1. HABERLER

  2. EKONOMİ

  3. KURLAR SEÇİMDEN ETKİLENİYOR
KURLAR SEÇİMDEN ETKİLENİYOR

KURLAR SEÇİMDEN ETKİLENİYOR

Dövizin ateşi saman alevi gibi her an tutuşabilecek pozisyonda

A+A-

 

Ekonomistler dövizin yükselişini ve TL’nin değer kaybını değerlendirerek, tüm para birimlerinin içinde en fazla değer kaybeden para biriminin TL olduğunu ve Türkiye’de seçim havasına girilmesi sebebiyle Türk finansına olan güvenin kırılgan olmaya başladığını ifade ettiler.

    Şafaklı;“Dövizin ateşi saman alevi gibi her an tutuşabilecek pozisyonda”

    Saydam; “TL, geçmiş yıllarda ve iki ay önce de benzeri türbülanslar yaşadı”

    Ergün; “Kurun geleceği artık seçim sonrasına kaldı”

    Özkan; “Dövizdeki yükseliş Türkiye’de yaklaşan seçimlerle birlikte oluşan belirsizliklerle devam edecek”

Kıbrıs Postası - Eniz ORAKCIOĞLU/Deniz ABİDİN

Ekonomistler veİktisat Bankası Hazine Satış Yetkilisi Kamil Özkan, Kıbrıs Postası’na dövizin yükselişi ve TL’nin değer kaybını değerlendirdi. Okan Veli Şafaklı, Göksel Saydam,Necdet Ergün ve Kamil Özkan, yaptıkları değerlendirmelerde Türkiye’deki seçim sürecinin kurlara etkisinden bahsederek, Kurun geleceğininseçim sonrasına kaldığını ve çıkacak neticenin döviz kurunun yönünü belirleyeceğini belirtti.

Şafaklı;“En çok değer kaybını TL’de”

Ekonomist Okan Veli Şafaklı, dövizin ateşinin her an tutuşabilecek pozisyonda olduğunu vurgulayarak, “TL’nin değer kaybetmesine neden olan dinamikler her an harekete geçebilecek durumda seyrediyor. Doların faiz artırımı temel olarak gelişmekte olan ülke paralarının dolara karşı değer kaybetmesinin temel nedenidir. Bazı paralar ise dolara karşı diğer para birimlerine göre daha fazla değer kaybetmektedir. Özellikle tüm paraların içinde en fazla değer kaybeden para birimi TL oldu. 1 Ocak ve 16 Nisan tarihlerinin değerlendirmesinde yüzde 16’lık bir kayıpla en çok değer kaybını TL yaşadı. TL’nin yüzde 16’lık kaybının ardından gelen 2’nci en çok değer kaybeden para birimi yüzde 15,5’le Brezilya Reali, 3’üncü ise 14,9’la Bulgar Levası oldu” şeklinde konuştu.

“Güven endeksinde gerileme görülmektedir”

İnsanların hiçbir şekilde dövize yaklaşmamasının ve temkinli olmasını gerektiren şartlar olduğunun söyleyen Şafaklı, “TL’nin değer kaybını ve dövizin yükseliş sebeplerini 3 başlık altında toplayabiliriz. Birinci olarak faiz baskısıdır ki,dövizi etkileyen en büyük faktör fonların akışıdır. Hangi ülkenin riskine göre getirisi fazlaysa o ülkeye hücum olur ve o ülkenin parasına daha fazla talep olur. TL’nin faiz artırımıyla yatırım aracı olarak cazip olma ihtimalini pazar oyuncuları görmediği için budöviz ateşinin yükselmesine önemli bir potansiyel dinamiktir. İkinci olarak ise Ülkenin ekonomik değerleri, ekonominin sağlamlığı ve gelişimine dönük ekonomik veriler iyi giderse, ülkenin yabancı para çekmede veyahut fonların akışında yatırım ikliminin olumsuzlaşması anlamına gelir. Bugün Türkiye’nin verilerine baktığınızda verilerin kötüye gittiğini görmekteyiz. 2015 yılı Mart ayına ilişkin ekonomik güven endeksi bir önceki aya göre yüzde 15.4 azalarak 7. 85’e düşmüştür. Merkez bankası açıklamalarına göre ise Mart ayınınreal sektör güven endeksinde gerileme görülmektedir. Bunun yanında Türkiye hazinesinin borcunun düştüğü söylenir, ama esas reel sektörün ve halkın riske maruz kalma potansiyeli ise fevkalade artmıştır. Kısacası dövizin artması bu kesimi ekonomik zorluk çekmesi anlamındadır bu ikinci bir tehlike olarak karşımıza çıkmaktadır. Son olay ise siyasi risk algısıdır ki, Türkiye’nin son dönemdeki siyasi risk algısı gittikçe artmakta ve güvenilmez bir ülke olarak görülmektedir. Tüm bu 3 faktör yatırımcıları korkutan unsurlardır” dedi.

“Temkinli olunmalı”

Şafaklı sözlerine şu şekilde son verdi; “Faiz baskısının devam etmesi, ekonomik verilerin kötüleşmesi ve siyasi risk algısının kötüleşmesi tüm bunlar TL’nin döviz karşısında değer kaybetmesi ve adeta dövizin saman alevi gibi her an yükselebileceği faktörlerdir. Dövizde bu sıralar uzak durulması, temkinli davranmak ve kendi bütçemizi ayarlamada, döviz borçlanmada temkinli olmamız lazım.”

Saydam; “TL’de türbülans yaşanıyor”

Ekonomist Göksel Saydam, TL’nin geçmiş yıllarda ve iki ay önce de bugünün benzeri bir türbülans yaşadığına dikkat çekerek, “Haziran ayında Amerika Merkez Bankasının faizleri yükselteceğine dair bazı dedikodular vardı. Birde Türkiye’deki Cumhurbaşkanı ile Bağımsız Merkez Bankası arasındaki bankacılık işlemlerine ilişkin ayrı görüşler vardır. Türkiye’deki yatırımların büyük bir çoğunluğu bilindiği üzer sıcak para yatırımıdır. Sıcak para yatırımı ise daima yüksek faizin olduğu ülkeleri ve istikrarın olduğu yerleri sever. Dolayısıyla Amerika getirdiği krizden sonra toparlanmaya başladı ve parasını ağır ağır yurtdışından ülkesine çağırmaya başladı ve bu nedenle Amerika finans dünyasında faiz yükseltisi beklentisi vardır. Bu arada bilindiği üzere Türkiye’de seçim havasına girildi ve bu hava nedeniyle yine Türk finansına olan güven kırılgan olmaya başladı. Bu nedenle bu iş Türkiye’deki seçimlerden sonra rayına oturması bekleniyor. Bunların yanında Dövizin süratli yükselişini yavaşlatmak için Türkiye Merkez Bankası her ne kadar da piyasaya döviz pompalamaya çalışıyorsa da yavaşlamıyor ve düşüşe de geçmiyor. Bunun nedenleri istikrar ve beklentilerde yatıyor. Beklentilerinde nedeni Türkiye’deki siyasi istikrarsızlıktır” dedi.

“Dövize endeksli mal almaktan kaçının”

Saydam vatandaşa da tavsiyelerde bulunarak, şunları söyledi; “Vatandaşın kazancı hangi para birimindense o para biriminden harcama veya borçlanma yapsın. Dövize bağlı ve dövize endeksli mal almadan da mümkün mertebe kaçınsın.”

Ergün; “Politika değişikliği dövize olumsuz yansıdı”

Ekonomist  Necdet Ergün,Türkiye’nin,finans piyasalarında dolardan-FED’den kaynaklanan yeni dalgaya ters bir pozisyonda yakalandığını belirterek, “Hatta biraz da kendi hatalarından dolayı tansiyonu artırdı.FED’in faiz artırım beklentisi olduğu bu dönemde,Türkiye bu süreci kötü yönetti.Bu dönemde,devrim niteliğinde ekonomik ve siyasi açıdan yeni paradigma değişimlerini konuşarak görüntüyü ve algıyı bozdu ve bu da haliyle dövize ve faize yansıdı.Halbuki, bu dönem iyi yönetilmiş olsaydı,ABD’nin kıstığı vana(parasal genişleme) yerine; şimdilerde AB’nin açtığı vanadan en çok faydalanacak ülke konumdadır.Sonuçta, Erdoğan-Merkez bankası çekişmesini,seçim belirsizliği,rejim değişikliğini, şu sıralar piyasalarda öngörülebilirliği bozdu. Bir de tam FED politikasındaki değişikliğin olacağı bir dönemde Türkiye bugüne kadarki “Düşük kur-yüksek faiz” politikasından “Görece rekabetçi kur-düşük faiz” politikasına geçiş yapmaya çalışıyor ki, bu dönemde ve içerde bu kadar belirsizliğin olduğu dönemde bu politika değişikliği de dövize olumsuz yansıdı” dedi.

“Kurun geleceği seçim sonrasına kaldı”

Ergün,sözlerine şu şekilde son verdi; “Sonuçta, dolar 2,4 – 2,5 bandında dengelenebilecekken, şimdilerde 2,7’lere geldi ve Türkiye’nin içinde bulunduğu seçim süreci bitene kadar ve buna yönelik yeni paradigma tartışmaları devam ettiği sürece bu dalgalanma devam edecek gibi.Bence,kurun geleceği artık seçim sonrasına kaldı.Çıkacak netice döviz kurunun yönünü belirleyecek.Eğer,bu dalga devam ederse Merkez Bankası değil faiz düşürmek,bana göre faizi bile artırabilir.

Özkan; “Yükselişin belirsizliği seçimlerle birlikte devam edecek”

İktisat Bankası Hazine Satış Yetkilisi Kamil Özkan, Kıbrıs Postası’na yaptığı açıklamada, geçtiğimiz ve önümüzdeki dönemde dövizde ciddi bir yükselişin olduğunu ve bu yükselişin Türkiye’de yaklaşan seçimlerle birlikte oluşan belirsizliklerle devam edeceğini düşündüğünü belirtti. Özkan, USDTRY kurunda ve diğer döviz kurlarında yeni rekorlar ve yeni zirvelerle karşılaşıldığını ifade ederek, geçtiğimiz hafta USDTRY tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 2,7366 , GBPTRY de 4 lü seviyeleri aşarak 4,0480 li seviyeleri test ettiğini söyledi. Özkan şunları kaydetti: “Global anlamda baktığımızda güçlenen USD endeksi,FED ‘in önümüzdeki dönemde faiz artırım beklentisi ile USD’ye olan talebi oldukça artırmış durumda ve bu durum dolayısıyla gelişmekte olan ülkeler ve özellikle önümüzdeki dönemde yaklaşan seçim belirsizliği de olan Türkiye’de negatif sürecin devam edeceği düşünülüyor. Tabi geçtiğimiz dönemde siyasi iktidarın TC Merkez Bankası’na olan olumsuz eleştirilerini de unutmamak lazım. Bugün PPK toplantısı piyasa tarafından dikkatlice takip edilecektir...”

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.