1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. Kıbrıs Sorununda 2015 böyle geçti...
Kıbrıs Sorununda 2015 böyle geçti...

Kıbrıs Sorununda 2015 böyle geçti...

Kıbrıs Sorununda 2015 böyle geçti...

A+A-

Kıbrıs Türk halkının, çözüm vizyonuna büyük destek vererek Cumhurbaşkanlığına seçtiği Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis liderliğinde Kıbrıs müzakerelerinin uzun bir aranın ardından pozitif bir atmosferde başlaması, KKTC dış politikası ve Kıbrıs sorunu açısından 2015 yılına damga vurdu.

1968 yılından beri, müzakere masasına kah oturan kah kalkan Kıbrıslı Türkler ve Rumlar, 2014’te kopan müzakerelerin Mayıs 2015’te yeniden başlaması ve yoğun bir görüşme sürecine geçilmesiyle 2015’i “müzakere yılı” olarak yaşadı.

Cumhurbaşkanı Akıncı ve müzakere ekibinin, yıl boyunca Kıbrıs Türk halkı ve uluslararası kamuoyunun beklentisine uygun şekilde Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’le “karşı tarafı düşman değil, geleceğin partneri olarak görmek lazım” mantığı ile müzakereleri sürdürmesi çözüm umutlarını yeşertti.

7 AY ARADAN SONRA YENİDEN…

Nisan ayında KKTC’de gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Mustafa Akıncı’nın, Kıbrıs müzakerelerine yeniden başlanması için gösterdiği büyük çabanın da etkisiyle iki lider, 11 Mayıs akşamı yemekte bir araya gelerek, müzakerelere yönelik ilk adımı attı.  BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin de katıldığı yemekte, müzakerelerle ilgili süreç ve prosedür belirlendi. Takvimler 15 Mayıs 2015’i gösterdiğinde, Kıbrıs sorununa çözüm bulma yönündeki müzakereler, yedi aylık aranın ardından yeniden başladı.

Akıncı ile Anastasiadis, Mayıs’tan yılsonuna kadar tam 19 kez müzakere masasına oturdu. Bazen gece bazen hafta sonu bile bir araya gelen liderlerin en yoğun müzakere mesaisi, 6 görüşmeyle Kasım’da oldu. Liderler, bugüne kadar yaşanmayan bir sıklıkta, sadece müzakerelerde değil sosyal ortamlarda da bir araya geldi.

İki lider, açıklamalarında da, hep çözüme yönelik pozitif ve yapıcı mesajlar verdiler; sorunlar olsa da  ilerleme sağladıklarını vurguladılar. Akıncı ve Anastasiadis’e, başta Türkiye, Yunanistan ve BM’den olmak üzere uluslararası alandan da yoğun destek geldi. 2015’teki diplomasi trafiği baş döndürdü.

Özellikle ABD ve AB üyesi ülkelerden birçok lider, bakan ve üst düzey yetkili, bunca yıldır olmayan bir şekilde Kıbrıs’a ziyaretler yapıp hem Kuzey Kıbrıs ve hem de Güney Kıbrıs’ta önemli temaslarda bulundu.

2015 yılının KKTC dış politikası ve Kıbrıs sorunu açısından satır başları şöyle:

OCAK AYI TARAFLARIN BİR BİRİNİ SUÇLAMALARIYLA GEÇTİ

2015 yılının Ocak ayı, Kıbrıs sorununa çözüm bulma müzakerelerinin 2014 Ekim ayında kesilmesiyle ilgili tarafların bir birlerini suçlamaları, ancak buna rağmen müzakerelerin yeniden başlamasını sağlayacak zemini yaratma çabaları ve açıklamalarıyla geçti.

2015 yılına, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in 1 Ocak’ta bültenlerde yer alan “Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını fiilen tanımaması halinde müzakere masasına dönmeyeceği” açıklamasıyla başlandı. Anastasiadis, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarına dayatma tehdidi olan faaliyetlere son verilmesi halinde diyaloğa dönmeye hazır olduğunu” da söyledi.

Aynı gün haber bültenlerine, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin, Rum çevrelerinin tepkisine neden olan açıklaması da yansıdı. Eide, Kıbrıs’ın çevresindeki hidrokarbon kaynaklarının Kıbrıs müzakereleriyle ilişkili olduğunu ve bu ilişkinin kesilemeyeceğini belirtti. Eide, sismik araştırma gemisi Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemisinin Kıbrıs açıklarında yaptığı araştırmaların da yapbozun sadece bir parçası olduğunu ve başka parçalar da bulunduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rumların müzakerelerin başlamasına yönelik taleplerine karşılık 5 Ocak’ta yaptığı açıklamada, “ön koşullarla müzakere olamayacağını” vurgulayıp, “ön koşul kabul etmeyiz” dedi. Ertesi gün ise, Dışişleri Bakanlığı, Rumların sondajlara devam etmesine karşılık, Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemisinin, Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) verilen ruhsatlar çerçevesinde Kıbrıs’taki çalışmalarına devam edeceğini, yeni çalışmaya ilişkin duyurunun KKTC adına Türkiye tarafından yayımlanacağını açıkladı. Cumhurbaşkanı Eroğlu da, TPAO’nun sismik faaliyetlerine devam edeceğini; Anastasiadis’in müzakerelerin yeniden başlamasına yönelik Eide öncülüğünde sürdürülen çok taraflı çabaları son açıklamalarıyla bir kez daha sekteye uğrattığını söyledi. 10 Ocak’ta, Rum tarafının, NAVTEX geçerli olduğu sürece Kıbrıs sorununa ilişkin müzakere masasına dönmesinin söz konusu olmadığı belirtildi.

EROĞLU İLE EIDE GÖRÜŞTÜ… ÇAVUŞOĞLU ADAYA GELDİ

13 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Eroğlu, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’yle bir araya geldi. Eide, tarafları masaya oturmaya teşvik ettiğini, “gerçekçi iyimserliğinin” hâlâ geçerli olduğunu, ancak tıkanıklıkla ilgili endişelerinin artmaya başladığını söyledi.

Bir gün sonra TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, KKTC’ye gelerek Eroğlu’yla görüştü. Ortak basın toplantısında konuşan Eroğlu, “Biz Kıbrıs’ta barışçı, uzlaşıcı, kapsamlı çözümden yana bir siyaset izliyoruz. Kimsenin hak ve çıkarlarında gözümüz yoktur. Ancak kendi hak ve çıkarlarımızı savunmakta da kararlıyız” dedi. Çavuşoğlu da, Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'de petrol arama, sismik araştırmalara veya sondaj çalışmalarına değil, Rum tarafının bu süreci tek taraflı bir şekilde yürütmesine karşı olduğunu vurguladı.

KIBRIS SORUNUNDA GELİNEN AŞAMA NEW YORK’TA BM MERKEZİNDE ELE ALINDI

27 Ocak günü, Kıbrıs sorununda gelinen aşama New York’ta BM merkezinde ele alındı. BM Güvenlik Konseyi, Kıbrıs'taki son durum ve müzakerelere ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Konsey üyelerini bilgilendiren Eide, Kıbrıs'ta tıkanan müzakerelerin aşılması ve masaya dönülmesi için ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduğunu söyledi.

Dışişleri Bakanı Özdil Nami, 28 Ocak’ta, Yunanistan’daki yeni hükümetten çözüme katkı yapmasını istedi; Rum Yönetimi’ne çözüm konusunda telkinde bulunmasını ümit ettiklerini söyledi. Ayın sonunda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Kıbrıs'ta bulunan BM Barış Gücü'nün görev süresini 31 Temmuz'a kadar uzattı. Dışişleri Bakanlığı, BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs Türk halkı üzerinde uygulanmaya devam eden haksız ve gayri meşru izolasyona son verilmesi gerektiğine dair açık atıf yapmamış olmasının kararı tutarsız ve eksik kıldığını kaydetti.

ŞUBAT

Şubat ayında Kıbrıs sorunuyla ilgili gelişmeler, Yunanistan’daki seçimlerin ardından göreve başlayan Başbakan Aleksis Çipras’ın ilk resmi ziyaretini 2 Şubat’ta Güney Kıbrıs’a yapmasıyla başladı. Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Rum Ticaret ve Sanayi Odası, Yunanistan Odalar Birliği ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından oluşturulan “Lefkoşa Ekonomik Forumu”, 4 Şubat’ta Atina’da yer aldı. Sonuç bildirgesinde müzakere sürecinin yeniden başlamasının önemine vurgu yapıldı.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, 5 Şubat’ta, Rum Başkanlık Köşkü’nde Kıbrıslı Türk ve Türk basın mensuplarına yönelik basın toplantısı düzenledi. Anastasiadis, “Tek plan, Kıbrıs sorununun Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federasyona dönüşmesiyle çözümü.. Bu şartlar altında diyaloğa oturmam halinde müdahale hakkını tanımış olurum… Doğal zenginlik devlete aittir” açıklamasında bulundu.

