1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. "KIBRIS TÜRKÜ SON GÜNLERİNİ YAŞIYOR!"
"KIBRIS TÜRKÜ SON GÜNLERİNİ YAŞIYOR!"

"KIBRIS TÜRKÜ SON GÜNLERİNİ YAŞIYOR!"

“Anlaşma sona ermeli”

A+A-

Ekonomist İrfan Çelik, 43 yıldır bugüne kadar iktidara gelmiş olan planlama özürlü hükümetlerin kalkınma ve gelişme bağlamında ne yaptığını bilmeden, kişisel veya partisel siyasi kısa vadeli ihtiyaçları için ülkesini sattığını belirterek, iç siyasetin tükendiğini söyledi.

Deniz ABİDİN

Ekonomist İrfan Çelik, son 43 yıldır kış uykusundan uyanamayan ve var olma mücadelesini başlatamamış olan bir toplum yaratıldığını belirterek, yurdunu seven insanın yurduna sahip çıkması gerektiğini söyledi. Çelik, ülkeyi yönetemeyen iktidarlarla gelinen noktaya bakıldığında kurduklarını zannettikleri bir devletin ortada olmadığının görülmekte olduğunu belirtti. Çelik, bugün itibariyle devletin tanımının tekrar yapılması gerektiğini ifade ederek, “bu devlet sürdürülebilir bir devlet değildir” dedi. Çelik, “Bu devlet Anayasası olan, ancak Anayasal düzeni olmayan bir devlettir” diyerek, yürürlükte olan ancak uygulanamayan anayasa maddelerine dikkat çekti. Her bir maddesinin diğer maddesi ile çeliştiğini belirtti.

Çelik, şöyle devam etti, “Halkın iradesi doğru olarak Meclis’e yansısa dahi bu iradenin yönetime yansıyamadığı bir mekanizma ile karşı karşıyayız. Nereye Kıbrıs sorunu konusunda nasıl bir çözüme inanırsanız inanın, bir devlet yapısına, bir hukuk devletine ihtiyacımız vardır. Bu devlet yapısı adil olmalıdır. Bu devlet yapısı sosyal olmalıdır. Tüm bunların olabilmesi için devletin kuruluşunda ve yönetim şeklinde güçler ayrılığının çok kesin ve dengeli olması gerekir”

“Yargı bağımsızlığını kaybetti”

Çelik, ülkede yasama ve yürütmenin, yargının üzerine çıktığını ifade ederek, yürütme ve yasamanın birleşmiş durumda olduğunu, yargının işlevsiz hale geldiğini getirildiğini ve bağımsızlığının kaybettirildiğini kaybettiğini kaydetti. Çelik, savcılığın yürütmenin vesayeti esareti altında olduğuna dikkat çekerek, “ağır cezalık bir durumu veya bir dolandırıcılık konusunu savcılık kendi iradesi ile yargıya intikal ettiremiyor” diye sordu. Çelik, “Yargı bugün topal ördek durumundadır” dedi.

 

“Savcılık neden dosyaların bir tanesini dahi yargıya intikal ettiremiyor?”

Çelik, “Yargının bu durumda olduğu bir düzende yasaları istediğiniz kadar iyi yapın, bu yasalar sonuçta işlemeyecektir. Sayıştaylık bir rapor hazırlıyor ve Meclis’e gönderiyor; bir kopyasını da Savcılığa iletiyorlar. Peki, Savcılık neden 43 yıldır yüzlerce dosyanın bir tanesini dahi yargıya intikal ettiremiyor? Kuvvetler ayırımı kesin bir yapıya sahip değildir. Bizde bugün birlikte hareket eden yasama ve yürütme, hükmetme gücünü eline geçirmiştir ve ülkemizin hukuk devleti olması önünde en büyük engeli teşkil etmektedir” şeklinde konuştu.

 

“Türkiye’de ile stratejik işbirliğine ihtiyacımız vardır”

Ekonomist Çelik, Türkiye’de ile stratejik işbirliğine ihtiyacımız vardır” diyerek, bugünkü yapının hem Kıbrıslı Türklere hem de Türkiye’ye zarar verdiğini söyledi. Çelik, ‘’Türkiye’den gelen suyun tüm yerleşim yerlerine ulaşması için yapılan kazının biraz daha geniş tutulması halinde tarımsal şebekenin de altyapısı hazırlanmış olacaktı; ancak yapılmadı ve can suyu olarak hedeflenen proje hamam suyu projesi haline getirildi.

 

“Dünyanın hiçbir ekonomisinde kimse böyle bir gaflet içine girmez”

Çelik, suyun Türkiye’den başından beri tarıma ve hayvancılığa verilmeyecek şekilde projelendirilerek getirildiğini ifade ederek, suyun Kıbrıs Türkü’nü daha da bağımlı hale getirdiğini söyledi.

