Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil, ülkedeki eğitim kurumlarındaki denetimsizliğe dikkat çekerek, gözünü para hırsı bürümüş birtakım üniversitelerin, “çok öğrenci, çok para mantalitesiyle” hareket ederek, Kıbrıs Türk toplumunun demografik yapısını bozmasının yanı sıra artan suç olaylarına da katkı koyduklarını savunarak eleştirilerde bulundu. 

“KKTC yükseköğreniminde korkunç bir sömürü düzeni yaratıldı”

KKTC yükseköğreniminde korkunç bir sömürü düzeni yaratıldığına işaret eden Elcil, amacın okumak için gelen öğrencilerden verim almak olmadığını dile getirdi. Öğrenci kisfesi altında ülkeye gelerek birçok çeşitli suçlara karışan öğrencilerin her geçen gün arttığını belirten Elcil, 106 bin civarında olan mevcut öğrencinin artarak 131 bine çıkmasının ön görüldüğünün altını çizdi. 

Kayıtlı 20 bin öğrenci okula gitmiyor 

KKTC’de bulunan 58 bin öğrencinin Türkiye’den, 28 binin ise başta Nijerya olmak üzere 3. dünya ülkelerinden olduğuna işaret eden Elcil, “Özellikle Nijerya ve Zimbabwe’den gelen öğrencilerin çeşitli suçlara karıştığı biliniyor. Yaklaşık 20 bin öğrencinin de kayıtlarının olmasına rağmen okula gitmediği kayıtları da bizde var ve bunları biz polisle de paylaştık” dedi.

“Emekleri sömürülüyor, okula gidemiyor ve suça karışıyorlar”

Öğrenci statüsünde bulunan ancak okula gitmeyerek kaçak pozisyonda olan öğrencilerin ya ucuz iş gücü olarak kullanıldığı ve emeklerinin sömürüldüğü ya okul ücretlerini ödeyemedikleri için sınavlara alınmadığı ve okula gidemediğini ya da çeşitli suçlara karışarak ülkede yaşamlarını sürmeye devam ettiklerini vurguladı. 

“Kimisi 20 TL’ye inşaatta, kimisi seks kölesi olarak çalıştırılıyor”

Şener Elcil, ihtiyaçlı pozisyonda olan ve ağırlıklı olarak Nijerya uyruklulardan oluşan bu öğrenci topluluklarına bilinçli olarak bazı işler yaptırıldığını dile getirerek şöyle konuştu: “Kimisi günlüğü 20 TL’ye inşaatlarda çalıştırılıyor, kimisi gece hayatında seks kölesi olarak çalıştırılıyor.”  

Çeteleşmeye giden suç toplulukları artıyor 

Ülkede çeteleşmeye kadar giden bir suç topluluğunun günden güne kendini hissettirdiğine dikkat çeken Elcil, bu durumun polisin de bilgisinde olduğunu ifade ederek, bu yapılanmanın uyuşturucu, seks köleliği ve ucuz iş gücü üçleminde şekillendiğini kaydetti. 

“Ülkeye suç ihraç ediliyor, suç cenneti oldu”

Geçen yıl Nijerya Büyükelçisi’nin KKTC’ye geldiğini ve buradaki vatandaşları ve öğrenciler için birtakım girişim ve önlemlerde bulunduğunu ancak bunun da sınırlı kalarak önlem noktasında işe yaramadığını ifade eden Elcil, “Suç ihraç ediliyor ülkeye ve suç örgütleri ile bağlantılı birtakım çevreler var ve bu kabul edilebilir bir durum değil. Bunun için acil bir eylem planı oluşturulması gerekmektedir” dedi. 

YÖDAK Başkanı da önlem alamadı 

YÖDAK Başkanı’nın da yükseköğrenim ve çeteleşme tehlikesi noktasında bir adım attığını dile getiren Elcil, “Ancak yine de herhangi bir önlem alınabilmiş değildir” diye konuştu.  

