1. HABERLER

  2. MAGAZİN

  3. İşte Kıbrıslı Türk Oyuncunun Hiç Bilinmeyenleri...
İşte Kıbrıslı Türk Oyuncunun Hiç Bilinmeyenleri...

İşte Kıbrıslı Türk Oyuncunun Hiç Bilinmeyenleri...

Osman Alkaş'ın bilinmeyenleri...

A+A-

ÜNLÜ OYUNCU, FERİHA NURLUÖZ’E KONUŞTU

ÜNLÜ DİZİLERİN BAŞROL OYUNCUSU KIBRISLI TÜRK OSMAN ALKAŞ İLE İLGİLİ BİLİNMEYENLER VE MERAK EDİLENLER BU RÖPORTAJ’DA…

Kıbrıs’ın sevilen tiyatro oyuncusu, Türkiye’de popüler birçok dizide rol almış ve Lefkoşa Türk Belediye Tiyatrosu’nun vazgeçilmez ismi Osman Alkaş, 101. sayısını çıkaran Zoom dergisi için Feriha Nurluöz‘e konuştu. İşte Feriha Nurluöz’ün, Osman Alkaş ile yaptığı samimi ve çarpıcı röportaj…

Nasıl bir samimiyet,
Alçakgönüllülük..
İçten, doğal, keyifli, bilgili…
O bir tiyatrocu, bu işe gönül koymuş, inanmış başarmış..
Sanatsal heyecanını hiç kaybetmemiş..
Televizyon kurucusu, senarist, oyuncu, opera derken bugün çok güzel başarılara imza atmış birisi.
Ankara Devlet Konservatuarı’nda Tiyatro ve Oyunculuk eğitimi almış..
Annesinin deyimi ile “Cahil Çalgıcı” olmamak için okumuş.
Her ruh halini yönetebilen, her şeyi kontrol altına alabilecek bir hali var.
Etkili bir ses.
55 yaşından sonra daha da ünlü.
Tam bir Kıbrıslı.
Herkesin biraz daha görünür olmaya çalıştığı bu zamanda, sosyal medyayı kullanmayı, fotoğraflarda en önlerde çıkmayı, kendini ön plana atmayı sevmeyen birisi.
Sıcakta olmamıza rağmen, çok keyifli bir sohbetti,  Osman Alkaş’dan öğrenilecek, örnek alınacak çok yönleri olduğunu size net söyleyebilirim.  Bu işe gönül vermiş her kişi kendisinden çok şey öğrenebilir..
Lefkoşa’da Tarihi Büyük Han’da buluşuyoruz. Kıbrıslı biriyle, Kıbrıs’ı en iyi anlatan mekanı seçtik. Biz sorduk, o cevapladı. Biz sorup, o cevapladıkça, hayranlığımız o kadar daha arttı. İşte, Alkaş’ın sorularımıza verdiği yanıtlar:

Feriha Nurluöz: Türkiye’de ünlü oldunuz, hayatınızda neler değişti?

Osman Alkaş: Aslında pek bir şey değişmedi.  Uzun yıllar memleketimde, güneyde uluslararası çekimlerde çeşitli mecralarda sahne aldım.  Hep bilindim. İnsan bir yerden sonra doyuma ulaşıyor.  Ünlü olmak, tanınmak, ben artık doyuma ulaşmıştım.  Türkiye’de çalışıyorum sadece.  Ben her yerde ayni heyecanla işimi yapıyorum.

Sanatçının heyecanı hiçbir zaman bitmez bitmemeli.  Ünlü olmaktan, bilinmekten öte sanatsal heyecanlarım hep ön planda oldu.

F.N: Türkiye  maceranız  nasıl oldu? Nasıl başladı?

O.A: Kıbrıs’taki görevimden emekli olduktan sonra, ‘çocuklar benim biraz dinlenmem lazım’ dedim, yorulmuştum.  Kitap okumak, yazmak, spor yapmak için Girne’deki evimde kalacaktım.  Sanatçının kendini biraz şarj etmesi lazım…

40 yıldır sürekli, aralıksız oyunlarda oynadım, sahnede oldum..  Derviş Zaim’in Gölgeler ve Suretler isimli filmini çekmiştik.  Türkiye’de montaja gönderdik. Montaj sırasında yan ofiste de, Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisinin montajını yapan ekipler varmış.  Diziye 16. Bölümden sonra milliyetçi bir baba, içişleri Bakanı, otoriter, ama en önemlisi daha önce filmde oynamamış birini arıyorlar.  İnanmayacaksınız montaj sırasında montajcı çocuk benim sesimden benim bu role uygun olabileceğimi düşünmüş.

Beni araştırmaya geçiyorlar… Kıbrıslı Osman…  Beni oradaki Kıbrıslılardan bu işe yapanlardan sorup telefondan bana ulaştılar.

Hatta ilk aradıklarında İstanbul numarası ‘dizide oynar mısınız?’ falan deyince benimle arkadaşlar dalga geçiyorlar diye düşündüm.  CV’mi  falan istediler…

Ben de ‘tabi canım, hadi canım’ diyerek işletildiğimi zannettim ve telefonu kapattım…

15 dakika sonra tekrar bir telefon, ‘ben Mine Güler’ dedi.  Ben yine inanmadım ama ismi çıkarmaya çalışıyorum aklımca söylediklerini dinleyerek…  Kadının sesinden ciddi olduğunu anladım.

