1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. “KIZIM İNSANLIK DIŞI BİR VAHŞETE KURBAN GİTTİ”
“KIZIM İNSANLIK DIŞI BİR VAHŞETE KURBAN GİTTİ”

“KIZIM İNSANLIK DIŞI BİR VAHŞETE KURBAN GİTTİ”

Diyaliz teknikeri olacaktı… Eğitimi için Kıbrıs’a gelmişti… Burcu Okumuş… Ancak eşi Azrail’i oldu ve onu katlederek hayattan kopardı. Acılı baba Yaşar Bey, yaşadıklarını ve ıstırabını anlattı.

A+A-

Gizem ÖZGEÇ

Zonguldak-Ereğlili genç bir kadın… Henüz 23 yaşındaydı… Üniversite eğitimi için Kıbrıs’taydı… Diyaliz teknikeri olacaktı… Bir adamı sevmiş ve onunla evlenmişti… Bir gün o adamın katili olacağını bilmeden… Burcu Okumuş... Mağusa’da herkesin gözü önünde sokak ortasında eşi tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Bir kadının öldürülmesini anlatan “Ayten’in Sonu” isimli Ümit Yaşar Oğuzcan’a ait – “Ayten'i Markiz pastanesinde vurdular… Onu ben vurdum… Ayten kanlar içinde düştü yere… Bense ağlıyordum” şiirini Facebook’tan paylaştıktan 14 saat sonra eşini gözünü kırpmadan öldüren Özgür Okumuş… Ve geride kalanlar… Acılı bir anne, baba ve kız kardeş… Hem kızlarını kaybetmenin derin acısını yaşıyorlar, hem de kızlarının yakınlarından dinledikleri gerçekler onları her geçen gün biraz daha kahrediyor…

“Kahrolduk… Hayata onsuz nasıl devam edeceğiz bilmiyoruz. Kızım vahşice katledildi. Istırabımızı kelimelerle tarif edemem”… Bunlar Burcu Okumuş’un babası Yaşar Akçakaya’nın sözleri…

KIBRIS Gazetesi olarak, Akçakaya ailesinin babası Yaşar bey ve Burcu’nun kız kardeşi Nilgün Doğrul ile Burcu’yu ve geride bıraktığı büyük boşluğu konuştuk.

SORU: Nasıl söylenir, ne denir bilmiyorum. Başınız sağ olsun. Allah sabır versin...

CEVAP: Teşekkür ederiz… Acımız tarif edilemez.

“O caninin işlettiği kafede tanıştılar”

SORU: Öncelikle Burcu’yu ve Kıbrıs’a geliş sürecini anlatabilir misiniz?

CEVAP: Kızım 30 Kasım1994 doğumluydu. Ereğli’de yaşıyoruz. Kızım bu psikopatla 2011’de tanıştı. Onun işlettiği bir kafede sürekli kitap okumaya giderdi. Gündüzleri sakin olduğu için vaktini orada geçirirdi. 2012’de ne yazık ki, bizim rızamız dışında evlendiler. 2015’te ise kızımın eğitimi için Kıbrıs’a geldiler. Kızım burada diyaliz teknikerliği okuyordu. Biz hiçbir zaman bu evliliğe izin vermedik. Ama o benim kızımdı… Hatalarıyla, sevaplarıyla, son nefesime kadar onun arkasında olacağımı ve ondan vazgeçmeyeceğimi söylemiştim.

“Okulunu bitirip gelmesini bekliyorduk”

SORU: Kızınızın yaşadığı vahşet ülkede de büyük üzüntü yarattı. Kim bilir siz ne haldesiniz...

