Aydınlık Yarınlar Hareketi Başkanı Kaya:

Aydınlık Yarınlar Hareketi (AYH) Kıbrıs konusunda ortak metin sonrası yapılmakta olan açıklama ve yaşanan gelişmelerin; ‘sorunun her an çözülebileceği’ yanılgısının oluşmasına neden olduğuna işaret etti.

AYH Başkanı Anıl Kaya yaptığı açıklamada, Annan Planı ve Kıbrıs’ın AB üye olması üzerinden geçen uzun süre ve yapılan çalışmaların lobiciliğin değerinin anlaşılamadığını gösterdiğine de dikkat çekti..
Anıl Kaya açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Kıbrıs konusunda ortak metin sonrasında yoğun açıklamalar yapılmakta ve gelişmeler yaşanmaktadır.Bu durum bir yandan insanlarımızın kafasını karıştırırken diğer yandan da Kıbrıs konusunun her an çözülebileceğine yönelik düşüncelerin oluşmasına neden olmaktadır.Annan planı ve güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği üyesi olmasının üzerinden on yıl geçmiştir.Bu geçen süre içerisinde Kıbrıs konusunda etkili alternatif çalışmalar yürütülmemiştir.

Ortak metinle birlikte uluslararası toplumun Kıbrıs konusuna ilgisi ve çeşitli alanlarda başlatılan çalışmalar ortadadır.Görünen odur ki uluslararası toplumun desteklemediği düşünceler geçerli düşünceler olamamaktadır.Hal bu iken tabii ki Kıbrıs konusu ile alakalı müttefikler bulmamız, haklarımızın ve mağduriyetlerimizin uluslararası topluma anlatılması şarttır.

LOBİCİLİĞİN DEĞERİ ANLAŞILAMAMIŞTIR
Geldiğimiz aşamada siyaset kurumunun katılımcı olmayan ve lobiciliğe önem vermeyen tutumunu ısrarla devam ettirdiğini gözlemlemekteyiz.Bugün kendi tecrübe ve donanımlarıyla pek çok alanda Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığının ve siyasi eşitliğinin altını çizecek sivil toplum örgütlerinin uluslararası alanda çalışmaları yeterli düzeyde motive edilmemektedir.Kıbrıs’ın etrafında bulunan doğal zenginliklerin yanında Kıbrıs’la ilgili ekonomik, sosyal ve siyasal alanda Dünya’nın önemli merkezlerinde sürekli olarak toplantılar gerçekleştirilmekte ancak bu toplantılarda Kıbrıslı Türkler yer almamaktadır.

Dolayısıyla bizim geleceğimizle alakalı gerçekleşen toplantılarda orada bulunan kişilerin bizleri temsil eden insanlara ulaşmış olduklarını ümit etmekle yetinmek zorunda bırakılmaktayız.

SİYASAL EŞİTLİĞİMİZ ZARAR GÖREBİLİR
Geriye dönüp baktığımızda Kıbrıs konusu ve adanın gerçekleri ile ilgili bugün kendimizi Türkiye’ye bile anlatamadığımız gerçeği ortaya durmaktadır.Bu gerçeği Kıbrıs Türk halkı yaşamın her alanında gözlemlemekte ve tecrübe etmektedir.

Adada çözümün 2015 yılı içerisinde bulunması hedefi dillendirilirken kolektif bir şekilde hareket edemememiz, toplumsal dinamiklerin Kıbrıs konusu ile ilgili yeterli katkısının alınmaması, gerekli lobicilik faaliyetlerini yürütmememiz bizlerin en zayıf yönleridir.

Geride heba ettiğimiz yıllardan kaynaklanan bu zafiyetler Kıbrıs konusunda bugün bir yandan uluslararası alanda kendimizi anlatmamızda, pozisyon yakalamamızda zorluklar yaşatırken diğer yandan ülkemizde uluslararası toplumun gözetiminde yürütülen ve adanın her iki tarafından toplumsal dinamiklerin katıldığı toplantılarda Kıbrıslı Türklerin ortaya koymuş oldukları performansları ve bütünlükleri siyasal eşitliğimize zarar verebilecek noktadadır.”