1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. KANAYAN ÜÇ YARAMIZ: KAZALAR, KALP KRİZİ, KANSER
KANAYAN ÜÇ YARAMIZ: KAZALAR, KALP KRİZİ, KANSER

KANAYAN ÜÇ YARAMIZ: KAZALAR, KALP KRİZİ, KANSER

CMIRS’in Nisan 2017 anketine katılanlara yöneltilen soru; her aileyi perişan eden, ülkemizde önlenemeyen en önemli olayları ve sağlık sorunlarını ortaya koydu

A+A-

Ergül ERNUR

Ülkemizin en önemli üç sorunu… Trafik kazaları, kalp krizi ve kanser… Kanayan yaramız olan bu üç olaydan en az biri veya ikisi, mutlaka her aileyi perişan etmiştir.

Ülkemizde her gün onlarca kaza meydana geliyor… Bu kazalarda yaşanan can kayıpları veya yaralanmalar, sadece aile bireylerinin değil, toplumun da üzüntüsü oluyor.

Son 10 yıldır ülkemizde artan kalp krizi ve kanser vaka sayısı da, oldukça fazla… Neredeyse ülkemizde canını acıtmadığı aile yok…

Göç, Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi’nin (CMIRS) Nisan 2017 anket çalışmasında ilk kez katılımcılara  “Son 1 sene içerisinde siz veya yakın ailenizden birisi hangi olaylara kurban/şahit oldu?” sorusu yöneltildi.

Anket sonuçlarına göre halkın bire bir yaşadığı veya tanıklık ettiği olayların başında trafik kazaları, kalp krizi ve kanser vakaları geliyor.

Ayrımcılığa uğrayanlar da fazla

Ankette katılımcılar, “Son 1 sene içerisinde siz veya yakın ailenizden birisi aşağıdaki hangi olaylara kurban/şahit oldu?” sorusu soruldu. Verilen yanıtlardan ortaya çıkan sonuç öyle:

“Kendisi veya yakın ailesinden birisinin son bir yıl içerisinde ‘trafik kazası’ geçirdiğini belirtenlerin oranı yüzde 33; ‘kanser’ olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 31.3; ‘kalp krizi’ geçirdiğini belirtenlerin oranı yüzde 31.6; ‘aile içi şiddet’ gördüğünü belirtenlerin oranı yüzde 14.8;  ‘evine hırsız girdiğini’ belirtenlerin oranı yüzde 9.1;  ‘yolda saldırıya uğradığını’ belirtenlerin oranı yüzde 3.7; ‘cinsel tacize uğradığını’ belirtenlerin oranı yüzde 5.5; ‘ayrımcılığa uğradığını’ belirtenlerin oranı yüzde 32.9; ‘oy satın alma’ olayını yaşadığını belirtenlerin oranı yüzde 6.3; ‘rüşvet/yolsuzluk’ olayı yaşadığını belirtenlerin oranı yüzde 8.5”.

Yücel: Her üç kişiden biri trafik kazası yaşamış

CMIRS Direktörü Mine Yücel, toplumda her 3 kişiden birinin son bir yıl içerisinde ayrımcılığa uğradığını dile getirdiğini belirtti.

Her 10 kişiden 8’inin işlerin yanlış gittiğinden şikayet ettiğinin altını çizen Yücel, her 10 kişiden altısının ise ülkeyi yaşanılabilir bulmadığını ifade etti. Yücel, her 3 kişiden birinin kendisi veya yakın ailesinden birinin son bir yıl içerisinde trafik kazası yaşadığını belirttiğine dikkat çekti.

Yüzde 31.3’lük kesimin kendisi veya yakın ailesinden birisinin son bir yıl içerisinde kanser olduğunu belirttiğinin altını çizen Yücel, yüzde 31.6’lık kesimin de kendisi veya yakın ailesinden birisinin son bir yıl içerisinde kalp krizi geçirdiğini ifade ettiğini belirtti.

“Korkunç boyutlara geldik”

Yücel, ülkemizde trafik kazalarının bu denli yoğun yaşanmasını “toplumsal anlamda intihar olarak” değerlendirdi.

Tanınmış sosyolog Emil Durkheim'in anomi teorisinde geleneksellikten moderniteye geçişte arada kalmış toplumlarda intihar vakalarında artış olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Yücel, şöyle dedi:

“Trafik kazalarının çoğunda sürücünün kontrolünden çıkan bir araçla kaza yapması, neredeyse bu teorinin kanıtı gibidir. Trafik kazalarını bir sosyal patlama şeklinde yaşıyoruz. Tabii ki tek neden bu değildir. Altyapı eksikliği, yolların yetersizliği, sürücü hataları, araçların yetersizliği, denetim yetersizliği gibi daha birçok sebep vardır. Bunlar uzmanlar tarafından etraflıca incelenmeli ve bilimsel sonuçları ortaya konulup, çözüm bulunmalıdır”.

Kalp krizi ve kanser vakalarının her üç kişiden birini etkilemiş olmasını ise “korkunç boyutlara geldiğimizin göstergesi” olarak değerlendiren Mine Yücel, “İflas etmiş bir sağlık sisteminin doğal olarak bu rakamlarla baş etmesi de beklenemez. Hala sağlık konusunda planlı, aklı başında bir reform paketi veya çalışmanın ortaya konmamış olması ise düşündürücüdür” dedi.

“Nüfus, kontrol altına alınmalı”

Yücel, artan şiddet, suç oranları, yolsuzluk ve rüşvet gibi konuların ise toplumun ne derece kirlendiğinin göstergesi olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:

“Mafya bugün ülkede kol gezmektedir. Geçmişte suçların ithal olduğunu söylemek ve ‘Kıbrıslı Türkler suçsuzdur’ demek yanlıştır söylemini sıkça kullanmıştım. Ve Kıbrıslı Türklerin de suç oranlarının yüksek olduğunu söylüyorum. Fakat not edilmesi gereken bir gerçek de var ki, özellikle 2000'li yıllarda ülkeye giren nüfusun hiçbir şekilde kontrolü kalmamıştır ve bugün gelinen noktada radikal tedbirlere ihtiyaç vardır.

Öğrenci olarak bile ülkeye giren nüfusun kontrolü ve takibi yapılamamakta ve bunun sonucunda bu kesim içinden özellikle uyuşturucu mafyası beslenebilmektedir. Sınır kontrolü yapamayan, her gelene kapısını açan, daha da ötesi vatandaşlık ve mal mülk dağıtan bir devlet düşünülemez.

Ülke ve insan refahı, mutluluğunun artan nüfus, sosyal sorunlar, yetersiz altyapı ile bağlantılı olduğu düşünülürse ilk atılması gereken adımlardan bir tanesi de ülkeye girip çıkan nüfusun kontrol altına alınmasıdır”.

Kıbrıs

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.