1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. KIB-TEK'İ ORTADAN KALDIRMAK İÇİN İŞLER DÖNÜYOR!
KIB-TEK'İ ORTADAN KALDIRMAK İÇİN İŞLER DÖNÜYOR!

KIB-TEK'İ ORTADAN KALDIRMAK İÇİN İŞLER DÖNÜYOR!

KIB-TEK’i ortadan kaldırmaya yönelik İşler dönüyor

A+A-

CTP Milletvekili Erkut Şahali, KIB-TEK’te şu anda korkunç bir yönetim boşluğu oluştuğunu söyledi. Şahali, “ Genel Müdür Yönetim Kuruluna tabi olması gereken bir personelken şu anda KIB-TEK’i tek başına idare eder pozisyondadır” dedi.

Eniz ORAKCIOĞLU

CTP Milletvekili Erkut Şahali, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun (KIB-TEK) yönetilemez halde olduğunu vurgulayarak, “Bunu da ben değil KIB-TEK’i yönetmek üzere göreve atananlar söylemektedir. KIB-TEK’te şu anda korkunç bir yönetim zafiyeti ve boşluğu oluşmuştur. Genel Müdür Yönetim Kuruluna tabi olması gereken bir personelken şu anda KIB-TEK’i tek başına idare eder pozisyondadır. Bu da yönetim kurulu üyelerinin kamuoyuna yaptıkları açıklamalardan anladığımızdır ki kendileri de kamuoyuna açık bir şekilde kamuoyuna KIB-TEK’i yönetemediklerini ifade etmektedirler. Bu kabul edilebilir bir durum değildir” şeklinde konuştu.

“Açıklamalar skandal ve istifa sebebidir”

KIB-TEK’le ilgili her gün yeni ve kabul edilemez şeylerin olduğunu söyleyen Şahali, “Yönetim zafiyeti zaten başlı başına bir problem oluşturmaktadır.  Yönetim Kurulu Başkanı ise yakıt alım prosedürünü yerine getiremedikleri için 40 günlük yakıtları kaldığını ve halkın jeneratörleri hazırlaması gerektiğini ifade ediyor. Bu başlı başına bir skandaldır ve istifa sebebi olmalıdır. Ülkede yurttaşa enerji temin etmekle yükümlü bir tek kurum vardır oda KIB-TEK’dir, ikinci bir alternatif yoktur. Dolayısıyla yakıt yönetim kurulunun karar verememesi sebebi ile alınamıyorsa, o yönetim kurulunun da orada bir dakika durması doğru değildir. Hükümetin de bu durumu sessiz bir bicimde seyretme hakkı yoktur. Yönetim kurulu çaresizim diyor, hükümet izliyor. Yönetim kurulunun UBP’li ve DP’li üyeleri birbiri ile kamuya açık bir biçimde kapışıyor, kısacası KIB-TEK’i ortadan kaldırmaya yönelik işler dönüyor. Planlı olduğuna dair şüphelerimiz vardır. Ama planlı olmasa dair bu yaşanan kabul edilebilir bir şey değildir. Çünkü KIB-TEK bu ülke için en önemli kurumdur ve yaşam kaynağı yerine geçmektedir” dedi.

“Hükümet iyi niyetli değildir”

KIB-TEK’le ilgili bir sürü spekülatif durumun söz konusu olduğuna dikkat çeken Şahali, “KIB-TEK’in özelleştirilmesi, parçalanıp özelleştirilmesi, parçalanıp kısmen özelleştirilmesi ile ilgili bir sürü farklı senaryo konuşulmaktadır. Biz hükümetin bu konuda iyi niyetli olmadığını düşünmekteyiz. Dolayısıyla KIB-TEK’in yurttaşların temelde hoşgörüsünü yitirecek bir kuruma dönüştürülmesi elbette sahiplenmeyi zor hale getiriri” diye konuştu.

“KIB-TEK bilerek ve isteyerek itibar kaybetsin diye bir uğraş veriliyor”

Olanlara hükümetin kayıtsız kalma sebebinin özelleştirme olduğunu düşündüklerini vurgulayan Şahali, “Çünkü bu duruma müdahale edilmiyor oluşu ve KIB-TEK’in yönetim kurulu vasıtasıyla yönetilmesini sağlamaya yönelik tedbir alınmaması bu kuşkuyu güçlü hale getiriyor. Hükümet bakanları ve enerjiden sorumlu bakan olmak üzere son derece sesiz ve duyarsızdırlar. Bu durumu kamuoyunun ve kamu vicdanının kabul etmesi mümkün değil. Dolayısıyla KIB-TEK bilerek ve isteyerek itibar kaybetsin diye bir uğraş vardır. Ama kaybedilen sadece itibar değildir, itibarla birlikte KIB-TEK kendi kondisyonundan da kaybediyor. Dolayısıyla KIB-TEK özelleştirilmesiyle ilgili bu ülkede çok ciddi bir halk direnişi yaşandı. KIB-TEK özelleştirilmesi ile ilgili, enerjinin gelecekte ticari bir kuruma dönüşmesiyle ilgili yine bir halk direnişi yaşanacaktır. Bu kolaylıkla yapılabilecek bir şey değildir ve bu hükümetin KIB-TEK’i özelleştirme iradesi de olmadığını düşünmekteyiz ancak KIB-TEK’in şu an bünyesinin zayıflatılıyor oluşu, gelecekte muhtemel gelişmelerden çok daha önemlidir bizim için ve buna sesiz kalmayacağız” dedi.