BOZKIR’DAN AÇIKLAMALAR

Müzakereler kesilmişken ve Kıbrıs konusunda olumsuz bir hava varken, 6 Şubat günü, Türkiye’nin AB Bakanı Bozkır’dan, "Kıbrıs sorunu çözülebilir hale doğru yaklaşıyor" açıklaması geldi. Bozkır, 'Ssanıyorum, önümüzdeki dönemde daha olumlu gelişmeler görebiliriz. Eğer Yunanistan bu işe olumlu şekilde girer, sorumluluk üstlenirse, sadece Türkiye'nin çabalarıyla yürümekte olan bu süreç belki daha anlam kazanır'' dedi. Bozkır, 12 Şubat’ta yaptığı açıklamada ise Kıbrıs’taki doğal gazın adanın tamamının mülkü olduğu saptanırsa, Barbaros Hayrettin Paşa gemisini geriye çağırmalarının mümkün olacağını da söyledi.

Ayın ortasında Rum halkına seslenen Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Anastasiadis’in herhangi bir ön koşul olmaksızın masaya dönmesini beklemekte olduğunu söyledi

MART

Mart ayının ilk günleri hareketsiz geçerken, 9 Mart’ta açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Osman Ertuğ, Rum Yönetimi’ne “gerek hidrokarbonlar gerekse Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü konularında muhatabınız Türkiye değil Kıbrıs Türk tarafıdır” mesajı gönderdi.

BARBAROS HAYRETTİN PAŞA VE NAVTEX

Cumhurbaşkanı Eroğlu, 13 Mart’ta, Kıbrıs sorununa çözüm bulmaya yönelik müzakerelerin yeniden başlaması için, Kıbrıs Türk tarafının iyi niyet göstergesi olarak Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin Gazimağusa Limanı’ndan çıkmadığını söyledi. Eroğlu, “Son Navtex açıklanmış olmasına rağmen, bir iyi niyet göstergesi olarak Barbaros Hayrettin Paşa gemisi Gazimağusa Limanı’ndan çıkmamıştır. Onlar da (Rum tarafı) araştırmalarını durdururlarsa müzakereler başlayacaktır” diye düşünüyorum” dedi. Bu arada, Rum Yönetimi'nin Kıbrıs adası güneyindeki tek yanlı ilan ettikleri petrol-doğalgaz arama ruhsat sahalarında sondaj çalışmalarını sürdüren SAIPEM-10000 isimli platform gemisi, aralıklarla Türk savaş gemilerince izlendi. TC Genelkurmay Başkanlığı, 15 Mart’ta izleme yapıldığını açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı seçimi çalışmalarını sürdüren Mustafa Akıncı, 17 Mart açıklamasında, 6 Nisan’da süresi sona erecek Navtex’in uzatılmamasını ve seçilecek yeni cumhurbaşkanına masayı kurma şansı verilmesini istedi.

MASAYA DÖNÜŞÜN DUYURULABİLECEĞİ AÇIKLANDI

Ve Nisan ayının başında, müzakere masasına dönüşün duyurulabileceği açıklandı. Açıklama, perde gerisinde müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarını yürüten BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’yle görüşen Eroğlu’ndan geldi. Eide’yle 1 saat görüşen Eroğlu, Eide’ye göre Anastasiadis’in masaya dönme niyetinde; kendisinin ise zaten masada muhatabını bekliyor durumda olduğunu ifade etti. Eide de, hidrokarbon krizinin aşılmak üzere olduğunu ve müzakerelerin birkaç hafta gibi kısa bir süre içerisinde yeniden başlayacağını düşündüğünü kaydetti.

NİSAN AYI MÜZAKERELERİN YENİDEN BAŞLAMASI AÇISINDAN DÖNÜM NOKTASI OLDU

2015’in Nisan ayı, Kıbrıs sorununa çözüm bulma müzakerelerinin yeniden başlaması açısından dönüm noktası oldu. Rumların tek yanlı ilan ettiği sözde “münhasır ekonomik bölge”yi genişletip başlattığı sondajların durması karşılığında, Türk tarafı da, Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemisinin çalışma yapabilmesine olanak tanıyan Navtex’in 6 Nisan’da bitmesine rağmen yeni Navtex'i ilan etmedi. Böylece Rumların müzakere masasına oturmamak için ortaya attığı gerekçe ortadan kalkmış oldu.

Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabaları ve müzakerelerin yeniden başlaması açısından yılın mihenk taşlarından biri olan Cumhurbaşkanlığı seçimi Nisan ayında yapıldı ve Mustafa Akıncı Cumhurbaşkanı seçildi. Navtex biter bitmez Kıbrıs’a gelip liderlerle temaslar yapan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide, 7 Nisan’daki basın toplantısıyla, liderlerin kendisine müzakerelerin yeniden başlaması için ortada engel kalmadığını belirttiklerini ve Kıbrıs müzakerelerinin başlayacağını açıkladı. Eide, fakat seçimler dolayısıyla kesin bir tarih vermesinin mümkün olmadığını söyledi. Ertesi gün yazılı açıklama yapan Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafı olarak 6 aydır duran görüşme sürecinin yeniden başlayacak olmasından memnun olduklarını belirtti. 9 Nisan’da, Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Kıbrıs müzakerelerinin Mayıs ayının ikinci haftasında başlamasını beklediğini, müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesi gerektiğini söyledi. Yunanistan Başbakanı Çipras da, BM kapsamında çözüm için Yunanistan'ın faaliyetlerini artıracağını kaydetti.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNİ AKINCI KAZANDI

Cumhurbaşkanlığı seçiminde 19 Nisan’daki birinci turda sonuç alınamayınca 26 Nisan’da ikinci tura gidildi ve Mustafa Akıncı yaklaşık yüzde 60’lık oy oranıyla rakibi Eroğlu’nu geride bırakarak Cumhurbaşkanı seçildi. Akıncı, seçimi kazanmasının ardından sıcağı sıcağına ilk mesajını Kıbrıs sorunuyla ilgili verdi ve Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını gözeterek, Kıbrıs sorununda çözüm odaklı bir siyaset izleyeceğini belirtti. Kıbrıs müzakerelerinde taraflar arasındaki 11 Şubat 2014 mutabakatı çerçevesinde kalacağını ifade eden Akıncı, söz konusu uzlaşmaya Türkiye'nin ve Eroğlu'nun da onay verdiğini hatırlattı.

Akıncı’yı telefonla arayıp kutlayan Anastasiadis, gelecek için birlikte çalışmaya hazır olduğunu söyledi. Akıncı ile Anastasiadis, ilk fırsatta bir araya gelmeye karar verdi. Eide de, Akıncı’yı telefonla arayarak, üstlendiği yeni rol dolayısıyla tebrik etti ve Akıncı'nın müzakerelere bir an önce yeniden başlanması konusundaki taahhüdünü memnuniyetle karşıladığını belirtti.

30 Nisan’da görevine başlayan Akıncı, devir teslim töreninde, 10 yıl önce Avrupa Birliği sürecinde yitirilen çözüm fırsatının bir kez daha var olduğuna inanç belirterek, “Yeter ki tüm taraflar bunun bir ortak ihtiyaç olduğu noktasında aynı fikirde olsunlar ve ortak vizyonla tüm tarafların kazançlı çıkacağı ortak yarar paydasında buluşabilsinler” dedi.

MAYIS

Mayıs ayı, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, görüşmelerde müzakereci olarak Dışişleri Bakanı Özdil Nami’yi atayacağını açıklamasıyla başladı. Aynı gün AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in, Akıncı’ya yönelik tebrik mektubu iletildi. Mektupta Juncker, “Akıncı’nın adada kapsamlı bir çözüme varılması hususundaki kararlılığının memnuniyetle karşılandığını” ifade etti.

4 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Akıncı ile Eide, bir araya geldi ve müzakerelerin yeniden başlayacağının netleştiğini bildirdi. Akıncı, “Görüşme süreci yeniden başlıyor” açıklaması yaptı. 4 Mayıs’ın bir diğer gelişmesi, Ergün M. Olgun’un müzakerecilik görevini Nami’ye devretmesi oldu. Ertesi gün Anastasiadis’le görüşen Eide, iki toplum liderinden duyduklarının kendisini cesaretlendiğini belirtti.

