1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. KKTC`DE 0-21 YAŞ ARASI KAYITLI 71 LÖSEMİ HASTASI VAR
KKTC`DE 0-21 YAŞ ARASI KAYITLI 71 LÖSEMİ HASTASI VAR

KKTC`DE 0-21 YAŞ ARASI KAYITLI 71 LÖSEMİ HASTASI VAR

Lösemi (Kan kanseri)… Çocukluk yaş grubunda ve özellikle 2-5 yaş arasında sıklıkla görülen bir kanser türü.

A+A-

ÜLKEDE 0-21 YAŞ ARASI KAYITLI 71 HASTA BULUNUYOR

BU SAYIYA HER YIL 10-15 ARASI YENİ TANI EKLENİYOR ANCAK TEDAVİDE BAŞARI ŞANSI ÇOK YÜKSEK

ÇOCUK HEMATOLOG UZMANI ERENEL: “HASTALIĞIN TEDAVİ BAŞARISI ÇOK YÜKSEK… AİLELERİN İNANMASI ÇOK ÖNEMLİ”

“HASTALIĞIN TEDAVİ SÜRECİNDE ÇOCUKLARA VE AİLELERİNE HER ZAMAN DESTEK OLUNMALI, ÇOCUK VE AİLELER YALNIZLAŞTIRILMAMALI”

“KANSER HASTALIĞI BULAŞICI BİR HASTALIK DEĞİLDİR. MASKELER HASTANIN ENFEKSİYONLARDAN KORUNMASI İÇİN TAKILIR”

“ÇOCUK ONKOLOJİDE TEDAVİ GÖREN ÇOCUKLARIMIZ EĞİTİMLERİNE DE DEVAM EDEBİLİYOR”

Lösemi (Kan kanseri)… Çocukluk yaş grubunda ve özellikle 2-5 yaş arasında sıklıkla görülen bir kanser türü.

Tedavisinde başarı şansı çok yüksek, ancak tedavi süreci çok zorlu ve uzun süren lösemide, en önemli şey; ailelerin inanması, lösemi tanısı konan çocuk ve ailesine maddi, manevi, psikolojik destek.

Ülkemizde, lösemi hastalığı alanında faaliyet gösteren Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı’na üye 0-21 yaş arasında kayıtlı 71 hasta bulunuyor.

Oluşum nedenleri henüz tam olarak aydınlatılamayan lösemiye; genetik yatkınlıklar, radyasyon, böcek ilaçları gibi kimyasal maddeler, bazı kalıtsal hastalıklar ve bazı viral hastalıkların hep birlikte neden oldukları çalışmalarla gösteriliyor.

Lösemi hastalığı her yaşta görülse de, en sık çocukluk çağında ve 2-5 yaşları arasında artış gösterirken, 1 yaşın altında ve 10 yaşın üstündeki yeni vakalarda tedaviye cevap azalıyor.

Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabiri, Lösemili Çocuklar Haftası dolayısıyla Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde bulunan Çocuk Onkolojisi Servisi’ni ziyaret ederek, burada tedavi gören çocuklar ve aileleri ile görüştü, doktorlardan bilgi aldı.

ERENEL

Çocuk Onkoloji Servisi’nde hizmet veren Çocuk Hematolog Uzmanı Dr. Ayşe Sayılı Erenel, merkezin tam anlamıyla yeterli olmamasına rağmen hastalara en iyi hizmeti vermeye çalıştıklarını belirtti.

Erenel, kanser vakalarının bulaşıcı olmadığını ancak hastaların maske takmasından dolayı bunun bir bulaşıcı hastalık sanıldığını ve insanların uzak durduğunu ifade ederek, bu maskenin aslında hastanın kendisini enfeksiyonlara karşı koruması için taktığına dikkat çekti.

Lösemi tanısı konan çocukların ve ailelerin tanının konmasının ardından çok sıkıntı yaşadıklarını vurgulayan Erenel, bu yüzden çocuk ve aileye her zaman destek olmanın ve bu aileleri yalnızlaştırmamanın önemli olduğunu kaydetti.

