1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. "KIZ VERMEYE DEĞİL, CENAZEYE GELMİŞİZ"
"KIZ VERMEYE DEĞİL, CENAZEYE GELMİŞİZ"

"KIZ VERMEYE DEĞİL, CENAZEYE GELMİŞİZ"

“Kahkahalar yerini çığlık seslerine bıraktı”

A+A-

Ölüm kavşağı diye nitelendirilen Turunçlu-Ulukışla kavşağında 6 Ekim gecesi meydana gelen ve Aysın Amasyalı, Yahya Amasyalı ve Haşim Girgin’in yaşamlarını yitirdiği, İlayda ve Hasan Amasyalı’nın ise yaralandığı kazanın sevdiklerine bıraktığı acılar sürüyor. O acı gecede kızı Burcu’yu, Amasyalı ailesinin bir ferdi olan Mahmut ile söz kesmeye hazırlanan Nazan Gözdağ, her iki ailenin yaşadığı acı ve sonrasındaki gelişmeleri Yeni Bakış’la paylaştı.

Ölüm kavşağı diye nitelendirilen Turunçlu-Ulukışla kavşağında Aysın Amasyalı, Yahya Amasyalı ve Haşim Girgin’in öldüğü, İlayda ve Hasan Amasyalı’nın yaralandığı kazanın sevdiklerine bıraktığı acı iz sürüyor. Turunçlu-Ulukışla kavşağında aşırı süratli ve dikkatsiz seyrettiği sırada karşı şeride geçen Haşim Girgin, Mağusa istikametinden Lefkoşa’ya gelen Yahya Amasyalı yönetimindeki TGK 952 plakalı taksiyle yüz yüze çarpışmıştı. Olayın üzerinden 2 ay 17 gün geçti, ancak o gece Amasyalı ailesinden Mahmut ile kızı Burcu’nun söz gecesine hazırlanan Nazan Gözdağ’ın bugün hissetikleri yaşadığı acıyı bir kez daha gözler önüne seriyor. 
Nazan Gözdağ, yaşadığı üzüntüyü şu kelimelerle anlatıyor: 

“Kız istemeye gidiyoruz”
Goca garıyı bilmem naptılar. Sonra da kapıya kilit vurdular. 4127 km'yi aşıp kızımızın mutluluğu için Londra’dan Kıbrıs'a geldik. O kadar heyecanlıydık ki! 
Yerimizde duramıyorduk. 6 Ekim gecesi Amasyalı ailesi kızımızı istemeye geliyordu.
O gece bizim için unutulmaz bir gece olacaktı. Saat tik tak, tik tak sesleniyordu. 
Heyecan ve telaşla son hazırlıkları gözden geçiriyorduk. Bir anda saate baktığımda tam olarak 19.00’u gösteriyordu.Kapının onu pembelerle süslenmiş, sokak baştan sona kadar sandalyelerle kapatılmıştı. Sokağa baktığımda misafirlerin neşe içinde fısır fısır konuşmaları ve gülücükleri duyuluyordu. O kadar insan bizim için toplanmış, mutluluğumuzu paylaşmaya gelmişlerdi.Amasyalı ailesinin babası bayağı heyecanlı bir şekilde saatine bakarak küçük kardeşini bekliyordu. Artık heyecan doruktaydı.Onlar da bizim kadar heyecanlıydı. Evet saatler değil, saniyeler kalmıştı. Amasyalı ailesinden gelmesi beklenen son kardeş de ailesiyle birlikte yoldaydı ve bize doğru geliyorlardı.Hatta facebook hesaplarından resim bile paylaşmışlardı.
“Kız istemeye gidiyoruz.”
Zaman ilerledikçe herkes sabırsızlanmaya başlamıştı.Yahya Amasyalı ve ailesi gecikmişti. Herkes heyecanla sihirli sözcükleri bekliyordu. “Allah’ın emri, Peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz.”

“Kahkahalar yerini çığlık seslerine bıraktı”
Bir anda telefonlara düşen mesajlarla, kahkahalar yerini çığlık seslerine bıraktı. 
Gelen mesajlarda aynen şöyle diyordu: 
“Felaket Gecesi.”
“Feci Kaza.”
“Kız istemeye giden Amasyalı ailesinin feci sonu.” 
Ve haber devam ediyordu:
“Üç kişi hayatını kaybetti iki kişi de ağır yaralandı.”
Olay Mağusa - Lefkoşa anayolu Turunçlu, Ulukışla arasında meydana geldi. 

“Meğerse biz kız vermeye değil, cenaze töreni için gelmişiz”
Bir anda ağlama sesleri ve çığlıklar daha da yükseldi. 
Hepimiz şaşkındık ve olanları anlamaya çalışıyorduk. 
Meğerse biz kız vermeye değil, cenaze töreni için gelmişiz.
Bu kazaya sebebiyet veren belli ki şişenin dibini bulana kadar içmişti.
Arkadaş hem şişenin dibini bulmuş, hem de direksiyon sallıyordu.
Sürat 200 km.
Ne marifetliymiş bu arkadaş.
Peki ya şu birlikte şişenin dibini buldukları geri zekalılara ne demeli! Bu şekilde onun yola çıkmasına nasıl izin verebildiniz!
O halde direksiyona oturup yola çıkmış.
Sonunda da karşı şeride geçip Amasyalı ailesini katletmişti. 
Fakat gerçek katiller kim biliyor musunuz? 
Bugün rahat koltuklarında oturan ve çıkarları uğruna her şeyi yapabilen o çağdışı yaratıklar. 
Demokratik toplumlarda Meclis salonunda birbirine ağza alınmayacak sözcükler sarf eden bu canavarları anlayışla karşılayabiliriz. Onların doğası bu. 
Ama onlar kendilerine değil topluma zarar veren, çözüm  üretmek yerine cinayet üstüne cinayet işleyen zombilere dönüştüler.
Onlar için “Hak, Hukuk ve Adalet” önemli degil. 
Onlar binlerce can alan bu yolları onarmak ve çözüm üretmek yerine, daha iyi yerlere gelmenin peşindeler. Siz hepiniz birer canisiniz. 
Bunu bize açık ve net bir şekilde bir kez daha kanıtlamış oldunuz.