AKINCI İLK YURTDIŞI ZİYARETİNİ ANKARA’YA YAPTI

Cumhurbaşkanı Akıncı, 6 Mayıs günü ilk resmi yurtdışı ziyaretini Ankara’ya yaptı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Akıncı’nın günübirlik ziyaretinde heyetler arası görüşmeler de yapıldı. Akıncı ve Erdoğan ortak basın toplantısı düzenlerken, açıklamalarda “2015’te çözüm” vurgusu yapıldı. Akıncı, “Kıbrıs’ta çözüm ortak bir ihtiyaç olarak algılanmasıyla mümkün. Önemli eşikteyiz, seçilmem sonrasındaki olumlu uluslararası ortam ek güç kaynağıdır. Çözüm vizyonunu daha ileri taşımak için gayret göstereceğiz” şeklinde konuştu.

Bir gün sonra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması nedeniyle Akıncı’ya yazılı bir tebrik mesajı gönderdi ve “Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulma amacıyla başlayacak olan görüşme sürecinin böyle kritik bir aşamasında seçilmiş olmanız önemli” dedi. 8 Mayıs’ta Akıncı ile Eide yeniden buluştu. Eide, hem Kıbrıs Türk hem de Kıbrıs Rum tarafında çözüme yönelik güzel bir ruh olduğunu kaydetti. Dışişleri Bakanı Özdil Nami Almanya’da temaslar yaptı. 9 Mayıs günü, Ban, Moskova’da Anastasiadis’le görüştü ve çözümü amaçlayan müzakerelerin yeniden başlaması konusundaki yeni iyimserliği selamladı.

YEMEKLE İLK ADIM ATILDI

Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis, 11 Mayıs akşamı yemekte bir araya gelerek, müzakerelere yönelik ilk adımı attı. Ledra Palas Otel’de yer alan ve Eide’nin de katıldığı yemekte, müzakerelerle ilgili süreç ve prosedür belirlendi. İlk toplantının 15 Mayıs’ta yapılmasına karar verilen yemek sonrası, takvimle ilgili açıklamayı Eide yaptı.

İki liderin 11 Şubat ortak metninin ruhuna uygun bir şekilde Kıbrıs’ın geleceği üzerine görüş alışverişinde bulunduklarını kaydeden Eide, her iki liderin de yakalanan momentumun devam ettirilmesi ve vakit kaybedilmeden ortada bulunan fırsatın değerlendirilmesi konusunda hemfikir olduklarını bildirdi. Otel önünde Kıbrıs’ın her iki tarafından çözüme destek veren örgütlerden temsilciler ve birçok insan pankart açarak, zeytin dallarını ve mumları yakarak destekte bulundular ve güne özel hazırladıkları tişörtlerle basına poz verdiler.

MÜZAKERELER YENİDEN BAŞLADI

Takvimler 15 Mayıs 2015 tarihini gösterdiğinde, 2014’ün Ekim ayında kesilen Kıbrıs sorununa çözüm bulma yönündeki müzakereler, yedi aylık aranın ardından yeniden başladı. Yaklaşık 4 saat süren bu ilk müzakerelerinde Akıncı ile Anastasiadis,  Kıbrıs sorununa en erken zamanda kapsamlı bir çözüm bulunması için yorulmak bilmeden çalışmayı taahhüt ettiler ve bunun liderler tarafından yürütülecek bir süreç olacağı konusunda hemfikir oldular. İlk görüşmede güven artırıcı önlemeler kapsamında Rum Yönetimi Lideri Anastasiadis 28 mayın tarlasıyla ilgili koordinatları içeren bir belgeyi Kıbrıs Türk tarafına sunarken; Kıbrıs Türk tarafı da Güney’e geçişlerde kullanılan vize kağıtlarının artık doldurulmayacağı kararını karşı tarafa iletti. Görüşmede ortak bir kültür komitesi kurma da kararlaştırıldı.

Eide, görüşme sonrasında liderler adına hazırlanan ortak açıklamayı okudu ve  Akıncı ile Anastasiadis’in ayda en az iki kez bir araya gelmeyi kararlaştırdıklarını kaydetti. Eide ayrıca Akıncı ve Anastasiadis’in her iki toplumun da yararına olacak bir dizi güven artırıcı önlem üzerinde çalışma konusunda anlaştığını belirtti.  Liderler görüşmesinin hemen ardından aynı gün akşam üstü müzakereciler Özdil Nami ve Andreas Mavroyannis bir araya geldi.  Bu da, yeni süreçte müzakereciler arasındaki ilk görüşme oldu.

Müzakerelerin başlamasıyla ilgili olarak birçok siyasi, siyasi parti ve sivil toplum örgütü Cumhurbaşkanı Akıncı’ya destek belirtti. Yapılan açıklamalarda memnuniyet ve çözüm beklentisi dile getirildi. Türkiye’den de Cumhurbaşkanı Erdoğan, başlangıç ile ilgili ''Şu anda Akıncı ile Anastasiadis arasındaki olay peşrev olabilir. Temenni ederiz bu çözüme giden bir yol olur. Görüşmelerde olumlu netice çıkarsa artık Kıbrıs bir sorun olmaktan çıkmış olur. Ama şunu açık, net söylemek zorundayım, biz hiçbir zaman garantör ülke olmadan doğan haklarımızı bırakamayız'' ifadelerini kullandı.

BM Genel Sekreteri Ban 15 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, müzakerelerden memnuniyet duyduğunu bildirdi ve iki liderden de yakalanan fırsatı, kapsamlı ve somut bir uzlaşıya dönüştürmek için kullanmalarını istedi. 16 Mayıs’ta KKTC sınır kapılarındaki yeni uygulama başladı; geçişlerde vize kağıdı ve mühür kaldırıldı. Aynı günün gecesi, BM Genel Sekreteri Ban, Akıncı’yı telefonla arayarak, yakın bir zamanda kendisiyle New York’ta yüz yüze görüşmeyi arzu ettiğini iletti ve müzakere sürecinden duyduğu memnuniyeti ifade etti. 21 Mayıs’ta Akıncı, BM Barış Gücü Misyon Şefi ve BM Genel Sekreteri Özel Temsilcisi Buttenheim ve BM Barış Gücü (BMBG) Komutanı General Lund’la bir araya gelerek Anastasiadis tarafından sunulan 28 mayın tarlasıyla ilgili görüştü.

LEFKOŞA GEZİSİNDE KAHVE VE ZİVANİYA İÇİLDİ

23 Mayıs’ta Akıncı ile Anastasiadis, başkent Lefkoşa’da Arasta’yı ve Uzun Yol’u gezdiler;  Büyük Han’da kahve Uzun Yol’da da zivaniya içtiler. Liderler, ortak hedeflerinin Kıbrıs sorununu en yakın zamanda çözmek olduğunu yaptıkları bu gezide yeniden vurguladılar.

Liderler, 28’inde gerçekleştirdikleri müzakereler kapsamındaki ikinci görüşmelerinde, Kıbrıs sorununda ilerleme sağlanabilmesi için “daha fazla geçiş kapısı açılması, kuzey ve güney Kıbrıs arasında elektrik şebekelerinin birleştirilmesi, telefon şebekelerinin ortak olması ve radyo frekanslarının çakışması konusundaki sorunların aşılması  yönünde çalışma başlatılması ve cinsiyet eşitliği komitesi kurulması” şeklindeki 5 maddelik açılımlarını açıkladılar. Liderler ayrıca, elinde kayıplarla ilgili gömü bilgisi olan kişilere kayıp yakınlarının yaşadığı acıların hafifletilmesi adına bu verileri Komiteyle paylaşma çağırısı da yaptılar.

HAZİRAN… AKINCI: “BİZE TANGO DEĞİL HALAY GEREKLİ”…

Haziran ayına, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın  müzakere sürecine ilişkin “bize tango değil halay gerekli” tespitiyle girildi. Akıncı, 1 Haziran Dünya Çocuk Günü mesajında “Önümüzdeki süreçte bize tango değil halay gereklidir. El ele tutuşarak beraber yürütülecek bir süreç var önümüzde. Siyasal partilerimiz de olsun, iktidardakiler ve muhalefettekiler, sivil toplum örgütlerimiz de olsun, kadın örgütlerimiz de gençlik örgütlerimiz de. Uluslararası niteliğe bürünmüş olan Kıbrıs sorununun başka tarafları da var. Garantör ülkeler de var. Türkiye’si ile, Yunanistan’ı ile, İngiltere’si ile, Birleşmiş Milletleri ile, Avrupa Birliği ile, bu süreç çok taraflı bir süreçtir” dedi.