Tanı konan çocukların uzun ve zorlu bir tedavi sürecine girdiğini, tedavide başarı şansının çok yüksek olduğunu ancak 2, 2 buçuk yıl süren bu sürçte çocuğun eğitiminden uzak kaldığını, ailelerin de iş yerlerinde sıkıntılar yaşadığını anlatan Erenel, tedavi sürecinin hem çocuk hem de aile açısından en az zararla atlatılması için devletin destek olduğunu, fakat çevre desteğinin de önemine vurgu yaptı. 

Sağlık Bakanlığının lösemili çocuklara ücretsiz tedavi hizmeti verdiğini, gerekli zamanlarda ve belli kurallar içerisinde yurt dışına sevk ettiğini, çocukların eğitimden uzak kalmaması için 2 öğretmenin çocuklara eğitim verdiğini anlatan Erenel, löseminin ülkede görülme sıklığının nüfusa göre dünya ile yaklaşık aynı oranda olduğunu dile getirdi. 

Erenel, ülkede her yıl 10-15 arası yeni tanı konduğunu ifade ederek, şu anda merkezde aktif 10 hastanın ilaç tedavisi gördüğünü, bunların sürekli yatan çocuklar olmadığını kaydetti.

Tedavide başarı şansının çok yüksek olduğunu vurgulayan Erenel, merkezde 8 yatak bulunduğunu ve çok sıkıntı yaşamadıklarını, merkezin tam yeterli olmamasına rağmen isteklerine cevap verdiğini söyledi.

Merkezde Çocuk Onkoloji Uzmanı Dr. Dilek Birgen ile birlikte 2 doktor olarak görev yaptıklarını söyleyen Erenel, merkezde bir de sürekli kendileriyle çalışan Onkoloji Hemşiresi Filiz Abik’in bulunduğunu kaydetti.

Merkezde sadece lösemi değil kan ile ilgili sıkıntı yaşayan çocuk hastalara da hizmet verdiklerini ifade eden Erenel, lösemide en belirgin dış belirtilerin ateş, halsizlik, kanama bulguları, lenf bezlerinde şişkinlik, vücut içi belirtilerin ise dalak, karaciğer ve kan değerlerindeki değişiklikler olduğunu anlattı. 

Kemik iliğinde ve kan değerlerinde yaşanan anormalliklerin de bir gösterge olduğunu vurgulayan Erenel, löseminin zor bir hastalık olduğunu ancak tedavi başarısının çok yüksek olduğunu belirterek, “Aileler inanmalı… Aile ve çocuklara destek olunmalı, yalnızlaştırılmamalı. Maddi manevi destek verilmeli” diye konuştu. 

Erenel, kan bağışının önemine de vurgu yaparak, herkesi kan bağışında bulunmaya çağırdı.

Sosyal desteğin de büyük önem taşıdığını, Kemal Saraçoğlu Vakfının desteklerinin önemli olduğunu ifade eden Erenel, ailelerin “Neden benim çocuğum oldu” endişesine değil, çocuğunun tedavisinin başarıyla sonuçlanacağı ve çocuğunun sağlığına kavuşacağına inanması gerektiğini vurguladı.

Bu hastalığa genetik bozukluklar kadar çevresel etkiler ve gribal enfeksiyonların da sebep olduğunu ifade eden Erenel, ailelerin çocukları obeziteden koruması, hazır ürünlerden kaçınması ve doğal mevsim sebzeleri yedirerek, spora teşvik etmesini istedi.

KEMAL SARAÇOĞLU VAKFI: “71 HASTA ÇOCUĞUMUZ BULUNUYOR” 

Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı Koordinatörü Övgü İnce de, vakfa 0-21 yaş arasında kayıtlı KKTC vatandaşı 71 hasta bulunduğunu belirterek, vakıf olarak hasta çocuklara eğitim, maddi, manevi ve psikolojik destek verdiklerini kaydetti.

