1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. KATLİAMCI RADYODA KONUŞTU: "ÇOK KIBRISLI TÜRK ÖLDÜRDÜM!"
KATLİAMCI RADYODA KONUŞTU: "ÇOK KIBRISLI TÜRK ÖLDÜRDÜM!"

KATLİAMCI RADYODA KONUŞTU: "ÇOK KIBRISLI TÜRK ÖLDÜRDÜM!"

Radyodaki Cinayet İtirafına Sessizlik...

A+A-

 

Rum Ekonomist George Kumulis, Cyprus Mail’de hafta sonu çıkan makalesinde şok iddialarda bulundu. Kumulis, 21 Ekim günü Radyo Astro’da canlı yayına katılan bir şahısın 1974’te EOKA-B üyesi olduğunu ve birçok Kıbrıslı Türkü öldürdüğünü itiraf ettiğini açıkladı.

Rum Yazar makalesinde söz konusu şahsın Muratağa, Atlılar ve Sandallar katliamında yer alan birisi olabileceğini iddia ederek, konuyla ilgili adım atmayan yetkililere ateş püskürdü!

Kumulis, 1974’te her iki tarafta da yaşananların savaş suçu olduğunu belirterek, geçen zamanın söz konusu suçları unutturamayacağını ifade ederek “Avrupa hala daha 2.Dünya Savaşındaki insanlık suçlarını işleyenleri ararken, bizim bu konuda adım atmamamız kabul edilemez bir durumdur” dedi

Ekonomist George Kumulis, hafta sonu Cyprus Mail Gazetesinde yayınlanan makalesinde, 21 Ekim günü Radyo Astra’yı arayarak “1974’te çok Kıbrıslı türk öldürdüm” şeklinde itiraflarda bulunan eski bir EOKA-B üyesi hakkında hiçbir girişimde bulunmayan yetkililere sert eleştirilerde bulundu.

Kumulis “21 Ekim günü, saat tam 5.55’te Radyo Astro’ya çözümcü politikacı Takis Hadjidemetrou’nun sunduğu programa telefon açan birisi ‘ben EOKA-B üyesiydim ve 1974’te kuzeyde birçok Kıbrıslı Türkü öldürdüm. Eğer bu konuyla ilgili bana dava açılırsa, kuzeyde mi güneyde mi yargılanırım?’ şeklinde bir soru sordu. Kulaklarıma inanamadım” diye başladığı ‘Radyodaki Cinayet İtirafına Sessizlik’ başlıklı makalesinde, söz konusu kişinin Muratağa, Atlılar ve Sandallar köyü katliamını yapanlardan birisi olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu iddia etti.

Kumulis “126 kişiyi hunharca katleden; kadınlara defalarca tecavüz eden bu çocuk katilinin kişilik bozukluğu durumunu bir tarafa bırakırsak, bu radyo konuşması bir ihbar olarak alınmaz mı? Medeni ülkelerde, bir radyoyu arayıp böyle ifadelerde bulunan bir kişi için anında insan avı başlatılır. O ülkenin polisi, siyasetçisi, basını konuyla hemen ilgilenir ve şahsın peşine düşer” şeklinde ifadeler kullanırken, Kıbrıs Cumhuriyeti sınırları içesinde ise kimsenin kılının kıpırdamadığını kaydetti.

Makalesinde durumu Tomas Harris ünlü ‘kuzuların sessizliği’ romanındaki ‘sessizliğe’ benzeten Kumulis, hiçbir yetkili veya basın mensubunun konuyla ilgilenmediğini, söz konusu şahsın bu canice itirafının dikkate alınmadığını belirtti.

Kumulis makalesinde “belki de bunu çocukluğumuzdan beri duyduğumuz çarpık, yanlış bilgilerle süslü bilgilerimize bağlamalıyız. Zira küçük yaşlardan itibaren bize verilen kontrollü ve gerçeği çarpıtılmış bilgiler bizi bu gibi itiraflar karşısında ‘tepkisiz’ yapıyor. Sanırım bu durumu sosyologlar incelemelidir” diye yazdı.

Kıbrıs Cumhuriyeti yetkililerinin, Atlılar, Muratağa ve Sandallar katliamını yapanlardan hiçbir zaman hesap sormadığını, failleri yargılamaktan kaçındığını belirten Kumulis, söz konusu cinayetlerin ‘savaş suçu’ olduğunu da vurguladı.

“Daha da kötüsü, bu şahıslar toplumun arasında serbestçe ellerini kollarını sallayarak dolaşmakta ve radyo programlarına telefon açıp yaptıklarını anlatmayı marifet sayabilmektedir” diyen Rum yazar, söz konusu şahısların yakalanması için hiçbir girişim yapılmadığını, kimsenin sorgulanmadığını da kaydetti.

Kumulis makalesinin geriye kalan kısmında şunları yazdı;

“Bazıları 1974’teki kaotik ortamı ‘hiçbir kanunun uygulanamazdı’ diye niteleyebilir. Ama aradan geçen 41 yılda neden hiçbir adım atılmadı? Zaman aşımı böyle suçlarda geçersizdir zira Avrupa’da hala daha 2.Dünya Savaşında insanlık suçları işleyenlerin peşinden gidilmektedir. Taşkent, Muratağa, Atlılar ve Sandallar cinayetlerinin sorumlularının bulunmamasında yetkililerin ‘gönülsüzlüğü’ tüm bunları ‘ulusal’ bir suça dönüştürmektedir.”

“Bugün haklı olarak, 1974’te Türkiye’nin bize karşı işlediği savaş suçlarını kınıyoruz ancak bu masum Kıbrıslı Türk dostlarımıza yapılanları tolere etmemizi haklı çıkarmaz. Herkes biliyor ki, tolere etmek o suça ortak olmak demektir.”

“Bugün bazı ‘milliyetçi’ vekillerimiz, bizim işgal sırasında yaptıklarımızın çok da önemli olmadığını söyleyip ‘aramızdan bazı aptallar gidip 1-2 Türkü öldürdü’ şeklinde ifadeler kullanmaktadır. At gözlüğünden kurtulamayan bu arkadaşların böyle konuşmaları hiç doğru değildir.”

“Kuşku yok ki, 1974’te olanlar için bizim liderliğimizin Kıbrıslı Türklerden; Kıbrıslı Türk liderliğinin de bizden özür dilemesi gerekmektedir. Belki bir ‘Barışma-uzlaşma günü’ ya da benzeri bir gün belirlenir ve hepimiz her iki toplumdan da hiçbir suçu olmadan öldürülen bu insanları onurlandırırız. Bunu yaptıktan sonra da, her iki toplumdan bu suçları işleyenleri cezalandıracağımız bir süreç başlar. Aslında bu sürecin başlamasının ayak sesleri zamanla artacaktır; çok ve duyulacak bir şekilde hem de…”

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.