Çelik, suyun fiyatı ve tarımsal sektöre dağıtımı ile ilgili sorunlar henüz çözülmeden Türkiye’den kabloyla elektrik getirilmesi konusunun da projesiz ve fizibilite çalışması yapılmadan gündeme getirildiğine dikkat çekerek, güneş enerjisiyle ilgili hükümetin bugünkü politikasının ancak akılsız insanların söyleyebileceği, deli cesareti isteyen söylemlerden ibaret olduğunu belirtti. Çelik, “Hükümet elektriği gündüz güneşten gece KIB-TEK’ten kullanın diyor” diyerek, “dünyanın hiçbir ekonomisinde hiç kimse böyle gaflet içine girmez” dedi.

 

“Gündüz güneşten gece KIB-TEK’ten derseniz şebekeyi çökertirsiniz”

Çelik, bu yapıldığı takdirde şebekenin bir saat içinde çökeceğini belirterek, elektriğin kullanılamaz duruma geleceğini kaydetti. Çelik, “Gündüz güneşten gece KIB-TEK’ten derseniz şebekeyi çökertirsiniz” diye konuştu. Çelik, ekonomide verimliliği sağlamanın en önemli unsur olduğunu belirterek, elektrik üretim santrallerimizde öncelikli olarak optimum verimliliği sağlamak zorunda olduğumuzu kaydetti.

 

“Türkiye ile asla enterkornekte olamayız”

Çelik, bunlar yapılırken optimum seviyede üretimi sağlamak durumunda olunduğunu ifade ederek, “biz üretim santrallerimizi optimum seviyede çalıştırmak zorundayız. Bunu sağlayabilmek için enterkornekte olmak zorundasınız. Bu anlamda kabloyla Türkiye’den elektrik getirilmesi ve karşılığında kabloyla elektrik verilebilmesi stratejik avantaj sağlayan bir durumdur” dedi. Çelik, Kuzey Kıbrıs’ın önünde olan engelin tanınmamışlık olduğunu ifade ederek, “Türkiye ile asla enterkornekte olamayız” diye konuştu. Çelik, şunları belirtti, “Sizi Türkiye’deki bir üretim santralına bağlarlar. Oradan enerji alırsınız. Bu enerji maliyetinizi düşürmez, yükseltir. Enterkornekte olmanın amacı daha ucuza elektrik almak değildir. Amaç, kendi üretim seviyenizi optimum seviyede tutarak, maliyetlerinizi minimuma düşürmektir. Dolaylı bakımdan maliyet düşüklüğü sağlıyorsunuz, ancak ucuz elektrik enerjisi almak için bunu yapamazsınız”

 

“AKSA Şirketine mahkum edildik”

Hükümetlerin bu ülkede 43 yıldır akıl tutulması yaşadığını ifade eden Çelik, bugüne kadar enerji ihtiyacını hesaplayamayan ve AKSA’ya mahkumolan hükümetler oldu”diye konuştu.

Çelik, gelen giden hükümetlerin birbirinden farkı olmadığını belirterek, AKSA’ya alım garantisi vererek, bir iktisatçının asla kabul etmeyeceği bir şekilde bize ait olmayan santrallerin kirasını ödemek suretiyle uzun vadeli enerji ihtiyacı için hiçbir zaman kendimizin olmayacağı santrallerin sahibi AKSA şirketine mahkum olunduğunu belirtti.

 

“Anlaşma sona ermeli”

Çelik, enerji maliyetinin düşürülmesi isteniyorsa KIB-TEK olarak yapılması gerekenin AKSA ile anlaşmanın sona erdirilmesi olduğunu söyledi. Kamunun geç ödenen faturaları nedeniyle borçlanan KIB-TEK’in gereksiz faiz ödemek zorunda kaldığına işaret eden Çelik, dünyadaki en kolay tahsilatın elektik olduğunu belirtti ve “yeter ki ödemeyenin elektriğini kesin” dedi.

 

“Siyasetin geldiği durum hüsrandır”

Çelik, “KIB-TEK faiz bağışlama ya da herhangi birinin borcunu bağışlama kurumu değildir” diyerek, şöyle devam etti, “Hükümetler ne yaptığını bilmeden, kişisel günlük ihtiyaçları için ülkesini satmaya 43 yıldır devam ediyor.  Bunları seçmeye halkın devam etmesi durumunda yoksullaşma daha da artacak, her gün daha yüksek elektrik maliyetiyle karşı karşıya kalınacaktır. Tüp gazın fiyatını artıracak, sonra geri alacaktır. Bugün bu ülkede siyasetin geldiği durum hüsrandır. İç siyaset tükenmiştir. Yeniden yapılanmaya, devletin tanımını tekrar yapmaya, anayasal düzeni kurmaya ihtiyaç vardır. Bunu yapamadığımız takdirde Kıbrıs Türkü son günlerini yaşıyor diyebilirim”

Yeni Bakış

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.