1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. KABADAYILIK VE MAGANDALIĞA HAPİS!
KABADAYILIK VE MAGANDALIĞA HAPİS!

KABADAYILIK VE MAGANDALIĞA HAPİS!

"Kabadayılık” ve “Magandalık”a 3 ay hapis

A+A-

Mağusa Kaza Mahkemesi önünde görevini yapmaya çalışan 3 basın mensubuna saldırarak Kıbrıs Gazetesi muhabiri Sedef Boşnak’ı ciddi şekilde darp eden sanık Hüseyin Acar hakkındaki karar açıklandı.

Gamze PİR BAYKUR

Mağusa Kaza Mahkemesi önünde 9 Mayıs tarihinde görevini yapmaya çalışan 3 basın mensubuna saldıran ve Kıbrıs Gazetesi muhabiri Sedef Boşnak’ı belinden kavrayarak mahkeme girişindeki cam kapıya vurmak suretiyle ciddi şekilde darp eden sanık Hüseyin Acar hakkındaki karar dün açıklandı. “Ciddi darp”, “Uygunsuz tavır ve hareket” ve “Rahatsızlık” davalarından yargılanan sanık Acar, mahkeme tarafından suçlu bulundu. Sanık Acar’ın saldırı ve darp eylemini “Kabadayılık” ve “Magandalık” olarak nitelendiren Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Gökhan Asafoğulları, sanık Acar’ı 3 ay hapis cezasına mahkum etti.

 

“İçerisinde şiddet barındıran suçların artması toplumda rahatsızlık yaratır”

Davanın kararını açıklayan Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Gökhan Asafoğulları, sanık Hüseyin Acar’ı aleyhine getirilen davalardan suçlu bulup mahkum ettiğini açıkladı. Sanığın mahkum olduğu davaların “Ciddi darp”, “Uygunsuz tavır ve hareket” ve “Rahatsızlık” olduğunu yineleyen Asafoğulları, özellikle “Ciddi darp” suçu için 3 yıla kadar hapis cezasının öngörüldüğünü ve öngörülen cezanın konu suçun ciddi bir suç olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. “Darp” suçlarında ciddi bir artış gözlemlendiğine dikkatleri çeken Asafoğulları, bu tür suçların mahkeme gündemini sıklıkla meşgul ettiğinin de bir gerçek olduğunu ve içerisinde şiddet barındıran bu tarz suçların artışta olmasının toplumda ciddi rahatsızlık yarattığını açıkladı. 

 

Sanık avukatının mahkemeye sunduğu hafifletici nedenlere de değinildi

Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Gökhan Asafoğulları, sanık avukatının hafifletici nedenleri mahkemeye sunduğunu anımsatarak kısaca bazı hususlara değindi. Sanık avukatının özetle sanığın pişman ve nadim olduğunu ve özür dilediğini belirten Asafoğulları, avukatın, kamu menfaati ile sanığın ıslahı arasında dengeli bir ceza verilmesi gerektiğini beyan ettiğini söyledi. Asafoğulları, sanık avukatının devamla sanığın göreveni icra eden gazetecilere karşı konu suçları işlediğini, bu tarz olayın ilk kez yaşanmadığını, bu olayın iyice irdelenmesi gerektiğini, medyanın dördüncü güç olduğunu buna karşın medyanın da insan haklarına saygılı olması gerektiğini, medyanın haber alma hakkına ilişkin özgürlüğü olduğunu ancak bu özgürlüğün sınırsız olmadığını beyan ettiğini anımsattı. Sanık avukatının, sanığın ablasının isminin veya fotoğrafının yayınlanacağı korkusuyla bu suçları işlediğini, bu safhaların zanlı yakınlarının en hassas oldukları safhalar olduğunu, bir anlık öfke ile sanığın konu suçları işlediğini ileri sürdüğünü belirten Asafoğulları, sanığın yaptıklarının en çok sanığın ablasına zarar verdiğini, sanığın bir daha böyle bir eyleme girişmeyeceğini de beyan ettiğini söyledi. Asafoğulları, yine sanık avukatının mahkeme yasalarına göre mahkeme sınırları içerisinde fotoğraf çekmenin de suç olduğunu beyan ettiğini söyleyerek, bu yaşanan olumsuzlukların sadece ağır ceza tayin etmekle çözülemeyeceğini, başka önlemlerin de alınması gerektiğini, sanığın genç yaşına rağmen 3 yıl cezaevinde kaldığını, sanığın kişisel bozukluğu olduğunu, sanığın psikolojisinin iyi olmadığını, sanığa ağır bir ceza tayin edilmesi halinde isyankar olacağını beyan ettiğini açıkladı.

 

“Mahkeme huzurunda herkes eşittir”

Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Gökhan Asafoğulları, sanık avukatının hafifletici nedenleri sunarken, toplumun ve mahkemelerin basın mensubu olan şikayetçinin darp edilmesi sebebiyle hassas davrandığı iddiasında bulunduğunu belirtti. Sanık avukatının sanığın tutuklu yargılanması sebebiyle bu yönde bir hassasiyet gösterildiğini kastettiğini belirten Asafoğulları, sanığın tutuklu yargılanmasının, benzeri 5 adet sabıkasının olması, mahkeme avlusunda adeta mahkemenin gözü önünde şikayetçiyi darp etmesi, serbest kalması halinde benzeri suçları işleyebileceği ihtimaline istinaden kararlaştırıldığını açıkladı. Asafoğulları, mahkemenin tutuklu yargılama kararının, şikayetçinin mesleği veya pozisyonu veya sanığın şahsi durumuyla alakalı hassasiyetlerden değil Yüksek Mahkemenin de benzer meselelerde vurguladığı prensiblerden kaynaklandığının altını çizerek, mahkeme huzurunda herkesin eşit olduğunu ve hiç bir tarafa ayrıcalık tanınmadığını açıkladı.