“KIB-TEK tahsil etmesi gereken alacaklarını tahsil edemiyor”

Şahali, sözlerine şu şekilde devam etti; “Belli başlı turistlik ve sanayi işletmeleri gibi işletmeler özel tarifeden enerji temin ederler. Ama KIB-TEK bu indirimli tarifenin indirilmiş kısmını devletten tahsil etmekle yükümlüdür. Dolayısı ile indirimli tarifeden enerji kullanan işletmelere yönelik bir saldırıya dönüşmemesi lazımdır ki zaman zaman dönüşüyor. Devlet ‘ben bazı sektörlerdeki işletmelere düşük tarifeden enerji satılmasına karar veriyorum, aradaki farkı da ben tamamlayacağım’ diyor, KIB-TEK’e bu ödemeler yapılmadığı zaman KIB-TEK’in finansman maliyeti diye bir sorunu ortaya çıkıyor. Yani akıt almak, işletme giderlerini karşılamak için kullandığı finansın bir faiz gideri vardır ve tahsil etmesi gereken alacaklarını tahsil edemiyor” dedi.

“En büyük iki borçlunun devlet ve yerel yönetimler”

En büyük iki borçlunun devlet ve yerel yönetimler olduğunu vurgulayan Şahali, “Yerel yönetimlerin oluşan borçlarının çok önemli bir kısmı da 2008 yılında gerçekleşen Yerel Yönetim Reformunun öncesinden kalma borçlardır ve o borçlar devletin borçlarıdır. Su kuyuları, sokak aydınlatmaları gibi devlete ait borçlar köyler belediyelere bağlandığı zaman belediyelere ait oldu. Belediyeler bütün sorumluluklarını yerine getiriyorlardı da, köylerin bağlanmasından sonra yerine getiremiyorlar demiyorum, çünkü belediyelerde de ödeme zafiyeti vardır. Ama günün sonunda böyle bir sorun vardır ve bu sorunun da devlet tarafından ele alınması lazımdır” şeklinde konuştu.

“KIB-TEK irtifa kaybediyor”

Şahali, Cratos Premium Hotel’in ait olduğu Bumerang Travel Club Ltd’nin Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na (KIB-TEK) olan  borçlarının silinmesi ile ilgili şunları söyledi; “KIB-TEK’in ticari müşterileri ile arasındaki hesap uyuşmazlığında bir otelle ilgili bir bağışlama durumu söz konusu oldu. Ama bu durum genel müdürün yetkisini kat ve kat aşan bir uygulamadır, yönetim kurulunun bu konuda karar vermesi gerekir, ama yönetim kurulu da şu an verilen kararı verebilecek durumda değildir. Söz konusu olayda bir dava söz konusuydu. KIB-TEK’in talebiyle müşterinin yani otelin iddiaları birbirini tutmuyordu ve davalaştılar. Dolayısıyla mahkeme huzurunda bir anlaşma yapma yetkisi ne genel müdüre aittir, ne de yönetim kuruluna aittir. Mahkemedeki bir konunun ancak mahkeme tarafından çözümlenmesi doğru olurdu. Böylesi inisiyatifler hem KIB-TEK’i zarara uğratmakta, hem daha pahalıya enerji üretme zorunluluğunu dayatmaktadır. Dolayısıyla şu anda KIB-TEK irtifa kaybediyor, hem itibar bakımından, hem de ekonomik fizibilite bakımından.”

“2 noktada sorun yaşanmaktadır”

Şahali, AKSA’nın ülkeye gelme sebebi ve Devletin AKSA’ya ödediği para ile ilgili şu açıklamalarda bulundu; “AKSA’nın ülkeye gelme sebebinin KIB-TEK’in üretim kapasitesi ihtiyacını karşılayamayacak durumda olmasıydı. KIB-TEK’in o günkü mali yapısı santral yatırımı yapmaya elverişli olmadığı söylenerek AKSA bu ülkeye geldi. AKSA bu ülkeye gelirken de alım güvenceli geldi. Yani Devlet, AKSA’nın ürettiği her birim, her Kilovat saat enerjiyi satın alacağını ve ona göre bir tarife düzenleyeceğini söyleyerek AKSA ile anlaştı. Bu anlamda da 2 noktada sorun yaşanmaktadır. Birincisi KIB-TEK’in üretim kapasitesi yeterli olduğu zamanlarda bile bu alım güvencesi nedeni ile AKSA’ya taahhüt edilmiş fiyat üzerinden ödeme yapılmaktadır. KIB-TEK’in üretim maliyetleri AKSA’nın üretim maliyetlerinden daha düşük olsa bile o alım güvencesi nedeniyle o enerjinin AKSA’dan alınması gibi bir durum söz konusudur. 2’inci sorun alım güvencesi 2023 yılına kadar devam edeceği için bundan geriye dönüş de söz konusu olamıyor. Dolayısıyla KIB-TEK oluşan finans maliyeti nedeni ile daha pahalıya enerji üretiyor, hem de ürettim de tasarrufa gidebileceği zamanlarda alım güvencesi ile AKSA’dan enerjiyi alıp o ödemeyi yapmak durumunda kalıyor. Dolayısıyla bu süreçte yapılması gereken KIB-TEK’in üretim kapasitesini korumaya yönelik tedbirler almaktır.”

