1. HABERLER

  2. YAŞAM

  3. KIŞIN YAĞLANMAYIN!
KIŞIN YAĞLANMAYIN!

KIŞIN YAĞLANMAYIN!

Kışın Yağlanmayın!

A+A-

İşte yağlanma mevsimi geldi çattı! Aralık ayına geçişle birlikte kış mevsimini de yavaş yavaş hissetmeye başladık. Havanın soğumasıyla birlikte hareketsizlik, spor için isteksizlik, evde abur cubur tüketimine meyilleniş ve daha birçok ‘yemek’le ilgili tuzakla karşı karşıyayız. Tabii hırkalar, kazaklar, kat kat kıyafetler derken de yavaş yavaş yağlanmaya başladığımızı farkedemeyebiliyoruz…

Dyt. Dilara Topcan'nın verdiği bilgilere göre; Eğer ilkbahar geldiği zaman baharın tadına varamadan kışın depoladığınız yağların derdine düşmek istemiyorsanız, işte bu mevsim önlem almanızın tam da vakti! Elbette kışın tadını da çıkaracaksınız ama ipin ucunu da elden bırakmamalısınız… İşte size bu mevsimde kilo denetiminize destek olabilecek bazı öneriler…

YAĞLANMAYLA SAVAŞAN ALTIN DEĞERİNDE PÜF NOKTALARI…

Kilo kontrolü adına sürekli olarak bahsettiğimiz sağlıklı beslenme biçiminin ana hatlarına uymamız yine çok önemli… Kısacası bize özgü porsiyon miktarlarını benimseyerek ana ve ara öğünlerimizi aksatmamamız ve sağlıklı beslenmeyi oluşturan 6 temel besin grubundan doğru miktar ve zamanlarda yararlanmamız gerekiyor… Bir de hepimizin artık çok iyi benimsediği ve en büyük destekçimiz olan hareketliliğin değerini de iyi bilmeliyiz… Tüm bunların yanısıra kilo kontrolüne yardımcı daha farklı detaylardan da bahsetmek gerekiyor. Bakalım kilo kontrolü adına bizlere destek sağlayan bu altın değerindeki önerilerimiz neler…

1)HAFTADA 1 KEZ KİLO KONTROLÜ

İlk önce kilo kontrolünü benimsemeniz çok önemli. İster yaz ister kış olsun, kilonuzu mutlaka kontrol etmeyi ihmal etmemelisiniz.

Artık hepimizin evlerinde tartı bulunuyor. Bulundurmayanlarınız varsa da mutlaka edinmenizi tavsiye edeceğim. Yalnız her gün, hatta her saat başı tartılmanın yanlış olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Vücut şişkinliği, su fazlalığı, su eksikliği, tokluk-açlık durumu derken, kiloda da inişler çıkışlar gözlemlenebiliyor. Bu nedenle haftada bir kez, aynı gün ve saatte, mümkünse giysisiz ve sabah aç karna tartılıp kilo kontrolünüzü evde kendi başınıza yapabilirsiniz. Bu sayede özellikle içerisinde bulunduğumuz kış aylarında da kilonuzu kontrol eder ve herhangi ‘bir kilogramlık’ artışı bile farkedip ona göre önleminizi alma şansını yakalarsınız... Eğer disiplinli bir şekilde haftalık kilo kontrollerinizi yaparsanız tetikte olur, bu sayede beslenme biçiminize de daha fazla özen gösterirsiniz.

2)YAĞ KAYBINA DESTEK OLAN SÜT VE ÖZELLİKLE DE SÜT ÜRÜNLERİNDEN VAZGEÇMEYİN…

Süt ve süt ürünlerinin kilo vermeye yardımcı olduğunu biliyor muydunuz? Aslında bu destek, kalsiyumdan geliyor…

Kalsiyum, yağ depolanmasını önlemeye yardımcı bir mineral. Bu nedenle kalsiyum yönünden zengin süt ve süt ürünlerini beslenme programınızda yine dengeli bir biçimde bulundurmanız, kilo kontrolünüzü sağlamaya yardımcı olacaktır...

 

3)SEBZE ÇORBASI VAZGEÇİLMEZİNİZ OLSUN!

Yalnızca sebzelerden oluşan düşük kalorili ve az yağlı sebze çorbaları, kışın hem içinizi ısıtacak hem de sizi tok tutmaya yardımcı olacak en güzel alternatiflerden… Özellikle iştahınızın açıldığını hissettiğiniz günlerde ana öğünlerinizle birlikte tüketeceğiniz sebze çorbalarının bu konudaki desteğini hissedeceksiniz…

4)SUYA ELMA VE LİMON DİLİMLERİ KATIN!

