Tüketiciler Derneği Başkanı Hasan Yılmaz Işık, haftalarca bozulmayan yoğurt üretilmeye başlandığını ifade ederek, “Eğer dört günde ekşimiyorsa, mutlaka katkı maddesi vardır” dedi

İnsan sağlığı için en önemli gıdaların başında gelen ve geçmiş yıllarda en fazla dört günde ekşimeye başlayan yoğurt, endüstrinin gelişmesi ile birlikte raf ömrü uzun yiyecekler arasına girdi. Fabrikasyon ürünü yoğurtlar depolarda, marketlerdeki reyonlarda veya tüketici buzdolabında haftalarca bozulmadan kalabilirken, KKTC’de de haftalarca bozulmayan yoğurtlar üretilmeye başlandı. Tüketiciler Derneği Başkanı Hasan Yılmaz Işık, ekşiyen yoğurdun yerini bozulmayan fabrikasyon yoğurdun aldığını, bu yoğurtların doğal olmadığını dile getirdi. KKTC’de son yıllarda uzun ömürlü yoğurtların üretilmeye başlandığını kaydeden Işık, Star Kıbrıs’a yaptığı açıklamada, yürürlükte olan mevzuata göre, imalat edilen yoğurdun raf ömrünün en fazla beş gün olarak belirlendiğini ancak süt ve süt ürünleri üreten bir firmanın sipariş üzerine raf ömrü 20 gün olan yoğurt üretmeye başladığını söyledi. Işık, uzun süre bozulmayan yoğurtların mercek altına alınması gerektiğini dile getirerek, “Eğer dört günde ekşimiyorsa, mutlaka katkı maddesi vardır” dedi.

YOĞURDUN RAF ÖMRÜ BÖYLE UZUYOR

İnsan sağlığı için en gerekli besin maddesi olduğu belirtilen yoğurt gelişen teknoloji ile birlikte haftalarca bozulmadan buzdolaplarında saklanabiliyor. Geçmiş yıllarda en fazla beş gün içerisinde ekşimeye başlayan yoğurdun günümüz koşullarında haftalarca bozulmadan kalması içerik değerleri ile oynanmasından kaynaklanıyor. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümünde görev yapan Prof. Dr. Celalettin Koçak, “süt fabrikalarında üretilen yoğurtların raf ömrü neden uzundur?” başlığı altında yaptığı ve yayımladığı araştırmasında yoğurt üretiminde kullanılan kuru maddenin, özellikle de protein içeriğinin değerlerinin artırılması ile raf ömrünün uzatılabileceğini belirtiyor. Araştırmasında, süt fabrikalarında yoğurt üretilirken sütün yağsız kuru maddesi, süte süt tozu ilave edilerek, vakum altında sütün suyu buharlaştırılarak ya da ultrafilitrasyon gibi yöntemler kullanılarak artırıldığını belirten Koçak, fabrikasyon yoğurtların bu nedenle evde yapılan yoğurtlardan daha uzun raf ömrüne sahip olduğunu ifade ediyor. Koçak kuru maddenin yanı sıra yoğurdun kalitesine etki eden ikinci önemli faktörün ise, kullanılan mayanın özelliği olduğunu belirtiyor.

BOZULMUYORSA DOĞAL DEĞİLDİR

Gıda mühendisleri tarafından ayarlanan maya ve kuru madde oranları ile yoğurdun raf ömrü uzatılırken, bazı görüşlere göre sağlık açısından faydasını yitiriyor. Endüstriyel gıdalarla ilgili birçok uyarılarda bulunan ve son olarak “Yemezler” adlı kitabıyla gündeme gelen Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar, endüstri ürünü süt, yoğurt gibi gıdaların insan sağlığı için faydalı olan kısımları yok ettiğini belirtiyor. Dizdar, bozulabilen, ekşiyebilen ürünlerin doğal olduğunu ifade ediyor.

IŞIK, “MEVUZATA GÖRE 5 GÜN”

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu ise yoğurtun işlendikten sonra tüketilinceye kadar depo ömrünü 1-2 hafta olarak açıklarken, KKTC Tüketiciler Birliği Başkanı Hasan Yılmaz Işık, KKTC’deki mevzuatlarda ise yoğurdun raf ömrünün en fazla 5 gün olarak belirlendiğini, yasal mevzuat dışına üretim yapılmasının suç olduğunu söyledi.

