1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. KREDİ VE BORÇLANMALAR 14 MİLYARA ÇIKTI!
KREDİ VE BORÇLANMALAR 14 MİLYARA ÇIKTI!

KREDİ VE BORÇLANMALAR 14 MİLYARA ÇIKTI!

Borçlandırma üst seviyeye ulaştı!

A+A-

Risk Yöneticisi ve Ekonomist Ertuğrul Buğrahan, 2017 yılında KKTC bankacılık sektöründeki kredilerin 11 aylık dönem zarfında % 13,50 oranında artarak, sektörde yapılan borçlandırmanın üst seviyeye ulaştığını kaydetti.

Risk Yöneticisi ve Ekonomist Ertuğrul Buğrahan, vatandaşın banka borçlanmaları, ülke ekonomi şartlarının da ağırlığı ve gelir-giderdeki dengesizlikten dolayı gün geçtikçe arttığına dikkat çekerek, 2017 yılında bankacılık sektöründeki kredilerin kasım sonuna kadar olan 11 aylık dönem zarfında % 13,50 oranında artarak sektörde yapılan borçlandırma stoğunun da 14 Milyar TL’ye çıktığını kaydetti. 

 

KKTC’de toplam 

kredilerin % 47’si 

yabancı para cinsinden

Ülkede toplam kredilerin % 47’si yabancı para cinsi ile gerçekleştiğine dikkat çeken Buğrahan, “Dolayısı ile büyüme oranını kur farklarından kabaca ayrıştırdığımızda reel büyüme oranı % 4,76 civarlarında kalmıştır. Kredilerin artması ülke ekonomisinin büyümesinde etkin bir rol oynar. Bu bağlamda krediler gerçek ve tüzel kişiler tarafından yatırım yapmak amacı ile kullanılır. Mesela Türkiye’de devlet garantili kredi teşvikleri verilmiş ve kredi garanti fonu (KGF) desteği ile sağlanan finansmanların etkisiyle ülke ekonomisi 2017 yılının üçüncü çeyreğinde % 11,1 oranında büyüme kaydetmiştir” şeklinde konuştu. 

 

Kredilerdeki en büyük risk, ödeme gücünün sağlıklı olmayışı 

Krediler konusunda asıl önemli olanın kredilerin geri dönüşlerinin istikrarlı ve ödeme gücünün sağlıklı olması olduğunun altını çizen Buğrahan,  “Maruz kalınan risk ise tahsilatların düzenli şekilde yapılamama ihtimalidir. Zira ABD’de 2008 sub-prime krizi konut kredilerinin ödenememesi ile başlamıştır. KKTC bankacılık sektöründe kasım sonu itibarı ile takipteki kredilerin toplam kredilere oranı % 5,79 seviyesinde tolere edilebilir bir seviyededir. 2013’te Yunanistan ve Rum kesiminin yaşadığı ekonomik kriz sonrasında bu oran hala daha % 50 seviyelerindedir. Buda haliyle mevduat sahiplerinin paralarını nakden alamamasına neden olmakta ve ülke içi yatırımların yarısının durma ve gerileme noktasında olduğunu işaret etmektedir” dedi.  

 

TL kredi faiz oranı, 

dövizin iki katı 

Türk lirası cinsinden kredilerin faizlerinin döviz cinsi kredilerin faizlerine göre neredeyse iki kat daha yüksek seviyede olduğunu söyleyen Buğrahan, “Dolayısı ile faiz gideri ve taksit tutarı açısından vatandaşın gözüne döviz kredileri daha cazip gözükmektedir. Ancak dövizle borçlanan ve geliri Türk lirası olan vatandaşlar ve kurumlar kur riski taşımaktadırlar. Böylelikle son 2 yıldır yaşanan devalüasyonla birlikte döviz borçlananlar zarar etmişlerdir” ifadelerini kullandı.