İnce, vakfın hasta çocuklara yönelik düzenlediği aktiviteler, etkinlikler, yardımlar, tatiller, partiler ve benzeri etkinlikler kapsamında yıllık yaklaşık 400 bin TL civarında maddi destek sağladığını belirterek, ayrıca belli şirketlerle işbirliği içerisinde çocuklara katkılar da sağladıklarını anlattı.

Çocuk servisinde hasta çocuklara yönelik eğitimlerin de Milli Eğitim Bakanlığı ve KTÖS desteğiyle gerçekleştirildiğini ifade eden İnce, bakanlık ve sendikaya teşekkürlerini sundu. İnce, geçen yıl vakfın 2 öğretmen tutarak bu eğitimleri sürdürdüğünü, ancak bu yıl yapılan girişimlerle öğretmenlerin bakanlıktan sağlandığını kaydetti.

İnce, 26 Kasım’da Girne Colony Otel’de düzenlenecek açık artırmadan elde edecekleri gelirin Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Çocuk Onkoloji Bölümü’nün geliştirilmesinde kullanılacağını ifade ederek, bu açık artırmada dünyanın birçok ülkesinden toplanan ünlü sporcu, politikacı, sanatçı ve cumhurbaşkanlarına ait eşyaların satışa sunulacağını kaydetti.

Etkinliğin “50+ Projesi” kapsamında düzenleneceğini ifade eden İnce, etkinlikte, açık artırma yoluyla satılacak eşyalardan elde edilecek gelirin tümü Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Çocuk Onkoloji Bölümü’nün geliştirilmesi ve ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı’na bağışlanacağını belirtti.

İnce, açık artırmada Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in imzalı şapkası ve KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın imzalı gömleği da satışa sunulacağını, ayrıca Türkiye’de oynayan futbolculardan Emre Belezoğlu, Quaresma, Arda Turan, Alex De Souza, basketbolculardan da Mehmet Okur, Hidayet Türkoğlu ve Alen Shearer’ın imzalı formaları da satışa sunulacağını anlattı.

İnce, vatandaşları açık artırmaya katılmaya ve vakfa destek vermeye çağırdı.

KTÖS: “KONU BÜTÜNLÜKLE ELE ALINIP YASAL ZEMİN YARATILMALI”

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil de, kanser hastalığının uzun süren bir tedavi gerektirdiğine işaret ederek, her çocuğun eğitim alma hakkının bulunduğu bilinciyle hareket edilmesinin önemine vurgu yaptı.

Elcil, devletin bu kapsamda belirli yaş gruplarındaki hasta veya engelli çocukların eğitimlerini sağlıklı ve yaşıtlarından geri kalmayacak bir şekilde sürdürebilmeleri için tedbirler alması ve düzenlemeler yapması gerektiğini belirtti.

Bu kapsamda bu çocuklara yönelik ayrı bir ders programı uygulanması gerekliliği üzerinde duran Elcil, Talim Terbiye Dairesinin bu konuda ayrı bir ders programı hazırlaması, ona göre de öğretmen ve müfredat belirlemesi gerektiğini anlattı.

Elcil, Çocuk Onkolojideki öğretmen ihtiyacının bu yıl 2 öğretmen verilerek düzenlendiğini ancak bu uygulamanın yasal zeminin bulunmadığını belirterek, hasta çocuklara bazen hem hastanede hem de evlerinde eğitim vermek gerektiğini, bu yüzden burada görevlendirilen 2 öğretmenin bazen yeterli olamayacağını kaydetti.

Öğretmenlerin buraya görevlendirme ile verildiğini ifade eden Elcil, eğitimin sürekli olması gerektiğini, çünkü burada klasik okuma yazma öğretilmesinin yeterli olmadığını, çocukların moral motivasyonunu geliştiren eğitimlerin de olması gerekliliğine işaret etti.