UZUN ÖMÜRLÜ YOĞURT MEVZUATA AYKIRI

KKTC’deki bir süt ve yoğurt üreten büyük bir firmanın sipariş üzerine raf ömrü 20 gün olan yoğurtlar üretmeye başladığını kaydeden Işık, Türkiye’de dahi büyük bir Pazar payı olmasına rağmen yoğurdun raf ömrünün 1 ile 2 hafta olarak belirlendiğini, KKTC’de ise 20 gün raf ömürlü yoğurt üretilmeye başlandığını ifade etti.

TEKNOLOJİ GELİŞTİ, YOĞURTLAR DA DEĞİŞTİ

Konuyla ilgili firma ile görüştüklerini kaydeden Işık, firma yetkililerinin teknolojinin geliştiğini, raf ömrü uzun yoğurt yapılabileceğini söylediklerini açıkladı. Işık, ancak teknoloji gelişse de yürürlükte olan mevzuata göre 20 günlük raf ömrü olan yoğurt üretilemeyeceğini ifade etti. Işık, “Bir yoğurdun katkı maddesi olmadan 20 gün raf ömrü olması imkânsızdır.

YOĞURTLAR ESKİSİ GİBİ DEĞİL

Geçmiş yıllarda yoğurtların en fazla beş gün içerisinde ekşimeye başladığını, son yıllarda yoğurdun içine koyulan katkı maddeleri ile raf ömrünün uzatıldığını ifade eden Işık, “Aldığımız yoğurtlar ekşimiyor. Günlerce dolapta durmalarına rağmen bozulmaları sevindirici olsa da bu yoğurtların aslında katkı maddesi içerdiğini gösteriyor. Yoğurtların içerisine jelatin gibi maddelerin koyulduğuna dair duyumlar alıyoruz ancak bu konuyu araştırmak sağlık bakanlığına düşüyor” dedi.

TİCARET DAİRESİ BİLGİLENDİRİLDİ

Firma tarafından üretilen 20 günlük yoğurtlarla ilgili Ticaret Dairesi ile temasa da geçtiklerini belirten Işık, “Yoğurt imalat ürünüdür. Mevzuatımıza göre, yoğurdun raf ömrü 5 günü geçemez. Ticaret Dairesi ile konu görüşüldü, denetimi yapacaklarını
söylediler” şeklinde konuştu.

YASA ETKİLİ OLAMAYACAK

Gıda güvenliği yasasının meclis onayını aldığını ancak uygulama aşamasında sağlıklı bir denetim yapılacağına inanmadığını belirten Işık, mevcut yasa ve mevzuatlara uyulmadığını, yeni çıkan bir yasanın ise dikkate alınacağına ve düzgün bir şekilde denetim yapılacağına dair inancı olmadığını ancak dernek olarak üstlerine düşen tüm sorumlulukları yerine getireceklerini ifade etti.

KAR İÇİN İNSANLAR HİÇE SAYILIYOR

Sadece uzun ömürlü katkı maddesi olan yoğurtların değil, yediğimiz sebze ve meyvelerinde güvenli olmadığını dile getirdi. Işık, denetimin yetersiz olmasından dolayı kar amacı güden sebze ve meyve toptancılarının üreticilere baskı yaparak ilaçlı ürünleri hasat etmeleri için baskı yaptığını da dile getirdi. Işık sözlerini şöyle sürdürdü: “Ürünler ilaçladıktan sonra, ilacın etkisinin bitmesi için belli bir süre bekletilmesi gerekiyor. Ancak bu süre dolmadan hasat edilip piyasaya sürülüyor. Derneğimizi arayan birçok üretici, toptancıların ilaçlı ürünlerin hasat edilmesi için kendilerine baskı yaptığını söylüyor.”

SIKI DENETİM ŞART

Işık, gıda güvenliğinin sağlanması için sıkı bir denetim ve cezai yaptırım olması gerektiğini, KKTC’de henüz gıda güvenliğini ihlal ettiği için ceza alan bir kişi dahi olmadığını, Güney Kıbrıs’ta bu suçu işleyenlere 6 ay hapis cezası öngörüldüğünü sözlerine ekledi.

StarKıbrıs