NEW YORK’TA BAN’LA GÖRÜŞME

Akıncı, ertesi gün, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un davetiyle New York’a hareket etti. Cumhurbaşkanı Akıncı 4 Haziran’da Uluslararası Barış Enstitüsü’nün (IPI) kahvaltılı çalışma toplantısında konuştu ve uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç duyduklarını söyledi. Akıncı,
aynı gün BM Genel Sekreteri Ban’la ilk kez bir araya geldi. Görüşme sonrasındaki basın toplantısında, adadaki olumlu atmosferin New York’ta da devam ettiğini kaydeden Akıncı, bu olumlu atmosferin adada daha iyi duruma ulaşılmasına katkı yapması ve gelecek nesillerin geçmiş nesillerin uzun yıllar yaşadığı acıları yeniden yaşamaması için çalıştıklarını söyledi. BM Genel Sekreterlik Sözcülüğü’nden Akıncı-Ban görüşmesiyle ilgili yapılan açıklamada ise, Ban’ın, müzakerelerdeki olumlu havadan duyduğu memnuniyeti dile getirdiği duyuruldu. Akıncı ile Anastasiadis'in çözüme olan bağlılığını da öven Ban, kendisinin ve Eide'nin sürece desteğinin süreceğini de söyledi.

LİDERLER BİRLİKTE TİYATRO OYUNU İZLEDİ

Müzakere süreciyle ilgili toplantılar ve temaslarla birlikte Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis, sosyal kapsamda bir araya gelmek için de önlerine gelen fırsatları değerlendirdi. Liderler,  8 Haziran’da Limasol’da, Lefkoşa Belediye Tiyatrosu'nun sahnelediği “Kıbrıs, Rumca Küstüm Türkçe Kırıldım” oyununu birlikte izledi.

15 Haziran’da çözüm çabalarına yönelik girişimler kapsamında BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide Atina’ya bir ziyaret gerçekleştirdi. Eide Atina dönüşünde 16 Haziran’da Cumhurbaşkanı Akıncı’yı ziyaret etti. Gerçekleştirilen her şeyin ümit verici olduğunu, sadece soyut olarak değil, esas konunun içeriğine inme noktasında gerçek ve samimi bir irade ile istek gördüğünü söyleyen Eide, çok uzun zamandır böyle bir şey görmediklerinin de altını çizdi.

17 Haziran’da Akıncı ile Anastasiadis Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde yeniden bir araya gelerek,  başlatılan müzakerelerde değerlendirme aşamasını (tarama süreci)  tamamladı ve 29 Haziran’dan itibaren özlü konularla ilgili müzakerelere başlama kararı aldı. Liderler yeni kurulan cinsiyet eşitliği komitesinin üyelerini atadıklarını da duyurdu.

DESTEK AÇIKLAMALARI

Adadaki yabancı misyon şefleri de yaptıkları açıklamalarda liderlere ve müzakerelere desteklerini ifade ettiler. 19 Haziran’da ABD’nin Bağımsızlık Günü nedeniyle düzenlenen etkinlikte konuşan ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi Koenig, çözüm sürecine ABD’nin desteğinin sürdüğünü belirtti ve liderlerin çabalarını “olağanüstü” olarak değerlendirdi.

23 Haziran’da, esaslı müzakerelere başlama noktasına geldiklerini belirten Akıncı, “Bu süreç yalnız başına yürünmez. Bu süreç toplumla birlikte yürünecek olan bir süreçtir” diye konuştu. 24 Haziran’da ise, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, basın toplantısı düzenleyip çözüm arayışları, süreç ve son gelişmeler hakkında bilgi verdi.

ÖZLÜ KONULARDA MÜZAKERELERE BAŞLANDI

Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis, Kıbrıs müzakereleri kapsamında 4. görüşmelerini 29 Haziran’da gerçekleştirdi ve özlü konularla ilgili müzakerelere başlayarak, çözümlenmemiş konulara yoğunlaştı.

Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından AB kurumları ve AB ülkelerinin Kıbrıs’taki misyon temsilcileriyle de yoğun bir diyalog ve ilişki içerisine giren Akıncı, 30 Haziran’da, 3 günlük ziyaret için Brüksel’e gitti. Akıncı, hedeflerinin, gelecekte federal bir çatı altında parçası haline gelinecek AB kurumlarıyla şimdiden en üst düzeyde ilişkileri sağlıklı bir şekilde kurmak ve devam ettirmek olduğunu söyledi. Akıncı, Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Komisyon Başkan Yardımcısı Mogherini, Avrupa Konseyi Başkanı Tusk ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz’la görüştü. Avrupa Parlamentosu’ndaki bazı grupların başkan ve temsilcilerini kabul eden Akıncı, bazı Avrupa Parlamentosu milletvekilleriyle de bir araya geldi.  Uluslararası basının temsilcilerine mülakat veren Akıncı, düşünce kuruluşu German Marshall Fund’ın yuvarlak masa toplantısına da katıldı.

Akıncı, Juncker’le görüşmesinde, adada varılacak bir çözümün, sonrasında, AB mahkemelerinde delinmesini engellemek için çözüm metninin Birincil Hukuk olarak tanınmasının önemini vurguladığını kaydetti. Schulz ise, Akıncı’yla görüşmesi sonrasında yaptığı açıklamada, çözüm için mümkün olan tüm desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.

TEMMUZ

Hareketli Temmuz ayının ilk günlerde önemli gelişmeler yaşanmazken; 4 Temmuz’da basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum tarafının bildirdiği 28 mayın tarlasının 25’inde herhangi bir risk unsuruna rastlanmadığını; halk açısından risk tespit edilen Ömerli ve Alemdağ’daki bölgelerin de işaretlenip tellendiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Akıncı, Anastasiadis’le birlikte,  Kıbrıs Türk Ticaret Odası ile Kıbrıs Rum Ticaret ve Sanayi Odası’nın 8 Temmuz’da ara bölgede gerçekleştirdiği  “Çözüm sonrası Kıbrıs ekonomisi ile ilgili vizyonumuz” temalı etkinliğe katıldı.

Liderler, müzakerelere çerçevesinde 10 Temmuz’da, Yönetim ve Güç Paylaşımı, Mülkiyet, Toprakta Kriterler, AB konuları ve ekonomik konuları ele aldıkları yaklaşık 5 buçuk saatlik  bir görüşme gerçekleştirdi. Akıncı görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, bulunacak çözümün bir maliyeti olacağını, maliyet konusunun öne çıkmaya başladığını dile getirdi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, 16-17 Temmuz tarihlerinde Kıbrıs’a iki günlük ziyaret gerçekleştirdi. Juncker Akıncı ve Anastasiadis’le ikili toplantılar yaptı; iki liderle ara bölgede öğle yemeğinde bir araya geldi; Eide’yle de görüştü. Juncker, çözüm sürecinin kolay olmadığını ancak bunun bir çözümün mümkün olamayacağı anlamına gelmediğini belirterek, bulunacak bir çözümün sadece adada yaşayan Kıbrıslılar için değil, Avrupa Birliği için de bir “kazan- kazan” durumu yaratacağını söyledi.

Çözüm arzuları, yapıcı tutumları ve müzakerelerdeki pozitif yaklaşımlarının yanı sıra Liderlerin bir birleriyle ilgili olumlu tavırları da yıl boyunca yaptıkları açıklamalara yansıdı. 20 Temmuz törenlerinde Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yaptığı konuşmaya Anastasiadis’in beğeni ifadesi gecikmedi ve Anastasiadis Akıncı’nın “biz adına ‘Barış Harekatı’ desek de bu bir savaştı” şeklindeki söylemini “mertlik göstergesi” olarak değerlendirdi.

Juncker’den sonra Temmuz ayının bir diğer önemli konuğu Avrupa Komisyonu Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikasından Sorumlu Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Mogherini oldu.  Akıncı, Mogherini’yi 24 Temmuz’da kabul etti. Akıncı, Mogherini’nın kendisine “Avrupa Birliği’nin çözüm sürecine verdiği desteğin artarak devam edeceğini” söylediğini belirtti.

MÜLKİYET KOMİTESİ

Akıncı ile Anastasiadis arasındaki müzakerelere 27 Temmuz’daki görüşmeyle devam edildi ve müzakerecilerin toplantıları sürerken, Eylül’e kadar liderler arasındaki görüşmelere ara verildi. Akıncı, görüşme sonrasında, mülkiyet ve toprak konusundaki kriterlerin görüşüldüğünü; sonbahardan itibaren yılsonuna kadarki ayların önemli olduğunu; kararlılık ve niyetle devam ettikleri sürece çözümün yıllar değil aylar içinde olabileceğine dair inancını korumaya devam ettiğini söyledi. Eide ise, eşit sayıda Kıbrıslı Türk ve Rum üyeyle bağımsız Mülkiyet Komitesi kurulacağını açıkladı. Akıncı ile Anastasiadis 28 Temmuz akşamı Gazimağusa’daki Othello Kalesi’nde yer alan  “Ay Işığı Altında Bizim Müziğimiz” adlı konseri izledi.  Konserde, Kıbrıslı Türk ve Rumlardan oluşan “Kyprogenia” grubu Türkçe ve Rumca şarkılar söyledi.

