MAKSAT, YUNANİSTAN’IN EGE’DEKİ HATASINI TEKRARLAMAMAK

BARBAROS’A KARŞI HUKUKİ ÖNLERMLERİNİ ULUSLARARASI UZMANLARA İNCELETİYORLAR

Barbaros Hayreddin Paşa araştırma gemisinin Doğu Akdeniz’e gelişine tepki paketi çerçevesinde Rum yönetimince kararlaştırılan hukuki önlemlerin, uluslararası uzmanlar tarafından detaylı inceleneceği haber verildi.

Simerini haberi “Hukuki Önlemler İnceleniyor... Uluslararası Uzmanlar ‘Barbaros’la İlgili Eylem Üstleniyor” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Gazete, Anastasiadis hükümetinin siyasi partilerle birlikte Ekim ayında, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine katılan –hangi ülkelerden geldiklerine bakılmaksızın- özel ve/veya tüzel kişilere karşı bazı hukuki önlemler alınmasına karar verdiğini hatırlattı.

İlgili siyasi kararın alınmasındaki mantığın, şahıslara ve şirketlere karşı hukuki önlemlerin, gerek Barbaros’un araştırmalarına, gerekse Türkiye’nin faaliyetlerine sondaj platformu kurarak devam etmesi konusunda caydırıcı olacağı mantığıyla alındığına işaret eden gazete, Rum Hukuk Dairesi’nin işin kendisine düşen bölümünü tamamladığını, şimdi de uluslararası hukuk kuruluşlarının incelemesinin başlayacağını yazdı.

Habere göre, Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, Hukuk Dairesi’nin Çarşamba günkü toplantısında bu önlemin daha bilimsel ve detaylı incelenmesi için yabancı uzmanlardan yardım alınmasına karar verildiğini açıkladı. Kasulidis buna gerekçe olarak “ileri götürebileceğimiz adli, cezai ve idari nitelikli önlemler var. Geçmişte Yunanistan’ın Ege’de yaptığı gibi, daha fazla maceraya sürüklenmemek için çok dikkatli ilerlememiz şart” dedi.

Beklediklerinin aksi bir “başarı” kazanmamak için Rum yönetimi tarafından nihai karar verilmeden önce önlemlerin uluslararası kurumlar tarafından inceleneceğini de söyleyen Kasulidis, yabancı uzmanların ödenmesi için ödeneğin, Hukuk Dairesi bütçesinden verileceğini de ekledi.

Yoannis Kasulidis şunları da söyledi:

“Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) suları uluslararası sulardır ve Türkiye’nin yapmakta olduğu yasa dışılık, MEB içerisinde egemen devletin, yani Kıbrıs Cumhuriyeti’nin izni olamadan sismik araştırma yapıyor olmasına dayanıyor.”