Burcu Okumuş isimli 25 yaşındaki üniversite öğrencisi kadının önceki gün sokak ortasında kocası tarafından bıçaklanarak öldürülmesi ve tüm kadın cinayetleri Mağusa’da düzenlenen eylemle protesto edildi

Ahmet İLKTAÇ

Burcu Okumuş isimli 25 yaşındaki üniversite öğrencisi kadının önceki gün sokak ortasında kocası tarafından bıçaklanarak öldürülmesi sivil toplum örgütlerini ayağa kaldırdı.

Gazimağusa’da dün birçok sivil toplum örgütünün katılımıyla Burcu Okumuş’un kocası tarafından bıçaklanarak öldürülmesini ve tüm kadın cinayetlerini protesto etmek amacıyla yürüyüş düzenledi.

DAÜ Öğrenci İşleri Ofisi’nin bulunduğu çemberde dün 18.00’de başlayan yürüyüş, Burcu Okumuş’un öldürüldüğü Salamis Yolu üzerinde bulunan Yemen Kahvehanesi isimli işyerinin önüne kadar devam etti.

Yürüyüş sırasında “Kadın Cinayetleri Politiktir!” ve “Yasta Değil İsyandayız” pankartları açılırken, “Kadınım Kimsenin Kölesi Değilim! Veganım Kimse Kölem Değil !”, “Şiddeti Mahalleli Değil, Devlet Durdurabilir; Her Şehre Bir Sığınma Evi”, “Erilliğini Değil, İnsanlığını Konuştur”, “Kadın Yaşamdır Yaşamı Öldürmeyin”, Kadın Sığınma Evi Devlet Görevi” ve Kürtçe olarak “Kadın Yaşamdır, Yaşamı Öldürmeyin” yazılı dövizler taşındı.

Yürüyüş sırasında eyleme katılanlar, “Yasta Değil İsyandayız”, “Katledilen Kadınlar İsyanımızdır” “Burcu’nun Katili Sessiz Kalan Toplumdur” ve “Erkek Vuruyor, Devlet Susuyor” sloganları atılırken, özellikle de önceki günkü cinayetin yaşandığı yerin karşısında bulunan kahvehanede protestoya katılmayan kadınlara tepki gösterildi. Cinayetin yaşandığı yerde “Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek” sloganı atıldı. Basın açıklamasının okunmasının ardından cinayetin yaşandığı yerde anayol içerisinde 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.

Yürüyüşe DAÜ Mor Kadın Platformu, FEMA, DAÜ Unicorn LGBTQ Kulübü, Kuir Kıbrıs Derneği, Dayanışma, Baraka Kültür Merkezi, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu, Kadın Eğitim Kolektifi, Bağımsızlık Yolu" destek verdi.

Herkesin gözü önünde öldürüldü

Eyleme katılanlar adına bir üniversite öğrencisi kadın tarafından okunan basın açıklamasında; ataerkil toplumun ve erkek egemenliğinin sirayet ettiği bütün sistemlerde kadın cinayetlerinin sürekli olarak arttığını ve bunun da meşrulaştırılmaya çalışıldığının tekrar tekrar görüldüğü belirtildi.

25 yaşındaki Burcu Okumuş’un canice katledildiğine dikkat çekilen açıklamada, Burcu’nun herkesin gözü önünde sessiz sedasız bir şekilde öldürüldüğüne vurgu yapıldı.

Kıbrıs’ta olduğu gibi dünyanın her yerinde her gün onlarca kadının tacize, tecavüze, şiddete maruz kaldıklarını ve kadınların genelde tanıdıkları tarafından katledildikleri bildirildi.

Açıklamada, dünyada her gün üç kadının cinayete kurban gittiğine ve bu ölümlerin sadece katillerin değil onları yetiştiren ataerkil sistemin ürünü olduğu kaydedildi.

Erkek egemen tahakkümcü zihniyetin ürünü olan kadın cinayetlerinin tüm toplumun sorunu olduğunun altının çizildiği açıklamada, son zamanlarda dünyada hızla artan erkek şiddetine rağmen koruyucu ve önleyici politikalar yerine, kadınları yok sayan politikaların uygulandığına dikkat çekildi.

Polis de eleştirildi

Basın açıklamasında, polisin Kıbrıs’ta yaşanan şiddetin üstünü örtmeye çalıştığı öne sürülürken, şikayet etmek isteyen kadınları da korkutup vazgeçirmeye çalıştığı belirtildi.

Şiddet gören kadınların karakola gittiğinde, “Gece bu saatte dışarıda ne işin vardı?”, “Hak etmişsindir!” gibi söylemlerle karşılaştıklarının anlatıldığı açıklamada, önceki gün yaşanan olaydan sonra basının yaptığı haberlerde gözlenen bir sebep arayışının eril sistemin devlet tarafından topluma nasıl empoze edildiğinin kanıtı olduğu bildirildi. Açıklamada, hiçbir cinayette sebep aranamayacağının altı çizildi.

Kıbrıs’ta kadınların maruz kaldıkları sorunlar karşısında neredeyse tamamen yalnız bırakıldıkları bildirilirken, kadınların polisin tutumlarından sonra veya önce gidebilecekleri devlet eliyle yürütülen hiçbir şiddet önleme merkezi veya sığınma evinin bulunmayışı eleştirildi.

Açıklamada, yetkililerden bir an önce Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin, bölgelere kadın sığınma evlerinin ve şiddet önleme merkezlerinin açmaları talep edildi.

Açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi; “Erk devlet, yargı, medya işbirliğiyle kadın katliamlarına davetiye çıkaran bu düzene karşı yasımızla ve isyanımızla sokaklardayız. Burcu için ve katledilen bütün kadınlar için isyan çığlıklarımızı birleştirip varlığımızı haykırıyoruz, bu düzeni kabul etmiyoruz. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz. Susmuyoruz, korkmuyoruz hesap soruyoruz.”

Kıbrıs