1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. KIBRIS'TA ÇÖZÜME ÖMRÜM YETMEDİ
KIBRIS'TA ÇÖZÜME ÖMRÜM YETMEDİ

KIBRIS'TA ÇÖZÜME ÖMRÜM YETMEDİ

Kıbrıs'ta halk çözüm konusunda umutsuz

A+A-

Pazar günü dördüncü cumhurbaşkanını seçecek Kuzey Kıbrıs’ta halkın beklentisi düşük. Yeni cumhurbaşkanı kim olursa olsun, en kritik görevi müzakere masasına oturmak olacak. Yakın zamanda çözüm umuduysa yok.

 

KKTC’de cumhurbaşkanlığı seçimine bir gün kaldı. 40 yıldır Kıbrıs sorununun çözümünde atılamayan adımlar, kalkmayan izolasyonlar, Türkiye ve Yunanistan’ın Ada üzerindeki etkisi, Kıbrıslı Türklerin seçimlerde yaşanacak değişime olan inancının kaybolmasına yol açıyor.

Kuzey Kıbrıs’ta gençlerin çoğu iyi eğitimli, ancak yüksek maaşlı bir iş bulmak zor olduğu için çoğu Ada’yı terk ediyor. Sokaklarda gençlere rastlamak pek mümkün değil. Al Jazeera’ye seçimle ilgili düşüncelerini anlatan Kuzey Kıbrıslı Türklerin çoğu, 40 yıldır çözülemeyen sorunun artık bitmesi gerektiğini söylese de, cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra da bu konuda çok fazla umutlanmayacaklarını ekliyor.

‘Kıbrıs meselesinin çözümüne ömrüm yetmedi’

Salih Doktoroğlu, Lefkoşa’nın en işlek caddesinde bir dükkân işletiyor. Cumhurbaşkanının tek vasfının müzakere yürütmek olduğunu, bu konuda da bir şey değişmeyeceğini düşünüyor:

“Seçimle değişecek bir şey yok. Seçimleri kim kazanırsa görüşmeci o olacak, zaten başka bir vasfı yok. Burada genellikle büyük devletler konuşur, biz de yaparız. Ben çözümü istiyorum, 64 yaşındayım. Babam bana anlatırdı olayları, ben oğluma anlatıyorum, o da büyük ihtimalle oğluna anlatacak. Yıllardır bu şekilde…”

Emekli Zihni Kalmaz da çözümün seçilecek olan cumhurbaşkanına bağlı olmadığı görüşünde:

“Ben 71 yaşındayım, Kıbrıs meselesine doğdum büyüdüm. Kim gelirse gelsin pek fazla bir şey değişmedi. Türkiye ve Yunanistan isterse çözüm olur. Bu sefer istiyor gibiler, belki… Bu iş hakikaten çok uzadı, ben 10 sene askerlik yaptım. Ömrüm yetmedi Kıbrıs meselesinin çözümünü görmeye. Torunlarım uğraşıyor şimdi.”

‘Seçimler abes, kimi kandırıyoruz, dünyayı mı?’

Zihni Kalmaz gibi çözümün Türkiye ve Yunanistan’ın elinde olduğunu düşünen birçok Kıbrıslı Türk var. 50 yaşındaki Osman Sakallı da onlardan biri:

“Benim cumhurbaşkanlarından hiçbir beklentim yok, tek baktığım yer Türkiye’dir. Her şey Türkiye’nin elindedir. Kim isterse kazansın değişen bir şey olmuyor ki… Çözüm KKTC veya Rum liderin elinde değil. Bir anlaşmaya varacaklarına inanmam. Ben doğduğumda babam, dedemler bu sorunlarla boğuşuyordu. 74’te babamın vedalaşıp mevziiye gittiği günleri hatırlıyorum. O günden bugüne hiçbir şey değişmedi. Artık anlaşma olsun diye beklentim de yok. Onlar orada, biz bu tarafta… AB zaten onları almış, bu saatten sonra Rum niye anlaşsın seninle? Seçimler de abes, kimi kandırıyoruz? Dünyayı mı kandırıyoruz KKTC ayrı bir devlet diye?”

Bir dükkânda oturup çay içen Hatice Yorgozlu ile Hasan Hocaoğlu farklı görüşlerde. Yorgozlu Rum ve Türk, tüm Kıbrıslıların çözüm için birlikte karar vermesi gerektiğini düşünüyor.

Harekâtın olduğu dönemde ve öncesinde 11 yıl askerlik yapmış olan Hasan Hocaoğlu ise çözümün olmamasından Rum tarafını sorumlu tutuyor ve onların tavrı değişmedikçe çözümün olmayacağına inanıyor. Ancak ikisinin de düşüncesi, cumhurbaşkanlığı seçiminin herhangi bir şeyi değiştirmeyeceği yönünde.

59 yaşındaki Yorgozlu, hiç olmazsa Maraş’ın açılmasını ve Ada’ya ekonomik katkı sağlaması gerektiğini söylüyor:

“Benim seçimden hiçbir beklentim yok ama çocuklarımız için daha iyi şeyler olmasını elbette istiyorum. Anlaşmanın olması lazım, 40 yıl oldu, çok uzadı bu iş. Maraş’a da yazık, bir sürü para boşta duruyor. Orası da açılsın, bu küçücük ada büyüsün. Kendi sahiplerine de verilebilir, bedelini müzakere masasında konuşacaklar, bedavaya vermeyecekler. Kıbrıslının dışında kimsenin almasını istemiyorum. Türk veya Rum demiyorum, gerçek Kıbrıslının alması lazım.”

75 yaşındaki Hocaoğlu, Ada ikiye bölünmeden önce Türklerle Rumların bir arada yaşadığı zamanları hatırlıyor. Artık bunun pek mümkün olmadığını söylüyor:

“Benim şahsen bir umudum yok seçimden. Müzakerelerle ilgili de bir umudum yok çünkü Rum’a ne verirsen daha fazlasınız ister. Onlarda doyumluk yoktur. Çözüm olsun isterdim ama Rum’un istediği gibi bir çözüm yoktur. 1974’te Ecevit bir sürü şey verdi, 2004’te bir sürü toprak verdik yok dediler. Ne isterler bunlar hepsini mi? Ben bu memleketin evladı değil miyim? 11 sene askerlik yaptım ben, şimdi gidip hepsini teslim mi edeyim?”

‘Kadınlara fırsat verilsin’

Seçilecek cumhurbaşkanının Kıbrıs sorunu konusunda bir şey değiştirmeyeceğini düşünse de Ada’daki bazı kadınlar, hiç olmazsa kadın adayın seçilerek cinsiyet eşitliği konusunda bir adım atılabileceğini söylüyor. Selver Kaya da onlardan biri, ‘Artık kadın kotası yıkılsın, biz ana bacı değil insanız’ diyor:

“Halkın iradesi önemli ama politika konusunda insanlar artık çok da sandığa gitmez diye düşünüyorum. Kim gelirse gelsin aynı şey oluyor. Benim oğlum üçüncü kuşak, değişen bir şey yok, artık müzakereler de inandırıcı gelmiyor. Ama artık değişim lazım. Daha genç adaylar olabilir, özellikle bir de kadın var. Kadınları fırsat verilmesi gerektiğine inanıyorum. Buna özellikle kadın olarak değiniyorum. Ne kadar da modern gözüksek bir yerlerde kotayı koymuşlar, o kotayı artık yıkmamız gerektiğine inanıyorum. Eğer gerçekten haklara eşitliğe değiniyorlarsa, artık kadınlar anamızdır, bacımızdır demesinler. Artık değiliz, ne analarıyız ne bacılarıyız biz de somut olarak birer canlı varlığız. Bizim de kafamız çalışıyor, üstelik daha detaycıyız. Cumhurbaşkanlığı konusunda değişen bir şey olmayacak ama kadınlara fırsat verilmesi gerektiğine inanıyorum.”

Al Jazeera

Etiketler : ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.