 

Geliri döviz olan döviz, TL olan TL borçlanmalı 

KKTC şartlarında döviz geliri olan şirketler ve şahısların daha az maliyetli döviz kredisi kullanma yoluna gitmesinin risk oranını en aza indirgeyeceğine dikkat çeken Buğrahan, “Ancak geliri sadece Türk lirası cinsinden olan gerçek ve tüzel kişilerin daha yüksek faiz maliyetini göze alıp, kur riskini bertaraf ederek Türk Lirası cinsinden borçlanmalarında yarar vardır” dedi. 

 

KKTC bankaları 3 yılda 

1 dış firmalarca 

denetleniyor 

KKTC’de 15’i yerli 7’si yabancı olmakla birlikte toplamda 22 bankanın faaliyet gösterdiğine işaret eden Buğrahan, bankaların denetlenme ve işleyiş stratejileri hakkında da bilgi vererek şöyle konuştu: “Özel ve kamu bankalarının tümü KKTC Merkez Bankası tarafından denetim ve gözetime tabidir. Ayrıca mevzuat gereği tüm bankalar 3 yılda bir değişmek suretiyle dış murakabe firmaları tarafından da denetlenmektedir. Sektörü regüle eden ve risk yönetimini etkinleştiren yasal risk sınırları aşılmaması kaydıyla bankalar uluslararası kabul görmüş ilkeleri, uluslararası gelişmeleri, bankacılık teamüllerini, büyüme stratejisini, pazarlama stratejisini ve teknolojik gelişimi kendi politikaları çerçevesinde belirlerler ve yol haritalarını çizerler.”

 

Bankalar KKTC Merkez Bankası denetiminde

Faiz fiyatlandırmaları takipteki kredilerin belirlenme koşulları hakkında da açıklamalarda bulunan Buğrahan, “29 / 2013 Saylı “Tahsili Geciken ve/veya Tahsil Edilemez Hale Gelen Borçların Ekonomik İyileştirme Kapsamında Yeniden Yapılandırılması Yasası” ve Kredi kartlarında 58/2014 Sayılı “Banka Kartları Ve Kredi Kartları Yasası”  tahtında regüle edilmiş ve KKTC Merkez Bankası aracılığı ile denetim mekanizması oluşturulmuştur.  Bu kapsamda donuk krediler için faiz tahsili sınırlaması belirlenmiştir. Kredi kartı azami faiz oranları ise Merkez Bankası tarafından periyodik olarak duyuru halinde yayınlanmaktadır. Canlı kredilerin yani yeni borçlandırmalardaki faiz oranları ise serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde maliyet hesabı ve piyasadaki rekabet edebilirliğe göre belirlenmektedir. Buna ek olarak önemli bir maliyet unsuru olan mevduat faizlerinde Merkez Bankası belirli dönemlerde azami ve asgari faiz oranlarını beyan etmektedir” şeklinde konuştu.   

 

Kredilerde yeniden 

yapılandırılmaya 

gidilmesi oldukça güç 

Son zamanlarda ülkede dövizin de hızla artışı ile birlikte vatandaşın bankalara olan borçlarında ciddi sıkıntılar yaşanmasına karşın herhangi bir önlem alınıp alınmaması ya da yeniden yapılandırmaya gidilmesi noktasındaki eleştiriler hakkında da açıklamalarda bulunan Buğrahan, “2017 yılı içerisinde kredilerin Türk parası ve yabancı para cinsinden dağılımını incelediğimiz zaman iki tarafta da çok fazla oynaklık yaşanmadığını görüyoruz. Böylelikle döviz borçlarında büyük montanlı yapılandırmalar yapılmadığı gözlemleniyor. TL ve döviz cinsi krediler toplam krediler içerisindeki dağılımlarının ağırlığını korumaya devam ediyor diyebiliriz. Bu aşamada yeniden yapılandırmaya gidilmesi oldukça zor. Bunun asli sebebinin ise döviz borcunuzu TL’ye çevirmeniz durumunda tüm kur zararının realize edilmesi (yazılması) ve üstüne daha yüksek olan Türk lirası faizini de ödemeniz anlamına gelmesidir. Dolayısı ile bu konuda hali hazırda alınmış borçlar için çok fazla bir opsiyon bulunmamaktadır. Ancak en iyi eylem kredinin yapılandırılması kapsamında vadesinin uzatılması ve taksit tutarının azaltılarak borçlunun erozyona uğrayan ödeme gücü seviyesine çekilmesi sağlanabilir” ifadelerini kullandı. 