 

“Şikayetçiye müdahale edecek olan kişi sanık değil, polistir”

Sanık avukatının mahkeme sınırları içerisinde fotoğraf çekmenin Mahkemeler Yasasına göre suç olduğunu beyan ettiğini ifade eden Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Gökhan Asafoğulları, sanık avukatının bu iddiasına dayanak olan Mahkemeler Yasasının 52. maddesi olduğunu belirtti. Asafoğulları, Mahkemeler Yasasının 52. maddesi incelendiğinde şikayetçi Sedef Boşnak’ın fiili hareketinin bu madde kapsamında olmadığının anlaşıldığını açıkladı. Konu iddianın bir an için bu madde kapsamında değerlendirilecek olsa dahi şikayetçiye müdahale edecek olan kişinin sanık değil polis olduğuna dikkatleri çeken Asafoğulları, hiç bir surette bu iddianın sanığın hareketini meşrulaştıramayacağını vurguladı.

 

“Kabadayılık ve magandalık”

Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Gökhan Asafoğulları, sanık Hüseyin Acar’ın mahkeme binası önünde polisin de orada bulunduğu bir esnada daha önceden “Darp” suçuyla ilgili sabıkası olması ve bu suçun usurlarını bilebilecek bir durumdayken şikayetçiye saldırdığını ve şikayetçiyi darp ettiğini anımsattı. Mahkemeye emare olarak sunulan 30 adet fotoğraftan da görülebileceği üzere orada bulunan kişiler tarafından sanığın engellenmeye çalışıldığını belirten Asafoğulları, sanığın buna rağmen ısrarla hareket ederek bu suçları işlediğini ifade etti. Asafoğulları, öncelikle sanığın mahkeme binası önünde bu denli ısrarlı bir şekilde suçları işlemesinin hafife alınacak bir durum olmadığını belirterek, suçluların yargılandığı mahkeme binası önünde sanığın adeta “Kabadayılık” göstermesinin kural tanımaz tavrının ne denli geniş olduğunu ortaya koyduğunu açıkladı. Metrelerce ötede yargılama yapıldığını bilen sanığın, buna rağmen suça konu eylemlerinden geri kalmadığını ifade eden Asafoğulları, sanığın mahkemeye rağmen bir çok kişinin gözü önünde şikayetçiye saldırdığını söyleyerek, sanığın bu halinin en yalın anlatımıyla “Magandalık” olduğunu vurguladı.

 

“Şikayetçi basın mensubu ve aynızamanda bir kadındır”

Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Gökhan Asafoğulları, şikayetçi Sedef Boşnak’ın bir basın mensubu olduğunu ve gazete için mahkeme muhabirliği yaptığını anımsattı. Şikayetçinin mesleğini icra ettiği bir sırada sanık tarafından saldırıya uğradığını ve darp edildiğini yineleyen Asafoğulları, şikayetçinin aynı zamanda bir kadın olduğunu ve son zamanlarda ülkede ciddi artış gösteren şiddet içerikli suçların objesinin zaman zaman kadınlar olduğunu belirterek, sanığın bu hareketinin basit bir darp olayı olarak kabul edilemeyeceğini açıkladı. Asafoğulları, sanığın eylemlerinin şikayetçinin bir çok hakkına da müdahale ettiğini, bu hakların ise Anayasaya göre koruma altına alındığını ifade ederek, sanığın bu fiillerinin doğrudan veya dolaylı olarak koruma altına alınmış haklara etki yaptığını açıkladı. Sanığın, şikayetçinin vücut bütünlüğüne ve kişi dokunulmazlığına karşı da harekette bulunduğunu ifade eden Asafoğulları, sanığın, şikayetçinin meslek icra etmesine ve çalışma özgürlüğüne karşı harekette bulunduğunu söyledi. 

 

Sanığın 5 adet benzeri sabıkası var

Sanığın “Darp” ve “Rahatsızlık” suçlarına ilişkin 5 adet sabıkası olduğunu anımsatan, Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Gökhan Asafoğulları, bir kişinin yakın tarihli benzeri sabıkalarının oluşu takdir edilen cezalardan ıslah olmadığı ve suç işlemekten geri durmadığı fikrinden hareketle ağırlaştırıcı unsur olarak alınması gerekiğini belirtti. Asafoğulları, sanığın yakın zamanda benzer suçlardan mahkum olduğunu ve hafif cezalar tayin edilmesine rağmen bugün yine benzer suçlardan sanık olarak mahkeme huzurunda bulunduğuna dikkatleri çekti. Sanığın 26 yaşında olduğunu, daha önce cezaevinde bulunduğunu ve suça bulaşmanın sonuçlarını tecrübe etmiş bir kimse olduğunu vurgulayan Asafoğulları, sanığın bu tecrübeye rağmen mahkeme sınırları içerisinde bir çok kişinin kendisini engelleme uğraşına rağmen konu suçları işlemekten geri kalmadığını ve sanığın artık yaşadıklarından ders çıkarmamasının kendi kusuru olduğunun da kabul edilmesi gerektiğini açıkladı. Asafoğulları, sanığa nispeten hafif bir ceza verilerek ıslah edilmesini gayesinin mümkün olmadığını belirterek, sanığı 3 ay hapis cezasına mahkum ettiğini açıkladı. 

Haber Kaynağı: Yeni Bakış

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.