AĞUSTOS… HİÇ LİDERLER GÖRÜŞMESİ OLMADI…

Ağustos ayında hiç liderler görüşmesi olmazken; Akıncı, 3 Ağustos’taki açıklamasında, mülkiyetle ilgili yaratılan bilgi kirliliğine işaret etti ve yolun başında olduklarını söyleyip “Müzakere masasında harita, yüzdelik veya tek bir köy adı konuşulmadı… Günü ve saati geldiğinde konuşulacak… Henüz zamanı gelmiş değil…” ifadelerini kullandı. Akıncı, Kıbrıs Türk halkının haklarını savunmak için seçildiğini kaydederek, “Kimse endişe etmesin” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, 11’inde ise basın toplantısı düzenleyip Cumhurbaşkanlığı’ndaki 100 gününü değerlendirdi. Güney Kıbrıs’ta seçim yapılacak Mayıs’a kadar sonuç alınamazsa, müzakerelerin uzayabileceğini söyledi. Akıncı, Kıbrıs müzakerelerinde Ekim, Kasım ve Aralık aylarının son derece önemli olduğuna da işaret etti.

Mülkiyetle ilgili iddiaların yoğunlaşması üzerine ayın son günleri konuyla ilgili açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Güneyden bazı kişiler ellerinde koçanlarla gidip kapı çalıyorlar” söylemeleri doğruysa; bunun yanlış hareketler olduğuna vurgu yaparak, “Bunların yapılmaması gerekiyor, çünkü bu işler böyle çözümlenecek değil. Bizim kamuoyuna açıkladığımız bireylerin mülkiyet hakkıyla ilişkili olan konu; ‘bireyler gidecek kapı çalacak da birbirleriyle bu konuyu halledecekler’ anlamında değildir” dedi.

EYLÜL… YAZ TATİLİNİN ARDINDAN LİDERLER YENİDEN BİR ARAYA GELMEYE BAŞLADI

2015’in Eylül ayına, Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in yaz tatili nedeniyle verilen aranın ardından Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde yeniden bir araya gelmesiyle girildi. Liderlerin 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne denk gelen görüşmesinde, daha önce yapılan çalışmalar değerlendirildi; mülkiyet ve yönetimle ilgili konulara odaklanıldı.

4 Eylül akşamı Tatlısu’da festival açılışı yapan Akıncı,  halkın hayrına olmayacak, mutluluk getirmeyecek ve halkın geleceği için iyi olmayacak bir anlaşmaya imza atmayacağının bilinmesini istedi. Akıncı, anlaşma olması halinde ayrımsız tüm KKTC vatandaşlarının Birleşik Kıbrıs ve AB’nin vatandaşı olacaklarının altını çizdi.

Türkiye’de seçim hükümetinde Dışişleri Bakanı olan Feridun Sinirlioğlu, ilk yurtdışı ziyaretini 7 Eylül’de KKTC’ye yaptı. Akıncı’yla görüşen Sinirlioğlu, Kıbrıs’ta her iki halkın haklarının teminat altına alındığı, Kıbrıs Türk halkının kendini güvencede hissettiği bir çözüm için işbirliğini sürdüreceklerini belirtti.

Akıncı ile Anastasiadis, 8’inde “Glafkos Klerides Sergisi”nin açılışını yaptı. Akıncı, Malala Yousafzai’nin “Evrensel barışı yaratmanın tek yolunun sadece beyinlerinizi eğitmekten değil kalplerinizi ve ruhlarınızı da eğitmekten geçtiğine inanıyorum” sözünü hatırlattı; anlaşmaya en erken zamanda ulaşılması için “güçleri birleştirme” çağrısında bulundu.

DİN ADAMLARI…  AVRUPA KONSEYİ BAŞKANI TUSK

10 Eylül’de, liderler, KKTC ve Güney Kıbrıs’taki en üst düzey din adamlarıyla bir araya geldi. Din adamları, sürdürülebilir bir çözüm bulunması yönünde siyasi liderlere yönelik desteklerini teyit etti. Kıbrıs’a gelen Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, Eylül’ün 11’inde, Akıncı ve Anastasiadis’i makamlarında ziyaret etti. Akıncı, varılacak çözümde adadaki kesimlerin birinde, Kıbrıs Türk diğerinde de Rum toplumunun nüfus ve mülkiyet açısından çoğunlukta olacağını vurguladı. 14’ünde, Akıncı ile Anastasiadis, Eylül ayındaki ikinci görüşmelerini yaptı. 4 saat süren görüşmeden sonra yapılan ortak açıklamada, müzakere sürecinde Eylül’den sonraki ayların kritik olduğu vurgulandı; 30 Ekim’den sonra liderlerin görüşmeleri yoğunlaştıracağı açıklandı.

Eylül ayında Kıbrıs’ın bir diğer konuğu ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Avrasya ve Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Victoria Nuland oldu. Akıncı, Nuland’ı, 15 Eylül’de kabul etti. Nuland, ABD’nin çözüm sürecine desteğinin devam edeceğini belirtti. Aynı gün, Dışişleri Bakanı Çolak da Nuland’la bir araya geldi.  Çolak, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide ile de görüştü.

MECLİS’TE ÖZEL BİRLEŞİM…  STÖ TEMSİLCİLERİYLE TOPLANTI

17 Eylül’de Akıncı’nın çağrısıyla Meclis’te Kıbrıs konusunda özel birleşim yapıldı. 22 Eylül’de, müzakerelerle ilgili, sivil toplum örgütü temsilcilerine yönelik “Sivil Toplumla Diyalog ve İşbirliği Toplantısı” düzenleyen Akıncı, müzakerelerin bu safhasında, mülkiyette kriterlerin ne olacağı, toprak düzenlemeleri, dönüşümlü başkanlık konuları netleşmeden ve diğer bazı detaylar ortaya çıkmadan “evet” veya “hayır” kamplarına bölünmenin yanlış olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, BM Genel Kurulu çalışmaları çerçevesinde temaslarda bulunmak üzere 28 Eylül’de New York’a gitti. New York’taki temasları daha çok Ekim’in ilk günlerinde gerçekleşen Akıncı, Eylül’ün son günlerinde, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Mammadyarov, AB Komisyonu Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Mogherini, İsveç Dışişleri Bakanı Wallström’le ve bazı kurum, kuruluş yetkilileriyle görüştü.

EKİM

Ekim ayının ilk günleri, ülkenin dış politikası ve Kıbrıs sorununa çözüm müzakereleriyle ilgili temasların ABD’de yoğunlaştığı günler oldu.  New York’ta bulunan ve 29 Eylül’den itibaren her gün temasları olan Cumhurbaşkanı Akıncı, 2 Ekim günü,  BM Genel Sekreteri Ban ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’yle görüştü. Akıncı, Ekim’in ilk günleri ayrıca, Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı McCully, Umman Sultanlığı Dışişleri Bakanı Bin Abdullah, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri (İİT) İyad Bin Emin Madani’yle de bir araya geldi.

KERRY VE BAN GÖRÜŞMLERİ

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın New York temaslarına Kerry ve Ban’la yaptığı görüşmeler damga vurdu. Kerry’yle görüşmesi sonrası açıklama yapan Akıncı, ABD Dışişleri Bakanı Kerry’yle Kıbrıs Türk tarafı olarak üzerinde durdukları iki kesimlilik ve iki toplumluluk ile bunun ne anlama geldiği hakkındaki detaylı görüşlerini paylaştıklarını belirterek, “Gördük ki görüşlerimiz, Kıbrıs Türk tarafının çözüme yönelik inanç ve kararlılığını ifade ettiğimiz zaman ve bugüne kadarki gelişmelerde attığımız adımlar da dikkate alınınca değer bulmaktadır, inandırıcı bulunmaktadır ve destek görmektedir” dedi.

Akıncı, BM Genel Sekreteri Ban’la yaptığı görüşme sonrasında çözümle yaratılacak mülkiyet düzeninin, sosyal düzeni bozmamasının önemine de işaret etti ve buna yönelik çarelerin temelde tazminatı içereceğini belirtti.  BM Sözcülüğü de, Akıncı ile Ban’ın, gerçekleştirdikleri görüşmede, garantörlerin müzakere sürecine dahil edilmesi konusunu ele aldıklarını bildirdi.  3 Ekim’de temaslarını tamamlayan Akıncı, New York temaslarının BM Genel Kurulu döneminde yapılabilmesinin bile kendi başına bir getiri olduğunu kaydetti. Akıncı, tüm devlet yetkililerinin çok yoğun olduğu bu dönemde tanınmamış bir devlet statüsünde olan KKTC Cumhurbaşkanı ve yetkilileri olarak görüşme trafiğinde yer bulmanın önemine işaret etti.

