Antibiyotik kullanılmamalı

Doç. Dr. Kudret Çağlar, son günlerde çocuklarda sıkça görülen el, ayak ve ağız yaralarına yaygın görülen virüslerin yol açtığı bir rahatsızlık olduğunu belirterek, uyardı:

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Kudret Çağlar, el, ayak ve ağız yaralarının, çocuklarda oldukça yaygın görülen virüslerin yol açtığı bir rahatsızlık olduğunu belirtti.

El, ayak, ağız yaraları için özel bir tedavi bulunmadığını ifade eden Çağlar, antibiyotik kullanılmasının yersiz olduğunu belirtti.

Hastalığın çoğunlukla ciddi şekilde seyretmediğini vurgulayan Çağlar, ateş düşürücü istirahat ve ağız yaraları için destekleyici tedavilerin yeterli olduğunu belirtti.

Ceviz macunu suyunun ağız yaralarına iyi geldiğinin altını çizen Çağlar, “Kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır. Büyük çocuklar, ergenler ve erişkinlerde tipik olarak hafif seyreder ve bazen daha uzun sürebilmesine rağmen yaklaşık bir haftada geçer” dedi.

Okul döneminde görülür

El, ayak ve ağız hastalığının genelde okul öncesi çocuklarda görüldüğünü söyleyen Çağlar, yetişkinlerde ve okul çağındaki çocuklarda da görülebildiğini ifade etti.

Çağlar, yaygın olarak enterovirüs olarak isimlendirilen virüsün, ciddi bir hastalık olmayıp ağızda yararlar, elde ve ayakta kırmızı leke tarzında döküntülerle kendini gösterdiğini belirtti. Hastalığın ateşli veya ateşsiz geçirilebildiğini anlatan Çağlar, nadiren de olsa beyinde iltihaplanmaya yol açtığını söyledi.

Çağlar, el, ayak, ağız hastalığının picornaviridae ailesinden bağırsak virüslerinin (enterovirüs) neden olduğu ve insanlarda görülen bir rahatsızlık olduğunu belirtti.

Çağlar, bu hastalığa en sık neden olan virüslerin coxsackie A virüs ve enterovirus 71 (EV-71) olduğunu ifade etti.

Orta derecede bulaşıcı ve mukus, salya ya da hasta bir kişinin dışkısıyla doğrudan temas yoluyla hastalığın yayıldığını belirten Çağlar, hastalığın genellikle yaz ve sonbahar aylarında, anaokul veya kreşlerde küçük salgınlara yol açtığını söyledi. Olağan kuluçka süresinin 3-7 gün olduğunu ifade eden Çağlar, erişkinlerde daha az görüldüğünü ancak immün yetmezliği olanların hastalığa karşı çok hassas olduğunu belirtti.

“Aileler tedirgin oluyor”
Hastalığın sonbahar ve yaz aylarında daha sık görüldüğünü anlatan Çağlar, hastalığın ciddi olmamasıyla birlikte; ailelerin panik yaşayarak ve yanlış teşhise dayalı, doğru olmayan ilaç kullanımına gidilebileceğinin en sık yapılan yanlış olduğunu söyledi.

Çağlar, son günlerde beklenen bir artışın yaşanmasının aileleri tedirgin ettiğini ve gereksiz antibiyotik kullanımları yapıldığını belirtti.

El, ayak ve ağız hastalığının tekrarlayabildiğini söyleyen Çağlar, çocuğun hastalığı yapan virüse karşı bağışıklık geliştireceğini, fakat hastalığa yol açan birçok virüs bulunduğunu, dolayısıyla bu virüslere karşı açık durumda olduğunu ifade etti.

Hastalığın belirtileri

Çağlar, el, ayak ve ağız hastalığının belirtilerinin ateş, baş ağrısı, kusma, halsizlik, kırıklık, kulak ağrısı, boğaz ağrısı, ağız, burun veya yüzde ağrılı lezyonlar, ülserler, vezikül (içi su dolu) şeklindeki döküntüler avuç içi, ayak tabanı, ağız içi ve bazen dudaklarda görülebildiğini söyledi.

Bazı durumlarda deride ve ağızdaki yaraların iltihabi bir şekle dönüşebildiğinden bahseden Çağlar, “Döküntü çocuklar için nadiren kaşıntılıdır ancak yetişkinler için son derece kaşıntılı olabilir. Yaralar veya kabarcıklar küçük çocukların ve bebeklerin kalçalarında da mevcut olabilir. İştah kaybı ve ishal olaya eklenebilir” dedi.

Kudret Çağlar, hastaların sadece çok küçük bir kısmında hastaneye yatış gerektirdiğini belirterek özel bazı durumların gelişmesi halinde bu yola başvurulduğunu ama durumun çok ender olduğunu belirtti.

Çağlar, antibiyotik suistimalinden kaçınılması uyarısında bulunarak, diğer döküntülü hastalıklardan özellikle suçiçeğinin ayrıcı tanısının yapılması, sinek ısırığı olarak yanılgıya düşülmemesi gerektiğini söyledi.

Kıbrıs