1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. “KIBRIS TÜRKÜ'NÜN KİMLİĞİNE... SAYGI GÖSTERİN”
“KIBRIS TÜRKÜ'NÜN KİMLİĞİNE... SAYGI GÖSTERİN”

“KIBRIS TÜRKÜ'NÜN KİMLİĞİNE... SAYGI GÖSTERİN”

Kıbrıs Türk halkının ayrı kimliğine, siyasi yapısına, eşit egemenlik hakkına ve Türkiye’yle olan çok özel milli ve tarihi ilişkilerine...

A+A-

 

ERTUĞ, HRİSTODULİDES’İN AÇIKLAMALARINI ELEŞTİRDİ

ERTUĞ: “KIBRIS TÜRKÜ'NÜN KİMLİĞİNE, SİYASİ YAPISINA, EŞİT EGEMENLİĞİNE VE TÜRKİYE’YLE İLİŞKİLERİNE SAYGI GÖSTERİN”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Osman Ertuğ, Rum Sözcü Nikos Hristodulides’i  Kıbrıs Türk halkının ayrı kimliğine, siyasi yapısına, eşit egemenlik hakkına ve Türkiye’yle olan çok özel milli ve tarihi ilişkilerine saygı göstermeye davet etti.

Hristodulides’in beyanlarının gerçekler ve iyi niyetle bağdaşmadığına işaret eden Eruğ, Rum tarafının, görüşme masasından kaçmalarının sorumluluğunu başkalarına yüklemeye çalıştığını ve Hristodulides’in de iddialarını da suçluluk duygusu içinde yaptığını söyledi.

Ertuğ, “Rum yetkililerin bizim hak ve çıkarlarımızı düşünüyorlar edasıyla beyanlar yapmaları samimiyetten uzak olduğu gibi, Türkiye’yle aramıza nifak sokmaya çalışmaları da boşuna bir çabadır” dedi.

Osman Ertuğ bugün yaptığı yazılı açıklamada, Rum Sözcü Nikos Hristodulides’ın Yenidüzen gazetesine verdiği mülakatta yinelediği Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’ye yönelik suçlamaları eleştirdi.

Ertuğ, “Hristodulides, saldırılarını sürdürmüş ve Türkiye’nin, KKTC Hükümeti’nin istemi üzerine Kıbrıs Türk tarafı adına NAVTEX yayınlamasını ‘Kıbrıslı Türkler’in çıkarlarını korumaya yönelik değil, kendi çıkarlarını korumaya yönelik olduğunu’ iddia edecek kadar ileri gitmiştir” dedi.

Rum Sözcü Hristodulides’ın ayrıca, müzakereler olmadığında Türkiye’nin bedel ödemediğini, bedeli ödeyenin “Kıbrıs halkı” yani “Rumlar ve Türkler” olduğu yönündeki sözlerini de eleştiren Ertuğ, şöyle devam etti:

“Öncelikle Sayın Hristodulides’e Kıbrıs’ta bir değil iki halk bulunduğunu, kendisi veya herhangi bir Rum yetkilinin ne Kıbrıs Türk halkı, ne de Kıbrıs’ın tümü adına konuşma hak ve yetkisine sahip olmadığını hatırlatmak isteriz. Bu temel gerçeğe dahi saygı göstermeyen Rum Sözcü’nün Kıbrıslı Türklere saygıdan bahsetmesi bir çelişki ve samimiyetsizlik örneğidir. Kıbrıs’ta tek bir halk bulunsaydı ve Kıbrıs konusuyla son gelişmeler hakkında aynı görüşleri taşısalardı, Kıbrıs sorunu diye bir konu bulunmayacak ve görüşmelere de gerek kalmayacaktı. Dolayısıyla, Sayın Hristodulides’i öncelikle Kıbrıs Türk Halkı’nın ayrı kimliğine, siyasi yapısına, eşit egemenlik hakkına ve Türkiye’yle olan çok özel milli ve tarihi ilişkilerine saygı göstermeye davet ederiz”

Türkiye’nin Kıbrıs Türkü adına yeni bir NAVTEX yayınlamasına yol açan nedenlerin herkes tarafından bilindiğine işaret eden Ertuğ, “Bunlar, özetle, Kıbrıs Rum tarafının tek yanlı hidrokarbon arama faaliyetleri, buna gösterdiğimiz haklı tepkiyi bahane ederek masadan kaçmaları, dönmemekte ısrar edip yeni önkoşullar öne sürmeleri ve bu bağlamda egemenliklerini bize kabul ettirmeye yönelik tekelci, dayatmacı girişimleridir” dedi.

Osman Ertuğ, bütün dünyanın da bu gerçekleri bildiğini ve Türk tarafının da üçüncü taraflarla yaptığı temaslarda Rum tarafının masadan çekilmesinin onaylanmadığının kendilerine iletildiğini kaydetti.

Rum tarafının bu gerçekleri ört bas etmek maksadıyla NAVTEX’i gerekçe göstermesinin beyhude bir çaba olduğunu kaydeden Ertuğ, şöyle devam etti:

“Kendileri son aşamada üç ek bölge için NAVTEX yayınlamış, BMGSÖD Eide’nin görüşmeleri yeniden başlatma çabalarını sekteye uğratmak maksadıyla tek yanlı faaliyetlerini açıklanan tarihten 4 gün öncesine almışken. Şimdi kalkmış, ‘NAVTEX varken masaya dönmeyiz’ diyorlar. NAVTEX 30 Aralık 2014’te sona erdikten sonra Sayın Anastasiades 5 Ocak 2015’te siyasi parti başkanlarını toplayıp masaya dönmeme kararı almamış mıydı? Rum basınında bile Anastasiades’in bu konuda kendisini köşeye sıkıştırdığını açıklayan yayınlar varken, Hristodulides’in beyanlarının gerçekler ve iyi niyetle bağdaşmadığı ortadadır”

Osman Ertuğ, açıklamasında Rum Sözcü Hristodulides’e “Kendisine soruyoruz: Statükonun gerçek mağduru kimdir? Kıbrıs Hükümeti unvanını silah zoruyla gasp edip siyasi bir araç olarak kullanan, bu haksız ve mesnetsiz sıfatı kullanarak tek yanlı AB üyeliğini elde eden kendileri değil mi? Yoksa 50 yıldır ambargolar ve izolasyon altında tuttukları Kıbrıs Türk Halkı mı? Var oluş ve özgürlük mücadelesinde onların yanında duran ve destekleyen garantörleri Türkiye mi?” sorularını yöneltti.

Ertuğ, “Gerçekler ortadayken, Rum yetkililerin bizim hak ve çıkarlarımızı düşünüyorlar edasıyla beyanlar yapmaları samimiyetten uzak olduğu gibi, Türkiye’yle aramıza nifak sokmaya çalışmaları da boşuna bir çabadır” dedi.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.