New York temaslarında Akıncı’ya eşlik eden Dışişleri Bakanı Çolak ile Müzakereci Nami, Akıncı’dan ayrı temaslar yaptı. Çolak ile Nami, ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirip toplantılara katıldı. Bakan Çolak, temasları çerçevesinde Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) toplantısında da konuştu.

DIŞİŞLERİ BAKANI ÇOLAK WASHİNGTON’DA…

Çolak, New York’taki temaslarının ardından Washington’a geçti. Çolak, Washington’da Beyaz Saray ve ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile bir araya gelerek, Kıbrıs sorunu ve müzakere sürecinde gelinen son aşama hakkında muhataplarına bilgi vererek görüş alışverişinde bulundu. Çolak, ayrıca, ABD Senatosu’nda Senatör Roger Wicker ve medya kuruluşları ile görüştü.

Ekim’in ilk günlerinde CTP Milletvekili Candan, UBP Milletvekili Serdaroğlu ve DP-UG Milletvekili Taçoy’dan oluşan Meclis heyeti de Brüksel’de temaslarda bulundu. New York’taki yoğun program nedeniyle Akıncı’yla yapacağı görüşmesi gerçekleşmeyen İngiltere Dışişleri Bakanı Hammond, 10 Ekim’de Cumhurbaşkanı Akıncı’yı telefonla aradı.

Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis, yaklaşık 1 aylık aradan sonra 12 Ekim’de müzakereler çerçevesinde bir araya geldi.  Avrupa Komisyonu Bölgesel Politikalar Komiseri Corina Cretu, 16 Ekim’de Cumhurbaşkanlığı’nda Akıncı, Dışişleri Bakanı Çolak, Müzakereci Nami ve Sözcü Burcu’yla bir araya geldi.

TÜRKİYE’DEN KKTC’YE SU…

17 Ekim, KKTC ve Kıbrıs adası için tarihi bir gün oldu. Türkiye’den KKTC’ye borularla su getirilmesi projesi 17 Ekim’de hayata geçirildi. Projenin açılış törenleri için Akıncı Anamur’a gitti, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan da KKTC’ye geldi. Akıncı ile Erdoğan çalışma yemeğinde de bir araya geldi. Akıncı Türkiye’den gelen suyun mutluluk verici ve Kıbrıs’ın geleceğine, çözüm ve barış sürecine büyük bir katkı olduğunu söyledi.

Su konusunda Rum tarafından gelen en çarpıcı açıklama Rum Başpiskoposu Hrisostomos’un açıklaması oldu. “Umarım bu su bize zehir olmaz” diyen Hrisostomos, Kıbrıs müzakere süreci konusunda kötümser olduğunu da söyledi. 18 Ekim günü Anastasiadis’ten çözüm süreci hakkında açıklama geldi. Anastasiadis Kıbrıs sorunu için mart ayında referandum yapılmasının mümkün olmadığı kanaatinde olduğunu dile getirdi.

20-23 Ekim arasında ise, Kayıp Şahıslar Komitesi üyeleri, yürüttükleri projeye maddi ve siyasi desteği genişletme adına Brüksel’de Avrupa Birliği temsilcileriyle temaslarda bulundu. 21’inde, Avrupa Parlamentosu’nda, “Kıbrıs müzakereleri, şimdiki durum ve perspektifler” konulu toplantı düzenlendi.  Toplantıda Avrupa Sol İttifakı’nın Brüksel’e davet ettiği CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat ve AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu konuştu.

Ara bölgede yapılan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum siyasi partileri toplantılarına 21 Ekim’de devam edildi. Toplantıyı özel kılan, CTP’yi temsil eden Dış İlişkiler Sekreteri Muhittin Tolga Özsağlam’ın toplantıyı terk etmesi oldu. Özsağlam, “Toplantıyı tartışma zemini kalmadığı için terk ettim” dedi.

Dışişleri Bakanı Çolak, Paris’te temaslarda bulundu. Çolak, temaslarında Fransız Ulusal Meclisi Kıbrıs-Fransa Parlamenter Grubu Başkan Yardımcısı, Cumhuriyetçiler Milletvekili Guy Geoffroy ve Cumhuriyetçi Parti Milletvekili Alain Joyandet ile bir araya geldi.

Akıncı, 23 Ekim’de, Kıbrıslı Türk ve Rumların ortak komiteleri çerçevesinde eğitim alanında da bir komisyon kurulmasının mümkün olduğu, bu konuda çalışma yaptıklarını ancak henüz hayata geçiremediklerini açıkladı. Akıncı, “Güney’deki eğitim sisteminin barışçı olmadığını, Kuzey’de de eksikler bulunduğunu, Kıbrıs’ın ortak geleceği için barış kültürünün yaratılması gerektiğini” söyledi.

Kültürel Miras Teknik Komitesi yetkilileri ile BM Kalkınma Programı yetkilileri, restore çalışmaları devam eden Dipkarpaz’daki Apostolos Andreas Manastırı’nda incelemelerde bulundu. Akşam, Ledra Palace Otel’de BM Günü kutlandı. Akıncı, Siber ve Kalyoncu’nun da katıldığı resepsiyonda konuşan Eide, çözüme ulaşmak için güven, istek ve liderliğin mevcut olduğunu söyledi.

BM GENEL SEKRETER YARDIMCISI LADSOUS, AKINCI’YI ZİYARET ETTİ

Ekim’de Kıbrıs’ta temaslar yapan bir isim de, BM Barışı Koruma Operasyonlarından Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Hervé Ladsous oldu. 26’sında Akıncı’yı ziyaret eden Ladsous, BM’nin Kıbrıs görüşmelerini güçlü bir şekilde desteklemeyi sürdüreceğini söyledi. Tarih 28 Ekim’ken, Kıbrıslı Türk Müzakereci Özdil Nami başkanlığındaki müzakere heyeti Ankara’ya giderek temaslarda bulundu..

Dini liderler, 29 Ekim’de İsveç Dışişleri Bakanı Annika Söder’le bir araya geldi. İsveç Büyükelçiliği’nin önderliğinde sürdürülen “Kıbrıs Barış Sürecinde Dini Yol” çalışmaları çerçevesindeki görüşmeye, Din İşleri Başkanı Atalay, Rum Başpiskopos Hrisostomos, Kıbrıs Latin Kilisesi’nden Kraj katıldı.

Ayın son liderler görüşmesi, 30 Ekim’de yapıldı. Akıncı ile Anastasiadis’in 4.5 saatlik görüşmesinde, müzakerelerin yoğunlaştırılması ve Kasım ayında 6 ayrı görüşme yapılması kararlaştırıldı. Akıncı, Kıbrıs müzakerelerinde mülkiyet başlığı altında kriterlerin konuşulmaya başlandığını da açıkladı.

KASIM… MÜZAKERELER YOĞUNLAŞTI…

Kasım ayı, müzakerelerin yoğunlaştığı ay oldu. Akıncı ile Anastasiadis’in yaptığı ayın ilk görüşmesi, 2 Kasım’daydı. Kasım görüşmeleri için alınan karar gereği görüşmeyle ilgili açıklama yapılmadı. Müzakerelere destek verme adına ortak komite oluşturan CTP ve AKEL’in heyetleri, 3 Kasım’da, mülkiyet başlığıyla ilgili belirlenecek kriterleri ele aldı.

Kıbrıs sorunu ve müzakere sürecinde bir dönüm noktası da, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne, 3 yıllık süre için Kuzey Kıbrıs’ta bulunan 30 askeri alana kazı için giriş izni verilmesi oldu. 5 Kasım’da açıklama yapan Komite, Cumhurbaşkanı Akıncı tarafından izin verildiği hususunda bilgilendirildiğini; iznin Ocak 2016’dan başlayarak 3 yıllık bir süreyi kapsadığını, her yıl 10 yerin kazılacağını bildirdi.

“EN BAŞARILI İKİ TOPLUMLU PROJE”

Aynı gün, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum partilerden temsilciler, Kayıp Şahıslar Komitesi bünyesinde Lefkoşa ara bölgedeki kemik kalıntılarının analizinin yapıldığı Antropoloji Laboratuvarı’nı ziyaret etti. Komite üyeleri, Gömü Yerinden Çıkarma, Kimlik Tespiti ve Kayıp Şahısların Kalıntılarının İadesi Projesi’nin adada muhtemelen en başarılı iki toplumlu proje olduğunu; son yıllarda elde edilen iyi sonuçlara rağmen, bine yakın “Kıbrıslı” kaybın yerinin belirlenemediğini belirtti.