Genellikle özellikle sonbahar ve kış aylarında su tüketimini maalesef ki azaltıyoruz. Hatta unutuyoruz da diyebiliriz… Halbuki vücut hala çalışıyor ve suya ihtiyaç duyuyor… Ayrıca tüm metabolik faaliyetler ve dolayısı ile de kilo kontrolü için su gerekli! Yani susuz olmuyor! Bu nedenle su ihtiyacınızı mutlaka karşılamanız gerek.

Su tüketiminizi eğlenceli ve daha lezzetli bir hale dönüştürmek adına farklı alternatifler de denemeniz mümkün! Hem de içeriğini zenginleştirerek! Örneğin suya elma ve limon dilimleri ile dilerseniz bir tutam da taze nane yaprağı ilave ederek, çok lezzetli ve özellikle de C vitamini yönünden de zengin bir içecek elde etmeniz mümkün. Bu sayede hem suyu sevebileceğiniz bir lezzette farketmeden tüketmeye devam eder, hem de bağışıklık sisteminizin kuvvetine kuvvet katabilirsiniz…

 

5)GLİSEMİK İNDEKSE DİKKAT!

İşte çok önemli bir faktör daha! Glisemik indeks, birçoğunuzun da artık çok iyi bildiği gibi bir yiyeceğin kan şekerini yükseltme hızını bize anlatan birimdir. Yani bir yiyeceğin glisemik indeksinin yüksek oluşu, kan şekeri profilimizde ani yükseliş ve hemen sonrasında da ani düşüşe sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla daha erken acıkır ve buna bağlı olarak da daha fazla yiyecek tüketim isteğiyle karşı karşıya kalırız. Tabii bu durum kilo kontrolümüz açısından da risk etmeni oluşturur. Bu konuyla ilgili olarak diyetisyeninize danışmanız ve daha detaylı bilgi edinmeniz en sağlıklısıdır.

 

6)ÖZELLİKLE MEYVELERİ VE TAHILLARI DOĞRU SEÇİN!

Glisemik indeksten bahsetmişken karbonhidrattan zengin meyve ve tahıllar arasından glisemik yükü daha düşük olan alternatifleri daha sıklıkla tercih etmek, sağlığınızı korumaya destek sağlayacaktır. Tabii herhangi bir sakınca yok ise, glisemik yükü yüksek olanların da içeriğinde bulunan faydalı özelliklerden de ‘kararını bilerek’ faydalanmayı sürdürmeye devam ederek...

Örneğin cennet hurması glisemik yükü orta derecede yüksek sayılabilecek bir meyve. Yalnız şu an mevsimindeyiz ve faydalarından mutlaka dozunda da olsa yararlanmamız gerekiyor. Yanına bir miktar çiğ badem ya da ceviz ekleyerek, kan şekeri yükseltme hızını yavaşlatabilmemiz mümkün… Yalnız eğer diyabet söz konusuysa, tüketim miktarı konusunda mutlaka diyetisyeninize danışmanızda fayda var.

Bir de tahıl grubundan örnek verelim. Artık birçok kişinin de çok iyi bildiği gibi beyaz ekmeğin glisemik indeksi tam tahıl ekmeğine nazaran daha yüksek. Bu nedenle tam tahıl ekmeğine nazaran beyaz ekmek tüketiminden sonra daha erken acıkma hissiyle karşı karşıya kalabiliyoruz. Ayrıca beyaz ekmek, tam tahıl ekmeği kadar besleyici değil. Gerek glisemik indeks gerekse besleyicilik ve posa yönünden düşünecek olursak, tam tahıl ekmeğini beyaz ekmeğe tercih etmekte büyük fayda var. Tabii tüketime herhangi bir rahatsızlığınız mani olmuyorsa (sindirim sistemi iltihapları gibi).

7)STRESİ BİR KENARA KOYMAYI ÖĞRENİN!

Unutmayın, aşırı stres kilo kazanımını tetikleyebilir! Yapılan bilimsel çalışmalar da bu durumu gözler önüne seriyor… Bu nedenle stresle başetme yollarını öğrenmeniz ve en azından bedeninize zarar vermeyecek seviyede tutabilmeniz, kilo kontrolü dahil tüm sağlığınızı korumak adına büyük önem taşıyor…

8)UYKUYU KÜÇÜMSEMEYİN!

Uykuyu ne ihmal edin, ne de abartın. Yapılan bazı bilimsel çalışmalara baktığımız zaman yetersiz (ortalama ≤5 saat) ve/veya aşırı uykunun (ortalama ≥9 saat) yağlanma, diyabet, kalp-damar hastalıkları ve yüksek tansiyon gibi birçok metabolik rahatsızlığa neden olabileceğinden bahsediliyor.

Tüm bunların ışığında doktorunuza danışarak ve vücut sesinizi dinleyerek mutlaka yeteri kadar uyumaya özen gösterin. Aksi halde kalitesiz ve yetersiz uyku sonucu yağlanma ihtimali ve buna bağlı oluşabilecek risk faktörleriyle karşı karşıya kalabilirsiniz!

Etiketler : ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.