Kağıt kalem buldum, hemen diziyi ismi falan yazdım internetten arkadaşlarla araştırdık… Baktık iş ciddi.

Benden CV’mi  göndermemi  istemişlerdi. Gönderdim.  Hemen beni oraya çağırdılar.

Gittim, kendimi sette buldum.  Çok keyifliydi. Çok ciddi bir set vardı.  İşin ciddiyetini daha da bir hissettim.

İlk sahneyi çekmek için senaryoyu, rolümü aldım çalıştım..  çekimler  başladı.  İlk rolümü yaptım. Yönetmene baktığımda koşarak üstüme geldi.  Çok beğenildi. Çok mutlu oldum…

F.N:Hiç Başrolünüz var mı? Öyle bir hedefiniz ,  hayaliniz var mı?

O.A: Gölgeler ve Suretler vardı.  Hükümet Kadın filminde de rolüm bayağı iyiydi.  Hiç başrol hayalim olmadı.   Öyle bir eğitimden geliyorum ki inanın kısacık, küçük bir rol bile olsa benim için çok önemli. Oynadığım rolü iyi oynamadığım fark edilsin, bu bana yeter.

F.N: Filmde tercih ettiğiniz tarzınız var mı? Unutamadığınız rolünüz var mı?

O.A: Ben sanat filmlerinde oynamayı seviyorum. Film dedikleri zaman sanat filmi olsun bana yeter.  Hükümet Kadın mesela sanat filminden öte piyasa filmiydi, onu da severek yaptım.  En fazla komedi oynamayı seviyorum.

Oynadığım bütün rolleri unutamadığım doğrudur.. Benim için hayat yaşandığı anda vardır.  Yaşanan geçtikten sonra yoktur.  Etkisi altında kaldığım rolüm olmadı.  Oynadığım filmi rafa kaldırırım.

F.N: Hani söylendiği gibi bu işte çok paralar var mı?

O.A: İnanın çok yok.. Başrol oyuncuları, yazarlar, senaristler , yönetmenler  bu işten  tabii ki çok fazla para kazanıyor.

F.N: Kıbrıs’taki tiyatroyu nasıl değerlendiriyorsunuz..

O.A: Devlet’in sanata destek vermesi lazım.  Bizde devlet sanata destek vermiyor. Sıkıntı orda.  Diyelim ki özel tiyatro kursam, en iyi tiyatroyu da yapsam, bütün adayı da dolaşsam, ekonomik olarak o tiyatroyu ayakta tutamam.   Devletin bir tiyatro politikası olmazsa, tiyatronun sergileneceği altyapılar, binalar, seyircinin gelmesini sağlayan önlemler alınmazsa hiçbir şey olmaz.

Devletin politikası olmazsa büyük filmleri oynayamazsınız, kültür yaratamazsınız. Devlet tiyatrosu olmazsa, Belediye Tiyatrosu da diğer tiyatrolar da pek sağlıklı çalışamaz.

Lefkoşa Belediye Tiyatrosu uğraşıyor.  Ama yani kadrosu, bütçesi, ulaşımı belli bir adım öteye gidilemiyor.  Bunun üzerine çok çalıştık.  Bunun çözümü devletin, kültür sanatı destekleyen özerk bir yasası olması lazım.  Sanatın özgür olması gerekiyor.

Bu memlekette sanata sanatçıya bakan, destekleyen bir politika yok.   Devlet Tiyatrosu’nda çalışan 20 tane adam var, sanatçısı 2 tane binası yok.  Yıllardır durumu belli.  Devletin bakışı bu ise Belediyenin tiyatrosu nasıl olsun?  Belediye’nin Tiyatro binası başladı. Bir yere kadar geldi ve durdu.

F.N: Akademik olarak bir şeyler yaptınız mı?

O.A: Belediye tiyatrosunun, gençlik tiyatrosu var. Çocuk ve gençlik tiyatrosu çalışmalarının sonucunda yetenekli gençleri Türkiye’deki tiyatro okullarına yönlendirip yardımcı olduk, okuyup geldiler, şimdi 14-15 oyuncu, dramaturg, yönetmen arkadaşımız  mezun olup geldi. En büyük yatırımın insana yapılması gerektiğini düşünüyorum.

F.N: Bu işe gönül koymuş gençlerimize  tavsiyeleriniz var mı?

O.A: Bu işler çok eğlenceli gibi görünse de, çok çalışılması gerekiyor, inanılması gerekiyor.  İlk başta yurtdışı hedefleri olmamalı öncelikle memleketlerinde bir şeyler yapılması gerekiyor.

F.N: Yeni projeler var mı? Yine, sürpriz bir dizide, filmde sizi ekranda, perdede görebilecek miyiz?

O.A: Yeni bir sinema filmimiz var. Çok uzun bir rol olmasa da, çok iyi bir film sürpriz olsun yakında belli olur.  Önümüzdeki sezon yayınlanacak olan 2- 3 dizi filmim var.

F.N: Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı diyorum…

O.A: İşimiz Allaha kaldı dercesine “ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN” dedi.

Hep birlikte güldük. Üstüne de söyleyecek bir şey bulamadım.  “Sizden de” dedim….

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.