CEVAP: Bu tarifi imkânsız bir acı. Bütün aile olarak onun okulunu bitirip gelmesini bekliyorduk. Ben de haziranda emekli olacaktım ve hep beraber yeniden hayata başlayacaktık. Ancak kızım insanlık dışı bir vahşete kurban gitti. Tamamen bir vahşet, katliam… Pazar günü beni aramıştı, 16 Nisan’da… Öldürülmeden iki gün önce… Kirasını yatırmamı rica etmişti. “Bak dedim az bir zaman kaldı. İyi misin?” diye sordum. İyi olduğunu söylemişti. “Bekle baba geliyorum” demişti. Annesi bunu duyduğunda havalara uçmuştu ama şu anda acısından yürüyemiyor bile… O kadar darmadağınım ki, adımı hatırlayamıyorum. Bu vahşeti nasıl unutacağız?

“Ben kızımın saçına dokunmaya kıyamazken…”

SORU: Kızınız size hiç eşinden, ona davranışlarından veya bu acı olaydan önce herhangi bir sıkıntısından bahsetmiş miydi?

CEVAP: Bir keresinde tatile geldiğinde kızımın bir dişi sallanıyordu. Fark ettiğimde “dişine ne oldu” diye sordum. “Hava alanında düştüm. Önemli bir şey değil” dedi. Çalıştığım müdürü olduğum hastanede dişini tedavi ettirdim. Bir keresinde de kulak ağrıları vardı ve ameliyat oldu. Ancak şimdi arkadaşlarından öğrendim ki; kızıma yumruk atmış. Ben baba olarak bunları hazmediyorum. Ben kızımın saçına dokunmaya kıyamazken bu vahşi adam benim kızımı beş yıl boyunca dövüyor ve sonra da öldürüyor. Bu kabul edilebilir değil. Bizim kızımız beş yıl boyunca şiddet görmüş. Bu beş yıllık şiddet ve tehdidin hesabını kim verecek? Yaşanmamış yılların hesabını kimden soracağız?

“Kitap kurduydu”

SORU: Burcu’nun kişiliğinin en belirgin özelliği neydi? Nasıl biriydi?

CEVAP: Kızım kitap okumayı çok severdi. Bir kitabı bir arkadaştan daha hayırlı görürdü. Son derece gelişmeye açık, sevecen ve başarılı biriydi. Kızım, din, dil ayrımı yapmazdı. Çok iyi bir insandı. O iyi niyetinin de kurbanı oldu. Çalıştığım hastanede kızıma staj yaptırmıştım. Mezun olacağı ve işe başlayacağı için çok heyecanlıydı. Ama bu cani adam kızımızı bizden aldı.

Ailesini öldürmekle de tehdit etmiş

SORU: Peki siz Nilgün Hanım… Kız kardeş olarak size hiç açılıp eşi tarafından gördüğü muameleyi paylaşmadı mı?

CEVAP: Biz onunla çok yakındık. Ama bana hiçbir şey anlatmadı. Dinlediklerimizden anlıyorum ki çok korkutulmuştu. Bizim en büyük acımız da zaten o. Ona sürekli annemi babamı hatta benim küçük oğlumu öldüreceğini söylüyor onu tehdit ediyormuş. Babamın gönderdiği paraları da kendisi alıyormuş. Kardeşim beş kuruş para almıyormuş. Bursuna da el koymuş. Bu nedenle de zaten iki ay önce o caninin yanından ayrıldı ve arkadaşlarının yanına çıktı. Babam da kirasını ödeyip ona yardımcı oluyordu.

İlk bıçak çekişi değil…

SORU: Peki siz Yaşar Bey… Hiçbir şey hissetmediniz mi? Ki daha önce bazı sağlık sorunları yaşadığını da söylediniz…

CEVAP: Kızım üniversite sınavına girmeyi çok istiyordu. Bu katile de söylemişti. Yüksek tahsil yapmasını ne kadar çok istediğini ve istediğimizi biz de söyledik. Bana telefon açmıştı ve sınav harcı için yardımcı olmamı istemişti. Sınav ücretini yatırdım. “Baba beni pazar günü sınava götürür müsün?” diye sormuştu. Heyecandan o gece sabaha kadar uyuyamadım. Ama o günün sabahı telefonlara hiç cevap vermedi. Kaldıkları sokağa gittim. Meğer o adam telefonu açtırmıyormuş. Daha sonra eşimi aradım ve ondan evlerine gitmesini istedim. Israrla yine kapı açılmadı. Eşim kapı açıldığında “Neden kızımı göndermiyorsun” diye sormuş. Eşim arkasını dönüp yürüdüğünde ise “Kızıma bak şimdi anneni nasıl öldürürüm” deyip bıçak çekmiş. Bize en ağır gelen de bu…

“Duyduklarım canımı çok acıtıyor”

SORU: Bu acı kaybedişten sonra kulağınıza gelen başka şeyler oldu mu?