Elcil, bu yüzden farklı ihtisas öğretmenleri ile çocuk psikologlarına da ihtiyaç duyulduğunu ifade ederek, bu konunun bütünlük içinde ele alınıp yasal çerçeveye oturtulması, eğitimin sürekliliğinin sağlanması gerektiğini kaydetti. 

KANSER HASTALARINA YARDIM DERNEĞİ: “GEBELİKTE SİGARA ÇOK RİSKLİ” 

Kanser Hastalarına Yardım Derneği Bilimsel Danışmanı, Temel Onkoloji Uzmanı Mine Çağlar da, çocukluk yaş grubunda en sıklıkla görülen kanser türlerinin başında lösemi hastalığının yer aldığını, lösemilerin çocukluk çağındaki kanser vakalarının yüzde 35-40’ını oluşturarak sıklık sıralamasında birinci olduğunu kaydetti.

Löseminin oluşmasında rol oynayabilen faktörler içerisinde bazı kromozomal hastalıklar, genetik yatkınlıklar, bazı viral enfeksiyonlar, yüksek doz radyasyona ve benzen türü kimyasal maddelere maruz kalmak gibi etkenlerin bulunduğunu belirten Çağlar, son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda, gebelik sırasında sigara içen annelerin çocuklarında artmış lösemi sıklığı saptandığını ifade etti.

Çocukluk çağı kanserlerinin, tüm kanserlerin yüzde 2-4’ünü oluşturduğunu kaydeden Çağlar, çocukluk çağı kanserlerinin yıllık görülme sıklığının (insidans), milyonda 120 olduğunu ifade etti.

Çocukluk yaş grubunda en sıklıkla görülen kanser türlerinin başında kan kanseri olarak da ifade edilebilen lösemi hastalığının yer aldığını belirten Çağlar, lösemilerin çocukluk çağındaki kanser vakalarının yüzde 35-40’ını oluşturarak sıklık sıralamasında birinci sırada bulunduğunu kaydetti.

Çağlar, lösemi ile ilgili şunları kaydetti:

“Lösemiler, akut ve kronik olmak üzere iki ana grup üzerinden sınıflandırılırlar. Lösemi (kan kanseri), kemik iliğinde üretilen kan hücrelerinin kontrolsüz şekilde çoğalmasıyla ortaya çıkan önemli bir kanser türüdür. Löseminin, sebebi tam olarak bilinmese de, bu hastalığa olumsuz etki yapan ve hastalığın oluşmasında rol oynayabilen faktörler bulunmaktadır. Bu faktörler içerisinde bazı kromozomal hastalıklar, genetik yatkınlıklar, bazı viral enfeksiyonlar, yüksek doz radyasyona ve benzen türü kimyasal maddelere maruz kalmak gibi etkenler yer almaktadır”

Son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda, gebelik sırasında sigara içen annelerin çocuklarında artmış lösemi sıklığı saptandığına işaret eden Çağlar, diğer kanser türlerinde gözlenen belirtiler olduğu gibi löseminin de kendine özgü belirti ve bulguları da bulunduğunu belirtti.

Çağlar, hastalığın önemli belirtileri arasında kansızlık, solukluk, kanama ve kemik ağrıları ile bulgu verebileceği gibi ender olarak ilk dönemlerinde bariz bulgu vermeden de seyredebileceğini ifade etti.

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA LÖSEMİLER

Çocukluk çağındaki kanser vakalarının %35'ini lösemiler oluşturur ve birinci sıradadır. Lösemiler hücre cinsine göre; ALL (Akut Lenfoblastik Lösemi) ve AML (Akut Myeloblastik Lösemi) olmak üzere 2 ana gruba ayrılır. Kendi içlerinde de alt sınıflar tanımlanabilir.