“Denetimin sağlanması için irade ve niyet olmalı”

KKTC’nin bir ada ülkesi olması sebebiyle giren çıkanın belli olduğunu söyleyen Elcil, tüm verilerin polisin elinde olduğunun altını çizdi. Elcil, hangi okula kimlerin kayıt yaptırıp, kimlerin kaçak pozisyonda olanların bilindiğini ve ufak bir operasyonla da bu sorunun önüne geçilmesinin mümkün olduğunu vurguladı. Elcil, “Bu öğrencilerin akıbeti ve suç çetelerine bulaşanlarla ilgili gerekli girişimler yapılabilir önemli olan niyetin ve iradenin olmasıdır. Bazı çevrelerin bu öğrencileri ucuz iş gücü olarak görmesi ve çalıştırılması sebebiyle de bu duruma yine hükümet edenler tarafından göz yumulmaktadır. Geçmiş UBP hükümeti döneminde bu durumların üzerine bilinerek gidilmiyordu. O dönemin İçişleri Bakanlığı ve Eğitim Bakanlığı bu konu ile ilgili toplantı yapmışlardı ancak hiçbir sonuç çıkmadığı gibi bir önlem de alınmadı” ifadelerini kullandı. 

“Küçücük adada artan suç çeşitliliği endişe yaratıyor”

Küçücük bir adada bu kadar çok çeşitli suç ve suç çeşitliliğinin oldukça düşündürücü ve endişe verici olduğunun altını çizen Elcil, yeni kurulacak hükümetin öncelikle bu konunun üzerine giderek, ülke huzurunu ve sosyal yapısını bozan bu tarz olaylar ve çeteleşmelere taviz vermemesi gerektiğini kaydetti.  

“Polisin elinde gerekli veriler var”

Ülkeye giriş-çıkışlar ve mevcut bilinen veriler ışığında polisin gerekli önlemi alması gerektiğine işaret eden Elcil, “Polis sayısı yetersiz deniliyor ancak en azından suç potansiyeli olan öğrenciler üzerinde etkin denetim ve önlem alınarak yine bu soruna çözüm yolu açmış olunabilinir. Ülkeye öğrenci kılığında girip başka iş yapanların tespitinin yapılması oldukça kolay olduğu gibi, bunun önlenmesi de mümkündür” dedi. 

“Önlem alınmazsa ne hapishane ne de polis yetecek”

Uyuşturucu, seks, kara para aklama, kaçak iş gücü ekseninde şekillenen çeteleşmelerin toplum huzurunu bozduğu gibi sosyal yaşamda da endişeye neden olduğunun altını çizen Elcil, önlem alınmaması halinde ne ülkedeki hapishanelerin ne de polisin olaylara yetişmesinin mümkün olmadığını savundu. “Birileri para kazanacak diye ülkeyi suç cennetine çevirmeye kimsenin hakkı yoktur” diyen Elcil, “Özellikle öğrenci adı altında ülkeye gelen öğrencilerin denetimlerinin yapılması gerekmektedir. Bu önlemi acil almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. 

Suçlar, genelde Nijerya uyruklu öğrenciler üzerinde hayata geçiriliyor 

Kara para aklamanın, seks köleliğinin ve uyuşturucu ticaretinin ülkede öğrenci kisfesi altında bulunan genelde de Nijerya uyruklu olan öğrenciler üzerinden yapıldığını savunan Elcil, bu yapıya bazı çevrelerin kendi çıkarları doğrultusunda bilinçli olarak göz yumduğunu vurguladı.  

Toplum AIDS ve Hepatit tehlikesi ile de karşı karşıya 

Toplumun,  bir başka önemli sorunla da karşı karşıya olduğuna vurgu yapan Elcil, “AIDS gibi Hepatit gibi ya da cinsel yolla bulaşan daha birçok önemli hastalığın toplumda yayılma riskinin de var olduğu bir gerçek ve bu biliniyor. Bu konuda da bir denetim mekanizması oluşturulması kaçınılmazdır” dedi.  

“Bu işten nemalananlara göz yumuluyor, önlem alınmıyor” 

Ülkede günden güne yaygınlaşarak çeteleşmeye giden suçlu profilleri ve olaylarının tüm çevrelerce bilindiğinin ancak bu işten nemalananlara göz yummak adına önlem alınmadığının da altını çizen Elcil, “Gerekirse suça karışan ya da karışma potansiyeli olan öğrenciler üniversiteler üzerinden bir oto kontrol oluşturularak denetim altına alınmalı. Üniversiteler kendi öğrencilerinden sorumlu olarak, mezun olana kadar ülkedeki durumunun teminatını vermelidir” ifadelerini kullandı. 

Yei Bakış