CEVAP: Bu katil her şeyi planlı programlı yaptı. Türkiye’de bu adama dair şahit olduğum şeyler de oldu. Ancak bile bile sabrettik. Kızımız için… Duyduğum şeyler o kadar canımı acıtıyor ki. Bunu yapan insan olamaz. Hangi vicdana sığar bu? Ben kamuoyu yaratmak istemiyorum. Basının doğruları yazmasını istiyorum. Kızımı çalıştırıyormuş. Kızım uykusuz okula gidiyormuş. Arkadaşlarından, dostlarından, çalıştığı yerlerden dinledik. Bu söylediklerimin hepsi poliste de var. Kızımın yanında olamadım, onu korutamadım ben…

“Masadaki sandalye hep boş kalacak”

SORU: O gün neler olmuş?

CEVAP: Kızımın bilgisayarına ve telefonuna el koymuştu. O günün öncesindeki gece sabaha kadar kızımı arkadaşından aramış, uyandırmış. “Yarın geleceksin değil mi? Mutlaka gel” diyormuş. Bunları hesaplamış, kurgulamış. Bir yıl önce kızıma onu öldüreceğini söylemiş. Nasıl bir ruh haline soktu benim kızımı? Böyle bir insanlık var mı? Evde masadaki yeri her zaman boştu. Geleceği günü bekliyorduk. Ama artık hiç gelmeyecek ve o sandalye hep boş kalacak.

“Tüm duruşmalarda ailece burada olacağız”

SORU: Eşiniz ne durumda?

CEVAP: Annesi hiç kendinde değil. Ayakta bile duramıyor. Zaten evden de çıkamıyor. Ama duruşmalara tüm aile geleceğiz ve bu işin peşinde olacağız. Amcaları yengeleri, ablaları… Kızımın yaşanmamış yıllarının hesabını görmek için. O kadar planlarımız vardı ki. Yemek listesi bile yapmıştık. Gelince neler yapacağımızı planladık. Önümüzde o kadar güzel günler vardı ki. “Baba artık bir daha sizi bırakmayacağım” diyordu…

“Sabahlara kadar sohbet ederdik”

SORU: Ne kadar yakındınız Burcu’yla?

CEVAP: Onunla oturur, sabahlara kadar sohbet eder, fikir tartışması yapardık. Bilgiliydi… Tarihi iyi bilirdi. O benim kıyamadığımdı… Bu adamdan ayrıldıktan sonra kendine gelmişti. Bizim ona nasıl sahip çıktığımızın farkındaydı. Biz de çok mutluyduk. Konuşması bile değişmişti. “Asla sizi terk etmeyeceğim” demeye başlamıştı. O kadar mutluyduk ki… Ama o cani artık onun cebinden para alamayacağını, yakında buradan gideceğini bizim onu arkasında olduğumuzu biliyordu. O nedenle Burcu Kıbrıs’tan ayrılmadan bu vahşeti yaptı.

“Adalet güçsüzün yanında olmalı”

SORU: Son olarak neler söylemek istersiniz? Hukuk mekanizmasının dışında bir ilahi adaletin tecelli bulacağına mı inanıyorsunuz?

CEVAP: Adaletin adil olması, masumun yanında olması lazım… Güçsüz ezilmesin. Adalet bunun için olmalı. Ben KKTC’ye başından beri inandım, güvendim. Hep takip ettiğim bir yerdi. Buradaki insanlara güvendiğim için kızımı da gönderdim. Adaletin tecelli etmesini istiyorum.

Kıbrıs Gazetesi

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum