Yeni Bakış Gazetesi yayımlanan Özlem Çimendal'ın haberi;

Eski Başbakanlardan Ferdi Sabit Soyer, zümresel kitlelere yönelik talepler ve çalışmalarla alev alev yanan ekonomik yangının sönmeyeceğine vurgu yaptı

Eski Başbakanlardan Ferdi Sabit Soyer, ülkenin çok ciddi bir kriz içerisinde olduğunu kaydetti. Soyer, kriz ortamında birlik olmak yerine kişisel çıkarların ön planda olduğuna dikkat çeken Soyer, enflasyonun yüzde 24’lere fırladığı bir ortamda kaosun da kapıda olduğunu söyledi

Ülkenin içerisinden geçtiği krizi aşmanın iki yolu olduğuna vurgu yapan Soyer, “Bunun ilki gerçek anlamda sorunları tespit etmektir ikincisi de kriz ile ilgili toplumun tüm kesimlerinin büyük bir konsensüs içerisine girmesi gerekmektedir” diye konuştu

Soyer, ülkede zümresel ve kişisel menfaat çıkarların ön planda olduğuna dikkat çekti. Ekonomik kriz ortamında herkesin eşit derecede elini taşın altına koyması gerekirken, tam tersi herkesin kendi çıkarları ve zümresel refahı için hareket ettiğini savunan Soyer, “Gemisini kurtaran kaptan misali içinde bulunduğumuz durum” dedi

Piyasalara acil sıcak para akışı sağlanması gerektiğine vurgu yapan Soyer, tasarruf tedbirlerinin de çalışandan keserek değil, çalışana destek sağlayarak oluşturulması gerektiğinin altını çizdi. Soyer, “Özel sektör çalışanlarına vergi aşağı indirilmelidir ki ellerine geçen net ücret ile geçimlerini sağlayabilsinler” ifadelerini kullandı

Eski Başbakanlardan Ferdi Sabit Soyer, ülkenin içerisinde bulunduğu ciddi kriz ortamında gemisini kurtaranın kaptan olduğunu kaydetti. Birlik olmak yerine kişisel çıkarların ön planda olduğuna dikkat çeken Soyer, enflasyonun yüzde 24’lere fırladığı bir ortamda kaosun da kapıda olduğunu söyledi.

Enflasyon yüzde 24’lere çıktı

Ferdi Sabit Soyer, ülkenin çok ciddi bir kriz içerisinde olduğunu kaydetti. Soyer, krizin boyutlarının oldukça derin olduğuna dikkat çeken Soyer, enflasyonun yüzde 24’lere ulaştığını ifade etti.

 “Toplumun tüm kaynakları ve insan enerjisi erozyona uğruyor”

Enflasyon oranının Türkiye’de yüzde 12 olduğunun altını çizen Soyer, KKTC’nin TL’nin sahibi olan Türkiye’den daha yüksek bir enflasyon oranına sahip olduğunu söyledi. Soyer, “Bu çok ciddi bir durumdur. Toplumun tüm kaynaklarını ve insan enerjisini erozyona uğratmaktadır” dedi.

 “Sorunlar tespit edilmeli, konsensüs etrafında birleşilmeli”

Ülkenin içerisinden geçtiği krizi aşmanın iki yolu olduğuna vurgu yapan Soyer, “Bunun ilki gerçek anlamda sorunları tespit etmektir ikincisi de kriz ile ilgili toplumun tüm kesimlerinin büyük bir konsensüs içerisine girmesi gerekmektedir” diye konuştu.

 “Ülkede zümresel, kişisel menfaat ve çıkarlar ön planda”

Birlik ve dayanışma ile aşılacak krize yaklaşımın arzu edilen şekilde olmadığına işaret eden Soyer, ülkede zümresel ve kişisel menfaat çıkarların ön planda olduğuna dikkat çekti. Ekonomik kriz ortamında herkesin eşit derecede elini taşın altına koyması gerekirken, tam tersi herkesin kendi çıkarları ve zümresel refahı için hareket ettiğini savunan Soyer, “Gemisini kurtaran kaptan misali içinde bulunduğumuz durum.

‘Aynı gemideyiz’ deniliyor ancak aynı gemide bulunanlar küçük küçük botlarıyla kendi bireysel kaptanlıklarını ilan ederek kaçma peşinde. Bu gemiler günün sonunda çarpışacak ve hepsi birlikte batacak. Ortak akıl etrafında buluşmalıyız” diye konuştu.

“Belli bir zümreye yönelik talepler kabul edilemez”

Bir an evvel piyasaların rahatlatıldıktan sonra, yapısal ve sistemsel birçok soruna eğilinmesi gerektiğini söyleyen Soyer, zümresel kitlelere yönelik talepler ve çalışmalarla alev alev yanan bu yangının sönmeyeceğine vurgu yaptı. 

“Piyasalara acil sıcak para akışı sağlanmalı”

KKTC piyasalarına acil sıcak para akışına ihtiyaç olduğunu dile getiren Soyer şöyle konuştu: “Yüzde 24 enflasyon bizdeyken Türkiye’de yüzde 12 enflasyon olması kabul edilebilir bir şey değildir. Bu toplumun ekonomisinin büyük ölçüde döviz endeksli olmasının sonucudur şu anki durum. Bir an evvel bütün siyasi güçler, sivil toplum örgütleri kafa kafaya vererek sıcak para kaynağını yaratmalıdır. Bazıları yapısal reformları hayata geçirmemizi istiyor sıcak paranın akışı için, bu da bize göre doğru bir yaklaşım değil. Halk bunu da istemiyor, zaten patlama noktasında olan bir toplulukla karşı karşıyayız. Bu toplumun artık buna tahammülü yok.”

 “Dış politikaya ağırlık vermeliyiz”

Krizin nedeninin dış güçler olduğu söylemlerine de değinen Soyer, “Demek ki dış güçler çok önemlidir. O zaman Kıbrıs sorunu bu noktada bizim için çok önem teşkil etmektedir. Bizim şu anda Kıbrıs konusunun çözümüne de odaklanmamız lazım. Şunu da unutmamalıyız ki bugünkü şartlarda yarın çözüm olsa çözüm şartlarında çok daha felaket bir durumda olacağız. Onun için bu şartların düzeltilmesi şartlarını da ihmal etmeden yapmamız gerekiyor kanısındayım” ifadelerini kullandı.

 “Tasarruf çalışandan keserek değil, vererek olur”

Tasarruf tedbirlerinin de çalışandan keserek değil, çalışana destek sağlayarak oluşturulması gerektiğinin altını çizen Soyer, “Maaş kesintileri kabul edilemez, ancak maaşlar yetmiyorsa hayata pahalılığı karşısında o zaman bu dar gelirlilere muafiyetler ve kolaylıklar sağlanmalıdır ki maaş yetsin. İster özelde ister kamuda olsun maaşlardan kesintiye giderek, vergilerin artırılması kabul edilemez. Tam da bu noktada sıcak para akışına ihtiyacımız var ki hükümet daha fazla vergi indirimi yapabilsin, daha fazla maaş desteği sağlayabilsin” dedi.

 “Özel sektöre vergi indirimi yapılmalı, maaşları değer kazanmalı”

Özel sektör sorunlarının sadece asgari ücret üzerinden konuşulduğuna da dikkat çeken Soyer, özel sektörün artık sektörel bazda da konuşulması gerektiğini kaydetti. Soyer, “Artık bunların gündeme gelmesi gerekiyor. Özel sektör çalışanlarına vergide müthiş bir indirim yapılması gerekmektedir. Vergi aşağı indirilmelidir ki ellerine geçen net ücret ile geçimlerini sağlayabilsinler. Kamu-esnaf-özel sektör şeklinde ayrım yapılarak hızla bu uygulama hayat bulmalıdır” ifadelerini kullandı.

 “Kıbrıs sorununun çözümü bir kez daha önem kazandı”

Bir an evvel sıcak para kaynağının yaratılması için çalışmaların başlaması gerektiğini söyleyen Soyer, ayrıca Türkiye ve tüm çevrelerinin sorumluğunun olduğunun unutulmaması gerektiğinin de altını çizdi. Soyer, “Dış dünya ile temasımızı da artırmamız gerekmektedir. Bu da Kıbrıs sorununun çözümü noktasında bizi harekete geçirmelidir. Kıbrıs konusunun çözümünün önemi bir kez daha gözler önüne serilmektedir” dedi.

 “Toplum ne yapacağını şaşırdı”

Vatandaşın, üreticinin ve daha birçok sektörün sesini yükseltmesinin önünü görememe ve kaygı nedeni ile gerçekleştiğine dikkat çeken Soyer, toplumun da ne yapacağını şaşırmış bir halde hareket ettiğine işaret etti.