“Elimizden hayatlarımızı aldınız”
24 Aralık 2019. Aynı adres ve aynı yol. 
Bir ölümlü kaza daha gerçekleşti. Aynı senaryo ve sonuç. 
Karsı şeride geçen araç diğer istikametten gelen araçla burun buruna geldi. 
41 yaşındaki Esra Korcan aynı yolda can verdi. 
“Siz neyin kazasını yazıyorsunuz?”
Amasyalı ailesinin öldüğü kazanın üstünden iki ay ve 17 gün geçti. 
Ey koltuklara yapışan katiller. 
Buraya ve bunun gibi kazaya davetiye çıkaran yerlere bir kaç sıra bariyer çekmek bu kadar mı zordu!
Seçimlerde tonlarca para savurmayı biliyorsunuz.
Bugün internetten ölüm yoluna bariyer yapıldığını gördüm.
En azından başka kazalar olmayacak,
Başka canlar yanmayacak.
Ama ben yine de sizi şunu diyorum: Alın o demir parçası bariyerlerinizi de........ sokun.
Gocagarı .......... sonra siz oraya çıktınız. 
Kaç aileyi bitirdiniz! Nice ocaklar söndürdünüz. 
Ama yok, sizin derdiniz seçimler ve daha çok koltuk daha çok para. 
Utanmıyor musunuz bir de cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olacaksınız!
Nasıl kapı kapı gezip de oy toplayacak yüzünüz var!
Benim kapımı sakın, ama sakın çalmayın.
Hatta ve hatta kapının önüden dahi geçmenizi istemiyorum.
Ama doğru, sizde utanacak yüz yok. 
İçimiz yanıyor, içimiz beyler. 
Gece uyuyamıyoruz. 
Hap içmekten iyice aptal olduk. 
Huzurumuz, düzenimiz kalmadı. 
Siz elimizden hayatlarımızı aldınız. 
Canımızı yaktınız.

“Ateş düştüğü yeri yakar” 
Kazada yaralanan 18 yaşındaki İlayda'mız ve hala yataktan kalkamayıp tuvaletini bile yatakta yapan 13 yaşındaki Hasan'ımız umurunuzda bile değil. 
Hanginiz bir kez olsun gidip Hasan'ımızı ve İlayda'mıza bir geçmiş olsun derdiniz!
Halbuki onları ziyaret etseniz ne kadar mutlu olurlardı biliyor musunuz?
Onların sizden tek istediği
yanlarında olduğunuzu hissettmekti. 
Onların kanatlarını siz kopardınız. 
Onların yuvalarını siz yıktınız. 
Anne ve babalarını ellerinden aldınız. 
Bütün hayatlarını ellerinden alıp yavru kediler gibi onları sokağa saldınız. 
Halbuki onların herkese, her desteğe ihtiyaçları var. 
Allah belanızı versin.
Bir kerecik olsun elinizi vicdanınıza koyup bu çocuklara sahip çıkın. 
Çıkın ve beni utandırın.
Sizlerle o sahte Meclis salonunda çalışarak yıllarımı verdim.
Bana da lanet olsun.
Olsun ki; sizin gibi insanlarla onca yıl birlikte geçirdim.
Yarın yine bazılarınız utanmadan
cenazelerde boy göstereceksiniz.
Boynunuz kopsun inşallah!
Bende Allah’tan diliyorum ki, bize yaşattıklarınızın, aynısını siz de yaşayasınız, bizi düşürdüğünüz ateşin içinden çıkamayasınız.
Sizin de bizim gibi canınız yansın.
Huzur içinde uyusun Amasyalı ailesi. 
Huzur içinde uyu Esra Korcan ve daha sizin gibi kaza kurbanı olan binlerce arkadaşımız, dostumuz. 
Adalet elbet tecelli olacaktir. 
Ama acımızı hiçbir şey dindiremez. 
Yalnız şu gerçeği unutmayın:  Cenazeniz farklı olacak belki ama gideceğiniz yer ve adres aynı. 
Tek fark siz cehennem yolcusu olacaksınız. 
Üzülmeyin belki orada oturacağınız bir koltuk bulamayacaksınız.
Ama keskin kılıçlar varmış. 
Ben bu şekilde kalem tutmak istemezdim arkadaşlar, fakat “Ateş düştüğü yeri yakar.” 

“Biz yok olduk, biz bittik”
Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak. Günlerce kendimi suçladım. Biz Kıbrıs'a gelmeseydik kızımızı istemeye gelmek için yola çıkmayacaklardı. Amasyalı ailesi de ölmeyecekti. 
Ne yapsam ne etsem psikolojimi düzeltemiyorum. Aldığım sakinleştiriciler de hiçbir fayda sağlamıyor.Hangi anne ve baba, kızının başını duvarlara vurarak bağırmasına seyirci kalabilir? “Söz yapmasaydık onlar ölmeyecekti.” Biz yok olduk, biz bittik arkadaşlar. 
Kimseyi geri getiremeyiz. Sadece bu cinayetlere dur diyebiliriz.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.