  

Faiz oranları, TC Merkez Bankası politikasına göre belirleniyor

KKTC’deki faiz oranlarının TC Merkez Bankası para politikasına göre belirlendiğine de dikkat çeken Buğrahan, “Türk lirası kullandığımız için kurlar ve faiz oranları için para politikası Türkiye Merkez Bankası tarafından üretilmektedir. Keza Euro kullanan ülkelerde de aynı sistem geçerli olup, kur ve para politikası Almanya’nın Frankfurt şehrindeki Avrupa Merkez Bankası tarafından yürütülmektedir. Zira TL’deki değer ve faiz oranlarının fiyatlanmasında Türkiye ile ekonomik ve finansal ilişkisi olan ülkelerin küresel olarak faiz oranlarında yaşanan değişimler de önemli rol oynamaktadır” dedi.   

 

Piyasalarda dolar ve euro arzı azalacak

Vatandaş ve birçok ekonomik çevrenin banka faiz oranlarının yüksek oluşundan şikayetçi oluşu ve faiz oranları tartışmaları ekseninde de değerlendirmelerde bulunan Buğrahan şunları söyledi: “Faiz oranlarının yükselmesinde temel olarak iç ve dış ekonomik nedenler bulunmaktadır. Birinci olarak içsel sebeplerde kurların artışı, petrol ve emtia fiyatlarındaki artış ve Türkiye’de büyüyen ekonomiye müteakip artan iç talep, enflasyonu yükselten faktörler arasındadır. Aralık 2017 sonu itibarı ile yıllık enflasyon Türkiye’de % 11,92, KKTC’de ise % 14,68 oranında seyretmiştir. Yatırımcının negatif reel faiz ile birlikte ülkedeki yatırımdan zarar etmemesi için yatırım araçlarında enflasyon üzerinde bulunan cazip faiz oranları verilmesi gerektiğinden mevduatlarda ve tahvillerde faizler de yükseliyor. Böylelikle maliyetler arttığından dolayı haliyle kredi faizleri de buna paralel olarak yükselmektedir. Dış etkenleri incelediğimizde Amerikan doları ve İngiliz sterlininin faizlerinin artış trendine girdiğini gözlemliyoruz. Bu bağlamda 2017 yılı içerisinde İngiltere merkez bankası kasım ayında bir kez faiz artırırken, FED (ABD Merkez Bankası) ise 3 kere faiz artırmış ve aralık tutanaklarında 2018 yılında da faiz artışlarına kademeli olarak devam edeceğinin sinyalini vermiştir. Buna ek olarak FED ve Avrupa Merkez bankası 2018 yılında varlık alımlarını kısıtlayarak bilançolarını küçülteceklerini beyan etmiştir. Bu hususta piyasalarda dolar ve euro arzının azalacağına işaret etmektedir. Gelişmiş ülkelerdeki faizler artarken, borçlanma maliyetleri ve döviz getirisi yükselirken TL’nin cazibesinin artması ve daha fazla risk üstlenebilinmesi için faizlerin global faizlere nazaran yüksek olması önemlidir. Bu iki temel faktör ışığında ekonomik dengeleri hesaba katan bir faiz yasası tartışma konusu olabilir. Ancak faizler üzerinde daha farklı etkenlerde olduğundan dolayı yasa ile bir üst sınır belirlemek serbest piyasa ekonomisi ve global finans piyasaları şartlarında pek mümkün görülmemekte ve prensiplere aykırı sayılmamaktadır. Buna ek olarak faizlere bir üst sınır getirilmesi durumunda bankaların enflasyon ve faiz üzerinde beklenen kar optimizasyonunu sağlamak için faiz dışı gelirlerdeki komisyonların artırılması söz konusu olacaktır"

Yeni Bakış

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.