Afrika’da ittifaklar oluşturmak için yeni fırsat arayışına zorladı deniliyor.

Ardından İsrail’in ittifak arayabileceği şu üç stratejik alana yer veriliyor:

Doğu Akdeniz’de Yunanistan, Kıbrıs ve diğer Balkan ülkeleri. Orta Doğu’da Suudi Arabistan ve bazı körfez ülkeleri. Doğu Afrika’da Etiyopya, Kenya, Kuzey Sudan ve Uganda (köktendinci İslamcıların tehdidinde bulunan Hıristiyan doğu Afrika ülkeleri).

Bu verilerden, İsrail açısından bölgedeki Hıristiyan ülkelerin potansiyel müttefik ve ortak görüldüğü, tamamının aynı ortak düşmanla, köktendinci İslamla karşı karşıya olarak değerlendirildiği açıkça anlaşılıyor.

İsrail’in Kıbrıs ve Yunanistan ile ilişkilerini geliştirmeye verdiği önem ülkenin yeni savunma doktrininde şöyle izah ediliyor: ‘Akdeniz, İsrail’i Avrupa ve Amerika ile bağlayan can simididir.’  Ardından son yıllarda hidrokarbonların bulunmasıyla meydana gelen yeni olgulara işaret ediliyor. Bu yeni olguların, İsrail’in savunmasına bağlı olarak deniz bölgesinin revize edilmesini zorunlu hale getirdiğine vurgu yapılıyor. İsrail deniz bölgesinde doğal gaz rezervleri bulunmasının ve Münhasır Ekonomik Bölge’nin belirlenmesinin bu stratejik rezervlerin korunmasını şart koştuğu belirtiliyor. Bu noktada, Çin, Hindistan ve Japonya’ya açılan ticari koridor olarak Kızıldeniz’e verilen önem vurgulanıyor.

İsrail’in karadaki savunma kabiliyetin ötesinde bugün ilave bir güç unsuruna, stratejik ilişkiler geliştirmeye ihtiyaç duyduğuna işaret ediliyor. Bu ilişkilerde, aralarında Kıbrıs ve Yunanistan’ın da bulunduğu bölgesel ittifaklar öne çıkıyor.

Amerikaların, iki ülkenin eskiden olduğu gibi yeniden işbirliği sürecine girmesi için Türkiye-İsrail ilişkilerinin iyileşmesi yönünde çaba harcaması başarısızlığa uğramış görünüyor. İsrail açısından Türkiye, Gazze Şeridi’ndeki sorunların bir parçasıdır. Erdoğan hükümetini, Mısır’ın ateşkes önerisinin başarısızlığa uğramasının arkasında gördüğü Hamas’ın destekçisi olarak görüyor. İsrail’in hedef tahtasında bir devlet daha var. Gerek Hamas’la gerek Mısır Müslüman Kardeşliği ile dostluk ilişkisi içerisinde olmakla suçlanan Katar. İsrail, gerek Türkiye gerekse Katarla ilgili hoşnutsuzluklarını çeşitli iletişim kanalları ile Washington’a ve Obama hükümetine iletiyor.”

GÜNEY KIBRIS GAZZE VE SURİYE’DEN KAÇACAKLARA KURTULUŞ KÖPRÜSÜ OLMAYA HAZIRLANIYOR

Simerini “Kıbrıs Kurtuluş Köprüsü Olmaya Hazır... Gazze’de Dökülen Kan Son Bulmuyor... Kıbrıs Cumhuriyeti İsrail-Suriye’yi Terk Edeceklere Yardım Edecek” başlıklı manşet haberinde ateşkes ilanına karşın Gazze’deki bombardımanın devam ettiğine işaret ederek Güney Kıbrıs’ın Gazze’yi ve/veya Suriye’yi terk edecek olan Avrupa ve/veya üçüncü ülke vatandaşlarını kabul edecek transit ülke olmaya hazır olduğunu yazdı.

Gazete Rum polisinin İsrail’in Güney Kıbrıs’taki büyükelçilik binası ile Yahudilere ait diğer binalardaki devriyelerini artırdığını, yoğun güvenlik önlemlerini hava ve deniz limanlarına da yaydığını kaydetti.

Habere göre Rum İçişleri Bakanı Sokratis Hasikos Güney Kıbrıs’ın, Gazze ve/veya Suriye’den kaçacak Avrupa ve/veya üçüncü ülke vatandaşlarına transit istasyonu olmaya hazır olduğunu belirterek kaçacak kişilerin Güney Kıbrıs’ı transit istasyonu olarak kullanacağını, en fazla 3-4 gün kaldıktan sonra Güney Kıbrıs’tan ayrılacaklarını söyledi.

Hasikos, bölgedeki çatışmalar nedeniyle Güney Kıbrıs’ın elinde nüfus hareketleriyle ilgili bilgi olup olmadığı sorulduğunda,  ellerinde veri olmadığını, Rum devlet mekanizmasının da olağanüstü hal ilan etmediğini, sadece durumu yakından izlediklerini ve gerek olması halinde durumu göğüsleyeceklerini anlattı.

GÜNEY’DEKİ İSRAİL BÜYÜKELÇİLİĞİ VE YAHUDİLERE AİT DİĞER BİNALARIN GÜVENLİĞİ İÇİN DEVRİYELER, HAVA VE DENİZ LİMANLARINDAKİ GÜVENİK ÖNLEMLERİ ARTIRILDI

Gazete son 24 saattir İsrail’in Güney Kıbrıs’taki büyükelçiliği ile Güney Kıbrıs genelindeki Yahudilere ait diğer binalar üzerinde güvenlik şemsiyesi oluşturulduğu, Rum Polis Genel Müdürlüğü’nde konuyla ilgili bir toplantı yapılarak alınan kararların ilgili bütün birimlere iletildiğini yazdı.

Gazeteye göre Rum polisinin devreye soktuğu güvenlik şemsiyesi operasyonunda İstihbarat Teşkilatı ile Özel Anti Terör Birimi de rol alıyor. Son 24 saat içerisinde yüksek riskli görülen alanlardaki devriyeler artırıldı ve her bilgi dikkatle değerlendiriliyor. Olağanüstü tedbirler Havaalanları ve limanları da kapsayacak şekilde genişletildi. İsrail güvenlik makamlarına bağlı ajanların Rum polisiyle sürekli işbirliği içerisinde çalıştığı ve polisin operasyonlarını çok yakından izlemekte oldukları yolunda bilgiler bulunuyor.

Rum Dışişleri Bakanlığı, İsrail’e seyahat etmek isteyen Rumları, güvenliklerinin sağlanamayacağı konusunda uyardı ve İsrail’e gitmemeye çağırdı.

Gazete İsrail’deki savaş durumunun şimdilik Rum turizmini etkilemediğini ancak savaş çıkması halinde etkilerinin ne olacağının bilinmediğini yazdı.

TAK