1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. KIBRIS TÜRK TARAFI SAHTE DEVLETİN….
KIBRIS TÜRK TARAFI SAHTE DEVLETİN….

KIBRIS TÜRK TARAFI SAHTE DEVLETİN….

Türk tarafı suçlandı

A+A-

 

TÜRK TARAFININ ULUSLARARASI TEMSİLİYET, 12 DİPLOMATİK MİSYONDA BÜYÜKELÇİ KADROLARININ YARI YARIYA PAYLAŞILMASI, KKTC’NİN BUGÜNE KADARKİ İŞLEMLERİNİN TANINMASI TALEPLERİNE İTİRAZ EDİYORLAR

POLİTİS İSE MÜZAKERELERDEKİ ANLAŞMAZLIK, TARAFLARIN KENDİ İÇ CEPHELERİNDE KARŞI KARŞIYA BULUNDUĞU PRATİK ZORLUKLARDAN KAYNAKLANIYOR

Son zamanlarda, müzakerelerde ilerleme olmadığını, tarafların görüşleri arasında uçurum bulunduğunu yazan Rum basını, Kıbrıs Türk tarafının müzakerelerde ortaya koyduğu tezleri yayınlamaya başladı.

Fileleftheros haberi “KKTC’nin Oluşturucu Devlete Dönüşmesini İstiyorlar... Kıbrıs Türk Tarafı Sahte Devletin İdari İşlemlerinin Tanınmasını ve Derhal Uygulanmasını İstiyor... Türkler 12 Ana Büyükelçiliği 50-50 ve Uluslararası Temsiliyet Talep Ediyor” başlık ve spotlarıyla yayımladı.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis arasında bugün yapılması gereken görüşmenin, Rum Yönetimi Başkanı’nın sağlık durumu nedeniyle Rum tarafının isteğiyle ertelenmiş olmasına karşın gazete, Türk tarafını sürdürülmekte olan müzakerelerde zaman ve puan kazanmaya çalışmakla suçladı.

Yeni tarihi önümüzdeki günlerde belirlenecek Eroğlu-Anastasiadis görüşmesinde müzakerelerin gidişatının değerlendirileceğini ve prosedürde saptanan sorunların göğüslenmesine çalışılacağını yazdı ve masaya koyduğu tezlerin, Kıbrıs Türk tarafının niyetlerini de belli ettiği savunan gazete devamla şunları aktardı:

TÜRK TARAFININ ULUSLARARASI TEMSİLİYET, 12 DİPLOMATİK MİSYONDA BÜYÜKELÇİ KADROLARININ YARI YARIYA PAYLAŞILMASI, KKTC’NİN BUGÜNE KADARKİ  İŞLEMLERİNİN TANINMASI TALEPLERİNE İTİRAZ EDİYORLAR

“Türk tarafı diğer şeyler yanında, uluslararası temsiliyet konusunu gündeme getiriyor. Dış ilişkiler konusunun görüşülmesi sırasında, 12 büyük diplomatik temsilcilikte büyükelçi kadrolarının değiştirilmesini ve bunların 50-50 paylaşılmasını istiyorlar. Dahası, büyükelçinin Kıbrıslı Rum olduğu yerlerde ikinci adamın Kıbrıslı Türk, büyükelçinin Kıbrıslı Türk olduğu yerlerde de ikinci adamın Rum olmasını istiyorlar.

Avrupa Birliği’nde ise ülkenin her iki oluşturucu devletçik tarafından temsil edilmesini istiyorlar. Tabii ki bu olamaz, AB’nin işleyiş kurallarına da terstir. Her bir üye ülke Konsey’lerde bir temsilci tarafından temsil edilir ve çeşitli konuların görüşülmesi ve politika belirlenmesi sırasında tek pozisyonları vardır.

Türk tarafı Avrupa konularının merkezi federal hükümetin yetkisinde olmasına itiraz ediyor, meselelerin konuya ve yetkilere göre yönetilmesini savunuyor. Bu yaklaşımı da ne Avrupa Birliği kabul eder ne de Kıbrıs Rum tarafı.