Lösemi nedenleri henüz tam olarak aydınlatılmamıştır. Sitogenetik ve moleküler tekniklerdeki yeni gelişmelerle; genetik yatkınlıklar, radyasyon, benzen ve türevleri (bali, vs.), böcek ilaçları gibi kimyasal maddeler, bazı kalıtsal hastalıklar ve bazı viral hastalıkların hep birlikte lösemiye neden oldukları çalışmalarla gösterilmiştir. Lösemi her yaşta görülmektedir. En sık çocukluk çağında 2-5 yaşlarında artmaktadır. 1 yaşın altında, 10 yaşın üstündeki yeni vakalarda tedaviye cevap azalmaktadır.

Herhangi bir etkiyle damarlarımızda dolaşan kanın esas yapım yeri olan kemik iliğimizdeki ana hücrelerde oluşan şifre değişikliği ile blast adını verdiğimiz olgun olmayan kan hücrelerinde artış meydana gelmektedir. Bu hücreler hızla yayılarak kemik iliğini, lenf bezlerini, dalağı, karaciğeri, beyin ve merkezi sinir sistemini tutmaktadır.

BELİRTİLERİ:

Çocuklarda lösemi hastalığının belirtileri:

“İştahsızlık, Kansızlık, Zayıflama, Bacaklarda kemik ağrıları, Cilt altında kanamaları (kırmızı noktalar veya morarmalar), Burun ve dişeti kanamaları, Ateş…”

İlk gözlenen bulgular bunlarıdır. Ayrıca yayıldığı organlara ait belirtiler, örneğin başağrısı, kusma, karın ağrısı, görme bozuklukları önem taşıyabilir. Bu yakınmalarla müracaat ettikleri çocuk hematoloji (kan hastalıkları) uzmanlarınca yapılan muayenede çoğunlukla karaciğer ve dalak büyümesi, lenf bezlerinde genişleme, kanama bulguları tespit edilebilir.

Yapılan kan, kemik iliği, hücre tipini belirleme ve genetik tetkikler sonucu kesin tanı konulabilir.

Tanıdaki ayrıntılı testler genellikle lösemi tiplerini, tedavi prensiplerini belirlemede yardımcı olacaktır.

TEDAVİSİ:

Tedavi öncelikle genel durumun düzeltilmesi yöntemleri ile başlar. Bu safhada kan veya kanın içindeki özel hücrelerini donörlerden (gönüllü kan verici kişi) alınarak lösemili hastaya verilmesi, enfeksiyon mevcutsa gerekli mücadelelerin yapılması, böbreklerin, karaciğer ve kalbin kemoterapi ilaçlarının yan etkilerinden korunma önlemlerinin alınması çok önemlidir.

Ayrıca hastaların ve ailelerin hastalık hakkında bilgilendirilmesi, löseminin umutsuz değil, tersine iyi bir tedavi ve moral desteği ile lösemide %85'lere varan oranda iyileşmenin sağlandığının açıklanması tedavinin ikinci basamağıdır.

TEDAVİ ESASLARI VE İLK TEDAVİ:

Çok yüksek doz, birbirinden farklı en az 6 çeşit ilacın 4-6 hafta içerisinde damardan ve ağızdan verilmesidir. Burada amaç, blast adı verilen kötü huylu ana hücrelerin yok edilmesidir.

Ancak bu kemoterapi ilaçları, maalesef yalnızca kötü hücreleri etkilememekte, vücudumuzun iyi, faydalı hücrelerini de yok etmektedir. Bu nedenle, çocuklarımızın saçları dökülmekte, ağızlarında, bağırsaklarında yaralar açılmakta, halsizleşmektedirler. Yine, vücudumuzu enfeksiyonlara karşı koruyan savunma hücreleri de ilaçlarla yok edildiğinden immün sistem yıkılmakta, en ufak bir mikrop, hastalık etkeni dahi tüm vücuda yayılıp ağır ateşli enfeksiyonlara neden olmaktadır.

Bu nedenle lösemili çocuklar etraflarındaki insanlardan, havadan, sudan mikrop almamak ve korunmak için maske takmaktadır.

Etiketler : ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.