Seks köleliği denilen insanlık ayıbını ortadan kaldırmak ve demokratik yapılanma kurmak için gece kulüpleri ile ilgili değişiklik önerilerini tamamladıklarını söyleyen Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Doğuş Derya, gece kulüplerinde çalışan kadınların bilumum istismara maruz kaldığını belirtti.

Özellikle gece kulübü sahiplerinin basına verdiği röportajlarla ilgili “saf olsam inanacağım” açıklamasında bulunan Derya, “Sanki gece kulübüne getirilen her kadın bir prenses ve ne ekonomik ne de cinsel istismara maruz kalmıyorlar hiç mağdur edilmiyorlar. Tek mağdur olan gece kulübü sahipleri onlar da çok fazla vergi ödüyorlar gibi bir resim çiziliyor.

Devlet bizden çok vergi almasın, hastanedeki sağlık kontrollerine sık sık götürülmesin ve polis sürekli baskın yapmasın diyorlar. Yani bıraksınlar bizi insanları rahatça satalım demeye getiriyorlar” dedi. Gece kulüplerinde daha önce çalışmış ismini vermek istemeyen bir kişinin, bahsi geçen yerlerde büyük bir insanlık trajedisi yaşandığını söylediğini aktaran Derya, kadınların 24 saat boyunca fuhuşa zorlanarak, şiddet altında yaşam savaşı verdiklerinin duyumlarını aldığını kaydetti. 

“BIRAKSINLAR RAHATÇA SATALIM” 

ADA TV’de Erçin Şahmaran’ın sorularını yanıtlayan CTP Milletvekili Doğuş Derya’nın sözlerinden öne çıkan çarpıcı detaylar şu şekilde; “Gece kulüpleri ile ilgili değişik önerilerini tamamladım. Şu aşamada onu meclise getirmeyeceğim. Ocak 2015’te getireceğim. Temel dert insan hakları ihlallerini ortadan kaldırmak. Seks köleliği denilen insanlık ayıbını ortadan kaldırmak ve demokratik yapılanma kurmaktır. Doğruya doğru, gece kulübünün lobisi dediğim bu işten para kazananların her yerde adada eli kolu uzun. Onların yürütebileceği bir antipropaganda olmasını istemiyorum.

Onlar da bu işin tarafıdır. Böyle bir yasa görüşüleceği zaman onlar da davet edilecektir. Hatta geçen sene 7-8 ay önce görüştüğüm gece kulübü sahipleri de vardır. Fakat orada kadınların istismara maruz kaldığını kabul etmiyorlar. Basında röportajlarına bir bakıyorsunuz saf olsam inanacağım. Sanki gece kulübüne getirilen her kadın bir prenses ve ne ekonomik ne de cinsel istismara maruz kalmıyorlar hiç mağdur edilmiyorlar. Tek mağdur olan gece kulübü sahipleri onlar da çok fazla vergi ödüyorlar gibi bir resim çiziliyor. Devlet bizden çok vergi almasın, hastanedeki sağlık kontrollerine sık sık götürülmesin ve polis sürekli baskın yapmasın diyorlar. Yani bıraksınlar bizi insanları rahatça satalım demeye getiriyorlar.” 

“MEVCUT YASADA FUHUŞ YASAK” 

“Şuanda Gece Kulüpleri Yasası’nda fuhuş yasaktır. Ve oraya getirilen konsomatrislerin fuhuş yaptırılmasına dair düzenlenen cezalar vardır. Bir bakıyorsunuz yargıya intikal eden pek fazla dava yok bununla ilgili. Çalışma izni tamamlanacak olan kadın gece kulübü sahibi tarafından ihbar ediliyor, polis oraya baskın yapıyor, kadın fuhuş yaptığı gerekçesiyle alınıyor. Dava okunduğu müddetçe çalışma izni bitmiş olsa bile adada kalıyor çalışmaya devam ediyor ve zaman kazanıyorlar dolayısıyla.” 

“KİM BEDENİNİ SATMAK İSTER Kİ?” 

“Kadın fuhuş yapıyorsa büyük ihtimal ekonomik kötü bir durumdan dolayı veya şiddete maruz kaldığı için yapıyor. Kim gidip bedenini satmak ister ki? Yani bunu kıyasladığınız zaman oransal olarak yüzde 1’i 2’sidir ben severek bedenimi satmak istiyorum diyen. Diğerleri maddi gerekçelerle bu işe başlamış ve bunu meslek edinmiştir. Dünyada ağır işçiliklerden bir tanesidir seks işçiliği. Ve bu insanların sosyal sigorta hakları, düzenli maaş, izin hakları tanımlanmıştır. Şuanda gece kulüplerinde yürütülen şey seks köleliğidir. Gece kulüpleri ile yaptığım görüşmelerde kadınların kaç saat çalıştığını soruyorum bir hesap çıkarıyorlar bana örneğin sabah 8 gibi alırlarsa kendisini akşam 6’da getirirler. Sonra 8’den 1’e kadar. Sonra da dışarıya servis. Yani 24 saate yakın bir çalışma söz konusu. Kızların kazandıkları para da kendilerine direkt olarak verilmiyor. “ 

“KADINLAR TECAVÜZE UĞRUYOR” 

“Gece kulübünde görevli olarak daha önce çalışmış bir kişi orada kızların nasıl şiddete maruz kaldıklarını, tecavüze uğradıklarını, alacakları paranın bir miktarının sahte olarak zarfa konulup ülkelerine gönderildiklerini, alacakları paranın 5’te 1’ini alıp daha sonra gelmesini zorunlu kılmak için verdiklerini belirtti. Denetim mekanizmalarının da insanlarının güvenliğini sağlayıcı mekanizmaların dikkatli konuşulması lazım. Tek bir bakanlığın değil İçişleri Bakanlığı haricinde Çalışma Bakanlığı’nı da ilgilendirir. Polisi ilgilendirir. Polis Teşkilatı’nda bazı görevini yerine getirenleri tenzih ederek söylüyorum ki, şunu da gördük ki, zaman zaman polisler de bu işin içerisine girebiliyorlar. Bir şebeke var ortada. “ 

“AİLE YASASI” 

“Aile Yasası ile ilgili 23-24 maddelik değişiklik önerisi hazırladım. Bu öneriler avukat arkadaşlarla istişare halinde olarak hazırladığım önerilerdir. Kasım’ın sonuna doğru vermeyi düşünüyorum. Bir demokratikleşme öngörüyor bu öneriler. Yasalar yapılırken, cinsiyetçi dil kullanılır ve dönemi içerisinde örneğin bir grubu korurken öbür gurubu korumayı unutabilir. Bir madde var örneğin orada kız çocukları korunuyor ancak erkek çocukları korunmuyor. 18 yaşından küçük 16 yaşından büyük kız çocukları evlenirken vasi onayı aranıyor ancak erkek çocuğu için aranmıyor. Erkek çocuklarını koruyan düzenlemeler de yapmalıyız diye düşündük. Boşanmayı zorlaştıran ve boşanma süreci uzattığı için çiftler arasında ve ailede yaşayan gerginliği yaşayan çocukların travmalarının daha da azaltılması yönünde düzenlemeler var” 

Star Kıbrıs