“Yatırım kapasitesini artırmak gerekir”

Üretim anlamında enerji alt yapısına sahip olmamızın tümü CTP’nin hükümette olduğu dönemlerde gerçekleştiğini söyleyen Şahali, “1994-1996 yıllarında Teknecik Elektrik Santrali CTP hükümette bulunduğu ve bakanlıktan da sorumlu olduğu dönemde gerçekleşti. 2004-2009 yılları arasında yeni termik santraller ve 17 buçukluk jeneratörler alındı. Artı 66 bin Volt olan iletim hatlarımızın kapasitesi de 132 bin Volta çıkarıldı. Dolayısıyla daha sağlıklı ve kayıtsız enerji üretimi bu yatırımlarla mümkün oldu. Son hükümet dönemimizde de 2 tane yeni toplamda 35 mb’lık dizel jeneratör alımı yapıldı. Bunlar yapılırken ülke ihtiyaçları ve 2023 yılında AKSA’nın devreden çıkacak olması dikkate alınarak planlanması ve uygulanması gerekir. Ama bunun birinci koşulu da KIB-TEK’in tahsilatlarını hem devletten, hem kamu kuruluşlarından, hem de özel tüketicilerden mümkün kılmak ve tahsilatlarla birlikte üretim maliyetlerini aşağıya çekmek, yatırım kapasitesini artırmaktır. CTP’nin son uygulamalarında tahsilat güvencesi de söz konusu oldu. Yani ön ödemeli sayaç sistemine geçiş de yüzde 95’in üzerinde bir tahsilat düzeyi yakalandı” diye konuştu.

“Filtre sistemine geçilmelidir”

Filtrelerin hem Teknecik Santraline, hem de Kalecik Santraline takılması Çevre Yasasının ortaya koyduğu bir gerçek olduğuna da değinen Şahali, “Kalecikte bir fitre vardır ama zaman zaman kullanılmadığına yönelik iddialar gündemdedir. Benim bakanlığım döneminde yüzde 3 kükürt içeren fuel-oilden yüzde 1 kükürt içeren fuel oil geçiş kararı verilmişti ve mevcut çevre yasamızın öngördüğü değerler dahilin de hem Teknecik’te, hem de Kalecik’te filtresiz kullanım mümkün hale getirilmiştir. Çevre yasamızda büyük yakma tesislerinde çıkan emisyonun düzenlendiği değerler 2017 yılında tekrar değişecek, çünkü yasa yapılırken öyle bir öngörü söz konusuydu. Dolayısıyla geçtiğimiz yıl yüzde 1’lik kükürt içeren yakıt kullanımı ile filtresiz kullanımı mümkün kılıyor olsaydı bile önümüzdeki yıl değerlerdeki değişimle birlikte kabul edilebilir değerlerin üzerine çıkacaktır. Dolayısıyla hem devletin hem de özel sektörün filtre sistemine geçişi ve bunların eksiksiz kullanımının yine çevre dairesi ile denetlenmesi kaçınılmaz olmalıdır” dedi.

“Avrupa Enerji bütününe bağlanmak koşulu ile kabul edilebilir”

Şahali, Türkiye’den kablo ile gelmesi söz konusu olan elektrik hakkında şunları söyledi; “KIB-TEK’in mevcut enerji konusundaki hâkimiyeti üretim, iletim ve dağıtım konusundaki hâkimiyeti korunmak kaydıyla ve fizibilite çalışmalarında öngörülen verimlilik ve enerji maliyetlerinin aşağıya çekilmesi anlamında söz konusu ise bu kablonun gelmesi konusunda bizlerin herhangi bir itirazı yoktur. CTP açısından kablonun bu ülkeye gelmesi ile ilgili diğer bir ön koşul ise KKTC’ye enerji girişini sağlaması ve mümkün olduğu zamanlarda KKTC’den de Avrupa Enerji bütününe enerji ihracının gerçekleşmesini sağlamak koşulu ile olmalıdır. Bunun yanında Türkiye’nin herhangi bir santraline değil, Avrupa Enerji bütününe bağlanmak koşulu ile biz bu fikri destekler vaziyetteyiz.” 

Yeni Bakış

Etiketler : ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.