5 Kasım akşamı, Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis, müzakereler kapsamında yeniden bir araya geldi. 6’sında, BM Genel Sekreteri Ban, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın kayıp şahıslara ait kalıntı bulunma olasılığı olan askeri bölgedeki 30 muhtemel gömü yerinde kazı yapılabileceği yönündeki açıklamalarını memnuniyetle karşıladığını duyurdu.

9 Kasım’da, Kıbrıslı Türk ve Rum sendikalardan oluşan Tüm Kıbrıs Sendikal Forumu, kurucu devletlerdeki çalışma hayatını şekillendirecek olan süreçte yer almak istediğini belirtti. Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Türk toplumu adına Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 75 bin Euro bağışta bulundu. 9 Kasım’da Komite Akıncı’ya teşekkür etti.

Brüksel’de temaslar yapan Dışişleri Bakanı Çolak, 11’inde, Avrupa Komisyonu Bölgesel Politikalardan Sorumlu Komiseri Cretu ve AP Dışilişkiler Komitesi Başkanı Brok’la görüştü. 12’sinde de birçok isimle bir araya gelen Çolak, Kıbrıslı Türklerin, bulunacak çözümün eşit siyasi taraf olması nedeniyle bizzat AB tarafından her seviyede birinci ağızdan dinlenmesinin öneminin altını çizdi. Yine 12 Kasım’da, TDP ile Güney Kıbrıs’taki AKEL arasında kurulan ortak komite toplandı. Komite, mülkiyet ana başlığı altında kriterler ile planlama-mülkiyet ilişkisi konularını görüştü.

“GİZLİ SAKLI YOK”

Bazı milletvekillerinin “müzakere süreciyle ilgili bilgilendirilmiyoruz” yönündeki iddialarına karşı açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu, Kıbrıs müzakerelerinde gizli saklı olmadığını ve tutanakların 4-5 gün içinde Meclis ve ilgili kurumlara gönderildiğini belirtti. Dışişleri Bakanlığı, Derinya ve Lefke/Aplıç’ta yeni sınır kapıları açılması için çalışmalarda önemli mesafe kat edildiğini, Lefke/Aplıç’ta mayın taramasının devam ettiğini, ayrıca gerekli mali kaynağın sağlanması için Avrupa Birliği yetkilileriyle temaslar yürütüldüğünü açıkladı. KKTC’nin 32. kuruluş yıldönümün kutlanacağı 15 Kasım’a 2 gün kala, kutlamalar için Türkiye’den ve diğer ülkelerden ülkeye gelen konuklar, devlet ve hükümet yetkililerine ziyaretler yaptı.

KKTC’NİN KURULUŞ YILDÖNÜMÜ

KKTC’nin 32. kuruluş yıldönümü ülkede olduğu gibi yurtdışında KKTC’nin büyükelçilik, konsolosluk ve temsilciliklerinin bulunduğu yerlerde de tören ve etkinliklerle kutlandı. 14 ve 15 Kasım’daki törenlerde, etkinliklerde yapılan açıklamalar ve konuşmalarda, yayımlanan bildirilerde dahi KKTC’yle birlikte dış politika ve Kıbrıs sorunu bağlamında da mesajlar verildi. Cumhurbaşkanı Akıncı, KKTC’nin her açıdan güçlenmesi için uğraş vermenin, ayrılığı kökleştirmek anlamında değil, eşit ve güçlü bir birlikteliğe hazırlanmak demek olduğunu belirterek, “Çözüm sonrasında ortaklık edeceğimiz Kıbrıs Rum tarafının da bu yalın gerçeği artık kavraması ve Kuzeyde olan her iyi gelişmeyi olumsuz bakış açısıyla değerlendirmemesi gerekmektedir” dedi. Dışişleri Bakanı Çolak, Londra’da, başta Parlamento Dışişleri Komitesi Başkanı Blunt’la olmak üzere temaslarda bulundu ve 16 Kasım’da “KKTC'nin Kuruluş Yıldönümü Resepsiyonu”na katıldı.

RUMLARDAN SALDIRI

16 Kasım’da, Lefkoşa’nın Rum kesiminde çoğunluğu öğrencilerden ve ELAM üyelerinden oluşan bir grup Rum, Kıbrıslı Türklere ve arabalarına saldırdı. Olayların hem ardından açıklama yapan Akıncı, saldırıların müzakere sürecine hiçbir katkısı olmadığını vurguladı ve Rum Yönetimi’nden suçluları derhal yakalayarak yargı önüne çıkarmasını istedi. Devlet ve hükümet yetkilileri, partiler ve sivil toplum örgütleri de Rumların saldırılarına tepki gösterdi.

Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier, temaslarda bulunmak amacıyla Kıbrıs’a geldi; liderlerle ayrı ayrı görüştü. Akıncı, görüşmenin ardından, Kıbrıs Türk toplumunun Avrupa’nın ve Avrupa Birliği’nin önemli ülkeleriyle diyalog kurmasının çözüm çabalarına katkı sağlayacağını söyledi. Alman bakanın ziyareti bir da soruna neden oldu. Akıncı, Alman Büyükelçiliği’nin, ara bölgede verdiği resepsiyona katılmadı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Burcu, iki tarafı bir araya getirme amaçlı etkinlikte, taraflar arasında eşit statüye özen gösterilmediğini, bu konuda anımsatma yapılmasına rağmen Alman Elçiliği’nden tatminkar yanıt alınamadığını ifade etti. Burcu, Cumhurbaşkanı’nın bu nedenle, çok arzu etmesine karşın etkinliğe katılmayı uygun görmediğini vurguladı.

LİDERLER KINADI

18 Kasım’da bir araya gelen Akıncı ile Anastasiadis, görüşme sonrası ortak açıklama yapıp 16 Kasım’da Kıbrıslı Türklerin hedef alındığı olayları şiddetle kınadı ve bu gibi olayların devam etmekte olan müzakereleri engellemesine müsaade etmeyeceklerini belirtti. Aynı gün, Ankara’da da Kıbrıs’la ilgili önemli bir görüşme yapıldı. TC Başbakanı Davutoğlu ile Yunanistan Başbakanı Çipras diğer konularla birlikte Kıbrıs’ı da konuştu. Davutoğlu, "Türkiye ve Yunanistan olarak müzakerelere pozitif katkıda bulunma noktasında ortak yaklaşımımız var"; Çipras da, "İki toplumu adil ve kalıcı çözüm bulmak amacıyla cesaretlendirmeye karar verdik" dedi.

19 Kasım’da ise Kıbrıs’a gelen İngiltere Dışişleri Bakanı Hammond; Akıncı ve Anastasiadis’le görüştü. Hammond, iki toplumu desteklemek için mümkün olduğu şekilde çalıştıklarını ve iyimser olduğunu; İngiltere’nin çözüm halinde mülkiyet sorunun halledilmesi için de gerekli finansmanın bulunmasına da yardımcı olacağını söyledi. Akıncı ise İngiltere’nin garantörlük konusunda Kıbrıs Türk ve Rum tarafının anlaşacağı çerçeveye yardımcı olmaya hazır olduğunu ifade etti.

Hammond, aynı gün kayıp çalışmalarının yapıldığı Kayıp Şahıslar Komitesi (CMP) Antropoloji Laboratuarı’nı da ziyaret etti ve Kayıp Şahıslar Komitesi’nin ara bölgedeki ofisinde komite üyeleri ile bir araya gelerek kayıp çalışmalarıyla ilgili bilgi aldı.

Akıncı’nın 19 Kasım’daki bir diğer önemli ziyaretçisi de Maronit Başpiskoposu Yousef Shouef oldu. 20 Kasım’da liderlerle ayrı ayrı görüşen İngiliz Dışişleri Bakanı Hammond, İngiltere’nin çözüm halinde adadaki üs bölgelerinin yarısını devretmeye hazır olduğunu söyledi.

“YILLARDIR SAĞLANAMAYAN İLERLEME SAĞLANDI”

Akıncı ile Anastasiadis, 25’inde, Kasım için planlanan altıncı ve son görüşmesini yaptı. İki liderin ortak açıklamasını Eide okudu. Eide, liderlerin, bazı başlıklardaki birbiriyle bağlantılı konular üzerinde ayrıntıyla durduklarını ve bu konularda ilerleme kaydettiklerini söyledi. Eide, iki liderin “eğitim” konusunda bir teknik komite kurulmasına karar verdiklerini de açıkladı. Akıncı da, kasım müzakerelerinin oldukça verimli geçtiğini belirterek, “Kasım ayı sonunda, başında olduğumuzdan daha ileri bir noktadayız. 47 yıllık müzakere sürecinin son 5 ayında, yıllardır sağlanamayan ilerleme sağlandı” dedi.