Türk tarafının Merkez Bankası’nın işleyişi konusunda da itirazı var. Dahası, Annan planında öngörüldüğü gibi sahte devletin yürütme, yasama ve yargı işlemlerinin tamamının geriye dönük olarak tanınmasını istiyor. Bu işlemler, referandumda kabul edildikten hemen sonra, geçiş dönemi olmadan, derhal yürürlüğe gireceğini savunuyor.

Bu, aslında, sahte devletin oluşturucu Kıbrıs Türk devletçiğine dönüşeceği anlamına geliyor. Bu yaklaşıma da Kıbrıs Rum tarafı karşı çıkıyor.

Kamu hizmetinde sundukları tezler de kabul edilemez çünkü diğer şeyler yanında, devlet işleyemeyecek.

Güvenilir bilgilere göre kamu hizmetinin yapısıyla ilgili önerileri; bakanın bir toplumdan olduğu yerlerde ikinci adamın öteki toplumdan olmasını ve güçlü yetkilerle donatılmasını öngörüyor. Niyetlerinin, bakanın Kıbrıslı Türk olmayacağı yerlerde ikinci adamın güçlü yetkileri olması olduğu açıktır. Bu mantığın dolaylı yoldan bütün kademelerde dönüşümlülüğe göndermede bulunduğu açıktır. Önerilen sistemin işleyemez,  aslında iki başlı yönetim olacağı ortadadır.

Kıbrıs Türk tarafının önerisi aracılığıyla görünen genel resim, Kıbrıs’ın, bürokrasisi ve kamuda çok temsiliyetli bir ülke olacağıdır. Oluşturucu devletlerde de merkezi devlette de temel yapılar var olacak.”

POLİTİS İSE MÜZAKERELERDEKİ ANLAŞMAZLIK, TARAFLARIN KENDİ İÇ CEPHELERİNDE KARŞI KARŞIYA BULUNDUĞU PRATİK ZORLUKLARDAN KAYNAKLANIYOR

Politis “Şimdilik Suskunluk... Müzakerelerde İki Taraf Arasındaki Anlaşmazlıklar Büyük” başlıklı haberinde, iki tarafın, al-ver aşamasına geçebilme yöntemleriyle ilgili anlaşmazlıkları nedeniyle müzakerelerin zor aşamalarından birini daha geçirmekte olduğunu yazdı.

Gazete anlaşmazlığın, tarafların her birinin kendi iç cephesinde karşı karşıya bulunduğu pratik zorluklardan kaynaklandığını, Kıbrıs Türk tarafının pratik zorluğunun, yerel seçimler arifesinde, çoğu KKTC seçmeni açısından hassas olan toprak ve TC kökenliler konularının görüşülmesi ihtimali olduğunu yazdı. Her iki tarafın da kendi ilgilendiği konuya odaklanmasının ve özellikle hangi konuların görüş birliği olduğu konularında anlaşmazlık olduğunu kaydetti.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, tarihi yeniden belirlendiği zaman Cumhurbaşkanı Eroğlu ile yapacağı yeni görüşmede, Kıbrıs sorununun bütün başlıklarının tüm yönleriyle ilgili önerilerini sunma çağrısı yapacağını yazan gazete Rum tarafının bütün konularda önerilerin sunulmasıyla görüş birlikleri sağlanmadan, başlıklar arasında nihai al-ver’e geçilemeyeceğini açıkça ortaya koyduğunu hatırlattı.

Gazete Rum Yönetimi’nin, “Müzakerelerdeki ciddi ve kendisi açısından dikenli konularda ilerlemeyi reddetmekle suçladığı Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun, bu tavrından vazgeçmesi için müdahale yapılması beklentisi içinde olduğunu belirterek, Ortak Açıklama mutabakatında belirleyici rol oynayan ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Victoria Nouland’ın ziyareti ile böyle bir “başarı” elde edildiğini savundu.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.