Kıbrıs konusu, Türkiye’nin 64. Hükümetinin programına da girdi. Programda, müzakere edilmiş bir çözüm ve Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplum içerisindeki haklı yerini alabilmesinin temel önceliklerden biri olduğu ifade edildi. Yeni hükümetin Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 26 Kasım’da KKTC’de başta Cumhurbaşkanı’yla olmak üzere temaslar yaptı. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un Kıbrıs ziyareti sırasında taraflar arasında eşitliğe dikkat etmeyecek olmasından dolayı Akıncı, Lavrov ve Anastasiadis’le yemekte bir araya gelmeyi reddetti. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, Lavrov’un liderlerle bir araya gelme teklifine, ancak her iki lidere eşit muamelede bulunulursa olumlu cevap verilebileceğini belirtti. İki Toplumlu Barış İnisiyatifi-Birleşik Kıbrıs, Lefkoşa'nın iki kesiminde de "Barış ve Yeniden Birleşme Yürüyüşü" düzenledi. Temsilciler Akıncı ile Anastasidis’e Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi taleplerini içeren birer mektup sundu.

ARALIK

TC Başbakanı Ahmet Davutoğlu, 1 Aralık’ta KKTC’deydi. Başta Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yla olmak üzere temaslar yaptı. Ortak basın toplantısında Akıncı, müzakereler sürerken Türkiye’nin de AB ilişkilerinin geliştiğini görmenin mutluluk verici olduğunu belirtti; “Kıbrıs’ta bir çözüm Türkiye’nin AB ilişkilerini daha da geliştirecektir” dedi. Davutoğlu, TC’nin ülke ve millet olarak Kıbrıslı Türkler ve onların hür iradesiyle kurulan KKTC’nin her zaman yanında olmaya devam edeceğini; çözüme de her türlü katkıyı vereceklerini söyledi.

TDP Sosyalist Enternasyonal üyesi oldu. TDP’nin üyeliği, Angola’daki toplantıda oy birliğiyle kabul edildi.

Bu arada ayni toplantıda CTP’nin sunduğu öneri sonuç bildirgesinde yer aldı ve “Kıbrıs sorununun iki bölgeli, iki toplumlu temelli çözümünde güven yaratıcı önlemlere, ilke ve değerlerimize ve BM kararlarına büyük önem veriyoruz” denildi.

VE KERRY KIBRIS’TA…

3 Aralık’ta ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Kıbrıs’a gelerek temaslar yaptı; Güney’de Anasatasiadis Kuzey’de Akıncı’yla görüştü. KKTC’yi ziyaret eden ilk ABD Dışişleri Bakanı olan Kerry, ara bölgede iki toplumlu “Peace Players” basketbol takımının maçını izledi; liderlerle yemekte bir araya geldi; basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Akıncı, Kerry ile çok yararlı, çok kapsamlı, Kıbrıs’ın geleceğini ilgilendiren çok güzel bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi; “ABD, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda istekliliğini, kararlılığını ve her yönde bize yardımcı olma konusundaki istek ve kararlılığını, her yönüyle bizlere yardımcı olma arzularını bir kez daha teyit etti. Ben bu görüşmeden çok memnun ayrıldım” dedi.

Ortaya atılan bazı iddialar üzerine, güvenlik ve garanti konularında değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Akıncı: “Kıbrıslı Türkler güvenliklerini Türkiye’nin garantörlüğünde görüyor” dedi ve halkın talebinin Türkiye’nin garantörlüğünün devam etmesi yönünde olduğunu, buna saygı gösterilmesi gerektiğini kaydetti.

Akıncı, bir gün sonra da mülkiyetle ilgili basında yayımlanan belgelerin çalışma kağıtları olduğunu, son yayımlanan belgenin de Rumlar tarafından sunulan bir belge gibi durduğunu söyledi. Akıncı, “İlk mülk sahibinin ilk söz sahibi olacağı şeklinde bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Kuzey’de gerek nüfus gerekse mülkiyet sahipliği açısından, Kıbrıs Türklerinin çoğunlukta olması iki kesimliliğin temelidir” ifadelerini kullandı.

Müzakerelerle ilgili yoğun çaba harcayan BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide, 8 Aralık’ta Türkiye’ye giderek TC Başbakanı Davutoğlu’yla görüştü.

9 Aralık’ta, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve TC Başbakan Yardımcısı Türkeş, KKTC'de temaslarda bulundu. Aynı gün açıklama yapan Anastasiadis, Kıbrıs sorununun 2016 Mart ayına kadar çözüleceği yönündeki değerlendirmelerin aşırı iyimser olduğunu ifade etti.

Dışişleri Bakanlığı, açılması öngörülen Derinya ve Aplıç sınır kapılarında KKTC sınırları içerisinde kalan bölümlerin projelerinin hazırlanmasına yönelik olarak ihale sürecinin başlatıldığını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Muiznieks’i kabul etti.

“PAPA SEÇİMİNDE YAPILAN…”

10 Aralık’ta Dışişleri Bakanı Emine Çolak, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın Brüksel ofisinin açılışının onuncu yılı münasebetiyle Brüksel’de düzenlenen etkinliğe katıldı. Çolak, Avrupa Halk Partisi’nden Dış İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Wolski ve AP Yeşiller Grubu Eş Başkanı Harmsile görüştü.

Ankara’da konuşan Eide, çözüm için son yıllardaki en iyi koşulların oluştuğunu belirterek, “Uzun zamandır barışa hiç bu kadar yaklaşılmadı” dedi.

İstanbul’daki bir toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Akıncı da, “Belli bir safhada artık Papa seçiminde yapılan, hani kapanırlar bir yere de beyaz duman çıkıncaya kadar çıkmazlar. Bizim de böyle bir döneme ihtiyacımız olacak. Ona yaklaştığımızı hissediyorum” şeklinde konuştu.

Avrupa Komisyonu, 11 Aralık’ta, Kıbrıslı Türklere yönelik 32 milyon Euro’luk yeni mali yardım programını onayladı.

Ayni günlerde İstanbul’da açıklama yapan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs sorununda doyum noktasına ulaşıldı. Yine bir başarısızlığa uğranırsa, bu kalıcı bölünmeye doğru gider diye düşünüyorum” dedi.

Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Çolak, görüşmelerin hız ve derinlik kazandığını; sürece önemli bir dış destek de söz konusu olduğunu vurgulayarak, “Dolayısıyla sanki zamanı geldi gibi” dedi. Kafalarda soru işaretleri olmakla birlikte, böyle bir derinlik, yoğunluk ve dış desteği daha önce görmediklerini ifade eden Çolak, “Konjonktür, birçok hususlar sanki daha elverişli bu sefer, çözümün gerçekleşebilmesi için” şeklinde konuştu.

15 Aralık’ta, Güney Kıbrıs’ta hükümetin büyük ortağı DİSİ’nin yetkilileri, UBP’yi ziyaret etti. İki parti yetkilileri, fikir alış verişinde bulunmak ve ortak fikirler üretmek amacıyla bir komite oluşturma kararı aldı.

Aynı gün, Akıncı ile Anastasiadis, Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde yeniden bir araya geldi. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide, mülkiyette çok yakında bir sonuca varılacağı umudunu dile getirdi ve garantilerin de, prosedürün bir noktasında 5’li konferans çerçevesinde ele alınacağını söyledi.

16’sında Eide, Akıncı’yla bir araya geldi ve görüşme sonrasında Kıbrıs müzakerelerinde, mülkiyette uzlaşı yönünde genel hatların ortaya çıkmaya başladığına inandığını söyledi.

18 Aralık’ta ise Türkiye’nin AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, “Kıbrıs sorunu 50 yıllık tarihinde çözüme en yakın olduğu bir noktadadır ve inşallah ilkbaharda bir anayasayı referanduma sunacak noktaya getirebileceklerdir" açıklamasında bulundu.

YILIN SON TOPLANTISI

Takvimler 20 Aralık’ı gösterdiğinde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, 2015 yılının son liderler toplantısını gerçekleştirdiler ve 7, 14 ve 29 Ocak tarihlerinde yeniden bir araya gelme kararı aldılar.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yoğun diplomasi trafiği, yıl sonuna kadar sürdü ve Akıncı, AB Dönem Başkanı Lüksemburg’un Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ile 24 Aralık’ta görüştü. Kıbrıs konusuyla ilgili son gelişmelerin ele alındığı toplantı sonrasında yaptığı açıklamada Akıncı, 2015 Eylül ayında Davos toplantısına bir davet aldığını ve olumlu yanıtını da yine Eylül ayında verdiğini belirtti.

Akıncı, davetin 20-23 Ocak 2016 tarihlerini kapsadığını da ifade etti.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.